Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

27 Şubat 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
2580 Görüntülenme
Bu bölümü 48 Kişi beğendi.
Cilt 1

Yüce Ejderha Beleşçi Çıktı


“Demek öyle.” Ejder kız taht odasına girerken anlıyormuşçasına başını salladı. “Demek bir iblis lordusun hem de yeni doğmuş bir tane.”

 

Sesindeki merak tonu, gözleriyle taht odasına ve odanın bir sığınak, bir kuytu gibi yavan dekorasyonuna fırlattığı bakışlarla birlikte daha da vurguluydu. Üzerinde sadece benim tişörtüm vardı. Aynı zamanda ben de yarı çıplaktım. Eğer Japonya’da olsaydık, ikimiz de teşhircilikten içeri atılırdık.

 

Doğrusu, onu zindana getirmeyi planlamamıştım. Bir iblis lordu olduğumu açıklamanın pek de akıllıca olduğunu tam olarak düşünmedim. Hala diğer ırkların beni ve türümü nasıl algıladığı hakkında bir fikrim yoktu; kim olduğumu tam olarak öğrenince sözlerini geri alıp beni tam oracıkta yok edeceğinden endişeliydim. Katalog sadece zindan sınırlarında çalıştığından, asıl planım, eve dönüp, bir çikolata kalıbı alıp, ona geri getirmekti. Ama bu sabırsız ejderha beklemeyi reddetti ve onu da yanıma almam için başımın etini yedi. Şu anki tek seçeneğim heveslerini tatmin etmek ve isteklerine boyun eğmekti.

 

Neyse ki, endişem yersizdi. Sadece aşırı düşünmüştüm. Bir iblis lordu olduğumu öğrenmesine rağmen benimle ilgili düşündükleri sabit kalmış gibiydi. Ne aniden beni öldürmek zorunda olduğunu, ne de diğer ırklara karşı bir tehdit olduğumu söylememişti. Bunun yerine, beni bu zindanın efendisi olduğumu kabul etmişti.

 

Düşünmeyi ve sonuçlar çıkarmayı çok isterdim ama önce ona biraz kıyafet bulmalıydım. tişörtümü geri istiyordum, ve tabii ki alıp onu çıplak bırakacak da değildim. Yerine bir şeyler bulmalıydım.

 

Bakalım bu DP kataloğunda küçük kızlar için kıyafetler var mı?

 

Şaşırtıcı bir şekilde bu sorunun cevabı net bir evetti. Hatta çok fazla seçenek mevcuttu.

 

Tanrım, bu şey çok kullanışlı. Kullanırken kendime hakim olsam iyi olur. Büyük ihtimalle suyunu çıkarıp bütün paramı buraya kaptırırdım.

 

Aslında tam olarak da bunu yapmaya başladım sanırım. Neredeyse beş yüz param kalmıştı. Başladığım DP miktarının yarısı pencereden kuş olup gitmişti.

 

Ama bu, onu tepeden tırnağa giydirene kadar beni durduramazdı. Ona basit tek parça bir kıyafet, bununla uyumlu sandaletler ve bir takım iç çamaşırı aldım. Sırasıyla 80, 60 ve 30 DP’ye mal olan bu kıyafetleri, Leficios’a şu soruyu sorarken, ona gelişi güzel fırlattım.

 

“” Biliyor muydun?” Bir şekilde benim bir iblis lordu olduğumu anlayacağını zaten tahmin etmiştim ama ufak bir göz gezdirmeden dahasını yapacağını düşünmüştüm.

 

“Teşekkür ederim. İnsan formumun soğuğa ne kadar duyarlı olduğunu unutmuşum.” dedi, ona aldığım kıyafetleri yakalarken. Hemen üzerini değiştirmeye başladı. En ufak bir utanç duygusu hissetmiyor gibi gözükse de arkamı dönüp ona bakmamaya çalıştım. “Soruna gelirsek, cevabı evet. Bu oda sadece zindanlara özel olan eşsiz bir tür büyü enerjisiyle dolu. Onun tek sakinisin ve açıkça görülüyor ki sadece tek bir odası var. Biraz temel seviye mantıkla senin yeni doğmuş bir iblis lordu olduğunu anlamak çok da zor değil.”

 

Bir anlığına durdu ve kıyafetlerinin çıkarttığı hışırtılar kesildi.

 

Bir dakika, az önce zindanlara özgü bir tür büyü enerjisi olduğunu mu söyledi? Bu demektir ki başka türlerde büyü enerjilerinin olması da olası, değil mi? Sanırım istatistiklerimden birinin ismi büyüydü, bu benim de büyü yapabileceğim anlamına mı geliyor? Buna bir ara bakmam gerekiyor. Her zaman bir büyü yapmak istemiştim.

 

“Anladım, buraya gelme sebebin demek bu zindan. Sadece bu yere çağırılmış oldun. Bu çok daha anlaşılır. Benim bölgemde dolaşma nedenini bu çok iyi açıklıyor.”

“Ah, dur, bekle. Sanırım benim kaçırdığım mantıksal bir atlama yaptın. Sanki şeytanlar yoktan var oluyor falan dedin gibi geldi bana.”

“Öyle oluyor.” dedi.

“Ahh... ne?”

“Çoğu şeytanın ebeveynlerinin olduğu bir gerçek. Ancak, bazıları kendi kendine oluşan varlıklardır.” dedi ejderha kız. Kıyafetlerini giymeyi bitirdiği için, konuşmaya devam ederken tişörtümü bana geri fırlattı. “Şeytanlar yüksek konsantrasyonlu büyü parçacıklarının olduğu yerlerde ortaya çıkarlar. Özellikle, parçacıklar toplanarak bir tür çekirdek oluşturdukları zaman yaratılırlar.”

“Çekirdek mi?”

“Çoğu çekirdek büyülü taşlardan, kristalleşmiş büyü parçacıklarından oluşurlar. Senin durumunla ilgili bir fikrim yok ama senin çekirdeğin, zindanın seni çağırırken kullandığı güçle birlikte doğduğunu tahmin ediyorum. Büyü parçacıkları, özellikle buralarda çok yoğundur, bu yüzden bu sonuca varmak çok makul.”

 

Dostum, şeytanlar çok garip. Yani, bana bu şeyin olduğunu falan biliyorum ama yine de yaşayan varlıklar öyle yoktan var olmamalılar.

 

“Bunun yanında, zindanının zarafetinden de etkilendiğimi söylemeliyim.” dedi ejderha kız. Tişörtümü giydikten sonra arkamı döndüm ve onu zindanı hissetmeye çalışırken buldum. Küçük ellerini erişebildiği her yerde gezdiriyordu.

 

“Nasıl etkilendin ki? Zindanlar normalde de böyle değiller midir?”

“Alakaları bile yoktur. Boş zamanımda yok ettiğim zindanlar, seninkinle kıyaslanamaz bile. Sönük, sıradan şeylerle süslenmiş mağaralardı. Sadece bir tanesinin bunlardan farklı olduğunu hatırlıyorum. Sınırlarını bilmeyen küstah bir aptalın kontrolünde olan birine aitti. Zindanı, şatafatlı ve zevksiz eşyalarla dolu bir kaleydi.”

 

Hah, bir yüce ejderha bile bu zindanı etkileyici bulabiliyor. Seni hınzır zindan, demek kıyak bir evsin, he? Bir dakika, az önce boş zamanlarında zindanları yok ettiğini mi söyledi o? Hay sıçayım. Eğer tatlı şeyleri sevmiyor olsaydı çoktan boku yemiştim.

 

Demek başından beri yanlış düşünüyordum. Ejderha, aslında beni öldürmeyi planlamadığını söylemişti. Beni kolaylıkla öldürebilecek olmasına rağmen bununla uğraşmak istememişti. Hedefi sadece beni korkutup kaçırmak ve bölgesine izinsiz girmemi engellemekti. Eğer gururuma yenik düşersem beni öldürürdü. Bir başka deyişle, eğer geri çekilmeseydim sonum çoktan gelmişti. Bu yüzden, beni doğrudan dümdüz etmek yerine benimle konuşmayı seçmişti. Görünüşe göre, karşıma geçip ona sunduğum anlaşmayı düşünmesinin sebebi beni öldürüp öldürmemesinden dolayı değil de yaşadığım mağaranın onun bölgesinin içerisinde olmasından dolayıydı. Bundan cayacak gibi değildi.

 

Verdiği karardan dolayı çok şanslıydım. Zindanın çekirdeği, bir yerde benim ikinci kalbim gibiydi. Mağaradan beni ayırmak, göğsüme bir saatli bomba bağlamaktan farksızdı.

 

“Peki şu süslü kalesi olan şeytana ne oldu?”

“Kendini dünyadaki en güçlü varlık ilan etti ve bana meydan okudu, bu yüzden onu, kalesini ve içindeki her şeyi küle çevirdim.”

 

Evet, bu kadarını ben de düşünmüştüm. Nasıl bir salak dünyadaki en güçlü ejderhaya meydan okur ki? Ölüme susamaktan başka bir şey değil bu. Kazanacağını da nerden çıkardı ki? Aaah, merak ettiğim çok fazla şey var. [1]

 

Galiba merakım hem bariz hem de çabuk belli oluyordu. Yüzümdeki ifade, ejderhanın sinirli bir tonda konuşmaya başlamadan önce bir iç geçirmesine neden oldu.

 

“Senin gibi şeytanlara çok nadir rastlanılır. Irkının çoğu üyesi savaş hünerlerinin en önemli şey olduğuna inanır. Şeytanlar kendi aralarında olduğu kadar diğer ırklardan olan savaşçılarla dövüşmeleriyle de ünlüdür. Sıradan bir şeytan davranışı hem can sıkıcı hem de tiksindiricidir.”

 

Sanırım bu, diğer tüm ırkların şeytanlardan nefret ettiği anlamına geliyor. Lanet olsun.

 

“Yani, tüm şeytanların az çok kas beyinli olduğunu mu söylemek istiyorsun?”

“Kas beyinli? Bu tabiri hiç duymadım.”

“Kas beyinliler basitçe anlatmak gerekirse sadece ön kollarıyla düşünen aptallardır. Birçoğunun beyinlerinin olması gereken yerde kaslar vardır.”

“Anladım. Bu tabir ilginç, ama duruma uyuyor.” dedi Leficios başını bir kere sallayarak. “Ama evet, bu doğru. Şeytanlar son bin senedir kas beyinliler.”

“Son bin senedir...? Dur, sen bin yıldan fazla süredir mi yaşıyorsun!?”

“Evet. İnsanların benden efsanevi bir varlık olarak söz etmelerinin bir sebebi de bu.” Ejderha kız göğsünü gururla kabarttı.

 

Tam bin yıl mı? Vay anasını, o kadar uzun bir zamanki aklım bunu tam olarak kavrayamıyor. E peki bin yıl yaşamasına rağmen neden bu kadar çocuksu davranıyor? Bu kadar uzun yaşayan birine göre tatlıya aşırı derecede düşkün.

 

“Ah unuttum, buyur ejderha, istediğin şey.”

“Sonunda! Bunu bekliyordum!” Ejderha çikolatayı iki eliyle hemen yakaladı, paketini açtı ve küçük bir ısırık aldı. “Mmmh! Ne zarif! Tadındaki yumuşaklığa bayılıyorum!”

 

Ne “Mmmh”’tı ama.

 

“Ve bana ejderha şeklinde seslenmeni istemiyorum.” diye mırıldandı. “Benim adım Leficios ve onu kullanmanı istiyorum.”

“Leficious? E, bu biraz uzun. Onun yerine sana Lefi diyeceğim. Ah, şimdi hatırladım, ben de Yuki.”

“L-Lefi mi?”

“Ne oldu?”

“Ö-Önemli değil. Daha önce bana böyle bir şekilde seslenilmemişti.”

“Ah, peki... anladım.”

 

Lefi antik bir ejderhaydı. Bin yıldan fazla bir süredir yaşıyordu. Ama buna rağmen ona daha önce kimsenin Lefi diye seslenmemesine şaşırmamıştım. O bir Yüce Ejderhaydı; bu kadar gelişigüzel hitap edebileceğini türden bir kişi değildi. Bundan dolayı endişeli olsam da doğrusu, gözüme bir akrabamın kızı gibi, hatta özellikle yetişkinliğe adım atmış bir kızı gibi gözükmüştü. Bana göre Lefi, olduğundan daha yaşlı biriymiş gibi davranmaya çalışan bir kız gibi görünüyordu...

 

Başta verdiği o asil aura kaybolmuştu. Buhar olup uçmuştu.

 

“Tekrarlayayım, önemli değil.” dedi Lefi. “Daha da önemlisi, seni verdiğim bir karardan dolayı bilgilendirmem gerek: Bundan sonra burada yaşayacağım.”

“Ah... ne?”

“Bu yeri keşfettiğim iyi oldu. Tüneğimden sıkılmıştım. Dünyada yaşanabilecek ne en rahat ne de en kullanışlı yerdi. Kanatlarımı dinlendirecek yeni bir yer arıyordum ve sanırım senin zindanın bunun için biçilmiş kaftan.”

“A-Aaaah... bu biraz ani oldu.”

“Kalamaz mıyım?”

 

Ejderha kız somurtmaya başladı.

 

“D-Demek istediğim, taşınmak, üzerine çok düşünmek gereken bir şey değil mi?”

“Gerçekten, kalamaz mıyım...?”

 

Lefi bana yaklaştı ve yavru köpek yüzünü takınarak gözlerini bana doğru çevirdi. Gözlerinin kenarında yaşlar birikmeye başladı.

 

“P-Peki.” şeklinde kekeledim.

“Şahane.” Kabul ettirdikten sonra Lefi geri çekilip sırıtmaya başladı. “İradelerimizin aynı olmasından dolayı pek memnunum.” Sonra, sanki hiçbir şey olmamış gibi, mutlu bir şekilde çikolatasını kemirmeye devam etti. Beni oltaya getirdiğini ve benimle bir aptalla oynar gibi oynadığını tamamen biliyordum, bu yüzden yüzümdeki ifadeyi alaycı bir gülüşle değiştirdim.

 

Aslında, onun burada kalmasına izin vermek iyi olacaktı. Genç bir kızdan farklı gözükmemesine rağmen, aslında en tepedeki yırtıcıydı, hem de öyle yerel olanlarından değildi. Dünyadaki en güçlü avcılardan biriydi. Buradaki varlığı zindanımı olabildiğince korunaklı hale getirecekti.

 

Aynen. Olabilecek en mantıklı kararı vermiştim. Asla tatlı olduğu için bunu kabul etmedim. Hayır, alakası bile yok.

 

Ve böylece, Yüce Ejderha, zindanımın bir diğer sakini olmuştu. Hatta, tam olarak işe yaramaz bir beleşçi olmuştu.

Çevirmen Notu

[1] Shitty Hyouka göndermesi. Kelimesi kelimesine çevrilmedi, öyle olsaydı kulağa iğrenç gelecekti.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Kumpir (44 puan) Üye
2023-10-18 13:20:28
Keşki ben rearkarne olsaydım
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-07 16:20:21
Bölüm için Teşekkürler.
Midas (27 puan) Üye
2022-04-04 14:51:05
Çeviri için teşekkürler.
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-11 12:35:49
Nays
BloodSongs (29 puan) Üye
2021-06-21 13:28:09
Elinize sağlık
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-19 22:02:02
Elinize sağlık
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-17 10:27:40
Bölüm için teşekkürler.
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-05 16:12:57
Çeviri için teşekkürler
shypax (132 puan) Üye
2020-10-04 23:28:43
Eee çok op oldu bu daha baştan dünyanın en güçlüsünü aldı yanına kim şekil yapacak buna
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-05 16:12:53
@shypax, Tabikide kekolar
Wasterwarlok (24 puan) Üye
2020-08-10 10:21:09
Çeviri için teşekkürler
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-25 19:52:14
Bölüm için teşekkürler
Damocles (222 puan) Üye
2020-06-29 18:40:00
Bölüm için teşekkürler.
Eyisha (198 puan) Üye
2020-05-29 14:06:54
Çok sıradan ilerliyor şimdilik
OzcN (6 puan) Üye
2020-05-13 02:45:35
Belesçi ejder haha
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-02-29 23:29:30
Ve 100 de 100 tahmin ettigim sey oldu nerede o solo levelling sung seni ozledim sung
YE Qui (70 puan) Üye
2020-02-28 17:11:43
Çeviri için arigatoo