Ejderha İmparator

10 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
375 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Zeng'in İlk Cinayeti

 Zeng'in İlk Cinayeti


Zeng ve Thinker, Hırçınla beraber lonca sınırından çıkmış ve şehrin içinden geçerek yollarına devam etmekteydi.  Gitmek istedikleri haraberler şehrin öteki  tarafında olduğundan dolayı en kestirme ve güvenli yol olarak şehrin içini tercih etmişlerdi.

Zeng ve Thinker ara ara şehir koruyucuları tarafından durdurularak amaçları ve gidecekleri yer hakkında bir takım sorulara maruz kalarak yollarına devam ediyorlardı. bir kaç saat içinde şehrin diğer ucuna gelmiş ve şehir sınırlarından dışarı çıkmışlardı.

Zeng ve Thinker, yol boyunca sohbet ederek ilerliyor ve ara sıra durarak birz dinleniyorlardı.

"Abla geri döndüğümde çok güçlenmiş olacağım. Belki yanına iç sahaya bile girebilirim."

"Bu hızla gelişime devam edersen iç sahaya girmen içten bile değil. Gerçek ruh oluşumu altın seviyeye ulaştıktan sonra iç saha sınavlarına girebilirsin."

"Abla senin güç seviyen nedir? Hâla söylemedin bana."

"İç sahaya girdiğin gün bunu sana söyleyeceğim o yüzden sıkı çalış ve çabuk geliş."

"Peki o halde bu dediklerini yapacağım. Ama bana söz verdin unutma güç seviyeni söyleyeceksin."

"Söz dedim. Hadi gidelim artık."

Zeng ve Thinker şehirden ayrılalı artık bir hafta olmuştu. Günler hızlı geçerken şuana kadar herhangi bir olay yaşamamış ve güvenle yollarına devam ediyorlardı.

"Hey siz iki gezgin ya paranız ya canınız."  

"Abla bunlarda kim?" Zeng önündeki 6-7 kişilik yollarını kesen gruba baktı.

"Kim olacak yol kesiciler. Dağlarda gezginlere veya göç gruplarını saldırıyorlar. Değerli eşyalarını vermeyenleri ise öldürüyorlar."

"Yani zorbalar. Güzel biraz  sıkılmıştım zaten." Zeng  peleriniyle beraber hırçını yere bıraktı ve sol eliyle sağ yumruğunu kavradı.

"Onları ben hallederim Zeng. Önümüzdeki aptallar gerçek ruh oluşumundalar."

"Ak başlı mor ateş kartalı" Thinker bir nefes içinde şeytan ruhuna büründü.

"Hey sonunda bende birini pataklayacağım." Hırçın, Zeng'in pelerininden çıkarak dönüşüm geçirdi.

"Bu... bu kaplanda nedir böyle?"  Haydur grubu Thinker'dan çok Hırçının görünüşüne şaşırmıştı.

"Beyler bu benim arkadaşım Lynx" Zeng grubun şaşkınlığı üzerine hırçını tanıttı.

"Onlarla sohbet etmene gerek yok.  Mor ateş hortumu" Thinker sırtındaki kanatları sallayarak ateşlerini hortum şekline getirdi ve önündeki 4  kişiye doğru saldırdı.

"Nihai yıkım patlaması." 

Lynx, Thinker'ın saldırısından sonra olduğu yerden kanatlarıyla bir kaç adım havalandı. Kuyruğunu gövdesinin altına getirerek  vücudundaki alevleri 4 pençesinde  toplayarak birleştirdi. alevlerleri kuyruğuyla deskteklerken kanatlarını hızla kapadı ve saldırısını serbest bıraktı.

"İyi iş Lynx"

"Roaaahhğğrrr"

"Hepsi hepsi öldü mü.. Bu haksızlık ama bana kimseyi bırakmadınız." Zeng önünde yatan haydutlara bakarken ne diyeceğini bilemiyordu.

"Hem onları öldürmeniz şart mıydı?" Zeng bu durumdan rahatsız olmuştu.

"Onlar haydut. Bizden önce kaç kişiyi öldürdüklerini veya kaç kişiye zarar verdiklerini bilemeyiz. Unutma ölmesi gerekenleri öldürmelisin. Aksi halde onlar seni öldürür. Hem sağ bırakmış olsaydık. Liderlerine veya arkadaşlarına haber verir ve daha sonra bize pusu kurarak tekrar saldırabilirlerdi." Thinker durumu Zeng'e açıkladı.

"Bu konuda Thinker haklı Zeng" Hırçın da Thinker'ı desteklemişti.

"Belki haklısınız." 

"Hadi boyut yüzüklerini alalım. Unutma her zaman yanında olmayacağım bu görevde böyle başkalarıylada karşılacaksın. Bir anlık merhametin veya tereddütün senin hayatına sebep olabilir." Thinker ölmüş olan haydutlardan boyut yüzüklerini aldı.

"Bu konuda da haklı." Hırçın tekrar Thinker'ı onayladı.

"Zeng bu arada onları yiyebilir miyim?" 

"Ne onları yemek mi saçmalama. Onları nasıl yersin" Zeng, Hırçın'a şaşkınlıkla baktı.

"Benim için et ettir. İnsan hayvan olması farketmez." Hırçın sağ pençesini havaya kaldırdı.

"Hayır kesinlikle olmaz. Benimle olduğun sürece insan yemek yok. Anladın mı?" Zeng, gerçekten böyle bir duruma sinirlendi. İnsanları öldürmek başka bir olaydı. Fakat onları yemek bambaşka bir düzeydi.

"Sen hayvan eti yiyorsun. Ben birşey diyor muyum? Neyse istediğin gibi olsun." Hırçın dönüşümünden çıkarak tekrar yere indi. (Hırçın naptın sen?)

"Hadi gidelim burada kalmak iyi değil. Daha bir ay yanınızdayım. Fakat beladan olabildiğince uzak durmalıyız." Thinker tekrar yollarına doğru devam etti.

Hırçın artık Zeng'in pelerinine girmek yerinde Thinker ve  Zeng'in yanında eşlik etmeye başlamıştı. Zeng ve Thinker ara ara dinlenerek yollarına devam ediyorlardı. Dinlendikleri sırada ya sohbet ediyorlar yada meditasyon yaparak gelişimlerine katkında bulunuyorlardı.

Önlerini kesen haydut sürüsünden bu yana 10 gün geçmişti. Başka bir olay yaşamadan 10 gün boyunca rahatça seyahatlerine devam edebilmişlerdi.

"Abla sonunda başardım." Zeng meditasyon halinden gözlerini açarak çıktı. Gözleri anlık olarak elmas rengine dönerken oldukça iyi bir ruh haline sahipti.

"Elmas seviye başlangıç ruh oluşumu. Başardığın an aurandaki dalgalanmayı hissetmiştim. Tebrik ederim seni." Thinker, Zeng'in yeni seviyesi için sevinmişti.

"Biraz gücünü dengele ondan sonra tekrar yola çıkalım. Şuan herşey planladığımız gibi gidiyor." 

Thinker ve Hırçın, Zeng'in yeni gücüne bir kaç saat boyunca alışmasını bekledikten sonra hava aydınlanmak üzere tekrar yola çıktılar. Zeng şehirden ayrıldığından beri geçen 40 günün ardından sonunda elmas seviyeye ulaşabilmişti.

Thinker,  yolculuklarının bu zamanki kadar olan kısmına dair herhangi bir tehlike yaşamadıkları için oldukça iyi bir ruh hali içinde  Zeng ve Hırçına eşlik ediyordu.

"Zeng, Hırçın size buraya kadar eşlik ediyorum. Bundan sonrası artık sizin başarınıza kaldı. Sağ salim geri dönmeye bakın. Ben, Mex ve Ariana sizin dönmenizi sabırsızlıkla bekliyor olacağız."

"Anlaşılan veda vakti geldi abla." 

Zeng artık loncadan ayrılmalarından bu yana iki ayın geçtiğini bilmesine rağmen konuyu açma cesaretini kendisinde hiç bulamamış ve Thinker'ın bahsetmesini beklemişti. Sonunda Thinker'da Zeng'in davranışlarını farkederek konuyu kendisi açtı.

"Evet veda vakti geldi."

"Mex'i şimdiden çok özledim. Ariana'yı daha tanıyamasamda onu dahi özledim. Beni bekleyin. Güvenle geri geleceğim." 

"Roaaaağğhhhrr"

"Ne dedi."

"Endişenmenize gerek yokmuş. Ne olursa olsun beni koruyacakmış."

"Eminim koruyacaksın Lynx. Zeng zaten sana emanet."

"Roaaaağğhhhrr"

"Sizinde kendinize iyi bakmanızı ve biz dönene kadar başınızı belaya sokmamanızı istiyormuş."

"Merak etme Lynx. Sen bize Zeng'i tek parça getir."

"Görüşürüz abla." 

"Görüşürüz Zeng."

Zeng ve Hırçın, Thinker'a veda ettikten sonra  arkadaşlarının yavaş yavaş gözden kayboluşunu izlediler. Thinker her geçen nefeste İkilinin gözlrinden biraz daha uzaklaşıyordu.

"Döndüğümde hepinizi daha iyi göreceğim"

Zeng ve Hırçın, artık Thinker tamamen gözden kaybolduğunda arkalarını dönüp yollarına devam etmeye hazırlandılar.

"Gidelim Lynx. Haritaya göre bir hafta sonra önümüze bir orman çıkacak. Haraberler bu ormanın derinliklerinde fakat ulaşması oldukça zor olacak gibi."

"Gidelim o halde zoru severim. Hem sonunda kendimi biraz esnetebileceğim."

Hırçın ve Zeng toparlandıktan sonra artık yola koyulmuşlardı. Zeng haritaya son bir kez daha baktıktan sonra boyut kolyesine geri koydu. Haritanın gösterdiği yol üzerinde yürümeye başladılar.

"Tüm malzemeleri bize verin. Yoksa canınızı almaktan çekinmeyiz. Hem malzemelerinizi hemde canınızı kaybetmek aptallık olur."

"Efendim. Biz basit bir ticaret kervanıyız. Gelişim yolundan gitmiyoruz." 

"Ya malzemeler yada canınız dedim." 

Hırçın bir takım konuşmalar duyduktan sonra Zeng'e haber verdi. Etrafta birilerinin olduğundaan dolayı Zeng'in pelerinine saklanmak istedi. Zeng duyduğu sesin yönünü sorarak bir tepenin üstüne doğru sırtında Hırçınla beraber yürüdü.

"Lynx bunlar bize saldıran haydutlar gibi."

"Evet öyle. Fakat bizim işimiz değil yolumuza devam edelim."

Zeng ve hırçın önlerindeki haydutlara ve soymak istedikleri kişileri gördükten sonra fikir ayrılığına düştü.

"Demek mallarınızı vermiyorsunuz ha! Çocuklar herkesi öldürün."

Hırçın ve Zeng fikir ayrılığı yaşarken önlerindeki 9 kişilik haydut takımı ticaret kervanını öldürmeye başlamıştı bile.

"Hayır. Lütfen merhamet. Merhamet edin."

"Lynx ben gidiyorum sen ister gel, ister gelme. Görmemiş gibi yapamam" Zeng daha fazla dayanamadı ve Lynx'i peleriniyle yere koyarak tepeden aşağı koşmaya başladı.

"Ateş Ejderhasının Birleşik kanat saldırısı" 

"Bu çocuk bu yüzden birgün ölecek. Hay aksi." Lynx, Zeng'in haydutlara doğru koşup saldırısını başlattığını gördükten sonra söylenerek peşinden koştu ve dönüşüm geçirdi.

"Nihai Yıkım Patlaması"

"Ahh" 

"Ne bu da kim? Ahhh"

Zeng'in ilk saldırısından sonra arkadaşının yaralandığını gören haydutlar arkasını döndükleri anda Lynx'in saldırısıyla karşı karşıya kalmışlardı. 9 kişilik haydut grubunun üç tanesi Lynx'ın saldırısıyla beraber öldü. Zeng'in saldırdığı kişiyse Gerçek ruh oluşumu seviyesine sahipti. Geriye doğru düşerken beklemediği sadırıdan dolayı ağır  yaralanmıştı.

"Nihai Yıkım patlaması."

"Nihai Yıkım patlaması."

"Ahh"

"Ahh"

Lynx hiç ara vermeden iki saldırı daha gerçekleştirdi. Kalan 5 kişiden dördü ölürken biri ağır yaralanmıştı. Lynx yaşayan kişiye yaklaştı. Pençesini kaldırarak yerde diz çökmüş haydutun çenesinden başına doğru alttan üste bir saldırı gerçekleştirdi.

Haydut daha ne olduğunu bile anlamadan yüzü parçalandı ve hatta kafatasının bir kısmı dahi parçalanan yüzüyle beraber etrafa saçılırken gelişimcinin beyninin bır kısmıda Lynx'in pençelerinde kalmıştı.

"Merhamet lütfen merhamet." 

Zeng'in saldırdısından ağır yaralanan haydut tüm arkadaşlarının kendisine saldıran kişinin yanındaki tuhaf kaplandan dolayı anında öldüğünü görünce başını eğerek hayatının bağışlanması için yalvardı.

"Haydutluğu bıra"

"Ne saçmalıyorsun sen. Öldür onu. Bizi bu işe sen soktun. Şimdi onu öldürmezsen ben senin kolunu kopartırım Zeng." Hırçın Zeng'in haydutla konuştuğunu görünce ona olan öfkesi arttı.

"Ben kimseyi öldürmedim ki. Sen yap." Zeng önünde kendisine merhamet için yalvaran kişiye baktığında onu öldüremeyeceğini düşünyordu.

"Sana onu öldür dedim. Kervandaki insanların bunlardan nasıl korktuklarını  ve onları öldüreceklerini bildiğin için yerinde duramadın. O ölmeyi hak ediyor öldür onu!" Lynx kırmızı gözleriyle Zeng'e bakışını sürdürdü.

"Peki tamam. Ateş Ejderhasının Birleşik Kanat Saldırısı"  

Zeng gözlerini kapatarak önündeki hayduta saldırdı. Bir başkasının canını almayı ona bakarak yapamayacağını düşünüyordu. Gözlerini tekrar açtığında ağır yaralanan haydutun cansız bedenine bakıyordu.

"Efendim bizi kurtardığınız için teşekkürler."

"Evet efendim teşekkür  ederiz." 

Olan biteni izleyen ticaret kervanının insanları Zeng'in ve yanındaki tuhaf kaplanın haydutları öldürmesinden sonra kendilerine karşı saldırmadıklarını gördükten sonra rahatlayarak teşekkürlerini sunmaya başladılar.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-03-01 01:17:52
Ellerinize sağlık.