Ejderha İmparator

10 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
391 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Lanetli Orman

Lanetli Orman


"Zeng ne düşünüyorsun?" 

Lynx kervandan ayrılıp yürüdükleri 1 hafta boyunca Zeng'in öncesine göre fazla sessiz olduğunun farkındaydı. Arkadaşını kendi haline bırakmaya karar vermiş olmasına rağmen artık dayanamamıştı.

"Hala o adamın dediklerini düşünüyorsun değil mi?" Lynx, Zeng'in kendisini duymadığını farkedince  sesini yükseltti.

"Evet. Ne kadar düşünürsem düşüneyim. Kimin, kim yüzünden ölebileceğini bulamıyorum?"

"Bu kadar düşünme ihtiyar olası gelecekleri görebildiğini söylemişti. Bunun gerçekleşeceği kesin değil."

"Evet öyle söylemişti. Ama benim diğer gelecekleriminin kapılarının kapanmış olduğunu da söyledi. Yani mutlaka gerçekeleşecek. Zamanı bilmesek bile bu olacak."

"Bence bu konuya fazla takılma. Gerçekleşecekse durduramayız."

"Sanırım haklısın. Fakat o gün geldiğinde neler olacak"

"Bunu da o zaman öğreniriz. Şimdi görevimize bakalım."

"Peki. Hem ormana geldik baksana." Zeng önündeki ormana girmeden önce baktı.

"Haritada yazdığına göre ismi Lanetli orman."

"O zaman ormanın ağaçlarının rengini açıklar bu? Peki lanet nedir?"

"Bilmiyorum sadece ismi yazıyor. Lanet hakkında bir bilgi yok."

"O halde dikkatli olmalıyız hadi gidelim."

Zeng ve Lynx yanyana ormana doğru ilerlediler ve ilk adımı attılar.  Ormana girdikleri anda ikisi de kısa bir ürperti hissetti. Kısa süren ürperti sırasında birbirlerine baktılar. Duygunun geçmesiyle  beraber tekrar yollarına devam ettiler.

"Hı? Zeng dikkat et." Bir süre sonra Lynx Zeng'in üstüne atladı.

"Ne! Bir ok mu?" Zeng, Lynx'sin üstünden çekilmesiyle demin bulunduğu yere baktı.

"Iskaladığıma inanmıyorum. Bu tuhaf şey..."

"Üzülme kardeşim. Onları elimizle öldürürüz."

"İkinci kardeş haklı ellerimizle öldürürüz."

Zeng'e hedef alınan okçu hedefini kaçırmasıyla beraber diğer kardeşleriyle beraber  ağaçlardan atlayark önlerindeki avlarına bakıp konuştular.

"Sizde kimsiniz neden bana saldırınız?"

"Roaaağhhhrrr"

Zeng önündeki üç kişiye bakıp kendisi hakkında sebepsiz yere kendisine neden saldırıldığını merak ediyordu.

"Bizim kabilemizi yıkan haydutlara acımamızı ve onları alkışlayarak karşılamamızı mı bekliyorsun?" 

"Kardeşim onunla nefesini boşa harcama sadece öldürelim gitsin."

Elinde yay bulunan gelişimci büyük kardeşinin sadece öldürmek için saldırmasını emretti. Önlerindeki kişi ve tuhaf kaplan nedense kendisi için oldukça rahatsız edici bir his veriyordu.

"Ne haydutu biz haydut değiliz. Benim adım Ze" 

Zeng cümlesini bitiremeden kendisine tekrar yönelen bir ok üzerien olduğu yerden sağa doğru sıçradı.

"Burada bişi anlatıyorum biraz dursanız."

"Roaağğğhrrrr"

"Hayır Lynx onları öldürmiceksin belli ki bizi haydut sanıyorlar."

Zeng kendisinin ve yanındaki Lynx'in kötü bir amaçları olmadığını açıklama konusunda kararlıydı. Kendisinin haydut sanılması rahatsız edici bir durumdu.

"Bakın ben haydut değilim. Biz..."

"Külahıma anlat sen. Kara kaya yumrukları."

Zeng tekrar sözlerini bitiremeden önündeki 3 kardeşin en büyüğü tarafından tekrar saldırıya uğradı.

"Bu iş can sıkıcı olmaya başladı. Ateş Ejderhasının Birleşik Kanat Saldırısı."

"Rüzgar Delen Ok."

"Sakin Gölün Hiddeti"

Zeng'in saldırısı üzerine üç kardeş de kendi saldırılarını setbest bırakaradak önlerindeki kişiye doğru harekete geçti.

"Arghhh"

Zeng'in saldırısı önündeki grubun saldırısının büyük bir kısmını yok etmiş olsada birleşik saldırıların tamamını durdurmayı başaramadı. Bir kaç adım gerilerken omuzuna ve göğsüne aldığı saldırıların etkisiyle ağzından sızan kanı sildi.

"Lynx sıra sende ama onları öldürme."

"Kanat fırtınası." 

Olan biteni izleyen Lynx, Zeng'in isteği üzerine önündeki gruba karşı dönüşüm geçirerek havalandı. Kanatlarını vücüdundaki alevleri kontrol etmek üzerine salladı ve önündeki gruba karşı gönderdi.

"Ahhh"

"Ahhh"

"Ahhh."

Üç kardeş ne olduğunu anlayamadan geriye doğru savrulurken vücutlarında küçük çaplı yanıklar belirmişti. Tekrar ayağa kalktıklarında önlerindeki bu kaplan gibi görünen tuhav hayvana karşı korkuyla bakıyorlardı.

"Bırak onları öldüreyim. Sana öldürmek için saldırdılar."

"Hayır. Belliki bizi yanlış anladılar onları öldürmeyeceğiz."

Lynx inatla önündeki üç kardeşi öldürmeyi savunurken Zeng'in tutumuna karşı öldürücü saldırılarını serbest bırakmıyoru.

"Bakın biz haydut değiliz. Buraya bana loncam tarafından verilen bir görev üzerine geldik." Zeng bakışlarını önündeki 3 kardeşe doğru çevirdi.

"Bu arkadaşım Lynx. Ondan  korkmanıza gerek yok. Amacı beni korumak." 

Zeng üç kardeşinde söylediklerine cevap vermeksizin korkudolu gözlerler Lynx'e bakmaya devam ettiklerini gördüğünde onları sakinleştirmek ve korkmalarına gerek olmadığını söyledi.

"Buraya neden geldiniz o halde. Bir haydut değilseniz lanetli ormanda ne işiniz var."  Kardeşlerden ilk kendisine gelen ve yay kullanan konuştu.

"Dediğim gibi buraya bir görev üzerine geldik. Bu ormanın derinliklerinde bir takım harabeler varmış. Görevimiz oraya varmak." Zeng tekrar durumu açıkladı.

"Peki sana nasıl inanacağız." En büyük kardeş Lynx'e bakarken konuştu.

"Bir haydut olsam size açıklama yapmak yerine şuan sizi öldürmez miydim." Zeng en basit cevabı verdi.

"Sanırım haklı abi." ortanca kardeşleri diğer ikisine bakarak konuştu.

"Bize biraz müsade et." 

En büyük kardeş diğer kardeşleriyle beraber konuşmak için Zeng'den müsade isteyerek bir araya toplandı. Zeng'se onların konuşmalarını oturarak izlemeye başladı.

"Abi, haydut olmayabilir."

"Buna emin olamayız? Bize daha sonra da saldırmak istebilir."

"Daha sonra saldırması birşey değiştirmez. Ona ilk olarak kabilemizi yok eden haydutlar şeklinde seslendim." 

"Bu da doğru. O halde  gerçekten bir lonca öğrencisi olabilir. Ona şimdilik güvenebiliriz. Ama dikkatli olmaya devam edin."

Üç kardeş Zeng ve yanındaki tuhaf kaplana karşı düşmanca tavırlarını bırakmaya karar verdikten sonra tekrar kendilerini oturarak izleyen kişiye doğru döndüler.

"Şimdilik dediğine inanıyoruz. Önceki olanlar için özür dileriz ve bizi öldürmediğin için teşekkür ederiz." En büyük kardeşleri Zeng'e doğru başını eğdi.

"Önemli değil. Size bir kaç sorum var. Bu ormanın Laneti nedir?" Zeng ormanda yaşayan birilerinin lanet hakkında birşeyler bildiğine emindi.

"Bilmiyor musun?  O halde gösterelim."   En büyük kardeş bir bıçak çıkartarak ağaca yanaştı ve ağaçta bir delik açtı.

"Bu sıvıyı görüyor musun. Bu sıvıya dokunan insanlar. Kısa süreli olarak taşa dönüşüyor. Eğer bu sıvıdan bir kısmı içerlerse ömürleri boyunca kımıldayamayan bir taş olarak kalıyorlar. Ömürleri tükendiğindeyse toz haline gelerek parçalanıyorlar." En büyük kardeş ağçtan akan sıvıyı bıçağının ucuyla Zeng'e gösterdi.

"Demek lanet bu. Bunu kim yaptı peki?" Zeng bıçaktaki sıvıya bakınca tekrar  ürperti duygusunu hissetti.

"Kabilemizin hikayelerine göre. Kızdırmamız gereken bir kişiyi kızdırmışız ve Bize bu lanet büyüsünü yapmış. Bu olay bin yıl önce olmuş o günden bu güne kadar da bu lanet etkisini yitirmeden devam etti. Sadece insanlar üzerinde etkili ve bu sıvı sadece ağaçlarda ortaya çıkıyor. Bitkiler ve hayvan üzerinde bir etkisi yok. Tüm bildiklerimiz bunlar." 

"Peki kabileniz nasıl yok oldu. Haydutlar demiştiniz."

"3 yıl önce kalabalık bir haydut grubu bir kaç kişiyi öldürmek için kovalıyorlardı. Öldürülmek istenilen kişiler bu ormana kaçtı ve kabilemize sığındı. O zaman başa geçmiş yeni kabile liderimiz sığınan kişileri tüm uyarılarımıza rağmen koruma altına aldı. Sinirlenen haydut grubu daha kalabalık ve daha güçlü gelişim seviyeleriyle beraber bir kaç gün sonra geri döndü. Sığınmacılar gitmiş olmasına rağmen tüm halkımızı öldürdü." En büyük kardeş bu noktada yumruklarını sıkmaya başladı.

"Biz bu sırada kabile dışında avlanıyorduk. Kabileye geri döndüğümüzde. Tüm ailemizin ve halkımızın onlar tarafından öldürülmüş cesetlerini bulduk." 

"Peki onların yaptığını nasıl biliyorsunuz. Başkası yapmış olamaz mı?"

"Kabileye geri döndüğümüzde  kan ve cesetlerin arasında tek bir bayrak asılıydı."

En büyük kardeş boyut yüzüğünden bir bayrak ve bayrağın olduğu bir mızrak çıkarttı. Bayrak üzerinde birbirine bakan üç kurt başı vardı.

"Bu bayrak onların sembolü. Bir gün liderlerinin göğsüne bu bayraklı mızrağı kendi ellerimle saplayacağım." En büyük kardeşin yumruklarından kemik sesleri duyuluyordu.

"Anladım. Bizi neden  onlardan sandınız peki?" 

"Buraya gelen kişiler genelde haydular olur ve avlanıp kendilerine erzak bulmak için gelirler. Normal gelişimcilere pek sık rastlamıyoruz. Bu yüzden seni haydut sandık. Tekrar özür dileriz."  En büyük kardeş tekrar başını hafifçe eğdi.

"Önemli değil. Başınıza gelenler için üzüldüm."   Zeng önündeki üç kardeşin durumu hakkında gerçekten kendisini kötü hissetmişti.

"Bir şey sorabilir miyim?" Elindeki yayı sırtına takan kardeş saygıyla Zeng'e baktı. "Bu tuhaf kaplan da nedir?" 

"Bu benim arkadaşım Lynx. Sanırım o türünün sonuncusu ve aynı zamanda ilki." Zeng, arkadaşına bakarak gülümsedi.

"Dediğinden birşey anlamadım ama bu kaplan gerçekten senin mi? Bu kadar düşük seviyede bu kaplanı nasıl elde ettin." 

"Lynx kimsenin sahip olacağı bir şey değil. O benim arkadaşım ve yoldaşım. Biz birbimizi koruruz." 

"Roaaağğğhhrr" 

Lynx'de Zeng'in sözlerini doğruladı ve Zeng'in yanına gelerek oturdu. İkiliye bakan üç kardeş şuan ne diyeceklerini bilemiyordu.

"Biz gidelim artık. Kendinize iyi bakın. Hadi Lynx" Zeng üç kardeşe veda ederek ayağa kalktı.




Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-03-01 01:18:11
Ellerinize sağlık.