Ejderha İmparator

08 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
350 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Kutlama Planı

"Artık uyandığına göre. Turnuvayı kazanmanızı kutlayabiliriz." Thinker ortamdaki havayı dağıtmak için yeni bir konu açtı.

 

"Evet hadi gidelim. Gerçten 32 gündür birşey yememek çok kötü."

 

"Tamam gidelim."

 

"Evet et istiyorum"

 

Thinker'ın fikriyle odadaki herkes kutlama yapmanın güzel bir fikir olduğunu kabul etti. Hırçında et yemeye doyamadı için bu kutlama fikrini kabul etmişti.

 

"Hadi gidelim." Zeng odanın kapısına doğru yöneldi.

 

"Bekleyin bu şekilde gidemezsiniz."

 

"Evet önce üstümü değiştirmem lazım." Zeng, kendisine baktığında üstünde doğru düzgün birşey olmadığını  ve sadece bez kumaşlarla sarılı olduğunu farketti.

 

"Hayır onu demiyorum. İç alandayız unuttunuz mu? Burada böyle dolaşamazsınız! Şu sözleşmeleri imzalayın." Thinker 2 tane ruh antlaşması çıkartarak Zeng ve Mex'e verdi.

 

"Bu sözleşemeler ne?" Zeng sözleşmeyi okumadan sordu.

 

"Sizin uyanmanız durumunda sakin bir şekilde buradan çıkmamız için dış alanda bir görev oluşturmuştum. Bu sözleşmeyi kabul ederek geçici hizmetkârım oluyorsunuz. İç alanda birisi sizi fark edip burada ne aradığınızı sorarsa bu sözleşmeler iç alanda   bana bir görevde yardım ettiğinizi kanıtlar ve sorun kalmaz." Thinker  Sözleşmeyi açıklamaya başladı. (Herşeyi de düşünmüş mübarek.)

 

Zeng sözleşmeyi okumadan imzaladı. Thinker'a güveniyordu. Mex ise sözleşmeyi okuduktan sonra imzalamıştı. Thinker'ın iyi biri olduğunu düşünsede ona tam olarak güvenmiyordu.

 

"Tamamdır. Hadi gidelim." 

 

Zeng, Mex'inde sözleşmeyi imzaladığını gördükten sonra tekrar kapıya yöneldi.

 

 

"Zeng bekle ben ne olacağım."  Bu kez Hırçın, Zeng'i durdurmuştu.

 

"Doğru seni görmemeleri gerekiyor." Zeng hırçın'a baktığında henüz başkalarına onu gösteremeyeceğini hatırlamıştı.

 

"Merak etme elbiselerim burda." Thinker, boyut yüzüğünden tekrar ateş karşı dayanıklı elbiselerini çıkardı.

 

"Roaaahhğrr"  Hırçın, Thinker'a ve tuttuğu elbiselere bakarak kükredi.

 

"Sakin ol hemen kızma. Pelerinim burda." Zeng, Hırçının o elbiseler arasına birdaha girmek istedğini duyunca pelerinini yere serdi.

 

"Nedir benim bu çektiğim. Ah talihsiz başım." Hırçın, başını eğerek Zeng'in pelerinin üstüne geldi. (Yazık kıyamam ya.)

 

"Hadi gidelim." 

 

 

Zeng, Hırçın'ın içinde bulunduğu pelerini sırtına alarak şifa odasının kapısından çıktı. Thinker ve Mex'de Zeng'i takip ederek odadan ayrıldılar.  Grup bir süre yürüdükten sonra İç alan sınırından ayrılarak, dış alan sınırına geldiler.

 

Grub'un istikameti Zeng'in eviydi. bir kaç tütsü süresinde Zeng ve onu takip eden ikili Zeng'in mağara odasına geldi. Hırçın mağara odasına girmesiyle beraber Zeng'in pelerininden çıkarak rahat bir nefes almış gibi hissediyordu.

 

"Evet nasıl bir kutlama yapacağız." Mex, Zeng'e bakarak sordu.

 

"Tabiki lonca çarşısından bolca yemek ve içecek alacağız." Zeng odasındakilere ve hırçına baktı.

 

"Hayır kaç gündür uyuyuyorsun. Daha büyük birşey lazım." Thinker, Zeng'in fikrini beğenmemişti.

 

"Ne yapacağız öyleyse." Zeng, Thinker'ın aklındaki kutlamayı sordu.

 

"Tabi ki şehre gideceğiz." Thinker gruba bakarken gülümsedi.

 

"Peki. Şehre gidelim o halde." Zeng ve Mex bu fikri kabul etmişti. Zeng zaten uzun bir süredir şehri gezmek istiyordu.

 

"Ben ne olacağım Zeng." Hırçın, Zeng'in fikri kabul ettiğini görüne dayanamayıp sordu.

 

"Doğru sen ne olacaksın? Çocuklar Hırçın ne olacak?" Zeng, Thinker ve Mex'e baktı.

 

"Malesef o burada kalacak. Bizimle gelmesi sorun yaratır." Thinker, Hırçına bakarak açıkladı.

 

"Ama Hırçın'da şehri görmeli." Zeng hırçını pelerininde götürmek istediğini söyledi.

 

"Sorun yok Zeng. Siz gidin bende başımı dinlerim." Hırçın gerçekten Zeng için bir soruna sebep olmak istemiyordu.

 

"Emin misin?"

 

"Evet eminim. Sorun yok. Sen eğlenmeye bak yeterli." 

 

"Peki o halde. Gelirken sana her çeşit et getireceğim."

 

"Tamam bak bu olur işte." 

 

 

Zeng ve Hırçının kendi aralarında konuştuğunu gören Thinker ve Mex ikiliyi bölmeden bir karara varmalarını beklediler. Hırçın mağara odasında kaldığını kabul etmesiyle beraber, Mağara odasından ayrılarak lonca binasına geldiler.

 

"Buraya gelmişken Elder Yugi'den lp'lerini al Zeng," 

 

Thinker, Zeng'in ve Mex'in loncadan ayrılıp Şehire gitmeleri için gerekli işlemleri gösterdikten sonra. Zeng'in artık kazandığı ölüm kalım turnuvasının ödüllerini almasını hatırlattı.

 

"Tamam gidelim. Elder Yuhi nerede?" 

 

Zeng ve Mex, Thinker'ı takip ederek. Elder Yugi'nin yanına geldiler.  Şehire inecekleri için kendilerine ruh cevherinin gerekli olduğunu biliyorlardı. Zeng için 400 lp ödül, kendisine ruh cevheri demekti.

 

"Demek sonunda iyileştin ha velet." Elder Yugi, Zeng ve diğerlerini karşısında görünce Zeng'e sordu.

 

"Evet iyileştim kıdemlim."

 

"Güzel güzel, Arenadaki halini hatırlayınca daha uzun bir süre yatakta kalırsın diye düşünüyordum. Sağlam bir vücudun olmalı."

 

"Teşekkür ederim övgünüze. Biz buraya ödülümü almak için gelmiştik." 

 

Zeng, Elder Yugi'inin yanına gelirken Thinker, ikiliyi uyararak elder Yugi'ye karşı kibar olmalarını söylemişti. Turnuvadaki imtiyazından sonra en azından bunu yapmalıydılar.

 

"Hmm ödül. 400 Lp ve bir koruyucu tılsımdı. Al bakalım." Elder yugi Zeng'in diskine lp'leri gönderirken koruyucu tılsımı da kendisine uzattı.

 

"Teşekkürler kıdemli. Şimdi ayrılıyoruz." Zeng ödülü aldıktan sonra, Tihnker ve Mex'le beraber yürümeye başladı.

 

"Daha sonra seni arayacağım. Senin için bir görevim var kesin zamanı bilmiyorum. Ama ödül güzel olacak." Elder Yugi, ayrılan gençleri durdurdu ve Zeng'e seslendi.

 

"Peki kıdemlim. Bekliyorum." Zeng kıdemlinin isteğini kabul edip tekrar yürümeye başladı.

 

 

Zeng, Thinker ve Mex, lonca binasından ayrıldıktan sonra lonca çarşısına gelerek lplerini birleştirdiler, Yaklaşık 350 yeşil ruh cevheri aldılar. Bu 350 ruh cevherini sadece şehirde gerçekleştirecekleri kutlama için harcayacaklardı.

 

Planladıkları kadar ruh taşı alan üçlü artık loncadan ayrılıp şehre gitmek için hazırdı. Hızla loncanın dış alanında bulunan şehirle olan bağlantısını sağlayan kapıya yöneldi. Bu kapıyı bir iç saha öğrencisi koruyordu.

 

"Maalesef ayrılamazsınız." Kapıyı korumakla görevli iç saha öğrencisi kendisine gelen grubu durdurdu.

 

"Ne! Neden?" Zeng kendisini durduran iç saha öğrencisine bunun sebebini sordu.

 

"Son zamanlarda kara loncaların aktiviteleri arttığı ve resmi lonca öğrencilerine saldırdıkları için böyle bir karar alındı." İç saha öğrencisi durumu açıkladı.

 

"Bizim ayrılmamız bi sorun olmaz ve tüm sorumluluğu ben alıyorum." Thinker iç saha öğrencisine bakark konuştu. Bu kutlama gerçekten kendiler için büyük bir moral ve önem gösteriyordu.

 

"Üzügüm Thinker. Fakat izin  veremem. Bu sen olsan dahi" İç saha öğrencisi fikrini değiştirmedi.

 

"Dao  Jin eminim birşeyler yapabilirsin." Thinker, kendisinden bir iyilik istediğini gösterdi.

 

"Kaç gün şehirde olacaksınız." Dao Jin karşısındaki Thinker'ın kendisinden bir iyilik istediğini anlamıştı.

 

"Gün değil. Sadece kısa bir süre. Akşam olmadan geliriz. Yani sanada sorun olmaz." Thinker amaçlarını belirtti.

 

"O halde izin verebilirim. Fakat akşam olmadan geleceksiniz. Aksi halde başım ve senin başın derde girer." Dao Jin, Kısa bir süre de başlarına birşey gelmeyeceğini düşündü.

 

"Tamamdır. Teşekkürler. Endişen olmasın." Thinker, Dao Jin'e teşşekür etti.

 

"İsimlerinizi işlemiyorum. Akşama kadar fark edilmeden burada olun." Dao Jin , Önlerindeki grubun isimlerini almadı. Herhangi birşey karşısında bu şekilde kendisini temize çıkartabileceğini düşündü.

 

"Peki o halde. Tekrar teşekkürler." Thinker, Dao Jhin'in planını anlamıştı.

 

Thinker, Mex ve Zeng loncanın sınır kapısından  ayrılarak şehrin sınırlarına adım atmıştı.

 

"Abla isimlerimizi neden yazmadı." Zeng bu konuyu merak etse de o an soramamıştı.

 

"Şuan loncadan ayrılmamız yasak. İsimlerimizi yazsaydı başımıza birşey gelme durumunda kendisi ceza alacaktı. Şimdi isimlerimizi yazmadığı için başımıza birşey gelsede loncadan izinsiz çıktığımızı belirtir kendisinin haberi olmadığından ceza da almaz." Thinker, Doa Jin'in niyetini açıkladı.

 

"Peki o halde neden lonca binasından ayrılmamız için bize izin verdiler. Bu durumu söylemediler." Zeng sonunda Dao  Jin'e söylemek istediği soruyu Thinker'a sormuştu.

 

"Lonca binasında yaptıklarımız sizin istediğiniz zaman lonca dışına çıkabileceğiniz anlamına gelen işlemlerdi. Böylece bir görev veya böyle şehre  çıkmak istediğinizde sorun yaşamazsınız. Dış alana yeni kaydolan öğrenciler. Lonca dışına çıkabilecekleri kadar kendilerine güvendiklerinde bu işlemi yaparlar. Lakin istedikleri zaman lonca sınırından dışarı çıkmak için kapı koruyucusuna çıkacakları zaman isimlerini yazdırmalılar. lonca dışına çıkıp çıkılmayacağı o anki lonca durumuna bağlıdır." Thinker, Zeng'e herşeyi açıkladı.

 

"Peki anladım."

 

Zeng ilk defa şehri göreceği için oldukça  heyecanlı hissederken, Thinker ve Mex'le beraber şehre doğru yürümeye devam ettiler. Zeng uzun zamandır düşündüğü şehri gezme fırsatını sonunda elde etmişti. Sohbete devam edip yürürken bir yandan da kendisine sürekli Hırçın için et alacağını unutmamasını hatırlatıyordu. Aksi halde hırçının kendisine yapacaklarını düşünmek dahi ödünü patlatıyordu.

 

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-03-01 01:15:53
Ellerinize sağlık.