Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

27 Temmuz 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1348 Görüntülenme
Bu bölümü 30 Kişi beğendi.
Cilt 17

Mola Yeri - Kısım 2

“Bütün evrak işlerini hallettiğiniz için teşekkür ederim Başkan.” Nell, yaşlı adamın muhafızlarından birinin elinden anahtarları alırken, ayaklarıyla garip bir hareket yaptı. “İ-izninizle.”

“Şeyy... evet, onun dediğinden. Sonra görüşürüz dostum. Ve rahat ol.” Kahraman gibi, ben de utanç hissiyle gözlerimi kaçırarak adamla konuşmuştum.

“...İyi dinlenin. Sabah ilk iş yola çıkacağız.”

 

Veda ettikten sonra, odamızın olduğu tarafa doğru döndük ve geceyi geçirmek için odaya doğru ilerlemeye başladık. Ya da en azından niyetimiz öyleydi. Koridorun yarısından öteye gidemeden, olduğum yerde kalakalmıştım. Garip bir karıncalanma hissi, tüylerimi ürpertmişti. Tehlike geliyordu.

 

“Yuki? Sorun nedir?” Yüzümdeki ifade, uyarı gelme hissinden, gıcık olmuş bir ifadeye dönerken, Nell bana doğru dönmüştü.

“Ah, lanet olsun... Sadece arkama yaslanıp, rahatlamak istiyordum. Sanırım artık bu olmayacak.” İç çektim. “Kılıcını hazırla. Muhtemelen ihtiyacın olacak.”

 

Elleri hızla kılıcına gitti. Etrafını tararken, bir eliyle kınını tuttu, diğeriyle ise silahın kabzasını yakaladı. Bahsettiğim tehditi bulamamış olsa da, tepkisinde hiçbir şüphe ya da sorgulama yoktu, sadece güven vardı.

 

“Bir sorun mu var?” İkimizin de birden tetiğe geçmesi, yaşlı başkanın dikkatini çekmişti.

“Gelmekte olan büyük bir grup canavar var. Doğrudan şehre doğru ilerliyorlar.”

“Ne!?”

“Şehre varmaları ne kadar sürer?” diye sordu Nell.

“Çok değil. Muhtemelen yarım saat içinde duvarlara ulaşırlar.”

 

Ona cevap verirken hızlıca haritama baktım ve garipliği not aldım. Canavar ordusu bizim yolumuzu izliyordu; şehre, bizimle aynı yönden yaklaşıyorlardı. Bana mı öyle geliyor yoksa bu bir kumpasa mı benziyor?

 

Ordu, orklar, ogreler, cin cüceler ve zeki ırklar olarak görülmeyen diğer çeşitli insana benzeyen canavarlardan oluşuyordu. Genellikle yaban domuzu ve kurtlardan oluşan, birkaç tane hayvana benzeyen canavarlar da vardı. Bu yaratıklar binek olarak görev görüyordu ve daha insansı olan türleri sırtlarında taşıyorlardı. [1]

 

Duyurum, bir tür halk duyurusu gibi algılanmıştı. Muhtemelen metal bir çan sebebiyle ortaya çıkan velvele, şehir boyunca ilerledi, dış duvarlarından yansıdı ve her bir sokağına yayıldı. bir acil durum olduğunu fark ettiklerinde, diğer misafirler de hareketlenmeye başladı. Yerel otoriteler, insanları sakinleştirmek ve onları güvenli bir yere yönlendirmek için bağırmaya başladılar. Sesleri öyle gürdü ki, hanın kalın duvarlarının içinden bile onları rahatlıkla duyabiliyordum.

 

“Onları, gözlerini kullanmadığın halde nöbetçilerimizden daha önce tespit etmene inanmakta zorlanıyorum,” dedi başkan, “ama, sanırım bir iblis lordundan daha azını da beklememeliyim.”

“Aynen, şöyle ki, yaşadığım yerde ölmek istemiyorsan, potansiyel tehditleri koklamada en azından bu kadar iyi olmalısın.” dedim. “Her neyse, şu sıralar bir tür önemli bir politikacı falan olman gerek değil mi? Buradan basıp güvenli bir yere saklanman gerekmiyor mu?”

“Tabii ki hayır. Soyluların bir üyesi olarak, benim görevim böyle zamanlarda öne çıkıp halk için savaşmaktır. Sör Gamdia!”

“Emrinizdeyim lordum!”

 

Tanıdığım diğer kişi olan yaşlı komutan, ismi söylendiği anda sırtını dikleştirdi, bulunduğu yerden başkanın yanına ilerledi ve selam durdu.

 

“Her bir adamı toplayın. Dinlenme zamanı değil.” dedi Raylow, bir an bile tereddüt etmeden. “Onlara, hemen Başkan Nigen’ın köşküne ilerleyeceğimizi ve ona yardımımızı sunacağımızı söyle.”

“Emriniz olur efendim. Derhal yola çıkmaları için hazır edeceğim.”

 

Şövalye, tam bir askerin sahip olacağı coşku ve enerjiyle ayrıldı ve verilen emirleri geciktirmeden uygulamaya koyuldu.

 

“Yuki, lütfen...onlara yardımcı olmama yardım eder misin?” diye sordu Nell.

“Tabii. Sorun değil. Lütfen demene gerek bile yoktu.” Sırıtırken omuz silkmiştim. Belli ki, söylediklerim ve soğukkanlı tepkim, kasvet dolu yüz ifadesi kısa sürede bir gülümsemeyle yer değiştirdiğinden, Nell’in endişelerini yatıştırmıştı.

“İkiniz harekete geçmeyi planlıyor musunuz=” diye sordu başkan, yaklaşırken.

“Yani, öylece duracak değilim. Muhtemelen çanların çalması ve aptalların gece boyunca kapılara yüklenmesi yüzünden iyi uyuyamayacağım.” diye homurdandım. “Ayrıca, şu küçük kahraman hanım benden yardım istediğinden, şu anda az çok dahil olmak zorundayım, öyle ya da böyle. Muhtemelen etrafta uçarken bir plan yaparım ve nelerin döndüğünü anladığımda harekete geçerim.”

“Hangi yönden geliyorlar?” diye sordu Nell.

“Bizim geldiğimiz yönden, ki bu çok garip, çünkü ilerlerken azıcık bile düşmanlık gösteren bir yaratıkla hiç karşılaşmadık, ama her neyse.”

“Tamam. Durum buysa, ben doğrudan kapıya ilerliyorum. Önemli bir şey öğrenirsen bana haber verir misin?”

“Tabii. Keşifle işim bittiğinde kapıya uğrayacağım.” Başkana doğru döndüm. “Evet, biz kendi kafamıza göre takılacağız.”

“Eğer durum buysa, bizim tarafımızda çalışacağın varsayımı altında çalışacağım.” dedi. “Normalde bu durum, kendimi ölüme hazırlayacağım türde bir durum olurdu, ama ikiniz buradayken, kendimi daha rahat hissediyorum.”

“Bu iş bende. Her şey iyi olacak. Hatta sadece arkana yaslanıp dinlenebilirsin bile, değil mi Nell?”

“Belki. Batırıp, avazın çıktığı kadar küfür etmeye başlayıp başlamamana bağlı.” dedi. “Çünkü gardını indiriyor, kendi ayağına takılıyor ve her seferinde tam olarak bunu yapıyorsun.”

“Ah, sus.” gözlerimi kaçırdım. “Ama haklısın. Gözlerimi dört açacağım.”

“Eğer ikiniz bu kadar rahatsanız, endişelenecek bir şey olacağından şüpheliyim.” diye güldü başkan. “Ama ne olursa olsun, ikinize de bol şanslar.”

 

***

 

“Sör Nigel!”

 

Alfyro’nun başkanı Raylow Lurubia, iş arkadaşının malikanesine öyle bir hararetle girmişti ki, diğer başkan onu neredeyse bir saldırgan sanmıştım.

 

“Sör Raylos!? Siz neden buradasınız?” Sengilia’nın başkanı başını, konuştuğu muhafızdan malikanenin girişine çevirdi.

 

“Başkente doğru ilerliyordum ve geceyi yerel bir handa geçirmeye karar vermiştim. Şehrin tehlikede olduğunu fark ettiğim an hızla buraya geldim. Adamlarımın ve benim yardım için yapabileceğim herhangi bir şey varsa, lütfen bana haber ver.”

“Senin için nispeten talihsiz olsa da burada olmanıza minnettarım. Bir zamanlar savaş tanrısı olarak bilinen adamın yanında savaşmak, kesinlikle güven verici.”

“Bu çok, çok uzun zaman önceydi Sör Nigel.” diye güldü Raylow, ilgisizce. “Durum hakkında detaylı bir bilginiz var mıdır? Bir canavar ordusu tarafından saldırıya uğradığımız dışında pek bir şey öğrenemedim.”

“Kulaklarınız her zamanki kadar keskin Sör Raylow. Sizden hiçbir şey kaçmıyor, değil mi?” Nigel iç çekti. “Aytnen dediğiniz gibi. Gözetleme kulesinde olan adamlardan biri bir grup canavarın şehre doğru ilerlediğini gördü. Yüzlercesi buraya doğru yaklaşıyor ve yeterince adamımız yok.”

“Yüzlerce mi? Bu gerçekten de çok...”

“Kesin olarak konuşmak gerekirse, orklar, ogreler, cin cüceler ve çeşitli farklı ırktan binicilerden oluşuyorlar. Saptanan türlerin çoğu, tehdit seviyesi olarak tehlikeli sınıfına giriyor.” Sengilia’nın başkanı, burnunun üstünü sıktı. “Bana sorarsanız, bu tam bir izdiham ve hiçbir uyarı olmadan gerçekleşiyor.”

 

Nigel’ın ifadesi asılmıştı. Kısa süre içinde her şeyini kaybetme riski vardı; adamları, halkı ve hatta hayatı yakında elinden alınacaktı. Raylow, bir anlığına onun kasvetini paylaşmıştı, ama diğer adamın aksine, Raylow’un hoşnutsuz ifadesinde bir umut ışığı vardı.

 

“Tüm bunların içinde bir şans yine de var.” diye mırıldandı.

“Ne demek istiyorsunuz?”

“Ya da yoktur. Bakış açısına bağlı.” Raylow iç çekti. “Tamamen onların çabalarına bel bağlamak canımı sıkıyor. Şiddet karşısında daha büyük bir gücün arkasına saklanmak korkakça. Ama şunu emin olarak söyleyebilirim ki, o ikisi varken, temizlik, istilanın kendisinden çok daha büyük bir endişe konusu olacak.”

 

Nigel, Raylow’un söylenmelerini anlayamadığı için, sadece işin iç yüzünü bilenlerin anlayabileceği çözüm hakkında konuşan adamı dinlerken, kafası karıştmış bir şekilde kaşlarını kaldırmıştı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Shin (95 puan) Üye
2021-04-25 16:36:26
Çeviri ve edit için teşekkürler.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-31 08:27:42
?haaaa eh anlamasını neden beklersiniz ki HUUH neyse bence burada birisi çıksa bütün orduyu iblis lordu yok etmeden önce yok etse sonra bu kişi iblis lorduna saldırsa ne eğlenceli olur dğeil mi?
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-12 15:29:15
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-09-07 22:45:44
çeviri için teşekkürler.
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-08-10 11:10:32
çeviri için teşekkürler
darkrai (79 puan) Üye
2020-08-05 14:36:02
bölüm için teşekkürler
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-30 00:21:31
Bölüm için teşekkürler
bcennet11 (75 puan) Üye
2020-07-27 22:39:10
Umarım yeni büyü görürüz
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-07-27 21:29:41
Ben asıl prensesi merak ediyorum. Kaçıracak mı onu acaba.
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-07-27 21:27:54
Çeviri ve edit için teșekkürler.
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-07-27 16:47:51
Bir şey farkettim ilk zamanlar benden başka yorum yapan yoktu herkes bot gibi çeviri için teşekkürler v.b şeyler yazıp spawmlayıp geçiştiriyordu şimdi büyük bir çoğunluğu n yorum yaptığını görüyorum. Zaten eğlencenin yarısı yorum yapmakta.
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-12 15:34:00
@ASİLZADE, Bölümleri biriktirip seri şekilde okuyan bir okuyucu türü olduğum için o bölümde olan meraklı yerleri zaten hemen öğreneceğim yani bu durumda uzun bir yorum yazmak biraz saçma geliyor, en azından bölümü çeviren kişilere minnetimi göstermek için geçmeden önce teşekkür ediyorum. Sonra da en son bölüme gelince yorum yazıyorum, yani geçiştirdiğim yok.
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-10-13 18:28:20
@STERBEN, biz güncel takip ediyoruz sonradan gelen biriktirip okuyanlara bir şey dediğimiz yok , çünkü o kişilerden haberimiz olmuyor tanımıyoruz bizimle beraber takip etmedikleri için varlıklarından haberdar olmuyoruz sanki birer hayaletsiniz gibi düşünebilirsin 😉 yani senin üstüne alınmana gerek yok.
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-13 19:00:40
@ASİLZADE, Rahatlatıyor musun, gömüyor musun belli değil ...(* ̄0 ̄)ノ
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-10-13 21:42:30
@STERBEN, Arada bir şakalaşır takılırım , Gömdüğüm tek bir kişi var o da bu serinin yazarıdır neden diye soracak olursan yorumlarımda denk geldikce ilerleyen bölümlerde anlarsın 😋
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-13 22:12:24
@ASİLZADE, Yazdığın yorumlarının çoğunu okum, yazara kaşı olan sinirini anlamıyor değilim "Yani senin kadar abartılı olmasa da..." gerçekten bazı bölümleri boş yapıp uykumu getirdiği oluyor. En azından başka serilere nazaran olayları ve gelişmeleri detaylı düşünüp işliyor, bazı noveller okudum hiç üstüne düşünülmeden yüzeysel geçilmiş ve farklı yolları yada arka planda gerçekleşenleri değerlendirmemiş olanlarda var bunu şükredelim (^人^).
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-10-14 12:46:20
@STERBEN, belki görmüşündür yada ilerleyen bölümlerde göreceksin , yazar pedofili sapıklığını ana karaktere işliyor sürekli , sonra yok asilzade yazara sövüyor yok şöyle yok böyle diyorlar 😂
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-14 13:20:17
@ASİLZADE, Kılıcında evlenme teklefinde olanları diyorsun değil mi gördüm (≧∇≦)ノ , orada baya yazara pedofili diye sövmüşsün. Baya da gülmüştüm senin yorumuna :D , ama bu daha bir başlangıç yazar için bence. (^人^)
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-10-15 17:11:12
@STERBEN, başlangıç mı yanılıyorsun bu sadece onun için ısınma sayılır adam kendisine sövdürtmeyi gelenek haline getirdi :D
Oburcuk (733 puan) Üye
2020-07-27 16:46:16
çeviri için teşekürler
ThisIsTurk (88 puan) Üye
2020-07-27 16:04:57
Ellerinize sağlıkda bölm böylemi bitirilir eyyy yazar sen kimsin ya
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-07-27 15:50:17
Fırçaları dağıtın halka temizlik gerekicek
Ker!m (339 puan) Üye
2020-07-27 14:57:51
Ama bu bölüm burda bitmemeliydi yAAAAAAAAA...