Ejderha İmparator

07 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
375 Görüntülenme
Bu bölümü 3 Kişi beğendi.

Garip Zafer

Zeng'in savaş arenasına girdiğini göre Thinker narin gözlerini Zeng'in performansını izlemek için diğer savaşları izlemeyi bırakarak Zeng'e sabitlemişti.

 

"Aşamayı ilk geçen salamender şeytan sürücüsü değil mi bu? ilk savaşta gerçekten ona mı denk geldi" Thinker Zeng'in rakibine bakınca morali biraz düşmüştü. İlk aşamayı en hızlı geçen kişinin zengin rakibi olmasını beklemiyordu.

 

 "Başla." Hakem ikilinin yerlerini aldığını görünce oyalanmadan savaşı başlattı.

 

Hakem ikilinin savaşını başattı Zeng ve rakibi olduğu yerde birbirbirlerine bakıyorlardı. Zeng'in heyecanını yerine gerginlik bırakmıştı.

 

"Hemen savaşmamız şart mı önce tanışalım" Zeng'in rakibi konuştu.

"Olur. Ben Drageel. Zeng Drageel peki sen? (Bond James bond :D)" Zeng rakibini tanımanın iyi olacağını düşündü.

"Skon Deng. Peki ne tür bir gelişimcisin"

"Ateş elementalisti ya sen?"

"E.. elementalist mi? Şaka mı yapıyorsun? " Zeng'in rakibi önündeki kişinin bir elementalist olmasını beklemiyordu.

"Hayır ciddiyim."

"Ben bir şeytan sürücüyüm." 

"Tanıştığıma sevindim." 

"Ben sevinmedim şimdi sersemeleme vaktin" 

 

Skon'un Zeng'le konuşmaya çalışmasının amacı onu tanımak değildi. Zengi Salamender ruhunun diliyle sersemletmek için süre kazanmak istemişti.

 

"Salamender'ın dönen dili" Skon'un ağzını açmasıyla dili ağzından çıkarak Zeng'e doğru ilerledi. Başını yana bükmüşken ağzından çıkan diline rağmen gülümsüyordu.

 

"Bu da ne iğrenç." Zeng olduğu yerden sağ tarafına zıplayarak Skonu atlattı.

 

"Hala hareket edebiliyor musun? Benim toksinime rağmen." Zeng'in kolayca hareket ettiğini gören Skon şaşırmıştı.

 

"Sıcak Eller" Zeng bildiği tek elementalist tekniğini harekete geçirdi. Pelerini rakibine doğru ilerlerken arkasında dalgalanıyordu.

 

"Salamenderin kamuflajı" Rakibinin hareket etmekle kalmayıp üstüne geldiğini göre skon anında ortadan kayboldu.

 

Rakibinin ortadan kaybolduğunu gören Zeng adımlarını durdurdu. Skon birden bire ortadan kaybolmuştu. Zeng'in aklı karışmıştı.

 

"chhhk"

Zeng olduğu yerdeyken ensesinde bir acı hissetti. Elini yumruk haline getirip hızla arkasını dönerek rasgele salladı.

 

"Değmedi mi?"  Zeng'in eli boş havayı sallamıştı.

"chhhk"

"chhhk"

"chhhk"

 

Zeng olduğu yerde peşpeşe darbeler almaya başladı. Kaburgaları ve kollarında bir cismin çarparak oluşturduğu acılar hissetmeye başladı. İşler böyle devam ederse sadece dayak yemekle kalacaktı.

 

"Rakibi kayboldu ve saldırıyor. Zeng nasıl başaçıkacaksan dokunamadığın birini yenemezsin" Karşılaşmayı izleyen Thinker Zeng'in dokunamadığı bir rakibe karşı başının oldukça dertte olduğunu farketmişti.

 

Zeng yaklaşık 5 dakika boyunca dayak yemeye devam etti vücudunun üst tarafında sürekli farklını noktalarda acı hissederken aynı zamanda bu acılara yenileri ekleniyordu. Ne zaman karşılık verse sadece havayı yumrukluyordu.

 

"Boynun dahil ard arda 50 den fazla dil darbe attım. Nasl hala ayakta olabilirsin. Bayılman lazımdı." Skon kamuflajını kaldırarak. Zengden bir kaç adım uzakta ortaya çıktı.

 

"Ben en güçlüyüm çünkü. ehehe" Zeng skonun sorduğu soruyla ne demek istediğini anlamasa da acısını belli etmek istemiyordu.

 

"Söylemek istemiyorsan sen bilirsin." Skon tekrar ortadan kayboldu.

 

Skon Zeng'e karşı yaptığı nerdeyse tüm saldırılarda  sersemletici dilini kullanmıştı. Havaya yaydığı toksinden sonra hareket etmesine  şaşırmasına rağmen dilindeki direk toksinlere karşı nasıl ayakta kaldığına daha fazla şok olmuştu. Sormak için ortaya çıktığında kendisiyle dalga geçildiğini farketmişti.

Skonun artık büyü gücü azalmaya başlamıştı. Savaşı biran önce bitirmesi lazımdı.

"chhk"

"chhk"

"chhk"

 

Zeng arka arkaya üç darbe daha aldı. Bu darbeleri diz kapaklarının arkasına  almıştı.  Rakibi sürekli üst bölgeye saldırdığı için bacaklarına ve diz kapağının arkasına darbe beklemiyordu. Sonuç olarak tek dizinin üstüne yere düştü. Tam olarak yere düşmeden önce elleriyle kendisine destek vermeyi başardı.

 

"Bu işe yarayabilir." 

"chhk"

Zeng elleri üstüne yerdeyken sırtına bir darbe daha aldı. Darbenin geldiği yere doğru elinde sakladığı arena kumlarını savurdu.

 

"Hehe artık görüyorum seni."

 

Zeng kumları fırlattığında birkaç adım ötedeki rakibine bir kısmı gelmiş ve kumlar yerini göstermişti.

 

"Peki bende çirkinleşirim. Salamander'ın acı toksini" Zeng'in artık kendisi görmesi üzerine Skon bu savaşı bitirmek için daha da acele etti.

"chhk"

"chhk"

 

Zeng Skon'un yerini görebilmesine rağmen Skonun kamuflajı sürüyordu. Dili hala görünmezdi. daha önceki saldırından çok daha hızlı iki saldırı gerçekleştirdi.

 

"Gö. Gözlerim." Zeng nerdeyse aynı anda iki gözünde de acı hissederek elleriyle gözlerini kapadı.

 

"Eyvah Zeng sonunda bi yol bulmuşken." Savaşı baştan sona izleyen Thinker artık Zeng'in kaybedeceğine kesinlikle emin olmuştu.

 

"Seni iğrenç benim gözlerime dilini soktun. Dilini ha. " Zeng ellerini gözlerinden çekti. Öfkesi birden bireye hat safaya çıkmıstı.

 

"Sen..... sen......  sen....... canavarsın." Skon Zengin gözlerine bakarak sendeleyerek geriye giderken kamuflajdan çıkıp yere düştü. Korkudan bayılmıştı.

 

"Savaş bitti kazanan Zeng Drageel" Hakem yere düşen  Skonu görünce kazananı açıkladı.

 

"Az önce noldu. Neden bayıldı." Savaşı dikkatli bir şekilde izleyen Thinker ve diğerleri Skonun neden düşüp bayıldığını anlamamıştı. Özellikle Thinker savaşı herkesten daha dikkatli bir şekilde izliyordu. Fakat neler olduğunu anlamamıştı.

 

Zeng Skonun bayıldığını görünce öfkesi geçmiş ve hakemin kazandığını duyurmasıyla sevinçli bir hal almıştı. Fakat Zeng'de Skonun neden bayıldığını anlamamıştı. Kazandığını duyunca çokta umursamadı bu durumu ama  gözleri hala çok acıyordu.

 

"Şifacılar kaldırın bunu burdan" Hakem bayılmış skona bakarak Şifacıları sesledi. "İhtiyacın varsa sende kendini şifacılara gösterebilirsin." Hakem Zeng'in sürekli gözlerini ovaladığını gördü.

 

Arenaya gelen Şifacılar Skonunu kaldırıp. Şifa alanına götürdüler. Zeng'de gözlerinin durumunu sormak için onları takip etti. Bir süre sonra grup şifa alanına ulaştı. Bir kaç kişi Skon'u ayıltmaya uğraşırken Zeng'i farkeden bir şifacı yanına geldi.

 

"Neyin var" Şifacı Zeng'in ovaladığı gözlerine bakarak sordu.

 

"Gözlerim yanıyor gibi." 

 

"Ellerini indir. Bir bakayım." Şifacı Zeng'in ellerini tutarak indirdikten sonra gözlerini kapaklarını açarak inceledi.

 

"Asitli bir toksin gelmiş. Endişelenme." Şifacı Zeng'in gözlerine bir kaç damla sıvı damlattı.

 

"Teşekkür ederim." Zeng'in gözleri sıvıdan sonra hiç birşey olmamış gibi rahatlamıştı.

 

"Ca.. canavar. Sen Canavarsın" Skon şifacılar tarafından kendine getirildikten sonra Etrafına bakarken Zeng'i görüp bağırmaya başladı.

 

Skon'un kendisine bakarak canavar dediğini dediğini duyan Zeng Skonun yanına ilerlemeye başladı. Neden kendisine canavar dediğini merak etmişti.

 

"Ya...Yaklaşma bana. U... Uzak dur benden." 

 

Zeng'in kendisine geldiğini gören Skon yattığı yerden elleri yerdeyken geriye doğru uzaklaşmaya çalıştı. Fakat korkusundan hızlı hareket edip ayağa kalkmayı bile düşünememişti. Zeng iyice yaklaşmışken, Skon korkudan tekrar bayıldı.

 

Şifacılar Skonun Zeng'den korktuğunu farkedip Zeng'i Skonun yanından uzaklaştırarak şifa alanının dışına çıkardılar ve tekrar Skon'u ayıltmaya çalıştılar.

 

"Bana neden canavar diyor bu. Üstelik benden korkuyor gibiydi." Zeng arenayı izleyen katılımcıların arasına tekrar geri dönerken sadece bunu düşünüyordu. Gözlerine dilini soktuğu olayı bile unutmuştu.

 

Zeng  katılımcıların arasına geri geldiğinde Thinker'ın onu beklediğini gördü. Hızlıca koşarak yanına yaklaştı. İlk savaşını kazanmanın heyecanını paylaşmak istiyordu. Zeng Thinker'ın yanına  iyice  yaklaşınca Zeng'in burnu Thinker'ın eline çarptı.

 

"Bu ne koku böyle Zeng"  Thinker Zengin kokusunu farkedince kendisine doğru gelen Zengi durdurmak için elini kaldırmış ve tek eliyle burnunu kapatmıştı.

 

"Şey bunu unuttum. Eğitime daldığım sürede hiç duş yapmamıştım." Mahçup olan Zeng elini başının arkasına koyarken Thinker'e utanarak baktı.

 

"Rakibinin neden bayıldığı belli. Bu kokuya kimse dayanamaz." Thinker burnunu tutarken sesi oldukça komikti. "Sahi neden rakibin bayıldı." Konuyu açan Thinker lafı dolandırmadan sordu.

 

"Bende bilmiyorum. Şifa çadırında sormak için yanına gittim ama beni görünce tekrar bayıldı." Zeng'de bu konuyu merak ediyordu.

 

"Garip" Thinker Zeng'in yüz ifadesinden gerçekten birşey bilmediğini anlamıştı.

 

"Neyse sen meditasyon yap. En az bir savaş daha katılırsan kesin bir loncaya girersin. Ben rahat bırakayım seni ve bu kokudan uzaklaşayım." Thinker Zeng'i gaza getirmek için bir savaş daha kazanmasını söyledi. Ayrıca kokudan nefes almakta cidden zorlanıyordu.

 

Thinker ayrılırken Zeng'e 2 tane yeşil ruh cevheri verdi. İçindeki büyü gücünü hissederek Azalan büyü gücünü doldurmak için kullanmasını söyledi. Ardından tekrar loncasının olduğu kısma doğru gidip diğer maçlara göz atmaya başladı.

 

Thinker'dan ruh cevherlerini alan Zeng, Thinker'ın söylediği gibi büyü gücünü çekmek için ruh gözlerini kapatıp ruh cevherlerine konsantre oldu. İlk rakibinin kendisine yaşattıklarını düşününce arenadaki savaşları izlemenin faydası olmayacağını anlamıştı.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-26 20:01:22
Ellerinize sağlık.