Kuzeyli Asilzade ve Yırtıcı Kuş Hanımının Kar Ülkesindeki Avcılık Hayatı

03 Haziran 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
719 Görüntülenme
Bu bölümü 10 Kişi beğendi.
Cilt 1

Sieglinde'nin Faaliyet Raporu No. 2

Neden bir yıl boyunca geçici eş olmayı önerdiğime gelince, bunu Ritzhard'ın bile fark edeceğini düşündüm.

Vücudum, kişiliğim ve hatta görünüşüm normal kadınlardan çok farklıydı.
Karı koca olarak birlikte yaşamaya başladığımızda, 'bir şeyin doğru olmadığını' fark etmesini bekliyordum.

Ne dediğine aldırmamıştım ama şimdilik kuzenlerim evlenene kadar saklanacak bir yere ihtiyacım vardı.
Buna ek olarak, eğer orası bana uyuyorsa oraya yerleşebilirdim.

İyi bir eş olamasam da güvenilir bir yerli olabilirdim.

Ama bundan önce, programı tartışmak için ailemle buluşmam gerektiğinden bir süre yollarımızı ayırdık.

Eve döndükten sonra.
Sahip olduğum sorunların çözüldüğünü düşünmüştüm, ama nedense rahatlayamadım.

Geçici bir sözleşmeye rağmen, yine de aceleyle evlenmeye karar vermiştim.

Benim bile hassas olduğum şeylerin olduğunu fark ettim.

Dünyada sevgisiz evliliklerin olduğunu duymuştum. Ayrıca aşk olmadan bile dostça bir ilişki sürdüren birçok çift vardı, ama böyle bir beceriyle başa çıkabilir miyim emin değildim.

Sadece çıkarlarımız çakışıyor diye her şeyin yolunda gidip gitmeyeceğini kendime sormaya devam ettim.

Ayrıca farklı ülkelerde, farklı ortamlarda büyümüştük.
Askerlik görevimden öğrendiğim bilgiler Kar Ülkesi’nde işime yaramayabilirdi.

Bunları düşündüğümde, onun için biraz üzüldüm.

Sonunda, gözüme uyku girmeden ertesi sabahı karşıladım.
Gitmeden önce Ritzhard'la buluşarak endişelerimden kurtulmak istedim, bu yüzden kaldığı yere bir mektup gönderdim.

Ani bir çağrı olmasına rağmen, kar perisi memnuniyetle isteğimi kabul etti.

Buluşma yerinde beklediğimde tam zamanında geldi.

Sokaklarda bile Ritzhard göze çarpıyordu. İyi ya da kötü.
Nazik huylu gülümsemeleri çok zarifti, ancak insanların sık sık gülümsemediği bu ülkede onu oldukça ciddiyetsiz gösteriyordu.

Kar Ülkesi’nde yaşam için gerekli malları satın almak istediğini söylediği için meydandan ayrıldık.

Oldukça kalabalık vardı. Konuşmak üzereyken ellerimi tuttu ve tek kelime etmeden cebine koydu.

Ani hareketlerine nasıl tepki vereceğini bilmiyordum, ancak amacı çok geçmeden ortaya çıktı.

Sıkıntılı bir ifadeyle “Burada inanılmaz bir insan kalabalığı var” diyerek geri döndü. Sonra “Ellerin soğuk değil miydi?” dedi.

Beni korumak için kalabalığın içinden geçiyordu ve soğuk olduğunu söyleyerek içeri benim girmeme izin verdi.

Bana bir prensesmişim gibi davranıyordu.

Günü onunla geçirirken endişem neredeyse bitmişti. Bu evliliğin yolunda gidebileceğini hissettim.

Ancak, her ihtimale karşı ona 'arkadaş' olmakla başlamamız gerektiğini söyledim.
Bir kadın gibi davranılmaya alışık değildim, böyle davranıldığında garip hissediyordum.

Ertesi gün, ailemle tanışması da çok fazla sorun yaşanmadan sona erdi ve gününün geri kalanını eve dönene kadar bu ülkede geçireceğine karar verdi.

Ailemin evinde kalırken ondan birçok hikaye dinledim.
Ritzhard’ın kaldığı yerin çevresi, kültürü, tarihi ve günlük hayatı. Hepsi çok ilginç hikayelerdi, birlikte zamanımız hızla geçmişti.

Son günün sabahı Ritzhard'a veda ettim.
El sıkışmak için ellerimi uzattığımda, önümdeki adam beklenmedik bir şey söyledi.

——“Bir sonraki buluşmamızı dört gözle bekliyorum, ojou-san.” dedi.

‘Ojou-san’ da nereden çıkmıştı? İlk defa birisi bana böyle seslenmişti.

Duyduğuma inanamadım. Bu arada uzattığım elim onun eline sarılmıştı.
Dikkatim bu sıcak ellere yönlendirilirken, bir sonraki an yanağıma bir baskı uygulandı.

İster inanın ister inanmayın, Ritzhard beni yanağımdan öpmüştü.

Şüphesiz ki, başarılı bir şaka yapmış çocuk gibi bir ifadesi vardı. "Küstah adam!" ona bu tür düşüncelerle baktığımda utangaçlıkla gülümserken yüzü hafifçe kırmızıya dönmüştü.

Ne diyeceğimi bilemedim.

Ritzhard arabaya bindi ve ayrılırken veda etti.

İki ay sonra onunla buluşacaktım. Şimdi uzun günler başlamıştı.

◇◇◇

Evliliğim kararlaştırıldığından beri annem gereksiz hazırlıklar yapmaya başlamıştı.
İkinci ağabeyimin adaba uygunluk konusunda katı olan karısını aradı.

Onlara, avcı oldukları için hiçbir şeye hazırlanmanın gerek olmadığını söyledim, ama kimse dinlemedi.

O günden itibaren cehennem gibi bir eğitim aldım.
Nakış, çay ve yemek için görgü kuralları. Konuklar için tatlılar yapmak ve elbiseler giymek.
Her şeyi mükemmel bir şekilde yapana kadar eğitimim bitmedi.

Beklenmedik bir şekilde, el sanatları konusunda oldukça yetenekliydim.
Nakışlı mendiller, günde bir mendil, hepsi geçme notu almıştı.
Bunlardan yaklaşık otuz tane yapmıştım. Bana onun akrabalarına bir teşekkür olarak hediye etmem gerektiği söylenmişti. Yaptığım mendiller gelin hediyelerimin bir parçası olmuştu.

Baldızımın derslerinden kurtulduğum gün, yeğenim Claus tatilde tekrar geldi.

Beni görür görmez ‘erkek şeyleri giyen büyükanne’ dedi. Her zaman olduğu gibiydi.

Sadece bir ay önce, ona konuşmaları hakkında bir şeyler yapmasını söylemiştim, ama gözlerimi ondan alır almaz kendi benliğine geri dönmüştü.

Ancak, karşı cins gibi giyindiğim için hiçbir şey söylemedim.

Sonraki gün.
Evleneceğimden beri babam, bir erkek gibi giyinmeyi bırakmam gerektiğini söylüyordu. Bu yüzden annemin bana verdiği elbiseyi giymeye karar verdim.

Aileme nasıl göründüğümü sorduğumda, annem bakışlarını kaçırırken “Elinden gelenin en iyisini yaptın,” dedi. Babam da aynı şekilde bakışlarını kaçırırken “Gösterdiğin çabayı görüyorum,” dedi.
Gerçekten, ne kadar kaba ebeveynlerdi. Kardeşim ve karısı da aynı tepkilere sahipti. Elbiselerin üzerimde iyi görünmediğini biliyordum, ama ailem hala duygularıma zarar vermemeye özen gösteriyordu.

Ancak, kolayca okunabilen bu tutumlara daha fazla incindiğimi hissettim.

Sonra, kötü ağızlı yeğenim Claus vurguladı.

Bana "kadın şeyleri giyen büyükanne" dedi.

"Erkek şeyleri giyen büyükanne" demesini umursamamıştım. Yine de mantıklıydı.
Ancak "kadın şeyleri giyen büyükanne" hiçbir anlam ifade etmiyordu. Hem de hiç.

Claus’u ensesinden yakaladım ve ona yaklaşık bir saat boyunca ders verdim.

Kısa süre sonra "erkek şeyleri giyen büyükanne" demeye geri döndü.

◇◇◇

Gelecek ay boyunca kendimi huzursuz hissettim.
Annem ve baldızımla alışverişe çıkıp diğer kadınlarla çay içmeye gitmeme rağmen hiçbir şey kalbimi heyecanlandırmamıştı.

Tek sevincim Ritzhard'dan aldığım mektuplardı.
Kurduğu cümleler mülayimdi ve yaptığı kıyafetleri ve hatta kürk ayakkabıları göndermişti.

Bu arada, ordudaki eski meslektaşım bana evlenme teklif etmişti ve kuzenlerim aracılığıyla gitmemem için yalvarmıştı, ancak planlarımda herhangi bir değişiklik olmadı.

Bavulumu ben gitmeden önce göndermiştim, bu yüzden yanımda sadece bir çanta vardı.

Vatanımı terk ettiğimden iki gün sonra nihayet kocamın yerine vardım.

Hikayelerden duyduğum gibi, çok soğuk bir yerdi. İskelede çıkış yolunu engelleyen çok fazla insan olduğu için Ritzhard'ın bana gönderdiği kürk mantoyu giymek için zamanım vardı.
Hayvan tüyü beklenmedik bir şekilde sıcaktı. Aradaki fark beni çok şaşırtmıştı.

Uzun zamandan sonra buluştuğum Ritzhard, endişesiz bir peri gibi görünüyordu.
Onun sıcak karşılamasını görünce kendimi biraz mutlu hissettim.

Kar Ülkesi’ndeki öldürücü soğuk söylentilerine göre hava tahmin ettiğimden daha yumuşaktı.
Rüzgar estiğinde açıkta kalan yüzüm biraz acıdı, ama dayanılmaz değildi.

Bu şekilde, Kar Ülkesi hayatı başladı. Korktuğumdan farklı olarak günler oldukça keyifliydi.

Ritzhard bana her 'karım' dediğinde garip hissediyordum, ama günlerimi mutlu bir şekilde geçiriyordum.

Geçici çift hayatı yeni başlamış olmasına rağmen, ne gibi yeni deneyimler yaşayacağım konusunda heyecanlıydım.

Sürekli yeni deneyimlerle dolu her gün sorunsuz olarak geçiyordu.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Deci (4 puan) Üye
2021-09-03 02:12:35
Aileme nasıl göründüğümü sorduğumda, annem bakışlarını kaçırırken “Elinden gelenin en iyisini yaptın,” dedi. Babam da aynı şekilde bakışlarını kaçırırken “Gösterdiğin çabayı görüyorum,” dedi. Öyle mi denir anasını satayım.
Kızıl Kartal (9 puan) Üye
2021-05-05 14:50:32
Sieg bayağı tatlıymış ya. Çeviri için teşekkürler.
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-09 14:23:24
Çeviri için teşekkürler
Waga na wa Megumin (136 puan) Üye
2021-01-03 13:22:11
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-06-18 12:35:14
yaa ♡(ŐωŐ人) çok tatlışsınn Çeviri ve edit için teşekkürler^
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-06-04 08:22:29
Hayal kırıklığı... Teşekkürler