Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

13 Mart 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1774 Görüntülenme
Bu bölümü 29 Kişi beğendi.
Cilt 2

Yan Hikaye: Yuki İsmindeki Adam Hakkında Bir Düşünce Dizisi

Yuki ismindeki adamı kısaca tarif etmek benim için hep zor olmuştu. En uygun yaklaşım, hem kendine özgü saçmalıkları hem de anlaşılmaz olduğundan, onu tuhaf olarak nitelendirmekti.

 

“Gökten düşmesine rağmen Yuki nasıl hayatta kaldı?” Belli ki, yanımda duran kız da aynı şekilde hissediyordu. Yuki’nin yaptığı işlerin mantığını o da sorguluyordu.

“Mükemmel bir soru, küçüğüm...” sorusuna en uygun cevabı verebilmek için bir süreliğine durdum. Kızın normallik algısını bozmamak benim için en iyi seçenek olacaktı. “Sebebi, sahip olduğu büyülü bir kolye. Çarpmanın neden olduğu etkiyi yok ediyor.”

 

Zindanın en yeni üyesi olan çocuğa kısa bir bakış attıktan sonra İblis Lordu’na geri döndüm.

 

Vahşi tuhaflıklarına tanık olmak, bana, anlattığı hikayeleri anımsatmıştı. Etkilenmiştim. Anlatışı öyle etkiliydi ki, yaşıma uygun olmayacak şekilde heyecandan kalbim hızlanıyordu. Bize birbiri ardına anlattığı duyulmamış hikayeleri dinledikçe bir çocuk gibi hissetmiştim.

 

Hikayeleri sadece yeni yaşadığı şeyler değildi. Ürettiği eşyalar ve sergilediği bilgiler, çoğunlukla hep bilmediğim şeyler oluyordu. Onun bilge biri olduğuna ikna olmaktan sadece birkaç adım uzaktaydım. Ama sağduyulu olmaktan fersah fersah uzak olması, beni durdurmuştu. Benim bariz olarak bildiğim şeyleri bilmiyordu. Bilgi hazinesi devamsız, ahenksiz ve uyumsuzdu.

 

Ve tam olarak da bu yüzden onu çok gizemli buluyordum. Başta, kökeninden dolayı onu bir hata olduğundan dolayı şüpheliydim. Bu dünyaya henüz yeni gelmiş bir İblis Lordu’ydu. Ama bir süre sonra şüphelerimde yanıldığımı anlamıştım. Bir zindanın efendisi olması onun tuhaflıklarını yansıtamazdı. Daha önce karşılaştığım tüm İblis Lord’larından daha farklı şekilde davranıyordu.

 

Bu kavramı kelimelerle anlatmanın kolay bir yolu yoktu. Ama farklılığın, yaydığı auradan kaynaklandığı sonucuna varmıştım. Yuki’de, sizi çok rahatlatan ve bu yüzden de diğerlerini kendi tarafına çekebilen bir hava vardı.

 

Etrafındakilerin yüreklerine huzur veren bir yeteneğe sahip olduğunu hissettiği için ona doğru çekilen, yanımdaki bu genç kız da eminim aynı şekilde hissetmiştir. Etrafındakileri sakinleştirme yeteneği için kolaylıkla büyüyle akraba bir yetenek diyebilirdim.

 

Kesin bir cevabım olmamakla beraber, buradaki önemli noktanın karakterinde olduğunu düşünüyordum. Yuki kontrolsüzdü. Duygularını saklamıyor ve öyle samimi konuşuyordu ki neredeyse tepkileri çok masum geliyordu. Bu çok tuhaf. Sorunlarını ve yaptıklarının sorumluluğunu hem alabilir hem de alamaz gibi geliyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse onu anlayamıyordum. Ama sonuç olarak, bu kadar detaylı tanımlama bile Yuki adındaki adamı tamamen anlatmakta yetersiz kalıyordu. Varabildiğim tek sonuç, diğerlerinden farklı olduğuydu.

 

Yüzyıllar boyunca sürekli bir can sıkıntısını atlatmakla uğraşıp durmuştum. Benim için yapabilecek hiçbir şey yoktu. Önceki dönem için aynısını söyleyemezdim. Dünya, çatışma ve huzursuzlukla doluydu. Çoğu mantıksız gerzek benim kudretimi sınamaya kalkmıştı. Onlarla dövüşmek benim için mükemmel bir zaman öldürme aracı olmuştu, bu yüzden savaştım. Savaştım, savaştım, savaşmaya devam ettim, ta ki bir gün kendimi Yüce Ejderha olarak bulana kadar... Bu, çatışmanın kalan közlerini de söndüren olay olmuştu. Benimle yüzleşmeye gelenlerin hissettiği tek şey ünvanımı görüp korkmak olmuştu. Meydan okuyanların hepsi kuyruklarını kıstırıp kaçmaya başlamıştı. Kendi ırkımdan olanlar, ejderhalar bile, en güçlü ırk olarak doğmalarına rağmen önümde diz çökmüşlerdi.

 

Terörün vücut bulmuş hali olmuştum.

 

Yuki farklıydı. Başta gücümüzdeki uçurumdan dolayı donakalmıştı. Ama kısa süre sonra gardını indirdi ve ancak pişkin olarak nitelendirebileceğim bir şekilde davranmaya başladı. İsteğimi çürütmesi çok sürmemişti. Şaşırmıştım. Sözlü tartışmaya girdiğim ilk kişi o olmuştu. Ve bugüne kadar da ne korku denen bir şeyin varlığından haberdar olup olmadığını ne de bu korkuyu aşıp aşmadığını anlayamamıştım.

 

Beni Yüce Ejderha olarak değil de bir şahıs olarak gören ilk kişiydi. Leficious olarak. Bunu yeni ve hoş bir şey olarak gördüğümü inkar etmeyeceğim

 

Sadece varlığıyla bile bana rahatlık veren ilk ve tek kişiydi. Onunla olan zamanım ne kadar sürer bilmiyorum... Ama kendimi bana verdiği bu rahatlığa bırakmaya devam etmek istiyorum. En azından bir süre daha.

 

***

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Bayoku (55 puan) Üye
2021-04-18 16:08:40
Tşk ederim
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-17 10:31:05
Bölüm için teşekkürler.
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-06 02:21:18
Çeviri için teşekkürler.
shypax (132 puan) Üye
2020-10-05 12:40:08
Elinize sağlık çeviri için teşekkürler
Razziel (6 puan) Üye
2020-08-04 17:41:19
Kıyamam kim bilir nasıl acıdır yalnız olmak çoook uzun süre
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 00:00:27
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık teşekkürler :))))
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-07 10:21:19
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
YE Qui (70 puan) Üye
2020-03-19 18:06:32
Eline sağlık reis.
AdelMyron (62 puan) Üye
2020-03-19 01:19:10
...
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-03-14 11:06:47
Ceviri icin tesekkurler