Ejderha İmparator

08 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
429 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Acımasız Kan Gelişimcisi

"Sanırım abartmış olabilirim." Mex gülümserken sağ elini başının arkasına koydu.

 

"Abartmak mı? Bu abartmaktan fazlası değil mi sence?" Mex hala sinirliydi. "Sayende istediğim gibi bir savaş elde edemedim. 2 kişi yenebildim. Sennn!" Zeng bahsi kaybetmenin ve final savaşında 2 kişi kalmanın öfkesini atamıyordu.

 

"Tamam tamam sakin ol." Mex Zeng'i sakinleştirmeye çalışarak katılımcı alanına ilerledi.

 

"Gerçekten 10 kişiyi aynı anda yenebildi. Bu çocuk gerçekten bir dahi olarak sınıflandırılabilir. Bakalım final nasıl geçecek." Elder Yugi oturduğu yerden çenesini eline dayamış Arenadan inen Zeng ve Mex'e bakıyordu.

 

Bu arada diğer arenadaki savaşta hala devam ediyordu. Çaylaklar grubundaki savaşın bitmesiyle beraber gözler tekrar diğer arena üzerine toplanmıştı. Şuana kadar kuşak turnuvasının önceki kuşağı arasında gerçekleşen savaşta 7 kişi kalmıştı.

 

Bu arenadaki savaşta kimse kimseye karşı bir birleşme göstermemiş ve herkes bireysel olarak zayıf gördüklerine karşı saldırılarda bulunuyorlardı.  Şimdiye kadar elenen 8 kişi arasında 3 kişi ağır yaralanmış ve sağlıklı hallerine dönebilmeleri için en az bir ay tedavi olmaları gerekiyordu.

 

Eğer bir kişi düello veya loncanın düzenlediği bir turnuvada yaralandıklarında bunu şifacılar aracılığıyla sorumlu elderlere iletmezse görev yapmadıkları tespit edildiğinde loncadan atılırlardı. Lakin yaralanan ve tedavi görmek zorunda olan kişi için bu durum epey zahmetliydi. Şifacıların oluşturduğu 10 kişilik heytten en az altısından bu durumu onaylayan bir bildirge elde etmeliydi.

 

"Yıkım Rüzgarı"

 

"Güç Duvarı"

 

"12 Kulenin Yıldırımı"

 

"Kızıl sis denizi."

 

"Altın Mızrağın Kükremesi"

 

"Kanlı Ay'ın Nefreti"

 

"Gümüş Tepe'nin düşüşü"

 

Arenadaki savaşçılar şiddetle birbiriyle mücadele ederken büyülerini sınırsızca serbest bırakıp birbirlerine saldırıyorlardı. Bu savaşta kendisini tutan kişinin elenmeyi hatta sakatlanıp, ölüm riskiyle burun buruna gelmesi demek olduklarını biliyorlardı.

 

Birkaç nefes sonunda arenada sadece dört kişi kalırken diğer üç kişi aldıkları ufak yaralanmalar sonucu tılsımlarını kırarak katılımcı alanlarına ışınlanmıştı. Kalan dört kişi hala savaşa devam ediyordu. Artık sadece bir kişinin daha elenmesini bekliyordu.

 

"12 Kulenin Yıldırımı" Elmas seviye ruh büyücüsü kalan diğer 3 kişiden en zayıf olarak gördüğü kişiye karşı saldırıya geçti.

 

"Yıkım Rüzgarı" Kendisine saldırıldığını gören dörtlünün en zayıf kişisi olan ruh büyücüsü saldırı tekniğini anında serbest bıraktı.

 

"İşe yaramaz yıldırıma karşı rüzgar etkisizdir. ahaha" Saldırıyı gerçekleştiren ruh büyücüsü kahkaha attı.

 

İkilinin saldırıları havada birleştiğinde rüzgar, yıldırıma karşı daha az etkili olduğundan hava elementini kullanan ruh büyücü bedenine çarpan yıldırımlar sonucunda bir kaç adım geriye attı. Vücuduna baktığında kollarında ve omuzlarında yıldırımdan dolayı yanık izlerini gördü.

 

"12 Kulenin Yıldırımı" 

 

"Fırtına duvarı."

 

Yıldırım kullanan ruh büyücüsünün tekrar aynı kişiye saldırması dolayısıyla hedef olarak seçildiğini anlayan kişi bu kez kendi etrafında bir fırtına oluşturup kendini bu fırtınanın merkezine kapattı.

 

Lakin çabaları başarısız olmuştu. Seviyenin verdiği dezavantajla beraber fırtına bozuldu ve tekrar yıldırım saldırılarıyla beraber bir kaç adım geriye sendelerken tılsımını kırmak için harekete geçti.

 

"Kanlı sis patlaması." Tılsımı kıracağını farkeden kan gelişimcisi harekete geçti.

 

"O.. o.. öldü." savaşı izleyen Zeng son saldırının ardından tılsımı kırmak üzere olan kişinin bir et peltelerine  dönüşerek yok olduğunu görünce şaşırdı. Önünde bu turnuvada bu kadar rahat ve kolayca birisinin öldürülmesini hiç beklemiyordu.

 

Çaylak grubundakilerin tamamı ve arenayı izleyen öğrencilerin bir kısmı da şaşkınlıktan susup kalmışken diğerleri yaşanan ölüm karşısında tezahürat yapmaya başlamışlardı. Bazıları vahşeti ve ölümü görmeyi oldukça çok seviyordu.

 

"Sen. Sen ne yaptığını sanıyorsun! Tılsımını zaten kırmak üzere harekete geçmişti. Ona karşı saldırıya bile geçmen gerekmiyorken onu öldürdün!" Zeng bir kişinin özellikle de savunma yapmayan bir kişinin böyle kolay bir şekilde öldürülmesini görünce sinirden ellerini yumruk yaparak kan büyücüsüne baktı. Gözleri öfke doluydu.

 

"Hey burası arena. Buraya çıkmak ölüm riskini almak demektir. Hepimiz bunu bilerek çıktık. Ölmesi kendi zayıflığını gösterir. Saldırımı karşılayamayacak kadar zayıf olacağını nereden bilebilirdim ki." Kan gelişimcisi gelişi güzel konuştu.

 

"Sen ne saçmalıyorsun savunma bile yapmıyordu. Tılsımı kırarak müsabakadan çekilecekti." Zeng'in öfkesi bu saçma açıklamayla daha da artmıştı. "Elder bu konuda sessiz mi kalacaksın." Zeng'in gözleri Elder Yugi'ye doğru döndü.

 

"Kazananlar hatırlanır kaybedenler unutulur. Ölmesi için kendisi suçlanabilir. Burası gelişimci dünyası burada doğa kanunları geçerlidir. Tılsımı henüz kırmamıştı. Kırdıktan sonra öldürülseydi. Bu kan gelişimcisini ben öldürürdüm." Elder Yugi et parçası haline gelmiş olan gelişimciye bakarak cevap verdi. "Her neyse kazanan 3 kişi belli oldu bir saat dinlenin final karşılaşmasına geçeceğiz."

 

"Zeng sakin ol anlaşılan bu yüzden buna ölüm kalım turnvası diyorlar." Öfkeli Zeng'in yanında bulunan Mex, Zeng'i sakinleştirmeye çalıştı.

 

"Zeng sakin olmalısın bu turnuva böyle birşey. Güçlü olmadığın sürece seni kimse dinlemez." Zeng'in öfkesini gören Thinker'da Zeng ve Mex'in yanına gelmişti.

 

"Abla, Mex nasıl bu kadar acımasız olabilirler!" Zeng, Thinker ve Mex'e bakarak konuştu.

 

"Yapabileceğimiz birşey yok. Turnuvanın finali başlayınca hemen tılsımlarınızı kırarak geri çekilin. Sakatlanmanızı ve ölmenizi istemiyorum. Ödülde önemli değil." Thinker, Zeng ve Mex'in bu turnuvada sakatlanıp hatta ölmesini istemiyordu.

 

"İşin boyutu artık ödülden çok daha öte. Gözümün önünde zorbalık yapıldı. Buna sessiz kalamam. O kişiye gününü göstereceğim. Ödül artık umrumda bile değil." Zeng Thinker'a kararlılıkla baktı. "Bu arada Elder kan gelişimcisi dedi. Kan gelişimcisi nedir?"

 

"Kan gelişimcisi ruh denizindeki büyü gücünü ve seviyesini arttırmak için kendi kanını veya rakibinin kanını feda eden gelişimcilerdir. Yaptıkları tüm büyü kan ve kan özüne dayanır. Bu yüzden tılsımı kırmak üzereyken o ruh büyücüsünü öldürdü. Sadece gücüne güç katmak istediği için yaptı bunu." Mex, Zeng'in sorusunu Thinker yerine cevapladı.

 

"Zeng bu savaştan çekilmeniz daha iyi olur. Ölen gelişimciyi tanımıyordun bile. Ona karşı bir sorumluluğun yok." Thinker, Zeng'i ikna etmeye çalıştı.

 

"Bu kadar adi bir yöntemle gücünü arttıran bir kişi. Ölümden daha kötü bir kaderi hakeder. Onu tanımıyor olsam da bir söz verdim. Asla korkak olmayacaktım. Zulüm görenlere yardım edecektim. O kişi iyi bir dersi haketti." Zeng gözlerini karartmış bir şekilde geri adım atmayacağını söyledi.

 

"İstediğin buysa savaşalım." Mex, Zeng'in fikrinden vazgeçmediğini görünce onu destekledi.

 

"İyi de o kan gelişimcisi Platin seviyede ve diğer ikisi zaten elmas seviyeye ulaşmış kişiler." Thinker, Mex'in de Zeng'den yana olduğunu görünce ne diyeceğini bilemedi.

 

"Sorun yok abla. Bu benim kararım." Zeng, Thinker'a kendi kararına saygı duymasını bekleyerek baktı. (Bu çocuk bu yüzden ölür valla bak. Sanane oğlum ölen annen mi baban mı sanki)

 

"Peki o halde alın bu ruh taşlarını ikinizde kaybettiğiniz büyünüzü geri kazanın. Oldukça ihtiyacınız olacak." Thinker artık başka birşey söylemeden İzleyici yerine döndü. Her ne ne kadar endişeli olsada bunu Zeng ve Mex'e karşı belli etmemek için elinden geleni yaptı.

 

Mex ve Zeng, Thinker'ın verdiği ruh taşlarından büyü gücünü emmeye başladılar. Bir saat hızla akarken İkisi de büyü gücünü tekrar kazanmış ve zirve durumuna ulaşmıştı.

 

"Finalistler arenaya çıkın savaşınız başladı. Unutmayın yaşamınız önemli ve tılsımı kırmadığınız sürece ölmek üzere olsanız dahi size kimse müdahale etmeyecek." Elder Yugi özellikle Zeng ve Mex'e bakarak tekrar uyarıda bulundu.

 

"Zeng ben bu ikisini elimden geldiğince oyalayıp zaman kazandıracağım. O arada kan büyücüsü tamamen sana ait olacak. Fazla zaman kazandıramam o yüzden acele etmelisin. Ne yapmak istiyorsan hızlıca yap." Mex Zeng için iki kişiyi oyalama fikrini kendine edindi.

 

"Peki teşekkür ederim. Ama dikkatli olmalısın ikisi de elmas seviye. Dayanamayacağın yerde tılsımı kırmalısın. Benim yüzümden ölme sorumluluğunu kaldıramam." Zeng, Mex'in fikrini reddetmedi.

 

"Merak etme daha kötü durumlara düştüğüm oldu." Mex Zeng'e göz kırptı. "Yeraltı Dünyası açıl. Irmak Ruhu ortaya çık. Nehrin çağrısı" Mex, Zeng'e karşı dediklerini yapmak için ırmak ruhunu çağırarak saldırısını iki elmas seviyeye karşı serbest bıraktı.

 

"Ateş Ejderhasının Kanat saldırısı." Mex'in harekete  geçtiğini gören Zeng hiç vakit kaybetmeden Kan gelişimcisine karşı saldırıya geçti. Kısıtlı zamanını iyi kullanmalıydı.

 

"Çocuklar umarım iyi olursunuz. Başınıza birşey gelmemeli." Zeng ve Mex'in ilk saldırıyı başlattığını gören Thinker'ın ikisi için olan gerginliği hat safaya ulaşmış ve oturduğu yerden belli belirsiz titremeye başlamıştı.

 

"İlk saldırıyı onlar başlattı."

 

"Şaka mı yapıyorsun 3 kişiler ve ikisi elmas seviye başlangıç ruh oluşumuna sahip."

 

"Bir gök büyücü ve bir ateş elementalisti olmalarına rağmen onlar karşısında şansları yok bence."

 

Arenadaki savaşı Zeng ve Mex'in başlatarak ilk hamleyi yapmaları üzerine seyirciler de oldukça büyük bir heyecan ve şaşkınlığa kapılmışlardı.  Bu savaşın ilk hamlesini asla bu ikilinin yapacağını düşünmemişlerdi.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-02-28 01:18:06
Ellerinize sağlık.
PoolKodus (131 puan) Üye
2020-07-26 14:30:28
Gzl.