Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

27 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1391 Görüntülenme
Bu bölümü 35 Kişi beğendi.
Cilt 10

Kilisenin Kudreti - Kısım 1

“Bize katılması benim için sorun değil. Zaten bildiğini düşünüyorum ama, çok da iyi bir durumda değiliz. Sunulacak tüm yardımlara açık olduğumuz için onun da bize katılmasından memnun oluruz. Hem de güçlü biriyse.” dedi Carlotta isimli şövalye. “Her neyse, neden içeri geçmiyoruz?”

 

Lanet olsun Nell, sana ne kadar da güveniyorlar. Bana kefil oldun diye beni içeri almayı kabul etmelerine neredeyse inanamayacaktım. Diğer şövalyeyi takip eden kahramanın peşinden, harabeye dönmüş binanın içine doğru ilerledik.

 

“Bu da neydi...?” Kapıdan geçerken, bir anlık ufak bir rahatsızlık hissi hücum etmişti; rahatsız bir his vücudumun ortasından geçip gitmişti. Bu da ne...? Az önce bana bir şey mi yaptılar...?

“Vay canına. Bunu gerçekten hissettin mi?” Şövalye şaşkın gözlerle benimle konuşmuştu. “Sanırım bu, gerçekten güçlü biri olduğun anlamına geliyor.”

“Az önce ne yaptınız...?” Diye sordum.

“Endişelenmene gerek yok. Normların dışında bir şey değil.” diye cevapladı. “Yani, evet, seni bize Nell tanıttı ve bu bir seviyeye kadar sana güvenebileceğimiz anlamına gelse de, inceleme yapmadan herkesin içeri girmesine izin verecek kadar aptal değiliz. Kapıdan geçebilmiş olman, bizim için herhangi bir kötücül amaç gütmediğini gösteriyor.”

 

Binanın içlerinden gelen bir adamın getirdiği bir tür dokümana bakan Carlotta, belgeye hızlıca göz gezdirmeye ve bunu yaparken mırıldanmaya başladı. “Görünüşe göre bir insansın... Ve masken de sıradan bir maske. Büyüyle efsunlanmış bir tür cihaz olmasını bekliyordum...”

“Hı...?” Raporu duyan Nell’in yüzü şaşkınlıkla buruşmuştu. Neredeyse aptalca bir şey söyleyecek gibi durduğu için, ona bir bakış atarak gözlerimle sessiz olmasını söylerken bir yandan da şaşkınlığını anlayamamış bir şekilde omuzlarımı silktim.

“Ne bekliyordun ki? Sonuçta sadece yardım için geldim.”

“Hmmm...” bana bir kez daha yargılayıcı, şüpheci gözlerle bakmıştı. Gergin hava uzunca bir süre devam etmişti ama sonunda rahatlamıştı. “Anladım. Umarım bu kadar kaba olmamızı bağışlarsın.”

“Sorun değil.” Konuşmamdaki sakin, doğal hava aslında gerçek duygularımı yansıtmıyordu. Aslına bakarsanız kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Haaaaaaaaaay anasını be. Bu kadın çok korkunç. Beni test etmeden önce beni rahatlatmayı başarmış ve böylece gardımı düşürmemi beklemişti. Ve bunu yaparken hiçbir şey olmamış gibi sırıtmıştı. Lanet olsun, korkunç. Bir yetişkine ihtiyacım var.

 

Of dostum, Nell, insanların kim olduğunu gösteren cihazlara sahip olduğunu anlattığı zaman onu gerçekten dinlemiş olduğum için şanslıyım. Eğer hiç önlem almamış olsaydım, ben daha ne olduğunu anlayamadan çoktan öteki tarafı boylamış olurdum. Carlotta’nın beni analiz etmek için kullandığı cihazın beni bir insan olarak tanımlamasının sebebi, başka bir yeniden doğuş yaşamamla alakalı değildi tabii ki. Aslında bunun sebebi, yeni kazandığım bir yetenekle birlikte gelen bir şeydi: Kılık Değiştirme.

 

Kılık Değiştirme, başta aklımda olan, uzaktan kumandalı golem fikrinin yerine tercih ettiğim stratejiydi; DP’yi daha iyi kullanmak içindi. Lefi’nin statlarını görmemi engellediği yeteneğe aşağı yukarı benzeyen bir yetenekti. Düşmanlarıma göstermek istediğim şeyleri gösterip, istemediklerimi göstermiyordu. Karakterimin nasıl gözükeceğini tabii ki baştan ayarlamıştım bile.

 

***

 

Genel Bilgiler

İsim: Wye

Irk: İnsan

Sınıf: Hırsız

Seviye: 35

HP: 1603/1603

MP: 1167/1167

Kuvvet: 411

Can: 443

Çeviklik: 682

Büyü: 451

Maharet: 638

Şans: 72

 

Yetenekler

Dövüş Sanatları Ustalığı III

Gizlilik IV

Düşman Saptama III

Kılıç Ustalığı I

 

Unvanlar

Hüküm Veren

 

***

 

Yeni adım Wye, gerçek ismim Yuki’nin ilk harfinden geliyordu. Ne düşüneceğinizi biliyorum. Evet, basite kaçan biri gibi gözükmüş olabilirim, ama olay bununla alakalı değil. Önemli olan, bir takma ada ihtiyacım olduğunu unutmamı engellemekti.

 

Tüm statlarımda da biraz oynama yapmıştım. Hepsini kahramanınkinden bir tık düşük olacak şekilde ayarlamıştım. Sınıfım, hırsız ise öylece aklıma gelmiş ve hoşuma gitmişti. Hırsız temasına uygun olsun diye değiştirdiğim çeviklik ve maharet statlarıma da biraz artırmıştım. Karakter sayfamda bıraktığım yetenekler, gerçek bir hırsızda bulunması olası olanlardı ve bilerek seviyelerini de düşük tuttum. Görünüşe göre, seviye 5 yetenekler, gerçekten yetenekli kişilerde görüldüğünden, onlardan bir hastalıkmış gibi uzak durmaya çalıştım.

 

Her ne kadar unvan kısmını boş bırakabilecek olsam da, hiçbir şeyin olmaması karakter sayfamı biraz boş göstereceği için en normal olanını görünür bırakıp gerisini gizledim.

 

Cihazın şövalyeye tam olarak ne gösterdiği hakkında pek bir fikrim olmasa da, her her halükarda, insanların bayağı güçlü olarak sayacağı biri gibi görünmem gerektiğini düşünmüştüm.

 

Gösterdiğim statlarımla asıl statlarım arasında tabii ki de dağlar kadar fark vardı.

 

***

 

Genel Bilgiler

İsim: Yuki

Irk: İblis Lordu

Sınıf: Adaletli İblis Lordu

Seviye: 43

HP: 3101/3101

MP: 10442/10442

Kuvvet: 911

Can: 926

Çeviklik: 818

Büyü: 1161

Maharet: 1423

Şans: 73

Yetenek Puanları: 0

 

Eşsiz Yetenekler

Büyülü Gözler

Tercümanlık

Uçmak

 

Yetenekler

Eşya Kutusu

Analiz VIII

Dövüş Sanatları Ustalığı IV

Kadim Büyü V

Gizlilik V

Düşman Saptama IV

Kılıç Ustalığı II

Silah Dönüştürme IV

Efsunlama IV

Tuzak Teknikleri I

Büyük Kılıç Ustalığı II

Kılık Değiştirme II

Kriz Saptama I

 

Unvanlar

Başka Dünyalı İblis Lordu

Yüce Ejderha’nın Sahibi

Hüküm Veren

İnsanlığa Düşman Olan

 

DP: 104356

 

***

 

Övünmek gibi olmasın ama bayağı iyi gidiyordum. Seviyem artmış ve yeteneklerimi çoğu, yakın zamana göre bayağı artmıştı. Özellikle, en sonunda ikinci seviyeye çıkarabildiğim Kılıç Ustalığı yeteneğimle gurur duyuyordum. Hnnng.

 

Ayrıca birkaç tane yeni yetenek de kazanmıştım. Büyük Kılıç Ustalığı, mecburen salladığım devasa kılıçlar yüzünden doğal olarak gelmişti; Kılık Değiştirme, sırf bu durum için DP ile aldığım bir yetenekti ve Kriz Saptama, bana kalırsa bayağı kullanışlı bir yetenekti. Büyük Kılıç Ustalığı’nın aksine Kılık Değiştirme yeteneğinin seviyesi el ile artırılıyordu; kazandığım tüm yetenek puanlarını ona gömerek iyice artmasını sağlamıştım. Diğer yetenekler gibi, Kılık Değiştirme yeteneğinin etkinliği de, hem seviyesine, hem de benim statlarımla etrafımdakilerin statları arasındaki farka bağlıydı. Yeteneğin seviyesi sadece 2 olmasına rağmen, diğerlerini kandırabilmemin sebebi buydu.

 

“Wye’ydi değil mi? Şu andan itibaren tam olarak kim olduğunla ilgili bir şey sormayacağım. Kötücül bir niyetli biri gibi durmadığın için seninle hiçbir sorunum yok.” dedi Carlotte. “Yeteneklerini, amacımız için kullanacağına dair sana güvenebilir miyim?”

“Bu yüzden buradayım.”

“Teşekkür ederim. Çok az adamımız olduğu için buna minnettarım.” Başını eğdi. “Pekala, neden yola koyulmuyoruz? Bu sefer gerçek anlamda.”

 

Ve böylece, Nell’le birlikte Carlotta’yı harap olmuş binanın derinliklerine doğru izledik. İlerlerken, maskemin arasından etrafımıza bakıp, sırf meraktan her bir detayını inceledim. Ama bir süre sonra, durduruldum. Kahraman omzuma dokunup sadece benim duyabileceğim kadar kısık bir sesle fısıldadı. “Ne yaptılar? Neden insan olduğunu düşünüyorlar?”

 

“Ah, bilirsin, stat sayfamla biraz oynadım.” diye karşılık verdim. “Ve işte, sana bir sorun olmayacağını söylemiştim.”

“Açıkçası, gerginliğin sınırlarındaydım. Şükürler olsun, hiçbir şey olmadı.”

 

Bence de. Bence de. Kadın şövalye kim olduğumu bulmayı hak etmişti. Gardımı düşürdüğüm anda tekrar zorlaması, beni ürkütmüştü. Muhtemelen, başından beri bunu planlamıştı.

 

“Buraya gelin. Bastığınız yerlere dikkat edin. Burada yerler pek de iyi bir durumda değil.” Carlotta, bir duvara benzeyen bir yerin önünde bizi durdurup, yapmamız gereken şeyleri bize anlattı. “Tanrı, kurtuluşa giden yolda bize önderlik etsin.”

 

Söylediği deyiş ya da şifre her neyse, bittiği anda, gizli bir panel açılıp arkasında saklı olan geçidi ortaya çıkardı.

 

“...Vay canına.” Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırmıştım. Vay anasını. Bu gizli bir geçit mi? Aynen öyle! Her zaman bunlardan birinden geçmek istemiştim.

 

Şövalyenin açtığı kapı, daha da derine, yer altına doğru gidiyor gibiydi. Loş ışıklar geçidin tavanından sarkıyor, monoton bir şekilde ilerleyen yolu aydınlatıyordu.

 

“Hadi gidelim.” Ve sözleriyle birlikte, şövalye tekrar bize yol göstermeye başladı.

 

Onu takip ederken, içimdeki heyecan hissinin yükselmesine engel olamamıştım.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-22 15:40:43
Bölüm için teşekkürler
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-12 00:59:22
Hırsız saçma olmuş kılıç kullanıyor sonuçta
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-31 10:23:39
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 22:53:32
Bölüm için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-05-03 04:56:02
Hizmetcilikten hırsızlığa düşüş yaşadı arkadaş 😂
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-05-03 04:55:52
Hizmetcilikten hırsızlığa düşüş yaşadı arkadaş 😂
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-04-27 17:39:55
Hirsizmi statlarin daha cok suikastcilere benziyo
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-27 16:19:20
Çeviri için teşekkürler