Ejderha İmparator

16 Temmuz 2020
Çeviri: Aratal
Düzenleme: Aratal
344 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Lanetin Kaynağı



Zeng ve Lynx, Sırtına bindikleri kuşun üzerinden uçarak lanetin merkezine doğru ilerlemeye devam ediyordu. Altlarındaki ormanın tepeden manzarası tamamen simsiyah ağaçlar ve yaprakları olarak göze çarpıyordu. Orman kesinlikle ürpertici göründüğü kadar asil bir havaya sahipti.

Onlarca metre yükselen ağaçlar ve bunların tepesinde boyutları bir kaç metreyi bulabilen yapraklar üzerine düşen güneş ışığı, orman havadan ne kadar ürpertici olsa da asilliğe sahip olduğunu yapraklarından yansıyan ışıklar ile haykırıyormuş gibi bir manzara yaratmıştı.

Zeng ve Lynx üzerinde oldukları kuş ile yaklaşık gün boyunca yol almıştı. Artık ormana yansıyan güneş ışıkları kızıl rengine bürünmüş ve yapraklara yansıyan ışığı asillikten daha çok ormanın kederini açığa çıkarmış gibi bir hava yaratmıştı

"Bu arada küçük dostum senin kökenin nedir?"  Kuş, Lynx'den algıladığı aurayı tarif edilemez derecede asil olarak görmüştü ve en son merakına dayanamadı.

"Bu seni ilgilendirmez. Sadece ormanı kurtarmak için elimizden geleni yapacağız. Sonrasındaysa bir daha görüşmeyeceğiz." Lynx, karışık ve sürekli değişen duygularla izlediği ormana dalmışken kendisine gelerek cevapladı.

"Peki o halde sormadım say. Sadece merak etmiştim." Kuş tekrar ağzını kapatarak uçmaya devam etti. Söyleyeceği yanlış bir sözle ikiliyi gücendirirse vatanını tehlikeye atabilirdi.

Grup yolcukluklarına devam ederken artık gece yarısını çoktan geçmişti. Uçtukları gökyüzü ve altlarındaki orman tamamen gölgelerin esiri olmuş ve sanki orada hiç yokmuş gibi bir görünüm yaratmaktaydı.

"Daha ne kadar gitmemiz gerekiyor?" Zeng artık sıkıntıdan patlamış bir vaziyetteydi.

"Sadece bir kaç gün sonra varmış olacağız." 

"Bir kaç günlük yol kalmış." Lynx üzerinde oldukları kuşun söylediklerini Zeng'e  iletti.

Grup gökyüzünde uçarak ve lanetin kaynağına ilerlerken zaman Zeng için yavaş akıyormuş gibiydi. yolculuğa başlayalı artık 3-4 gün olmuş olmasına rağmen Zeng boş boş oturmaktan acayip derece sıkılmış ve bunalmaya başlamıştı.

"Lynx bu göl sanki altın suyuyla dolu gibi baksana." Zeng  güneş ışınlarının altın rengini yansıttığı gölü gördüğünde manzara karşısında büyülenmişti.

"O gölün dibinde sarı mercan yosunları yetişmekte. Göle altın rengini veren şey bu yosunlardır. Ayrıca ormanın sadece bu kesiminde yetişiyorlar. Göldeki canlılar için harika bir yetişim kaynağı değeri olarak görülür. Bu yüzden göldeki canlılar hayatları pahasına sarı mercan yosunlarını korur." Kuş, Zeng'in incelediği göl hakkında bilgi verdi.

"Ne dedi?"

"Göldeki sarı mercan yosunu diye bişi varmış..." Lynx, Zeng'e özet olarak anlattı.

Grup yollarına devam ederken zaman akmaya devam ediyor ve Zeng ile Lynx gündüzleri ormandaki manzaranın tadını çıkartıyordu. Tuhaflarına giden veya daha önce hiç görmedikleri şeyler olduğu zamansa üzerinde oldukları kuştan bilgi alıyorlardı.

Bu şekilde devam ederek artık yolculuklarının son gününe gelmişlerdi. Zeng ve Lynx, daha önce görmediği bir çok farklı doğa harikasına gökyüzündeki yolculuklarıyla tanık olmuştu.

"Bu nasıl bir şelale?" Zeng ilerledikleri yön üzerinde bir dağdan akan ve bir kımı bulutların arasında kalan  şelaleyi gördüğünde şaşırdı. "Üstten akarken normal su gibi görünüyor fakat bulutları geçtiğinde suyun rengi siyaha dönüşüyor." kendi kendine mırıldandı.  "Şelalenin aktığı dağ bir uçurum gibi ve neden bu kadar yüksek." 

"Bu şelale lanetin kaynağına ev sahipliği yapıyor. Lanet tüm ormana buradan ve bu şelale sayesinde yayılıyor." Zeng'in sözlerini işiten kuş konuşmaya başladı. "Şelaleyi ikiye bölmüş gibi görülen bulutların olduğu yerde bir mağara var. Atalarımın incelemeleri sonucunda lanetin bu mağaradan yayıldığına eminiz. Şimdi sıkı tutunun." Kuş bu noktada dik uçurumlu dağa iyice yaklaşmıştı. Uyarısını yaptıktan sonra açısını değiştirerek hızla yükselmeye başladı.

Zeng ve Lynx, kendilerine yapılan uyarı sonrasında kuşun tüylerini sıkıca kavrayarak ok gibi yükselmesine uyum sağlamaya çalıştı. Kendilerine uyarı yapılmasa ve sıkıca tutunmasalar kesinlikle açısını değiştiren kuşun sırtından düşmüş olacaklardı.

Kuş ok gibi yükselmeye bir kaç tütsü süresi boyunca devam etti. Sonunda Bulutların arasına ulaştı.  Bir kaç nefes sonra bahsettiği mağaranın girişi artık önlerinde duruyordu. Kuş ise havada kanat çırparak konumunu koruyordu.

Grubun önünde durduğu mağaradan yayılan abeslik gücü herkesin kalbini ve düşüncelerini etkilemek istiyormuş gibi bir his yaratıyordu. Bu his yoğun olmasa da fark edilmeyecek kadar az değildi.

"Düşüncelerinizin ve duygularınızın etkilenmesine izin vermeyin. Yoksa kendinize tekrar gelmeniz zaman alır. Ayrıca bu siyah sıvıya sakın basmayın. Bu sıvı şelalenin rengini değiştiriyor." Kuş uyarısından sonra mağara girişine gelerek yere indi ve kanatlarını açarak Lynx ile Zeng'in inmesini bekledi.

"Kaynak tam olarak nerede?" Zeng hissettiği abeslik duygusunu bastırdı. Buranın verdiği duygu kesinlikle iğrenç hissettiriyordu. Bir an önce lanetin kaynağına gitmeli, yapabileceğini yaptıktan sonra buradan hızlıca ayrılmak istedi.

"Burası gerçekten berbat hızlı olalım. Burada kalmak istemiyorum. Bu abeslik bana göre değil." Lynx de arkadaşıyla aynı fikirleri paylaşıyordu.

"Biraz ilerledikten sonra kaynak önümüze çıkacak."

Zeng ve Lynx mağara duvarlarındaki kara catlaklara ve yerde sızan bir el genişliğindeki siyah sıvıya kısa bir süre baktıktan sonra sıvıya dokunmadan ilerlediler. Mağara içinde ne kadar yol alırlarsa  duvarlardan yayılan kara çatlaklar o kadar büyüyor ve genişliyordu.

"Bu sıvı şelalenin rengini değiştiriyorsa neden mağarayı kapatmadınız?" Zeng sıvının giderek daha siyah ve kara bir hal aldığını farketti.

"Bunu denedik. Fakat bir kaç dakika sonra giriş tekrar açıldı. Ayrıca sıvının kaynağa doğru daha siyah olduğunu gördünüz. Bu dağ ve şelale ormanın kalbi olarak anılır ve merkezidir. Sıvı şelale yoluyla yayılsada içindeki lanetin büyük kısmı şelaleye ilerlerken dağ içine sızıyor. Yani mağarayı kapatmayı başarsak bile bunun bir etkisi olmayacaktı." Kuş, sorulan soruyu yavaş ve sakin bir şekilde yollarına devam ederken açıkladı.

"Bunun bir faydası olmayacakmış." Sözlerin bitmesiyle Lynx, Zeng'e sorduğu sorunun cevabını anlattı.

Grup  mağarada ilerlerken duvardaki çatlaklarda ince, küçük, yeşil ve parlak çizgiler belirmeye başlamıştı. İlerledikçe büyüyen ve genişleyen yeşil parlak çizgiler çatlaklar arasında sanki kaynağın yolunu aydınlatıyormuş gibi bir izlenim verirken lanetinde bir parçası olduğu veya buna tepki vermeye çalıştığı arasındaki farkı anlamak zordu.

"Bu yeşil parlaklıkların sebebi ne?" 

"Bunları bizde ne olduğunu ve neden ortaya çıktığını bizde tam olarak bilmiyoruz. Fakat atalarımın tahminine göre bunlar doğa ana tarafından lanete tepki olarak oluşturulmaya çalışan yaşamın alevleri olabilir." dinlediği hikayeyi anımsadı kuş. "Bu yüzden lanet sadece ağaçların içine çekiliyor ve ormandaki diğer canlılara zarar vermiyor diye bir tahmin yürüttü atalarımız. Fakat bu konuda onlar da emin değildi."

Lynx, kuşun bildiği herşeyi dinledikten sonra Zeng'e anlatırken herkesin içine işlemek isteyen abestlik duygusunun arttığını farketmiş ve bu konuyu belirtmek istemek ve istememek arasında kararsız kalarak sessizliğe gömüldü.

Zeng, Lynx ve kuş ilerledikçe artık tüm mağara örümcek ağı gibi görünen kara çatlaklarla dolmuş ve bunların arasında kendisine yer edinmiş yeşil parlaklıklar bulunuyordu.

"Geldik kaynak burası."

  Kuş önündeki bir insan boyunda olan kara sıvıdan oluşmuş ve kara baloncuklar çıkartan tepeyi işaret etti.

Zeng ve Lynx dikkatli bir şekilde tepeyi inceledikten sonra mağaradaki yeşil parlaklıkların bu sıvı içerisinde yer almadığına emin oldu.  Yeşil parlaklıklar sadece mağara duvarlarında ve baktıkları sıvının etrafında olmasına rağmen asla sıvıya temas etmiyor gibi görünüyordu. Bir insan boyunda olan tepe şeklindeki lanetin kaynağına en yakın olan yeşil parlaklıkların uzaklığı, üç-dört parmak mesafesindeydi.

"Peki o halde şimdi ne yapmalıyım." Zeng kaynağı incelemeyi bitirdikten sonra kendisini sessizce izleyen kuşa baktı.

"Yaşamın alevlerini yak." Kuş ilk adımı söyledi.

"Ya şimdi?" Lynx'in tercümanlığı sayesinde Zeng yaşamın alevlerini aktif hale getirdi.

"Yaşamın alevleri etkinken bir elini kes ve büyü gücünün aktif oladuğu kanı şuan yaktığın alevlerle kapla. Ne kadar çok kan çıkartırsan lanetin etkisi o kadar azalır." Lynx, ikinci adımın dinledikten sonra açıkladı.

"Ya şimdi?" Zeng büyü gücünün aktif olduğu bir avuç kanı yaşamın alevleriyle bir kaç nefes içerisinde kapladı.

"Aynı işlemi tekrarlayarak bir kaç kez daha yap." Lynx, üçüncü adımı açıkladı. "Dikkat et Zeng. Kendini çok fazla zorlama. Aksi halde ruh kanını yakabilirsin." Zeng hakkında endişelenmeden duramadı ve durması gerektiği noktayı belirtti.

"Endişelenme durmam gerektiği noktayı bilirim."

Zeng, arkadaşının endişelenmesini istemeyerek aynı işlemi bir kaç kez daha tekrarladı. Artık gözlerinin önünde süzülen ve yaşamın alevleriyle kapladığı kan neredeyse on avuç büyüklüğüne ulaşmışken alnında ter damlaları birikmiş ve nefes nefese kalmıştı.

"Şimdi ne yapıyoruz." Zeng Limidine ulaştığını anlayarak işlemi durdurdu. Kuşun bir sonraki adımı Lynx'e anlatmasını beklerken gözleri önünde süzülen yeşil alevlerle kaplı olan kanına sabitlenmişti.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
ramazan (64 puan) Üye
2021-03-03 03:19:53
Ellerinize sağlık.