Ejderha İmparator

07 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
386 Görüntülenme
Bu bölümü 4 Kişi beğendi.

Dedektif Thinker

Thinker'dan ruh cevherlerini alan Zeng, Thinker'ın söylediği gibi büyü gücünü çekmek için  gözlerini kapatıp ruh cevherlerine konsantre oldu. İlk rakibinin kendisine yaşattıklarını düşününce arenadaki savaşları izlemenin faydası olmayacağını anlamıştı.

 

Thinker Zeng'den uzaklaşırken Zeng'in meditasyona basladığına emin olduktan sonra  lonca yolundan saptı. Şifa alanına doğru yönelmişti. Skon'a neler olduğunu merak ediyordu. Zeng'in bu konu hakkında birşey bilmediğine ikna olunca konuyu Skon'a sormak zorundaydı.

 

Thinker Şifa alanına gelip Şifacılara Skon'un durumunu sordu. Kendisine geldiğini öğrenince yerini öğrenip Skon'un yanına gitti.

 

"Merhaba" Thinker  uzanıp dinlenmekte olan Skon'u gördü

 

"Sen kimsin" Skon Thinker'ı gözlerini açıp görünce sordu.

 

"Yıldız ışığı loncasından iç öğrenci Thinker." Thinker kibar davrandı.

 

"Nasıl yardımcı olabilirim?" Thinker'ın turnuva loncalarından birinin iç öğrenci olduğunu duyunca tutumu aniden değişti.

 

"Demin arenada olanlar hakkında konuşmak istiyorum." Thinker lafı dolandırmadı.

 

"Bu konuda konuşmasak?" Skon deminki olayları hatırlayınca tekrar kalp atışları hızlandı.

 

"Sadece neler olduğunu bilmek istiyorum." Thinker ısrarcı davrandı.

 

"Peki nasılsa bana inanmayacaksın."  Skon bir loncanın iç öğrencisini geri çevirmeye cesaret edemezdi.

 

"Zeng arenada üzerime kum atıp yerimi bulduğunda avantaşı tekrar ele geçirmek için gözlerine saldırmıştım. Benim seviyemdeki bir rakibi en az 4-5 dakika geçici kör etmesi gerekirdi. Fakat gözlerini tutarken bana iğrenç dedi. Ellerini gözlerinden çektiği zaman gördüm..." Skon burdan sonra sessizleşti. Aklında gördüğü şey tekrar ortaya çıkmıştı.

 

"Ne gördün?" Thinker aşırı derece de meraklanmıştı.

.........

 

Zeng yaklaşık 15 dakika kadar bu şekilde devam edip ruh cevherlerinden büyü gücünü sürekli olarak çekti. 15 dakikanın sonunda her elindeki ruh cevheri de parçalandı. Ruh cevherlerinin büyü gücü bitmişti. Zeng normal büyü gücünün şuan 3/4 oranı kadar bir kısmını geri kazanmıştı.

 

Arenadaki savaşları izlemek istemesine rağmen meditasyon yapıp büyü gücünü geri kazanmaya çalışması lazımdı. Ellerindeki ruh cevherlerinin parçalanmasıyla tekrar normal meditasyonuna dönmüştü.

 

Arenadaki 11. Savaşlar artık bitmek üzereydi. Nerdeyse herkes bir kere savaşmıştı. Yavaş yavaş ikinci savaşlarına başlıyorlardı. Dört elementalist ve bir gök büyücüsü olan Mex de llk savaşlarını kazanmışlardı.

 

"29 numara D alanı 3. savaş arenasına gel" Hakem Arenaya yeni birisini sesledi.

 

"29? Bu benim numaram." Zeng kendisinin çağrıldığını farkedince gözlerini açtı  ve arenaya fırladı.

 

"Başla" hakem katılımcıların yerini almasıyla Zeng'in Karşılaşmasını  başlattı.

 

"Kaya delen yumruklar."

Zeng'in rakibi hakemin sözüyle beraber saldırmaya başladı. Rakibi olan Zeng'i tanımadığı için nefes almasına dahi izin verme gibi bi düşüncesi yoktu.

 

"Sıcak eller." 

Rakibinin hareke geçtiğini gören zeng hızlıca bir kaç karşılık vermek istedi.

 

Zeng İlk yumruğa karşılık vermesine rağmen elinde muazzam bir acı hissetmişti. İkinci yumruğuysa karşılayamayıp göğsüne darbe olarak aldı. Zeng sendeleyerek birkaç adım geriye attı. Arenanın dışına çıkmak üzreydi. öne doğru eğildi sol elini dizine koymuşken sağ eliyle göğsünü tuttu. Ağzından gelen bir kaç damla kanıysa tükürdü.

 

"Anlaşılan fazla yüklendim sana ezik. ahaha" Rakip Zeng'in halini görünce dalga geçerek güldü.

"Daha yeni başladık. " Zeng dudağının kenarındaki kanı silerek elini yumruk yaptı vekoşarak saldırdı.

"Kaya Delen Yumruklar." Rakibi Zeng'e aynı saldırıyla karşılık verdi

"Bana denk değilsin pes et." Rakip Zeng'i tekrar püskürttü.

"Benim verdiğim sözde pes etmek yok."

 

Zeng ağzından çıkan kanları tekrar tükürdü.  Tekrar tekrar  saldırdı. Çabaları nafileydi. Her defasında geri püskürtülüyor ve arena sınırında durabiliyordu. Arena sınırında şimdiye kadar bir avuç kan birikmişken zar zor ayakta duruyordu..

 

"Gel gel daha fazla oynayalım ezik." Rakip Zeng'in haliyle dalga geçerek psikolojik olarakda çökertmek istiyordu.

 

Zeng bu sözler üzerine tekrar saldırdı. Fakat rakibi bu kez Zeng'i püskürtmedi.

 

"Güzel pelerin. Eminim bana daha çok yakışır." Kendisine saldıran Zeng'i görünce bu kez onu püskürtmedi. Zengi yakalayarak pelerinini omuzlarından çekti ve ellerinin arasına aldı.

 

"Artık uçma zamanın geldi. Kaya delen yumruklar." Zengin pelerinini alınca Zeng'e öncekilerden daha güçlü bir yumruk salladı.

 

Pelerininin alınması ve tekrar yumruklanması çok hızlı olmuştu. Dayak yemekten affalayan zeng pelerininin alındığını yumruğu yedikten sonra farketmişti. Zeng tekrar arena sınırında durdu. başı yere eğilmişken iki elinide yumruk şeklinde tutmaya devam ediyordu.

 

"Sen. Sen benim pelerinimi aldın. Jianta'nın hediyesini aldın. Onu bana Jianta vermişti. Kimse onu benden alamaz. Hem de hiç kimse!" Zeng'in başı konuşurken hala eğikti. Lakin birisi Zeng'e bir kaç adım yaklaşssa Zeng'in yumruklarından çıkan kemik seslerini duyabilirdi.

 

"Gel de al! Kazanan kraldır. ehehe" Rakibi ellerinde tuttuğu pelerine bakıyordu. 

 

"O Pe le ri ni  bana geri vereceksin!!!!!!!!!! " Zeng hayatı boyunca bu kadar öfkelenmemişti. Yavaş adımlar atarken başını yavaş yavaş kaldırdı.

 

"Ca.... Canavar.. Ge... Gelme." Zeng'le göz göze gelen rakibi pelerini Zeng'e doğru fırlatırken Bayıldı. (Gu. Gulyabani. :D)

 

"Kazanan Zeng Drageel. Şifacılar alın bunu." Hakem Bayılan kişiyi görünce Sonucu duyurdu.

 

Pelerini yerden parmakları arasında okşadıktan sonra tekrar omuzlarına taktı. Ardından bayılan rakibine baktı. "Yine rakibim bayıldı ve bana yine canavar dedi. Noluyor burda?" Zeng yerde yatan rakibine bakarken iki maçta da durduk yere bayılan rakiplerine anlam veremiyordu. "Neyse kazandığım sürece o kadar önemli değil." Zeng tekrar kazandığı için sevinmişti.

 

"Bu ateş elementalistinin rakibi yine bayıldı. Rakipleri neden bayılıyor"  Elderh Shakon diğer lonca elderlerine sordu.

 

"Bilmiyorum bende anlamadım. Birden bayılıyorlar." ikidir olan şey Elder Cheng'in de dikkatini çekmişti.

 

"Belki bir büyü tekniği felan vardır. Düşünmeyin o kadar."   Elder Tho pek umursamadı.

 

Şifacılar Zeng'in rakibini şifa alanına doğru götürürken. Zeng tekrar şifacıların peşine takılmıştı. Zeng'in ilk rakibi Skon hala şifa alanında olduğu için alanın çok içine girilmesine izin verilmedi ve bir şifacı Zeng'in inceledi. Zeng'in ikinci rakibinide Skonun iki yatak yanına yatırdılar.

 

"Bunların hepsini o kısa anda gerçekten gördün mü yoksa bir ilizyon muydu?" Thinker Skonun anlattıklarını dinledikten sonra şaşırmış bir şekilde sordu.

 

"Evet gerçekten gördüm ve hiç bir ilizyon böyle bir şeye sebep olamaz." Skon ciddiyetle kendisini onayladı.

 

"Anladım" Thinker Zeng'in de konu hakkında bir fikri olmamasından dolayı Skonla konuşmalarının ilizyon olmadığına ikna olmuş gibiydi.

 

"Canavar Gelmeee!" 

 

Thinker ve Skon konuşurken Şifacıların ayıltmaya çalıştığı kişi sıçrayarak kendine geldi.  Şifacıların kendisini sakinleştirmesiyle etrafına bakınıp Zeng'in olmadığını  görünce sürekli olarak gülmeye başladı.

 

"Ahaha. Ahahah! Evet ahahaha"

 

Thinker "Canavar gelme" Sözlerini duyunca Skon'un yanından Zeng'in ikinci rakibinin olduğu yatağa doğru yürüdü. Kişinin çok korktuğu ve sinirlerinin bozulduğu her halinden belli oluyordu.

 

"Noldu? ne Gördün?"  Thinker gülen kişiye sordu.

 

"Gördüm. Gördüm! Burdaki hatta bu şehirdeki hiç bir insanın görmemesi gereken şeyi gördüm. Onu gördüm. Gözlerini gördüm. Ahaha" Zeng'in ikinci rakibi güle güle cevap verdi.

 

Thinker ne olduğunu anlamadığından şifacılara baktı. Şifacıların hareketlerinden delirdiğini anladı. Thinker bu işin ucunda da Zeng olabileceği için şifa alanının dışına doğru yürümeye başaladı.

 

"Abla. Thinker abla"  Zeng Şifa alanından ayrılmak üzere olan Thinker'ı gördü ve yanına koştu.

 

Thinker Zeng'in sesini duyunca olduğu yerde durup arkasına doğru baktı. Zeng kendisine doğru yanaşıyordu. Zeng'in şifa alanında olduğunu görünce büyük ihtimal tekrar karşılaşma yapmıştı.

 

"Yine mi savaştın Zeng?" Thinker Zeng'in yanına gelmesiyle sordu.

 

"Evet kazandım." Zeng gülerek cevapladı.

 

"Nasıl kazandın peki?" Thinker Zeng'e ciddiyetle bakarken sordu.

 

"Rakibim yine bayıldı ve bana yine canavar dedi. Neden herkes bana canavar demeye başladı." Zeng  rahatsız olmuş görünüyordu.

 

"Kazandın ya ona bak sen." Thinker Zeng'in üzgün halini farkedince onu neşelendirdi. "Madem tekrar kazandın al bu ruh cevherlerini ve gücünü tekrar topla." Zeng'e 2 ruh cevheri verdi. "Ve mümkünse üstünü değiştir." Zeng'in kokusu tekrar burnuna gelmişti.

 

"Teşekkürler abla" Zeng ruh taşlarını alarak Thinker'ın daha fazla rahatsız olmaması için katılımcı alanına doğru yürümeye başladı.

 

"Anlattıklarına göre.." Thinker, Zeng'in arkasından bakarken, sağ eli çenesinde Skon'un anlattıklarını düşünüyordu.

 

 

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-26 20:01:32
Ellerinize sağlık.