Solo Leveling Bölüm 49: 49. Bölüm
Yalnız Başıma Seviye
Atlıyorum: 49. Bölüm
Bu bulduğu ilk S
Seviye ekipmandı. Alınan fiziksel hasarı
%15 azaltmasının yanında, güç ve bünyeye de 20 puan katıyordu. Jinwoo’nun göğsü, eşyayı görünce heyecanla doldu.
“A Seviye ekipmanla aşık atamaz bile.”
Şu ana dek 2 tane A
Seviye eşya elde etmişti. İlki Casaka’yı indirince aldığı Casaka’nın Zehir Bezi’ydi. Diğeriyse
Kerberos’tan aldığı Bekçinin Kolyesi’ydi.
O ikisi bile çok güçlüydü. Zehir
Bezi güce büyük bir kısıtlama katıyordu, ama ona geçici olarak %20 fiziksel
hasar azaltma veren güçlü bir eşyaydı.
Peki ya Bekçinin Kolyesi? O da hem çevikliğe hem de hisse 20 puan katan
müthiş bir eşyaydı. Bu iki durumun
faydaları zaman geçtikte daha da belirgin olmuştu.
Ve elde ettiği “Kızıl Şövalyenin Miğferi”nin etkisiyse, neredeyse bu iki A Seviye
eşyanı birleşimiydi. Ve herhangi bir yan
etkisi de yoktu.
“Gerçekten çok iyi.”
Jinwoo zorlu dövüşe
rağmen gülümsemeden edemedi. Ayrıca ufak
bir şey daha vardı: miğferin tasarımını gerçekten beğenmişti.
“Bununla hava atamayacak olmam çok yazık.”
Miğfer kan renginde
parlıyordu. Uzun kuş tüyleriyle
birlikte, sanki bir sanat eseri gibiydi.
Bir anlığına da olsa Jinwoo bütün kızıl zırh setini giymek istedi. Maalesef...
“Çok yazık...”
Ygritte’in zırhının diğer parçaları eşya olarak
düşmemişti. Yalnızca miğferi
giyebiliyordu. Jinwoo pişmanlığını bir
kenara bıraktı ve miğferi dikkatlice giydi.
şuuuu-
Eşya her zamanki
gibi giyilir giyinmez ortadan kayboldu.
Her ne kadar onunla hava atamasa da, miğfer özelliklerini büyük miktarda
artırdı.
Durumlar Güç: 128 (+20) Bünye: 87 (+20) Çeviklik: 107 Zekâ: 66 His: 89 (Kullanılabilir
Durum Puanları: 0) Fiziksel Hasar
Azaltma %46 (+%15) |
Miğferin kattığı
puan, geçici olarak parantez içinde belirtiliyordu. Güç, bünye ve hatta fiziksel hasar azaltma
bile büyük miktarda artmıştı. Jinwoo
tatmin olmuştu. Etkilerini gözleriyle
görünce, kalbi küt küt atmaya başladı.
“Dur”
Jinwoo başını
salladı.
“Görev bitmedi. Kendime hakim olmam
gerek.”
Kontrol etmesi
gereken bir eşya daha vardı. Hâlâ
heyecanlı olan Jinwoo, kalan iki eşyaya baktı.
Rün
Taşı: Hükümdarın Elleri |
Anında
Yeniden Dönüş Taşı |
İki taş. Önce “Anında Yeniden Dönüş Taşı”na baktı. Fındıktan
biraz daha büyük bir taş parçasıydı.
“Rün Taşının ne olduğunu biliyorum,
ama...”
“Anında” Yeniden dönüş taşı neydi ki? Sorusu çabucak yanıtlandı. Taşın bilgisi karşısında belirdi.
Zırr~
Anında
Yeniden Dönüş Taşı |
Nadirlik:
??? Tip:
Tüketilebilir Sınıf Atlama Görevi eşyası Zindanın
dışına anında dönmek için bunu kırınız. Bu eşya görev tamamlandığında
kaybolacaktır. Bu eşyayı eşya kutunuzda
tutamazsınız. |
Kullanım şekli Rün
Taşıyla aynıydı. Yetenek vermek yerine,
onu dışarı çıkaracaktı.
“Sınıf Atlama Görevi bitmedi mi yani?”
Eşyanın tanımına
göre, eğer görev biterse yok edilmeliydi.
Yani...
Jinwoo’nun tüyleri ürperdi. Tuhaf bir histi. Acil durum esnasında Zindandan çıkmanın bir
yolunu bulmuştu, ama neden bu kadar rahatsız olmuştu? Eğer bu gerçek Zindanda
kullanılabilen bir şey olsaydı, değeri paha biçilemezdi. Bu ufak taş hayat kurtaran bir eşyaydı, kim
bundan parasını sakınırdı ki? Tabii ki Jinwoo da öyle hissediyordu. Bu görevlerin tehlikesini büyük oranda
düşürmeliydi.
“Eğer istersem istediğim zaman
çıkabilirim...”
Tüm bunlar rağmen,
üstündeki kasveti atamıyordu. Sistem
sanki onu bekliyormuş gibi uyarıda bulundu.
Zırr~
Oyuncu,
Anında Yeniden Dönüş Taşı’nı elde etti. |
Sınıf
Atlama Görevi başlayacak. |
Ah~ Demek görevi bu
eşya başlatıyordu! Jinwoo şaşırdı. Sanki
kaçınabileceği bir mayına basmış gibi hissediyordu.
“Eğer bilseydim almadan evvel
dinlenirdim...”
Artık pişman olmak
için çok geçti. Deneyim ve zekâsını ne
kadar birleştirirse birleştirsin, geleceği %100 tahmin etmek imkânsızdı. Kaşlarından soğuk terler aktı. Durumuna göz attı.
HP:
4.161 / 10.270 MP:
390 / 850 Yorgunluk:
61 |
“Yorgunluk biraz yüksek, ama yine de
halledilir.”
Miğferin yükselttiği
bünyesi sağ olsun, hem şu anki hem de maksimum canı artmıştı. Şükürler olsun. Jinwoo kendisini neşelendirmeye çalıştı.
“Hâlâ yapılabilir. Şimdilik.”
Sonuçta canı
tehlikede olmayacaktı. Elinde Anında
Yeniden Dönüş Taşı vardı. Ama ne kadar
düşünürse düşünsün, taş, görevden pes etmeyi simgeliyordu. Öyle olmasaydı, başlangıç sinyali bu olmazdı.
“Eğer görevden çekilirsem...”
Bunun sınıf seçmeyi
reddetmekten hiçbir farkı kalmazdı.
Biriken terler akmaya başlamıştı.
yutkunur
Sistemin sonraki
mesajı belirdi.
Zırr~
On
saniye içinde boyut geçitleri rastgele açılmaya başlayacak. |
“Boyut geçitleri mi?”
O daha bu sözlerin
anlamını çözemeden, Sistem havada, üstünde sayılar bulunan kocaman bir ekran
yarattı.
00:00:10 |
Bunu anlaması
yeterince kolaydı. Muhtemelen az evvel
bahsettiği geri sayımdı. Mesaj devam
etti.
Oyuncunun
bir seçimi var: |
Zindana
geri dönmek için Anında Yeniden Dönüş Taşını kullanmak, |
...8, 7, 6...
Geri sayım devam
etti.
Veya
buna olabildiğince çok dayanmak ve sınıf atlamak için gerekli olan puanları
elde etmek. |
“Dayanmak mı? Neye dayanmak?”
Jinwoo hayal
kırıklığıyla bağırdı. Elinde, eşya
kutusundan çağırdı Casaka’nın Zehirli Dişi’ni çoktan tutmaya başlamıştı. Rün Taşını eşya kutusuna geri koymuştu ve
saklayamadığı Anında Yeniden Dönüş Taşı ise arka cebindeydi.
Kalbi patlayacak
gibiydi, ama savaş hazırlıklarını tamamlamıştı.
Sung Jinwoo işte bu
hâldeydi.
Sınıf
Atlama Görevi başlayacak. |
...4, 3, 2...
Jinwoo geri sayıma
dik dik baktı, etrafını gözetledi.
Hızlıca sağa sola bakındı. Bir
şey başlamak üzereydi. Ortamın havası
büküldü ve eziş büzüş oldu.
00:00:01 |
İyi
şanslar dilerim. |
Ne?
Sistem ilk defa
duyguya benzer bir şey göstermişti, ama şu an şaşıracak vakit değildi. Zamanlayıcı 0’ı gösterdiği an, odanın çeşitli yerlerinde geçitler çıkmaya
başladı.
vooong-
vooong-
Yalnızca bir iki
tane değillerdi. Yakınında 6 tane vardı
ve dahası da arkasında çıkıyordu. O
esnada zamanlayıcı ilerlemeye başaldı.
00:00:02 |
Sayım yeniden
başlamıştı. Bu sefer burada geçirdiği
süreyi ölçüyordu. Sınıf atlama puanları,
süresine bağlıydı. Sistem tam olarak net
değildi, ama Jinwoo bu kadarını anlamıştı.
“Ne kadar çok dayanırsam, o kadar
güçleneceğim.”
Daha doğrusu, daha
güçlü bir sınıf seçecekti. Böyle bir
fırsatı kaçıramazdı. HP ve MP’si nefes almasına yeterdi.
“Elimizden geldiğince çok dayanalım.”
00:00:03 |
Süre 3 saniyeyi
gösterir göstermez, en yakınlardaki geçitlerden silahsız şövalyeler çıkmaya
başladı.
tak tak tak
Zırhlı şövalyeler
dizilmeye başlar başlamaz yer sallandı.
Zamanla donmuş gümüş bir dalga gibiydiler, Jinwoo’ya çarpmayı bekliyorlardı. Bu baskıcı güce rağmen, Jinwoo’nun yüzünde bir gülümseme vardı.
“Eğer bu kadarlarsa, onları
halledebilirim.”
Düşmanların seviyesi
bu kadarcık olduğu için minnettardı. O
geçitlerden Ygritte gibi bir şey çıksaydı, yalnızca saniyeler boyunca
dayanabilirdi.
“Kamuflaj”
Jinwoo kalan
manasıyla Kamuflaj açtı.
Biraz fazla, ama durumu gözlemek için kullanacağım.
şuuuu-
Avcı ortalıktan
kayboldu. Ona doğru koşan şövalyelerin
hepsi yavaşladı ve durdu. Jinwoo’nun beklenmediği bir şey yaşandı.
Bir
büyücü “Algılayıcı Göz” kullandı. |
Sistem uyarıyla bip
sesi çıkardı. Jinwoo kafasını sese doğru
çevirdi.
“Ne?”
Geçitin tekinden
çıkan büyücü, bir büyü yapmıştı. Jinwoo
başının üstünde göz şeklinde bir işaret gördü.
İşaret parladı ve Jinwoo’nun kamuflajı salındı.
“Siktir!”
Planları en baştan
tepetakla olmuştu.
döner.
döner.
Ortadan kaybolduktan
sonra hareketsiz kalan şövalyeler, bir anda Jinwoo’ya doğru koşmaya başladı.
Korku filmlerinden çıkma bir görüntüydü.
Gümüş dalga, adamın üstüne düştü.
Dişini sıktı ve kendisini hazırladı.
Dan!
Yumruğu bir
şövalyenin kafasını uçurdu. Kurban
oracıkta yere yığıldı.
Şövalye’yi yendiniz. |
Jinwoo’nun gözlerinde bir ışık toplandı.
“Kana
Susamışlık”
Kana
Susamışlık aktifleşti. |
Korku
zerk edildi. |
Hedefler 1 dakika
boyunca niteliklerinin %50’sini kaybedecek. |
Korku etkileriyle
birden fazla canavarı yavaşlatabilirdi, ama manası çoktan 90’a kadar düşmüştü. “Kana
Susamışlık”ın mana değeri 100’dü.
Bu yeteneği bir daha kullanamayacaktı.
“Böylece kendime bir dakika kazandım.”
Canavarların
durumlarının düştüğü o bir dakika boyunca, Jinwoo acımasızca yok edebildiği
kadar düşmanı yok etti.
Dan!
Çatırt!
Buum!
Kabuum!
Avcının korkutucu
gücü karşısında, şövalyeler sağlı sollu eziliyordu.
Dan! Buum! Çatırt!
Ancak yeni
şövalyelerin doğma hızı, Jinwoo’nun onları yok etme yeteneğini
etkisiz kılıyordu.
tak tak tak
Bu çılgın katliamın
ortasında Jinwoo saate baktı.
00:03:19 |
3 dakika 19
saniye. Jinwoo bunun kaç puan ettiğini
merak ediyordu. Şimdi çıkarsa ne
kazanırdı? Durum her geçen saniye daha da katlanılmaz oluyordu. Geçitlerden çıkan şövalyeleri katletmeye
devam etti. Onlardan bir sürü yok
etmişti, ama sayıları hâlâ sayılamayacak kadar çoktu.
“Uaaaaaah-!”
Jinwoo eninde
sonunda şövalye yığınının altında kaldı.
“Yılmaz Ruh” aktifleşti. |
“Yılmaz Ruh” aktifleşti. |
Canının düştüğünü
hissetmeye başladı.
HP:
1.036 / 10.270 |
“Peki ya süre?..”
00:05:08 |
5 dakika 8
saniye. Dayabildiği kadar çok dayandı.
“...Hadi çıkalım.”
Boğucu şövalye
yığınının altındaki Jinwoo, çaba göstererek arka cebine ulaştı.
Ama...
Düşer
Anında Yeniden Dönüş
Taşı elinden kaydı.
Yuvarlanır
Yuvarlak taş bir
şövalyenin topuğuyla tekmelendi ve uzaklara yuvarlandı.
“OLAMAZ!”
Jinwoo ellerini
boşuna da olsa uzattı, ama şövalyeleri aşamadı.
Üstüne daha fazla şövalye bindi.
Nefes almak güçleşiyordu.
“Yılmaz Ruh” aktifleşti. |
“Yılmaz Ruh” aktifleşti. |
Bilincinin
kapandığını hissetti.
Çatırt! Çatırt! Çatırt! Çatırt!
Üstünde tepişen
şövalyelere rağmen Jinwoo bir yerlerden bir kahkaha duydu.
“Bu kadarını kendi başına mı
indirdin?”
“...”
- “Neden daha güvenlisi varken, böyle
tehlikeli bir yolu seçtin ki? Eğer bir E Seviye Avcı, B Seviye veya C Seviye
bile olursa, bu inanılmaz şanslı olduğunu göstermez miydi?”
“...”
- “Sanırım değerin bu kadar.”
“...Kapa çeneni.”
- “Burada gebermenin sebebi sensin.”
Kapa! Çeneni!
BUUM!
Jinwoo’nun üstünde toplanan şövalyeler
patlamayla geri uçtu. Ölümün eşiğinde
olmasına rağmen, Avcının gözleri hâlâ hayattaydı. Azimle dolulardı.
“İşlerin böyle bitmesine izin
vermeyeceğim.
Bu fırsatı nasıl
kazandığını sanıyordu?
Hayır... Burada
böyle bitmeyecekti.
Dünyanın dibinde
olmanın nasıl bir his olduğunu biliyordu ve bu yüzden zirvede durmak
istiyordu. Zayıf birinin acısını
herkesten daha iyi anlıyordu. Hayatta
kalmak için korkakça şeyler yapmıştı ve bunun sonucunda da dalga geçilmişti.
“E Seviyenin teki ne kadar yardımcı
olabilir ki?”
“Cemiyetten bahsediyoruz, ama daha işe
yarar birini gönderemezler miydi? Bu herif çok...”
“Takım arkadaşlarının arkasına saklanarak
hayatta kalan serseri değil mi bu?”
Yalnızca hayalinde
görebildiği zirve merdiveni, nihayet karşısına çıkmıştı. Ondan yalnızca merdivene bakmasını ve hiçbir
şey yapmamasını mı bekliyorlardı? İmkânı yoktu.
“...Hatırlıyorum.”
Kafasındaki
ses. “Onların”
sesiydi. Arkasından ona fısıldayan sesler.
Tabii, buyrun. Gülün.
Sonuna dek
çabalayacağım.
Canımın 10 veya 1
olmasının önemi yok. Sonuna kadar
savaşacağım. Kemiklerim toz olana ve
kaslarım yırtılana dek.
“UAAAH-!”
Jinwoo bedenini
şövalyelere doğru fırlattı.
Bam!
Yumruğu ileri doğru
uçtu. Şövalyenin göğüs zırhı içe çöktü
ve zırhı giyen kişi de havaya uçtu.
Tıpkı bovling topu gibi uçan beden, diğer şövalyeleri de devirdi. Yılmayan şövalyeler ona bir kez daha saldırdılar. Jinwoo daha fazla karşı koydu.
Dan! Bam! Buum!
Yumruklar.
Dirsekler. Dizler. Ayaklar.
Jinwoo bedeninin her
parçasını düşmana fırlattı. Her
saldırısında bir şövalye tıpkı oyuncak bebek gibi eciş bücüş oluyordu.
Yorgunluğunuz
70’in üzerinde. |
Hareketleriniz
kısıtlanacak. |
Uyarının dediği gibi
vücudu yavaşlamaya başladı. Ama Jinwoo’nun gözlerindeki ışık sönmemişti. Şövalyeler bir veya iki darbeden sonra bile
ayağa kalkabilir oldular. Eğer tek bir
saldırıda işleri bitmezse, ona iki defa saldıracaklardı. Eğer iki saldırıda işleri bitmezse, bu sefer
üç defa saldıracaklardı. Dört defa. Beş defa.
Çatırt!
...8,
7, 6, 5 |
Bu esnada bir çeşit
sayım devam ediyordu. Jinwoo dövüşe
odaklanmıştı ve daha evvel fark etmemişti.
“Ne? Görev bitiyor mu?”
Azıcık topladığı
umudu da hemen yok olmuştu.
00:06:27 |
Görev sayacı hâlâ
yükseliyordu. Karşısında olanlar,
sayaçla alakasızdı.
4,
3, 2... |
“Ölümüme kalan süreyi mi sayıyorsun?”
Jinwoo böyle düşündü. Sistemin onunla ilk kez konuştuğu anı
hatırladı. Eğer Oyuncu olmayı kabul
etmezse, onu kalbini 0.02 saniyede durdurmakla tehdit etmişti.
Güzel.
Jinwoo’nun gözleri fal taşı gibi açıldı.
“Seni son saniyeye kadar kullanacağım.”
Dan! Kabuum!
İki şövalye daha
ezildi. Ancak dövüş ruhuna kıyasla,
Jinwoo’nun bedeni tanınmaz
hâldeydi. Omuzlarındaki güç yok
olmuştu. Yavaşlayan yumrukları, artık
şövalyelerin saldırılarını engelleyemiyordu.
Biri önden, biri
arkadan geldi.
Bam!
Saldıran iki şövalyenin
arasında kalan Jinwoo acıyla inledi.
“Ahh!”
Açığı kaçırmayan
şövalyeler, Jinwoo’nun üstüne bir kez daha
kapaklandı. Birden fazla şövalye
tarafından kapana kısılan Jinwoo, parmağını bile oynatamıyordu.
tak tak tak
Dahası gitgide daha
fazla şövalye, Avcının üstüne çullanıyordu.
Gümüş dalga, gümüş bir dağa dönmüştü.
Jinwoo son nefesi olduğunu düşündüğü nefesi alıp verdi.
“Hah...” “Hah...”
Demek sonum geldi.
Jinwoo nasıl olduysa
ufak bir açık bulmuştu ve ellerini gökyüzüne uzatmıştı. Son anda yaptığı anlamsız bir hareketti.
HP:
93 / 10.270 |
Durum umutsuzdu.
Ama Jinwoo pes
etmedi.
“Hayır, şimdi olmaz... Yalnızca... Biraz
daha...”
Gökyüzüne kaldırdığı
elinde yumruğunu sıktı.
O an bilmediği geri
sayım tamamlandı.
...1,
0 |
Günlük Görev’i tamamlamakta başarısız oldunuz. |
Ceza Bölgesi’ne yollanacaksınız. |
Yorum Yap
Yorumlar (8)







