Overlord

28 Kasım 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
3553 Görüntülenme
Bu bölümü 33 Kişi beğendi.
Cilt 10

Re-Estize Krallığı -3

Evileye bedenini öne doğru eğdi. Yüzünde bir heyecan olan Renner da onun gibi ileriye doğru eğildi.

 

Doğal yetenekler bazen bir koz olarak kullanılabilirdi. Bu maceracılar için genelde böyle olurdu. Climb, Renner'ın bu sırrı saklayacağını bilmesine rağmen bunun böyle kolayca paylaşılmaması gereken bir bilgi olduğunu düşünüyordu.

 

“Bu, başkalarının duymasını istediğim bir şey değil, kulağını daha yakına getirebilir misin?”

 

"Tamam."

 

Renner kulağını Evileye yakınlaştırdı.

 

Ve sonra...

 

“SANKİ BÖYLE ÖNEMLİ BİR ŞEYİ SÖYLERİM DE!”

 

Öfkeli ses arabanın içinde yankılandı.

 

Tina bunu bekliyormuş gibi görünüyordu. Kulaklarını önceden tıkmıştı.

 

“Ne kabaca! Kulaklarım çınlıyor resmen!”

 

Renner kendini Climb'in kucağına attı.

 

Climb'a doğru gözyaşları içinde baktı.

 

Climb anında zihninden geçen "Çok tatlı," "Çok güzel kokuyor," cümlelerini kafasından attı. Sahibesiyle ilgili böyle fantezilere sahip olması yasaktı.

 

“Evileye-sama, nasıl hissettiğinizi anlıyorum, ama özür dilemenizi istey...”

 

"Ah? Onu şımartıp durduğun için böyle oluyor değil mi?”

 

"Hayır, öyle değil. Prenses'i şımarttığımdan falan değil...

 

Onu şımartmak istese bile, bunu yapabilmesi imkansızdı.

 

“Evet, Climb beni şımartıyor. Hatta daha çok şımartması gerektiğini düşünüyorum. Ne dediğini onaylıyorum Evileye-san. ”

 

“Hayır, hayır, bu doğru değil, Prenses-sama. Bu doğru hissettirmiyor…”

 

"Elbette doğru! "Ne kadar şımartılırsam, bana yöneltilen azarları o kadar iyi omuzlayabilirim. Bu yüzden beni daha çok şımartmalısınız. Çocukken olduğu gibi birlikte uyuklamaya başlayalım. Evileye-san, lütfen devam et!”

 

“Ugh, peki. Ben bir aptalım... Her halükârda, başkalarına yeteneklerimi anlatmaya niyetim yok, evlat. Anladın mı?"

 

“Yeteneklerini anlatmak gerçekten bu kadar tehlikeli mi?”

 

"Ah evet. Bu benim kozum sonuçta. Eğer kullanırsam… Liderimizin kılıcının kontrolden çıkması gibi bir şey olur. Bütün bir şehri kolayca yok edebilir.”

 

Evileye'nin sesinde bunu söylerken korkunç bir ağırlık vardı.

 

Yine de göğsünden afallamış bir "Hm?" sesi çıkartmıştı. Climb aşağı doğru bakmak istedi ama bunu yaparsa Renner'ın çok fazla yakınında olduğu gerçeğiyle yüzleşecekti. Bunu asla yapamazdı.

 

Renner'i uzaklaştırmayı düşündü, ama yumuşak ve kırılgan bedenini dikkate aldıktan sonra Renner üstünde ne kadar güç kullanması gerektiğini bilemedi.

 

Climb'ın kalbi çarpmaya devam ederken, konuşma onsuz devam etti.

 

“Lakyus'un taşıdığı kılıç mı?”

 

“Ah, ona göre, bir kez kontrolden çıktığında, ciddi sonuçlara yol açarmış. Bir şehir, hayır ülke mi demişti? Neyse işte, o dediği şey tamamen yok olacakmış. Onu bastırmak için gücünün bir kısmını kullanması gerektiğine dair bir şey söylemişti…”

 

“Yani, demek öyle... Bunu bilmiyordum…”

 

Climb, sahibesine o şeytani kılıç hakkında bir şey söylemedi.

 

“En iyisi hiç düşünmemek. Oni liderimiz bundan ikinize bahsetmedi çünkü endişelenmenizi istemedi. Bilmiyormuş gibi davranmaya devam edersen memnun olurum.”

 

“...Anlıyorum. Anladım. O zaman dediğin gibi yapacağım.”

 

“Konusu açılmışken, Aindra-sama'ya ne oldu? Son zamanlarda onu görmedim ...”

 

"Hm? Kimse ona ne olduğundan bahsetmedi değil mi? Prenses, ona söylemedin mi?”

 

“..."Unuttum. Şu anda Gagaran-san ve Tia-san ile eğitimde gibi görünüyor.”

 

Evileye, Renner'den sözü aldı ve devam etti.

 

“İkisi Krallık'a saldıran Şeytan Lord Jaldabaoth ile savaş sırasında hayatlarını kaybetti. Tabii ki, bundan sonra yeniden diriltildiler, ancak bu, onların hayat gücünden çok büyük bir miktarı harcadı. Bu nedenle, güçlerini yeniden kazanmak için kendilerini tehlikeye sokarak yaşam ve ölümün sınırlarını zorlamak zorundalar.”

 

“Açıkçası, onlarla gidebilmeyi isterdim.”

 

“Yine de, eğer bunu yaparsan, o yönteme bağımlı olmaya başlayacaksın. Gücün en iyi yolu az miktarda yaptığın kısa savaşlardır.”

 

"Bundan şüpheliyim."

 

"Lair-bellup için etkili bir yöntem gibi görünüyor. (Seviye atlama) Eğer bu metoda güvenmezsiniz o herif Kraliyet Başkenti'ne tekrar saldırdığında, zaman bile kazandıramazsınız."

 

“Zaman kazandırmak mı? Ahh - şu bahsettiğin kişi gelene kadar mı Evileye?”

 

"Elbette! O kahraman-sama gelene kadar!”

 

Evileye'nin ruh hali aniden değişti.

 

Yüzündeki maskeye rağmen tutkusunu ve heyecanı hissedilebiliyordu.

 

"Bahsettiğin kişi... Momon-sa... Momon-sama değil mi?"

 

"Evet! Büyük kahraman, Momon-sama! Şimdiye kadarki en büyük savaşçı. İkili uzun kılıçlarını bir sopa taşıyormuşcasına rahat savuran kahraman! Şüphesiz ki o, ülkedeki en güçlü savaşçı! Jaldabaoth tekrar gelse bile, Momon-sama etrafta olduğu sürece, kesinlikle onu öldürür! Yine de, geçen sefer kaçmayı başarması utanç verici. Yine de, o harika adam şu an o sorunla başa çıkmak için bir yol bulmuş olmalıydı!”

 

Sözlerindeki tutkunun altında ezilen Climb'ın verebileceği tek cevap "Ah, evet," oldu.

 

“Ama o cidden gelecek mi? Büyücü Kral'ın bir piyonu değil miydi?”

 

Tina'nın surat ifadesi, o sırada yumruklarını sıkmış Evileye ile konuşurken yorgunluğunu belli ediyordu.

 

“Ahhhh Momon-sama! Lanet olsun o Büyücü Kral'a! Öylesine yüce bir adamı kontrolü altına almaya nasıl cüret eder! Herkes izin verse bile, ben izin vermeyeceğım! Keşke onu yenebilip Momon-sama'yı serbest bırakabilsem! Ayrıca böyle yaparken ne düşünüyordu ki? Belki de E-Rantel'e gitmeli ve Momon-sama'ya bunu sormalıyız. Ne dersin?"

 

“...İkisi iyileşene kadar beklemek zorundayız."

 

“Sadece bir anlığına ortaya çıkıp mekanı ezberleyeceğim. Böylece sonradan geri ışınlanabilirim. Ayrıca, [Uçuş] kullanırsam ve kendi başıma seyahat edersem çok uzun da sürmez!”

 

“Evileye, konu Momon olunca cidden kendini kaybediyorsun… Oni liderimiz böyle bir şeyi yapamayacağınızı söylemedi mi?”

 

“O yüzden bunu sır olarak saklarız!”

 

“Şey, ağzım pek bir gevşek, o yüzden sır tutamıyorum.”

 

“Oi, önceki uğraşına göre bu imkansız değil mi?”

 

"Ne yazık ki şu anda 'Mavi Gül'ün Tina'sıyım. Ayrıca bir lakabım da 'Hayatını Kurtarmak İçin Sır Tutmaz'dır."

 

Tina'nın gözleri ciddiyetle parladı.

 

“...Hm, bu iyi bir fırsat. "Sana sormak istiyordum, Evileye. Büyücü Kral'ı öldürebilir misin?”

 

Evileye dondu kaldı. Az önceki heyecanı birden uçup gitmişti. Bulunduğu yerde, maceracılar arasındaki en güçlü büyü kullanıcısı mevcuttu.

 

“Eğer söylentiler doğruysa, o zaman o adam tüm büyü kullanıcılarından daha güçlüdür. Katze Ovası'ndaki olaydan sonra bazı soruşturmalar yaptım ve tüm bağlantılarımı kullandım. Hatta şu nine ile bile temasa geçtim. Ardından elde ettiğim bilgileri analiz ettim. Ancak, iş o kadar saçma bir hâle geldi ki artık komikliği de kaçtı. Öyle ki herifin bir illüzyon ile falan yaratıldığını bile düşünür oldum."

 

“O kesinlikle bir illüzyon değildi. Çok fazla kişi öldü…”

 

Renner'ın yüzü acı içinde büküldü.

 

“Bu savaşa katılan 260.000 insandan 180.000'i hayatını kaybetti. Ayrıca hayatta kalanlar arasında zihinsel olarak yaralanmış ve artık normal bir hayat yaşayamayacak kişilerin de olduğunu duydum. Bazı yetimlerin babasına öyle olmuş.”

 

“..."Pekala, şu serseriyi dinledikten sonra nasıl öyle öldüklerini anlayabiliyorum. Böyle canavarlar tarafından kovalandılarsa…”

 

“..."Evet. Cehennem gibiydi. Neyse ki Brain-san... ve Savaşçı-Kaptan benimleydi. O iki güçlü insan sayesinde hiçbir zihinsel yara almadım. Yine de bazen kendimi istemsizce geriye doğru bakmak isterken buluyorum. Askere alınan köylüler bu durum daha kötü olmalı. Onların zihinsel olarak çökmesi hiç de anormal değil."

 

“Cidden de şansına dua etmelisin.”

 

Climb cevap olarak sadece kafasını sallamakla yetindi.

 

“O zaman, Tina. Sorunu dürüstçe cevaplayayım. Büyücü Kral'ı yenemem.”

 

Beklediği cevap da buydu.

 

"Tıpkı düşündüğüm gibi…"

 

"Şey, evet. Belki o çağırdığı canavarı halledecek bir yol bulabilirim. Şöyle ki, olay yerinde olmadığım için bunu söylemek zor. Yine de Büyücü Kral denilen o varlık sadece birkaç canavar çağırmaktan ibaret değil. O bu dünyada var olmaması gereken bir oluşum. Tanrıların gücüne sahip birisi.”

 

“Peki Büyücü Kral'ın gücünden ziyade, bir eşya tarafından çağrılmış olabilme ihtimalleri yok mu?”

 

“Olabilir, ama durum buysa yine de çok tehlikeli. Bununla birlikte, bunu doğrulamanın hiçbir yolu yok.”

 

“Keşke Jaldabaoth'la ile bir anlaşmazlığa düşse.”

 

“Bu hepimizin beklediği bir gelişme. Ondan sonra, umduğumuz en iyi senaryo Momon-sama'nın Büyücü Kral'ı öldürmesi."

……

 

“Sizce kim daha güçlüdür, Momon-sama mı yoksa Büyücü Kral mı?”

 

Bu soruyu soran kişi Climb idi, ama şahsen, o güçlü canavarları toplayan Büyücü Kralın çok daha üstün olduğunu hissediyordu. Ancak, Evileye'nin dalgın ifadesi onu şok etti.

 

"Emin değilim. Şahsen, Jaldabaoth'u süren Momon-sama'nın daha güçlü olduğunu hissediyorum. Ancak, büyücü Kral da inanılmaz bir kudrete sahip. Her iki taraf da bizim hayal edebileceğimizden çok daha güçlü.”

 

“Yine de onun gibi birinin Büyücü Kral'ın himayesi altında olması olacak en kötü durumlardan biri. Kimse ona savaş açmaya cesaret edemez.”

 

"Aynen öyle."

 

Büyücü Kral'a eşit şartlarda antlaşma sunabilecek tek kişi şu anda onun kulu haline gelmişti. Bu gerçekten rahatsız edici bir gelişmeydi. Büyücü Kral’a savaş ilan eden herkes, iki tane Büyücü Kral'a karşı savaş ilan etmiş gibi olacaktı.

 

Vagonun içindeki atmosfer kasvetleşirken yolcular ile şoförü ayıran paravanda bir tıklama duyuldu, ardından paravan açıldı.

 

“Birazdan Kraliyet Sarayı'na ulaşacağız.”

 

Şoförün sözlerini duyunca Renner yavaşça ayağa kalktı ve önündeki iki maceracıya gözlerini kilitledi.

 

“Bugün benimle oldukça ilgilendiniz. Lakyus döndüğünde ona düzgün bir şekilde teşekkür edeceğim. Benimle yemek yeme vaktinizin olup olmadığını sorabilir miyim? ”

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-08 18:26:27
Odepkcjcıeodld komik
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-05 21:27:38
Çeviri için teşekkürler
Liesenburg (22 puan) Üye
2021-05-29 06:26:31
Sebas ile Shalltearın gerçeğini öğrenince Brain ne kadar yıkılır.
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-26 20:05:14
sdfhoghoerıeghoerahga
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-22 13:12:52
Çeviri için teşekkürler
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-06 18:55:13
Bölüm için teşekkürler. Yazık ya.
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-29 10:31:01
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 03:07:02
Elinize sağlık teşekkürler
emircan (120 puan) Üye
2019-07-16 14:26:53
Teşekkürler
Vampire (369 puan) Üye
2019-04-23 20:50:14
Yaa aptallar
☆JUDAL☆ (57 puan) Üye
2019-04-06 19:27:13
1 büyücü kralı yerine 2 büyücü kralı derken yanlış da demiyor aslında ainzin npc si olan hazine bekcisinin yetenek kopyalama mı ne öyle bi yetenegi olduğunu biliyoruz ciddi anlamda 2 büyücü kral var gerçi albedo shalter jaldabot felan bunların aslını öğrenseler ne yaparlar acaba ?
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-06 18:55:04
@☆JUDAL☆, Tam olarak kopyalabildiğini sanöıyorum yani düşün, Yggdrasil bir oyun ve sen Pandoranın Aktörü gibi 4-5 npc yaparsan oyunfaki en güçlü kişiden oluşmuş bir ordun olur.
jangaga (1331 puan) Üye
2021-02-21 04:39:30
@ARS, %90 dı sanırım kopyaladığı kişinin gücünü taklit etmesi oran karşı taraf ne akdar güçlü olursa biraz daha düşüyordu birde muhtemelen bu NPC leri yapmak kolay değildir diye düşünüyorum her birinin 1 tane yapması bir servet dir ayrıca anladığım kadarı ile muhafız düzeyinde de 10 tane felan var kolay değildir bence
blade (3267 puan) Üye
2019-02-06 21:39:27
Çeviri ve edit için teşekkürler
bust3d (3373 puan) Üye
2018-12-27 14:29:08
Çeviri için teşekkürler.
Devilman (2387 puan) Üye
2018-12-06 23:08:30
Offf bu bölüm çok pis gaza geldim ikiside çok kudretli falan demesi momon-sama hepimizi kurtarıcak demesi yani ne diyim bu eviliyeye de bayılıyorum bildiğin bizim momon'un yalakası :D
seyirci343 (3138 puan) Üye
2018-11-28 13:11:21
Elinize emeğinize sağlık.