******

"Önünde süzülen, yaşamın alevleriyle yanan, kanını iki eşit parçaya böl." Lynx kuşun dediklerini söylemeye başladı. "İki parçanın birini tekrar beş eşit parçaya böl ve hayali bir yıldızın köşeleri gibi beş noktaya yerleştir." İlk parça için olan sözleri tamamen  tercüme etti.

"Tamamdır. Ya şimdi?" Zeng, Lynx'in tercüme ettiği adımları bir kaç nefes içerisinde gerçekleştirdi.

"Kalan parçanın dörtte üçüyle bir daire oluştur. Bu daire beş nokta içine gelmeli ve hayali yıldızın çizgilerine temas etmemeli." Lynx kuşa bakarak söylediklerini tekrar ediyordu. "Kalan son parçayı darirenin tam ortasına yerleştir."

"Hepsi bu kadar mı?" Zeng işlemin daha zorlu olmasını bekliyorken önündeki beş noktaya ve içindeki daireye bakmaya devam etti. Oluşturduğu şekil tamamen kendi kanından ve yaşamın alevlerinden elde edilmişti.

"Hayır." Lynx işlemin daha bitmediğini belirtti. "Şimdi bu büyülü sözleri sürekli tekrar ederek yanan kanının aurasını hisset. Bağlantı kurduğunda gözlerini aç ve bu hareketi yap." Lynx, kuştan duyduğu bir kaç kelimelik büyülü sözleri aktardı

"Karon ciya samaro. Delendre akia bao" Zeng, Lynx'in aktarmış olduğu sözleri gözlerini kapatarak tekrarlamaya başladı.

Zeng, sözleri ondan fazla kez tekrar ederken gözlerini bir an için bile açmadı. Fakat önündeki şekille hala bağlantı kurduğuna dair en ufak bir güdüsü yoktu. yirminci tekrara geldiğinde bir nefeslik bir bağlantı hissetti. Fakat bağlantı anında ortadan kayboldu.

Zeng sözleri tekrar ederken otuz yedinci döngüye geldiğinde bağlantı tekrar ortaya çıktı. Oldukça zayıf olmasına rağmen ilk bağlantı gibi anında ortadan yok olmadı. Bağlantının yeterli olmadığını düşünerek sözleri bir kaç kez daha tekrarlamaya devam etti ve devam ettikçe bağlantının giderek güçlendiğini farketti.

Zeng en sonunda kırk yedinci döngüde önünde süzülen kanıyla arasındaki bağlantının yeteri kadar güçlü olduğuna emin olarak gözlerini açtı. İki elini açarak Lynx'in gösterdiği hareketi tekrarlamaya başladı.

Zeng'in yapmış olduğu el hareketi sırasıyla iki elinin parmaklarını kenetlemek. Ardından ellerini açarak  avuç içlerinin süzülen kana doğru dönük olması ve sonrasındaysa başparmakları birleşik dururken, sağ elini sol elinin üstüne getirmesiydi. Hareket bitince adımları tersten yapmaya başıyor ve en başa dönerek tekrar ediyordu

Zeng, birkaç kere aynı hareketleri yaptıktan sonra yedinci döngüde önünde süzülen kanıyla arasındaki bağlatının uyum içine girmeye başladığını farketti. Bir kaç döngü sonrasındaysa hayali yıldızın beş noktasından çizgiler çıkmaya başladı.

Zeng yirmi ikinci döngüye geldiğinde artık beş nokta arasındaki tüm çizgiler birleşmişti. oyuz dördüncü çizgiye geldiğindeyse yıldız içindeki çemberin alevleri daha da canlı ve parlak olarak yanmaya başlamıştı.

Zeng, elli sekizinci döngüye geldiğindeyse daire merkezindeki son kanının alevleri ışıltısını neredeyse kaybederek bir çember şeklinde büyümeye başladı. El hareketlerinin altmış üçüncü döngüsü bittiğinde daire içinde merkezde büyüyen çember artık yıldızın beş ucuna kadar büyümüştü. Büyüyen çember tam yıldızın beş ucunun üstüne gelerek durdu.

Zeng tüm el hareketlerini tekrar ederken dış dünyayı unutmuş ve bilinci artık önündeki yeni şekil ile bütün olmuş gibiydi. Farkında olmasada kıyafetleri terden tamamen ıslanmış bir şekildeydi. Ayrıcı düzensiz ve çok sık nefes alıyordu.

Bilinci önündeki çemberle birleşen Zeng, son adımı yapmak için rehber kuşun sözlerine gerek duymadı. Lynx'in kendisine tercüme ettiği sözlerin farkında bile olmadan şekil tarafından yönlendirilmeye başlamıştı.

Son adımı tamamlarken yarattığı oluşumu yavaş yavaş insan boyutunda, tepe şeklindeki lanete doğru göndermeye başlamıştı. Bir kaç nefes sonra oluşum lanetin kaynağıyla olan ilk teması gerçekleştirdi.

"Arghh"

Zeng yarattığı oluşumun kaynağa ilk temasıyla beraber dişlerini sıkarak küçük bir acı iniltisi çıkardı.

"Arrggghhhh"

Oluşum lanetin içine batmaya devam ettikçe Zeng'in çıkartığı acı iniltisi giderek büyümüş ve en sonunda dayanamayıp tamamen acı bir çığlığına dönüşmüşmesine rağmen hala el hareketini tekrar ediyordu.

"Zeennnngg" 

Arkadaşının acı dolu çığlığını duyan Lynx, endilenerek suskunluğunu koruyamadı.

"Bilinci oluşumla bir olduğu için seni duyamaz. Boşa kendini yorma işlemi bitirmesi gerek. Aksi halde aldığı tepkiyle ölmese bile sakat kalır." Kuş, endişeli Lynx'e, Zeng'in neden tepki vermediğini açıkladı.

"Eğer bu işin sonunda ona bir şey olursa, yemin ederim seni öldürürüm." Lynx, bakışlarını Zeng'den bir an bile ayırmadı.

"Merak etme ölmeyecek. Sadece zayıf, çok zayıf düşebilir." 

Zeng, ikilinin konuşmalarının farkında dahi olmadan tamamen lanetin kaynağına batan  oluşumu dengelemeye ve korumaya çabalarken hissettiği acı sürekli katlanarak artmaya devam ediyordu.

"Arrrrrgggggghhhhhhhhhh"

Zeng en sonunda bulunduğu pozisyonu koruyamayarak öncekilerinden çok daha büyük bir çığlık atarak mağara duvarına doğru savruldu. Aldığı tepkinin gücüyle savrulduğu mağara duvarında bir göçük oluşmuştu.

"Zeeeennggg! Dur artık!"

Zeng hızla el hareketlerine devam ederken göçüğün içinden ayağa kalkarak çıktı. Kendisine seslenen Lynx'i duymasa dahi savrulmanın etkisiyle, bilincinin küçük bir kısmını geri kazanmıştı. Fakat büyük bir kısmı hala oluşumla bütünleşmiş haldeydi. Kazandığı bilinç parçasıyla içten içe durmasını farketmiş olmasına rağmen oluşum buna izin vermiyordu.

Zeng küçük bilinç parçasının tüm çabalarına rağmen kendisini engelleyemeden el hareketlerine devam etti. Bir kaç nefes sonra tekrar tepkiye dayanamayarak aynı göçüğe savruldu.  Göçük bu kez daha da derinleşmişti.

"Neler oluyor?" 

Lynx, titrek gözlerle Zeng'in savrulduğu göçüğe bakıyor ve tekrar ayağa kalkmasını umut ederek bekliyordu. Zeng göçükten tekrar dışarı çıktığındaysa rahatlamış ve mağara da olan bitenleri farketmişti.

"Doğa tepki veriyor. Zeng'e yardım ediyor. Atalarımın tahmini baştan beri doğruymuş."

Kuş, Lynx'in ve kendisinin gördüğü fenomenin anlamını açıkladı.

Zeng, göçüğe tekrar savrulduğunda mağara içindeki çatlaklara yayılmış yeşil parlak çizgiler, çatlaklardan gruplar halinde ayrılmaya başlamış ve Zeng'in üstünde toplanmaya başlamıştı.

Bir kaç nefes içinde mağaradaki tüm yeşil parlaklıklar havada bir bütün haline gelerek yaklaşık otuz avuç büyüklüğünde bir küre şeklini oluşturdu. Küre şeklindeki yeşil parlaklık tamamen bir araya geldiğinde Zeng'in tüm vücudunu kapladı.

Zeng, vücudunun kaplanmasıyla beraber hissettiği acı duygusu da yavaş yavaş yok olmaya başladı. Bir süre sonra acı hissi neredeyse tamamen yok olmuşken bilincinin neredeyse yarısını tekrar kazanmıştı.

Zeng acı hissinin yok olmasıyla beraber el hareketlerini durdurma isteğini bir kenara bıraktı ve işleme devam etti.

Yaklaşık bir tütsü süresi sonrasındaysa Zeng'i kaplayan yeşil parlaklık vücudundan ayrılarak  hemen yanında bir silüet oluşturmaya başladı. Silüet tamamen oluştuğundaysa Zeng'in el yaptığı hareketleri Zeng'le bir uyum oluşturarak tekrarladı.

"Bu silüette neyin nesi? Şekli hatta saçı bile tamamen bana benziyor. Önce acımı aldı. Şimdiyse hissettiğim baskıyı yarıya indirdi. Bana yardım mı ediyor?" Zeng aklındaki düşüncelerle hareketleri tekrarlamaya devam etti.

Yaklaşık bir gün boyunca Zeng, oluşan yeşil silüetiyle beraber hareketleri tekrar ve tekrar yaptı. Zeng sessizliğini korurken kendisini ve siliüeti izleyen Lynx ile kuş hala bilinçsiz olduğunu düşünerek tek kelime etmeden izlemeye devam ettiler.

İkinci günün bitmesine yakın bir zaman kala insan boyutunda, tepe şeklindeki lanet yavaş yavaş çatlamaya başladı. 4-5 tütsülük süre sonrasındaysa büyüyen çatlaklardan Zeng'in kanı ve yeşil alevleriyle yarattığı oluşumun ışıkları sızmaya başladı.

"İşe yarıyor. Lanet tüm süreçte zayıflamakla kalmamış, aynı zamanda yok olmaya başlıyor." Lanetin kaynağının yaydığı ışıkları gören kuş sevinç içerisinde Lynx'e seslendi.

"Görüyorum. Anlaşılan Zeng gerçekten başaracak." Lynx'in ağzından dökülen kelimeler bunlar olsa dahi "Sadece iyi ol. Lanet ve bu orman umurumda değil." İçten içe Zeng'in iyiliğini düşünüyordu.

Zaman yavaş yavaş akmaya devam etmiş ve artık üçüncü günün sonuna gelinmişti. Lanetin kaynağından yayılan ışıklar artık zirveye ulaşmış ve tüm mağarayı aydınlatıyordu. Kaynağın kalanının hızlanması artık limidine ulaşmıştı.

"Neredeyse bitti."

Lanetin artık yok olmaya bir adım uzaklıkta olduğunu farkeden kuş sevincini korurken artık heyecanına engel olamayıp vücudunu kaybetmiş bir şekilde olan biteni izlemeye devam ediyordu. Neslinin ve vatanının geleceği bu lanetin yok olmasına bağlıydı.

Dördüncü günün ortasına geldiğinde Kaynağın tamamı yeşil renklerle kaplı ve sadece ufak tefek siyahlıklar gözle görülebiliyordu. Bir kaç tütsü süresi sonrasında tamamen yok olacağı belliydi.

"Bu da neydi?"

Lynx olan biteni endişeli gözlerle izlemeye devam ederken, mağarada hiç yoktan ortaya çıkan bir rüzgar uğultusu içini ürpertmişti.

"Teşekkür mü etti?" 

Kuş ve Lynx farkına varmasa da Zeng ortaya çıkan rüzgar uğultusunun ne demek istediğini duygusal olarak hissetti. Duyduğu uğultu kendisin de bir minnet hissi oluşturmuştu.

Bir kaç tütsü süresi sonrasında kalan tüm lanet yok olarak geriye sadece Zeng'in yarattığı oluşum kalmıştı. Zeng lanetin kaybolmasıyla artık bilincini tamamen geri kazanarak el hareketlerini kesti. Yanındaki silüette kendisiyle aynı anda hareketlerini durdurdu.

Zeng'in ve siliüetin durmasıyla oluşum parçalanarak küçük zerrelere dönüşüp, yok oldu. Zeng oluşumun yok olmasıyla beraber başını çevirerek yanındaki siliüete baktı.

Bir nefes sonra siliüette başını Zeng'e doğru çevirdi ve gözlerinin önünde oluşum gibi parçalanarak dağıldı.

"Zeng başardın!" oluşum ve siliüetin yok olmasıyla daha fazla dayanamayan Lynx hızla Zeng'in yanına geldi.

"Evet sanırım başardım. Be.. Be.. ben.."

"Ne oldu? neyin var?"  

"Sa.. sanırım... Biraz uyumam ge." Zeng cümlesini bitiremeden gözlerini kapattı ve olduğu yere yığıldı.

"Zeeennnggg" Lynx yanı başında yere yığılan arkadaşını görünce anlık olarak tepkisiz kaldı.

Bölüm  82: Lanetin Kaldırılması