Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

05 Ağustos 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1092 Görüntülenme
Bu bölümü 38 Kişi beğendi.
Cilt 17

Kahramanın Sözde Varisi - Kısım 2

“Ben kim miyim?” Diye soruyu tekrarladım. “Şöyle ki, aslında bu soruyu nasıl cevaplamak istediğimden emin değilim.” Kahramana ve büyücüye doğru kısa süreliğine, pek de gizli olmayan bir danışma için döndüm. “Siz kızlar, kendimi nasıl tanıtmam gerektiğini düşünüyorsunuz? Gerçek ismimi ya da bir takma isim söyleyebilirim ve hangisinin daha iyi olduğundan pek de emin değilim.” Sorgulamamı, Bay Züppe’nin duyacağı kadar belirgin bir seste yapmıştım.

 

Ortalama bir Allysia’lı için, ismim Wye’ydi ve kahramanın gizemli adamı olarak görev alıyordum. Ama yüzüm Sengilia’nın muhafızları tarafından çoktan görülmüştü ve bu yüzden herkes biliyordu. Kim olduğumu daha uzun bir süre saklamanın bir amacı olduğundan o kadar da emin değildim. Dahası, bir takma isim ile evlenmeye pek de meraklı değildim. Bu fikir içime sinmiyordu.

 

“Ah, şey, hmm... bu iyi bir soru.” dedi Nell. “Bence, zaten nasıl göründüğünü bilen bir sürü insan olduğundan gerçek ismini kullanabilirsin.”

“Bu kötü bir fikir.” diye karşı çıktı Ronia. “Eğer ona bir isim söylemek istiyorsan, takma isim kullan.”

“Nedenmiş?” diye sordu kahraman, gözlerini açarak.

“Birisi hakkında iyi hislerin yoksa, kendin hakkında mümkün olduğunca çok az şey söylemen gerekir.” diye yanıtladı, gerçekçi bir şekilde. “Sonuna kadar bir takma isim kullanmaya devam etmesi iyi olur. Ne seçerseniz seçin. Düşmanlarınızın öğrendiği her şey aleyhinize kullanılabilir. O yüzden mümkün olduğunca az şey söylemeniz gerek.”

“O-onun hakkında nasıl hissettiğimi nerden bildin?!” diye ciyakladı Nell.

“Hislerini gizlemekte kötüsün. Arkadaşın olarak, tam olarak ne düşündüğünü bilmek benim için çocuk oyuncağı.”

“Anladım...” dedim, açıklamasını sindirirken. “Pekala, durum buysa, kulağa daha mantıklıymış gibi gelen, takma adımı kullanmaya devam etmeyi seçeceğim.” doğaçlama tartışmamızı sonlandırdım ve Bay Züppe’nin yüzüne döndüm. “Ben kim miyim? Ben Wye, kahramanın gizemli adamı.”

“Bu takma adı az önce söylemedin mi zaten!? Sen beni ne sanıyorsun!?” diye sert bir şekilde yanıtladı Bay Züppe, duygulu bir şekilde. “Ne çocuksu bir saçmalık! Herhangi bir kahramanın senin gibi biriyle bırak birlikte dolaşmayı, tanışık olmasını bile anlayamıyorum.”

 

Atıp tutmalarını umursamadım ve bu fırsatı, onu analiz edip kim olduğu hakkında biraz bilgi almak için kullandım.

 

***

İsim: Manuel Klauser

Irk: İnsan

Sınıf: Orta Seviye Şövalye

Seviye: 25

***

 

Statları genel olarak 300 ile 350 arasında olduğundan, bu her bir temel statının ortalama yetişkin bir insandan üç kat daha yüksek olduğu anlamına geliyordu. Yetenekleri, sınıfına bakarsak pek de sıra dışı değildi ve genellikle şövalyelerin kullanmayı sevdiği, Kılıç Ustalığı ve Kalkan Ustalığı gibi yetenekleri içeriyordu. Sonuç olarak bayağı güçlüydü, bir insan için ve kesinlikle, diğerlerinin yetkin olarak göreceği türden birine benziyordu.

 

“Eee? Ne istiyorsun Manny?” Diyerek kollarımı birleştirdim. “Yapacak bir sürü işimiz olduğu için, önemli olmadığı sürece buralarda takılamayız.”

“Demek kim olduğumu biliyorsun!” diye haykırdı Manuel. “Eğer kim olduğumu biliyorsan, neden başka türlü davranıyorsun!? Hareketlerin çok anlamsız!” Kalpten haykırdıktan sonra, Bay Züppe, konuyu değiştirmek için boğazını temizledikten sonra daha sinir bozucu bir şekilde devam etti. “Hmph. Kahraman yanında böyle gülünç adamları tuttuğu için, birçok kişinin neden ona güvenini kaybettiğini kesinlikle anlayabiliyorum. Ama sanırım buna yapacak bir şey yok. Genç bir kız olması bir yana, basit bir avamın, ona verilen rolün beklentilerini karşılamasının imkanı yok! Liderimizin idrak yetersizliği yüzünden bu ülke böyle sorunlu bir durumda.”

 

Söylenip durması öyle suçlayıcı ve saçmaydı ki, büyücü kızın öfkeden şişmesine sebep olmuştu. Buna rağmen konuşmasına devam etti.

 

“Yaşanan her şey, onun güçsüz olmasından kaynaklanıyor! Hem karizmatik hem de kudretli öncülüyle karşılaştırıldığında, o, sadece göz zevkini bozan bir şey! Mevkiini heme--!”

 

Ronia, sinirini ifade etmek ve bu laflarıyla kendininkileri kullanarak savaşmak için bir adım öne çıkmıştı.

 

Ama ben ondan önce davranmıştım.

 

Hızla öne çıktım, şerefsizin yüzünü yakaladım ve onu tek kolumla havaya kaldırdım.

 

“Nell’e benim karşımda saygısızlık yapacak kadar cesaretlisin.”

 

Güç kullanmaya başlarken, sert bir şekilde konuşmuştum. Kendimi tutuyordum. Onu öldürmeye henüz niyetim yoktu, ama parmaklarım yine de kafa tasına gömülüyordu.

 

“Argghhh!?” Kemikleri, kavrama gücümün altında gıcırdarken acı içinde bağırmıştı. “N-ne cüretle bana güç kullanırsın!? Bundan o kadar kolay kurtulamayacaksın!”

“Umurumda değil.”

“N-ne yaptığının farkında mısın!? Benim babam bir dük! Ve ben onun ikinci oğluyum! Senin gibi bir avam için bir soyluya saldırmak gibi bir davranış, başının uçması için yeter sebe--”

“Umurumda. Değil.”

 

Konuşurken onu öylece yakınımdaki bir duvara fırlattım. Çarpışmaya acı dolu bir inleme eşlik ettikten sonra sırtı duvara sürterek yere yığıldı.

 

Ona doğru yürüdükten sonra göz göze gelebilmek için önünde çömeldim. “Ne kadar önemli biri olduğun umurumda değil. Babanın kim olduğu ya da kimin tanıdığı umurumda değil.” diye kalın, tehtid edici bir homurtuyla konuşmaya devam ettim. Her bir kelimem yavaş, ağır bir garezle çıkmıştı. “Ve beni anlamakta zorluk çekiyor gibi göründüğünden, sana bunu daha güzel ve basit anlatacağım. İki şey yaparım, dostlarımı güvende tutmak ve düşmanlarımı yok etmek. Ve bu sebeple, nişanlım hakkında yarak kürek konuşmuş biri olan sana bunu sormak zorundayım: sen düşmanlarımdan mısın?”

 

Yüzü bembeyaz olmuştu. Benden sürünerek kaçtı ve ayağa kalktıktan sonra bir yandan küçük çapta bir suçludan beklenecek türde bir söz bağırarak, kuyruğunu kıstırıp koridorda kaçmaya başladı. “Bunu yaptığına pişman olacaksın! Yemin ederim!”

 

Gözlerim hala onda olsa da, onu kovalamakla uğraşmadım. Bunun yerine, aheste aheste, yarı şaşkın bir şekilde ayağa kalktım.

 

“Bu ne be? Neden kaçıyor? Az önce kavga çıkarmaya çalışmıyor muydu bu?”

“Biliyor musun, şunu gördükten sonra onun için kötü hissetmeye başladım.” dedi Nell, kuru bir şekilde gülerek. “Ve şimdi düşününce, birilerini korkutup, derinden sarsmakta gayet iyi olduğunu fark ettim.”

“Aaa, ne kaba. Beni bir tür serseriymişim gibi göstermeye çalışıyorsun.” dedim. “Yani, işe yarıyor ama, değil mi? Hatta bayağı etkili olduğunu söyleyebilirim. Doğru kişileri korkuttuğunda birçok sorundan kaçınabilirsin.”

 

Her ne kadar bunu kabullenmek istemesem de gözdağı verme konusunda, bilerek olmasa da bayağı iyileşmiştim. İblis lordu haline geldiğimden bu yana yaşadığım olaylar öyle tesadüfiydi ki, bana birçok tecrübe kazandırmıştı. Dostum... Bir sürü kötü şey yapıyordum, değil mi? Çünkü, insanları donuna sıçırtmanın, dürüst insanların sahip olmayacağı türden bir yetenek olduğundan eminim. Ups...

 

“Pekala, üzgünüm ama bu sadece dürüst bir gözlemdi.” dedi, muzip bir şekilde gülümseyerek. “Ama teşekkür ederim Yuki. Benim için bu kadar sinirlendiğin için.”

“Sorun değil.”

“...Nişanlı mı?” Bir bana bir Nell’e arka arkaya bakıp dururken, kelimeyi şüpheli bir şekilde tekrarlamıştı.

“Ah, şey... hı-hı...” Nell bir süre kıpırdanıp durduktan sonra utanarak başıyla onayladı. “Biz evleniyoruz. Henüz resmi bir şey yok, ama benimle burada olmasının sebebi bu. Bunun hakkında diğerleriyle konuşuyoruz ve formaliteleri hallediyoruz.”

“Ah...” büyücü çok kısa bir anlığına hayal kırıklığı içinde somurtsa da, kısa süre sonra her zamanki ifadesinden çok daha ifadesiz bir yüz takınmıştı. “Sanırım bu, kahramanlığı bırakacağın anlamına geliyor. Sen olmadan buralar çok yalnız olacak. Ama sen mutluysan ben de mutluyum.”

“Hı? Bırakmak mı? Kahramanlığı bırakmıyorum.” dedi Nell. “Hala devam edecek ve görevimi yapacağım.”

“...Ciddi misin?”

“N-neden olmayayım ki...?”

“Nell...” büyücü iç çektikten sonra bana doğru anlayışlı bir şekilde baktı. “Onun adına üzgünüm. Normalde bu kadar inatçı değildir. Ama bazen böyle davranıyor işte. Nedenini de bilmiyorum.”

“Eeehh... yani, kendi olmaya devam ederse işlerin nasıl meydana geleceğini az çok tahmin ettiğimden, kendimi ne duruma soktuğumu bilmiyor değilim.”

“İ-ikiniz ne diyorsunuz!? Neden garip olan kişi benmişim gibi konuşuyorsunuz?” Nell, bizim ve onun düşünceleri arasındaki farklılıktan dolayı tamamen şaşırmış gibiydi.

“Şöyle ki Nell, her zaman senin biraz tuhaf bir tip olduğunu düşünmüştüm.” dedi büyücü kız.

“Bunu duymak isteyeceğim son kişilerden biri sensin!”

 

Biraz güldükten sonra konuyu değiştirdim.

 

“Peki şu salakla ne yapıyordun bu arada? İkiniz pek de birlikte takılacak tipler gibi görünmüyorsunuz.”

 

Bay Züppe’nin Nell’e yönelttiği hakaretler, büyücünün tepesinin tasını attırdığı çok belliydi. Ona attığı bakış, kana susamışlık hissiyle doluydu ve asla bir arkadaşa atmayacağın türden bir bakıştı.

 

“İş içindi...” diye mırıldandı. “Ona büyü öğretmem emredildi. Ve reddedemedim. Çünkü ben sarayın büyücülerinden biriyim ve babası da bir dük.”

“Ööfff... Kulağa boktan bir iş gibi geliyor.”

“Ronia, en iyi büyücülerimizden biri olduğundan, ondan eğitim almak için çeşit çeşit insan gelir.”

“Eeeevet, sizi bilmem ama, bana kalırsa bu, çok can sıkıcı bir iş gibi geliyor. Çünkü görünüşe göre, muhtemelen sürekli Bay Züppe gibi kendini beğenmiş piçlerle uğraşmak zorunda kalıyorsun.”

“Ne yazık ki haklısın. O kadar fazlalar ki, beni çıldırtıyorlar. Değerli zamanımı onun gibi salaklara harcamak bana mantıklı gelmiyor. Eğer iş için olmasaydı, ona iki kez bile bakmazdım.”

 

Normalde büyücünün ifadesi nispeten miniciktir. Ama bu sefer değil. Uğraşmak zorunda bırakıldığı tüm şeylerden bıktığı belliydi. Bu... bayağı stresli gibi. Ve bu kadar genç birinin uğraşmak zorunda kalmak istemeyeceği türden bir işti. Başından çok şey geçmiş olmalıydı. Dostum, bir iblis lordu olarak reenkarne olduğuma mutluyum. Toplum ve kurallarını umursamamak muazzam bir lütuf.

 

Hayattaki yeni pozisyonum, karşıma çıkan her şeyle uğraşmak gibi bir dezavantaja sahipti. Beni desteklemek için hiçbir sosyal güvemce ya da güvenlik hizmeti yoktu. Ama bunu dert etmedim. Özgürlüğü, yaşamak zorunda kaldığım her türlü olumsuzluğa tercih ederim. Bunu duydunuz mu çocuklar? Bir iblis lordu olmak, evde “denemeniz” gereken bir şey.

 

“Uzun zamandır konuşuyoruz.” dedi Ronia. “İkinizin bir yere gitmesi gerekmiyor muydu?”

“Ah tabii ya! Gitmemiz gerek!” diye bağırdı Nell. “Yarın, sonraki gün ya da ne zaman vakit bulursan daha konuşuruz. Kalede kalacağımızdan bizi bulman gayet kolay olacaktır.”

“Evet, uğramalısın.” diye ekledim. “Seninle takılmak gayet eğlenceli ve Nell’in geçmişi hakkındaki utanç verici daha çok hikaye duymak isterim.”

“Şansına küs, bu olmayacak değil mi Ronia?”

“Evet. Şansına küs. Ona bildiğim her şeyi anlatacağım.”

“L-lütfen anlatma!”

 

Ve böylece, büyücü kızla vedalaştık ve yollarımızı ayırdık. Of dostum, sağlam şamataydı. Eğlenceli kızmış.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-09 23:04:11
Her seride var yani bu züppelerden ha
İners (132 puan) Üye
2021-07-18 17:28:26
Robot olmak istemeyen teşekkürü
Shin (95 puan) Üye
2021-04-26 08:00:10
Çeviri ve edit için teşekkürler.
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-31 12:11:43
“Evet, uğramalısın.” diye ekledim. “Seninle takılmak gayet eğlenceli ve Nell’in geçmişi hakkındaki utanç verici daha çok hikaye duymak isterim.” “Şansına küs, bu olmayacak değil mi Ronia?” “Evet. Şansına küs. Ona bildiğim her şeyi anlatacağım.” “L-lütfen anlatma!” OH WAİT THAT'S İLLEGAL XD neyse yanlış yazdım kesin neyse keke
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-13 13:48:22
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-08-10 14:36:01
Çeviri için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-06 04:46:57
Gecenin 4:45 inde yorum yapıyorum neyse ben uyumaya gidiyorum; yazarda uzatıyor gene bölümleri...
darkrai (79 puan) Üye
2020-08-05 21:51:51
E.S.
bcennet11 (75 puan) Üye
2020-08-05 21:44:27
O hikayeleri ben de duymak isterim
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-08-05 21:29:38
Ellerinize sağlık
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-06 04:47:56
@Ulaş, sana rütbe atamışmıydık ?
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-08-06 15:03:26
@ASİLZADE, yok bana bişey yazmamıştınız ☺
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-07 04:38:08
@Ulaş, rütbesizdesin benle aynısın, amaç yorum yaptırmak sadece çeviri için teşekkürler v.b yazıp geçmemeye çalışalım yazanlara (robot)rütbesi atıyoruz😂 biz üyeler arasında bir eğlence(etkinlik) 👍
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-08-07 13:51:51
@ASİLZADE, terfi alınca alt rütbemdekilere patronluk taslıyabiliyormuyum ?😅
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-07 17:38:51
@Ulaş, tam tersi oluyor dalga geçiyoruz 😂 sendende iyi bot olurmuş spawmcı filan 😂 , zaten @Dasandra rekor üstüne rekor kırdı özel bir rütbe atadık ona 😂
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-08-07 18:47:55
@ASİLZADE, torpilli olsuğu belli onun. Fabrikatör çocuğu kesin o
İners (132 puan) Üye
2021-07-18 17:28:06
@ASİLZADE, oha çeviri ve edit için teşekkürler yazmayı bırakmam lazım
Ker!m (339 puan) Üye
2020-08-05 20:14:04
E. S. Güzel bir bölümdü
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-06 04:48:18
@Ker!m, sana rütbe atamışmıydık ?
Ker!m (339 puan) Üye
2020-08-06 16:22:59
@ASİLZADE, rütbe ?
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-07 04:34:40
@Ker!m, bronz ,aramızda yorum yapmayanlara çeviri için teşekkürler v.b yazıp geçene (robot) rütbesi veriyoruz 🙂 biz üyeler arasında eğlence amaçlı ve yorum yapmaya alıştırma amaçlı bir etkinlik
Ker!m (339 puan) Üye
2020-08-07 08:18:10
@ASİLZADE, tmm dikkat ederim
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-08-05 18:46:51
Çeviri ve edit için teșekkürler. Bu dükün veledine bi ara haddini bildirmek gerekecek gibi.
Oburcuk (733 puan) Üye
2020-08-05 18:39:48
çeviri için teşekürler hemen bitiyor bölüm cok kisa geldi
ThisIsTurk (88 puan) Üye
2020-08-05 17:57:33
Elinize sağlık ben öldürmesini bekliyordum ama duvara fırlatmakta yeterli