Ejderha İmparator

07 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
367 Görüntülenme
Bu bölümü 3 Kişi beğendi.

Düzenbaz Ufaklık

Zeng sonunda uzaktan bir parşömen görmüştü. Üstelik parşömen yerde değil bulunduğu ağacın iki arkasındaki ağaç dalında asılı duruyordu. Zeng direk hızlıca parşömene doğru yöneldi. Etrafta birileri olması ihtimaline karşı ses çıkarmak istemiyordu.

 

Zeng parşömenin bulunduğu ağaç dalına geldi. Sonunda bir paşömen bulduğu için seviniyordu. Parşömenin bulundğu dalın üstünde başka bir ağacın dalı olduğu için eğilerek ilerlemek zorunda kalmıştı. Elini parşömene doğru uzattı. Tam parşömeni almak üzereyken küçük siyah tüylü bir el parşöemeni zengin parmakları ucundan hızlıca çekti.

 

"Ki.. kim aldı parşömenimi." Zeng kafasını kaldırarak hemen tepesinde bulunan ağaç dalına baktı. Dört kulaklı üç karış gödeye sahip başı gövdesine göre büyük görünen ve her bir kulağında küçük demir halkalar bulunan maymun Zeng'e bakarak gülüyordu.

 

Maymun Kuyruğuyla ağaç dalına asılmışken  Zeng'le alay eder gibi bir haldeydi. Zeng'e gülerken tek eliyle gülmesini sakalarken tek eliyle parşömeni tutuyordu.

 

"Maymun mu?" Zeng bir maymunun parşömenini almasını beklemiyordu."Hey hırsız maymun. Parşömenimi geri ver."  Zeng maymunun kaçmadığını görünce somurttu.

 

Maymun Zeng'in laflarını duyunca artık elini ağzından karnına doğru götürerek gülmeye başlamıştı. Kendisinin böyle bir lafla emirlerine uyması gerektiğini düşünen  birisi kesinlikle saftı. Maymun gülmeyi bırakıp Zeng'e göz kırparak uzaklaşmaya başladı.

 

"Seni lanet maymun parşömenimi ver dedim." Zeng maymunun kaçtığını görünce seslenerek peşinden gitmeye başladı.

 

Maymun ara ara durup Zeng'in kendisine yaklaşmasını bekliyor ve tekrar gülerek Zeng'den uzaklaşmaya başlıyordu. Bu kedi fare oyunu onun için çok eğlenceli bir hal almıştı.

 

"Bide dalga mı geçiyorsun.  Parşömeni bana ver dedim." Zeng maymunun arkasından seslenmeye devam ediyordu.  Maymunun kendisiyle oynadığını farkedince iyice sinirlenmeye başladı.

 

İlk aşamanın bitmesine artık nerdeyse 20 dakika kalmıştı. Şuana kadar ilk aşamayı geçen sayısı 62 ye yükselmişti. Seyirciler yeni bir katılımcının alana geldiğini her gördüğünde onları alkışlıyor ve onlara destek vererek bağırıyorlardı.

 

63. katılımcı turnuva alanının dışında belirdi. Seyirciler bu katılımcıyı gördüklerinde tekrar alkışlamaya başladılar. Fakat katılımcı göründüğü an yere düştü ve arkasında başka bir katılımcı daha göründü.

 

"Beni cidden zorladın ve başarmak üzereydin." Arkadaki katılımcı düşen katılımcının önüne gelerek parşömeni yerden aldı. "Demek beni yenemeyeceğini anlayınca kaçarsın." Parşömeni alan katılımcı gülmeye başladı.

 

"Orada dur."

"O parşömeni ver."

"Hayır parşömeni bana vereceksin"

 

Parşömeni alan yarışmacı güldüğü sırada arkasından bir kaç kişi hızla ona doğru yaklaşırken kendisine sesleniyordu.

 

"Eyvah çok fazla kişinin dikkatini çekmişiz." Parşömen sahibi katılımcı seslerin geldiği yöne göz ucuyla baktıktan sonra hızla  gülmeyi bırakıp hızla turnuva alanına doğru koşmaya başladı.

 

"Yeterli büyü gücüm kalmamış olsa da başarabilirim. Başarmak zorundayım." elinden gelebildiği şekilde hızlı koşarken kalan tüm büyü gücünü kullanıyordu.

 

Turnuva alanına koşan katılımcıyı kovalayan kişilerde hızlarını en yüksek seviyelerine getirip koşuyorlardı. Bu ikisini farkedip peşlerine takılan her katılımcı biliyordu ki geri dönüp başka parşömen aramaya zamanları kalmamıştı. Büyük bir risk almışlar ve sonuna kadar gitmeliydiler.

 

"Yapabilirsin!"

"Hadi hadi. Koş. Ayrılda gel."

"Yakalayın şu adamı. Pes edemezsiniz"

 

Olan biteni anlayan seyirciler tekrar destek vermeye başlamıştı. Herkes farklı birine destek vererek bağırıyordu. Tek amaçları katılımcıların morallerini yükselterek olaya daha da heyecan katmaktı. Yalnız bu sefer destek verme olayına aşamayı geçen katılımcılarda katılmıştı. Durum onlar için de oldukça heyecanlıydı.

 

"Evet başardım. Hahaha ezikler. Avucunuzu yalarsınız. Buyur hakem." Parşömenle beraber koşan katılımcı hakemlerin bulunduğu alana doğru gelince parşömeni onlara uzattı.

 

"Parşömen şuan sende kalacak." Hakem katılımcıya bakma zahmeti bile göstermeden elini salladı.

 

"Baştan deseydiniz ya." Katılımcı cevap verdikten sonra yorgunluktan yere yığılıp bayıldı.

 

"Şifacılar kaldırın bunu burdan" Katılımcı bayılınca hakem şifacılara seslendi.

 

Şifacılar bayılan katılımcıyı alarak ait olduğu gruba doğru götürdü. Bir kaç şifalı tütsü koklattıktan 5 dakika sonra katılımcı gözlerini açtı. Şifacılar gözlerini açtığını görünce bitki çayını katılımcıya uzattı. Kovalamaca kısmnı yapan katılımcılar oldukları yere oturup kara kara düşünmeye başladılar.

 

"Zeng 20 dakika kaldı. Nerdesin? Cidden başaramazsan çok pis yapacağım seni" Thinker her yeni gelen katılımcıyı gördükçe gelen kişinin Zeng olmasını umuyordu.

 

Katılımcılar tek tek ortaya her çıkışında sadece gelen kişiye bakıyor ve Zeng olmadıklarını anlayınca, tekrar kafasını başka yöne çeviriyordu.  63 kere hayal kırıklığına uğramış gibiydi.

 

"İlgimizi çekenler içinde geriye bir elementalist ve gök büyücüsü kaldı. Sizce başarabilecekler mi?"  Heyet elderi Thao diğer elderlere sordu.

 

"Gök büyücüsü kesinlikle başaracaktır. Elementalistiyse bilemiyorum." Elder cheng düşüncelerini belirtti.

 

"Bende elementalistten emin değilim. Yaşına göre büyü gücü düşük gibi. herneyse 20 dakika sonra göreceğiz." Elder Shakan umursamıyor  gibiydi.

 

"Aynen öyle. 20 dakika sonra herşey belli olacaktı." Elder Thao Elder Shakanın tepkisi üzerine konuyu uzatmadı.

 

İlk aşama başladığından bu yana heyet elderleri kayıt listesini incelemişti. En çok dikkatlerini çeken kişiler elementalisler ve Gök büyücüsü olmuştu. Diğer katılımcılar daha az önemliydi.

 

"Cici  maymun, güzel maymun parşömeni ver hadi." Zeng tüm süre boyunca maymununu kovalamıştı.

 

Artık zamanının çok az kaldığını bilen Zeng maymuna sinirini kontrol etmeye çalışıp, yaklaşmasını bekleyen maymunla tatlı dille konuşmaya başladı. Parşömeni alamazsa elenme korkusu hat safaya ulaşmıştı.

 

"Bak bende çok güzel yemekler var. Parşömeni verirsen yemeklerimi sana veririrm." Zeng bu sefer yemek teklifi yaptı.

 

Maymun yemek lafını duyunca bu sefer Zeng yaklaşınca kaçmaya başlamadı. Kulaklarını dikip kuyruğunu yuvarlak hale getirirken Zeng'in yaklaşmasına izin verdi.

 

"Evet güzel maymun. Parşömeni verirsen yemek senin. Sözümü tutarım ben." Zeng Maymunun kendisini anlayıp kaçmadığını görünce yemek konusu üzerinden ilerlemeye devam etti.

 

Maymun Zeng'in kendisine yaklaşmasını sürdürüken kafasını hafif yana doğru eğdi ve Zeng'in yanına gelmesini bekledi. En ufak kaçma girişiminde bulunmadı. Zeng yanına geldiğindeyse parşömeni Zeng'e uzattı.

 

"Aferin cici maymun, güzel maymun." Zeng ellerini maymunun uzattığı parşomene doğru uzattı.

 

Zeng'in parmakları parşömene değmişken maymun parşömeni hızla geri çekti ve tekrar gülerek kaçmaya başladı. Zeng'le dalga geçmek maymun için çok fazla eğlenceliydi. Zeng maymunun parşömeni geri çekmesi tepkisine zamanında karşılık verememişti.

 

"Seni Lanet olası maymun..." 

 

Maymun ve Zeng'in kedi, fare oyunu 2-3 dakika kadar daha sürdükten sonra Maymun ağaçlardan inerek oyuna yerde devam etmeye başladı. Maymunun hızı azalmış ve Zeng maymuna yetişmişti. Eğilip maymunu omuzlarından yakalamak üzereydi.

 

"Gümb"

 

Zeng maymunun omuzlarına eli değdiği an birisine çarpıp yere düştü. "Lanet olsun başım." Zeng alnını ovalamaya başlarken neye çarptığına baktı.

 

"Meditasyon yapan birine kim saldırır! Sırtım cidden acıdı." Zeng'in çarptığı kişi  yerde bağdaş kurup meditasyon yapan bir katılımcıydı.

 

"Yanlışlıkla oldu. Bir maymunu kovalarken, çarptım sana özür dilerim." Zeng alnını ovalamaya devam ederken kıç üstü oturuyordu.

 

"Sahi maymun."  Zeng maymuna bakmak için sağına soluna bakındı.

 

Maymun gülerek çarptığı kişinin arkasından çıktı. tek eliyle ağzını kapatırken tek eliyle zengi işaret ediyordu.

 

"Parşömeni ver artık maymun." Zeng maymunun sesine doğru baktı.

 

"Birinci yine insanlarla dalga mı geçiyorsun sen?" başını ve yüzünü örten sadece gözleri görünen bir kapşon başlığa sahip  tamamen siyah giyinmiş olan Zeng'in çarptığı kişi maymuna bakarak kızdı.

 

Maymun bu sözler üzerine ellerini önünde birleştirip gülmeyi bırakarak kafasını eğdi. Yaptığından utanıyormuş gibi davrandı.

 

"Artık geri dön turnuva bitmek üzere. Araf kapısı açıl."

 

Siyahlar içindeki kişinin kolunda elbisesi altında beyaz çubuk şeklinde bir parmak boyutunda ışık parladıktan sonra maymunun yanında ve boyutunda kızıl bir yarık ortaya çıktı. Maymun Zeng'e bakarak bir kez daha güldükten sonra yarıktan içeri girdi ve kızıl yarık kayboldu.

 

"Maymunun sahibi sensin anlaşılan. Bana parşömenimi ver." Zeng olan biteni anlayınca parşömeni karşısındaki kişiden izledi.

 

"Yoksa ne yaparsın?" siyahlar içindeki kişi Zeng'e küçümsemeyle baktı.

 

"Yoksa kavga ederiz." Zeng turnuvayı kazanamazsa kendi parşömeniyle bir başkasının kazanmasına izin vermezdi.

 

"Buna zamanım yok. Al parşömenin" Siyahlı kişi parşömeni Zeng'in üzerine attı.

 

"Sen nasıl kazanacaksın." Zeng bu kadar kolay olmasına şaşırdı.

 

"Parşömen arayan sadece bir maymunum yoktu. Ben zaten parşömen almıştım. ve birinciyi bekliyordum. Biraz işi olduğunu ve zamanında geleceğini bildirince burda meditasyona başlamıştım."  başka bir parşömen göstererek söyledi.

 

"Herneyse." Zeng zamanı kalmadığını farkedince ayağ kalkarak etrafına baktı.

 

İkilinin şuan bulundukları alan Hakemlerin onları getirdiği yerdi. Zeng bunu doğruladıktan sonra hızlıca koşmaya başladı. İlk aşama bitimine sadece 10 dakika kalmıştı. Zeng'in peşinden Siyahlı kişide ayağa kalkarak Zeng'e yetişti.

 

"Al bunu. Maymunumun başına açtığı dertler için tazminat olarak düşün." Siyahlı kişi zeng'le beraber koşarken Zeng'e doğru yeşil üçgen bi taş attı.

 

"Bu nedir?" Zeng taşı yakalayınca sordu.

 

"Alnına koy. Seni çevreyle bütünleştiriyor. Diğer katılımcılar sana bakınca arkandakileri görür." 

 

"Peki" Zeng taşı alnına koydu. Zorluk çıkarmadan parşömeni verdiği için hiç bir şüphe duyma gereği bulamadı.

 

İkili bir süre koştuktan sonra Turnuva alanına geldi. Alana girdikleri an ikili alınlarından taşları geri aldılar ve Hakemlere doğru koşmaya devam ettiler. Turnuva bitimine 2 dakika kala artık ikisi de İlk aşamayı geçmişti.

 

"Başarabildin sonunda. Yanındaki kim peki?" Thinker Zeng'in geçtiğini görünce ufak bir tebessüm etti.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-26 20:01:08
Ellerinize sağlık.