The Novel's Extra Bölüm 5: Senkronizasyon - Kısım 2
Bölüm 5 - Senkronizasyon, Kısım 2
Bu dünyada, “aydınlanma” adı verilen bir uyanma olayı
vardı. Aydınlanma, genelde bir Kahraman
olmak için gereken ilk şartlardan biriydi ve bir insanın limitlerini aştığı bir
kişisel kavrayıştı.
Görevde olan Kahramanların hepsi aydınlanmış kişilerdi.
Ancak aydınlanmaya erişmek için sayısız tecrübe ve eğitim gerektiği için askeri
öğrencilerden çoğu aydınlanmayı yaşayamamıştı. Elbette Kim Suho ya da Shin
Jonghak gibi istisnalar da vardı. Sırasıyla 15 ve 17 yaşlarında
aydınlanmışlardı.
Aydınlanmış bir kişi Lütuf’unu, becerilerini ve
yeteneklerini nesnel bir şekilde görebilir ve bu yüzden daha etkili bir şekilde
çalışabilirdi. Dahası, aydınlanma kişiye Kulelerden ve Zindanlardan berrak
ödüller kazanmasını sağlardı.
Kahramanlık Cemiyeti bu fenomene “durum penceresi” diyordu.
Durum penceresinin de sadece sahibi tarafından görülebildiği bilinen bir
gerçekti.
Ancak istisnaları sevdiğimden dolayı bu hikâyeyi yazarken de
istisnalar ekledim.
Birinin gözünden, kişi başka duyu organlarını kullanabilir
ya da kitaplar veya silahlar gibi araçlar kullanarak kendi durumunu
görebilirdi. Özel aydınlanmalar da doğal olarak özel güçlerle geliyordu. Biraz
spoiler gibi olacak, ancak ana karakter iki aydınlanma yaşayacak.
“Bu o mu yoksa?”
Hikayemin geçtiği evrene göre bu o araçlardan birisi
olabilirdi.
Birazcık heyecanlanmaya başlamıştım. Kimse özel olmaktan
nefret etmezdi.
Ancak mutlu olmadan önce durumu analiz etmem gerekiyordu.
Klavyemden enter tuşuna bastığımda birkaç farklı pencere
açıldı.
===[Senkronizasyon Tamamlandı]===
===[Kim Chundong’un özellikleri sıfırlandı. Kim Hajin’in
özellikleri aktarıldı.]===
===[Tüm durumlar sıfırlandı. 10 Puan kazanıldı.]===
[Kim Hajin] ]Mevcut HP: 64]
▷
Özellikler
*Değişken Özellikler
[Güç 1,2]
[Dayanıklılık 1.3]
[Hız 1,5]
[Algı 2]
[Yaşam Gücü 1,3]
[Büyü Gücü 1]
*Sabit Özellikler
[Zeka - 4,105/10]
[Tahammül - 5,010/10]
[Şans - 6,330/10]
[Cazibe - 4,135/10]
Puan: 10 (10 gün içinde kullanılmazsa kaybolacak)
▷Lütuf
「Gözlem ve Okuma」
[Belirsiz Özellik]
—Gözlem
Görüşünde olan karakterleri gözlemleyebilirsin.
—Okuma
İstediğin bir zaman, hiçbir araç olmadan dizüstü
bilgisayarındaki ayar kitabını okuyabilirsin.
▷Sanatlar
(0/3)
X
▷Fizik (0/3)
X
▷ Evrene
Müdahale [Yetki]
—HP kullanarak, belirli hedefleri modifiye edip yeni
özellikler ekleyebilirsiniz. (Canlılar hariç)
—HP kullanarak “Kim Hajin” adlı kişinin özelliklerini,
Lütuf’unu, Sanat’ını ve Fizik’ini düzenleyebilir ya da bunlara ekleme
yapabilirsiniz.
“Çaylak İtibarı: Bir kereye mahsus, 10.000 HP değerindeki
bir Lütuf yazabilirsiniz.
*HP (Hikaye Puanı): Kim Hajin’in dünyadaki önemi arttıkça
hikaye puanları kazanırsınız. Puanları HP ile takaslayabilirsiniz.
▷???
—Ana hikaye bittikten sonra kilidi açılacak.
---
Dikkatim ilk çeken kelimeler “senkronizasyon” ve “sıfırlama”
olmuştu.
Ne anlama geldiklerini bilmiyordum ancak bildiğim şey,
ismimi Kim Chundong’dan Kim Hajin’e çevirip yüzümü geri verdiğiydi.
Özelliklerim de duruma göre ayarlanmış gibiydi.
Chundong’a nazaran ben çok daha zayıftım ancak telafi olarak
harcayacak 10 puan kazanmıştım. Bu puanlarla istediğim özelliğimi
artırabilirdim.
“Puanlar cidden de güzel.”
Dünyanın yaratıcısı olarak Puanların öneminin oldukça
farkındaydım. Ortalama bir yetişkin her özellikte 1.5 puanı olurdu. Dahası, bu
dünyada seviye atlama gibi bir konsept yoktu. O yüzden, kişinin istediği
özelliklerini arttırmasını sağlayan “Puanlar”, oldukça nadir ve pahalıydı.
Ayrıca sadece ve sadece Kuleleler ile Zindanlardan elde edilebiliyorlardı.
Kim Suho’nun şu anki büyü gücü 9 civarındaydı. Bir diğer
değişle, 10 Puan'ın hepsini büyü gücüme verirsem büyü gücü olarak Kim Suho’yu
geçeceğim...
“Hayır.”
Bu çok iyi bir plan değildi. Sadece çok yüksek bir büyü gücü
ile bir sihirbaz olabilirdim, ancak sihirbaz olmak da oldukça yorucuydu. Sadece
pahalı olduğundan değil, aynı zamanda çok fazla efor ve ezber istiyordu. Ayrıca
Zeka ve Tahammül’ü yükseltmem gerekirdi ancak sabit özellikler Puanlar ile bile
yükseltilemezdi.
Bir başka deyişle, bir sihirbaz olmayı elemiştim.
“Şu üç soru işareti de ne anlama geliyor?”
Dikkatimi çeken sıradaki şey elbette bu şüpheli soru
işaretleriydi.
---
▷???
—Ana hikâye bittikten sonra kilidi açılacak.
---
Ana hikaye bittikten sonra kilidi açılacak.
Belki de bu geri dönmem için gereken şeydir. Değilse bile
elimdeki tek ipucu buydu.
Asıl problem, ana hikâyenin nerede biteceğini bilmememdi. Eğer
araya girmeden önceki hikâyeden bahsediyorsa en azından 10 sene daha beklemem
gerekiyordu.
Düşünceden düşünceye atlıyordum.
İlk olarak eve dönmenin bir yolunu bulmalıydım. Bunun için
de güce ya da otoriteye ihtiyacım vardı. Güç veya otorite için de HP adı
verilen şeye ihtiyacım vardı. HP için de ana hikâyeye dahil olmalıydım. Bunu
yapmak için de güçlenmeli ya da kendimi göstermeliyim.
“Tabanca... Görünüşe göre çok da kötü bir seçim değilmiş.”
Bir tabanca bu şartların ilk ikisini gerçekleştirmesini sağlıyordu.
İlki güçtü.
Bir tabanca, etkili olmak için yüksek özellikler istemezdi.
Mızrak ya da kılıç gibi yakın dövüş silahları tüm özelliklerde eşit dağılım
isterdi. Bir yay için dayanıklılık çok gerekmese de diğer tüm özellikler
gerekliydi. Bir diğer yandan, hız, algı ve çok az da büyü gücü bir tabanca
kullanmak için yeterliydi.
Bir diğer deyişle, “minimum güç”e kavuşmak bir tabanca ile
daha kolaydı.
İkincisi özel olmaktı.
Bu dünyadaki hiçbir Kahraman tabanca kullanmıyordu. Bu beni
özel kılmak için oldukça yeterliydi.
Bu yüzden de tabanca kullanmaya devam etmeliyim. En azından
özelliklerim gelişene ve canavarlar ile yakın dövüşe girecek kadar mental güce
sahip olana kadar.
Ana silahıma karar verdikten sonra sıradaki konuya
geçebilirdim.
Lütuf.
“Lütuf’umu yaratabilirim.”
Bir Lütuf’un Kahramanlar için özel bir anlamı vardı, ancak
sözlükteki anlamı şöyleydi:
Bir şeyde doğal yeteneğe sahip olmak.
Ancak bu yetenek için standartlar çok yüksekti. Mesela,
Lütuflar bir fiziksel yetenek gibi olmalıydı.
Lütuflar birçok farklı kategoriye ayrılmıştı. En yaygınları
“silah”, “fizik”, “element”, “büyü,” ve “doğa” idi.
Ana karakterin de kendisine yakışacak bir şekilde iyi
Lütuf'u vardı. Şu anda uyandırmış olduğu Lütuf, silah sınıfı bir Lütuf olan
Kılıç Azizi idi. Kılıçlara dayanarak, dünyanın korunmasını ona veren resmen
hile gibi bir Lütuf idi. Kısacası, kılıcı suyu bile kesebilirdi. Bu tek Lütuf
bile onu dünyanın en güçlü Kahraman’ı yapmaya yeterdi.
Lütuflar işte bu kadar önemliydi. Karışık olmalarına gerek
yoktu. Güçlü ve etkili bir Lütuf daha iyiydi.
Yazmaya başladım.
---
▷Lütuf
—Günbegün Güçlenme
[Belirsiz Özellik]
Her 24 saatte bir, tüm özellikleri 0.1 puan arttır.
---
“Bu işe yarar mı acaba?”
Bunu ben bile çok arsız bulmuştum. Araya girdiğim sıralarda
Kim Suho’nun gücü 16’ydı. Bu Lütuf ile 365 gün içerisinde tüm özelliklerimde
36.5 puan kazanmış olacaktım.
Ancak kaydetmeden önce onaylamam gerekeceği için yine de
denemeye karar verdim.
[Çaylak İtibarı aktive edildi. 10.000 HP’lik bir Lütuf yaratılacak.]
[10.000 HP bu Lütuf için yeterli değil. Kalite azaltıldı.]
---
▷「Günbegün
Güçlenme」
[Ortalama Üstü seviye] [Ruh Özelliği] [Sabit]
—Gelişme Fiziği
Her 24 saatte bir, tüm özellikleri 0.0015 puan arttır.
---
[Bu değiştirilmiş sonucu kaydetmek ister misiniz?]
Anında iptal ettim.
1000 günde tüm özelliklerim 1.5 artacaktı. 10.000 gün, yani
25 yıl içinde tüm yeteneklerime 25 kazanacaktım ancak o zamana da çok yaşlanmış
olurdum.
Ardından, önceden düşündüğüm bir Lütuf'u yazmaya koyuldum.
---
▷Lütuf
「Usta Keskin Nişancı」
[Ortalama Üstü seviye] [Belirsiz Özellik]
Tüm uzun menzilli silahları kullanabilirsin.
---
Çok fazla detay yazmamıştım. Önceki denenmemde dizüstü
bilgisayarımın neler yapabileceğini fark etmiştim. Ne yazarsam yazayım, dizüstü
bilgisayarım uygun bir şekilde düzeltecekti.
[Çaylak İtibarı aktive edildi. 10.000 HP’lik bir Lütuf
yaratılacak.]
[10.000 HP bu Lütuf için çok fazla. Kalite artırılıyor.]
---
▷「Usta Keskin
Nişancı」
[Ortalama Üstü seviye] [Karma Özellik] [Sabit]
—Usta Keskin Nişancı’nın Eğitim Yöntemi
*Bir şart olmaksızın tüm uzun menzilli silahlarda ustalık
—Bin Millik Göz
*Uzak mesafeleri daha rahat görür ve hedefinin hareket
yönünü isabetli bir şekilde tahmin edebilir.
*Algı ve hızı 3 puan artırır.
—Kurşun Zamanı
Her 24 saatte bir, “Kurşun Zamanı”nda 3 dakika
geçirebilirsin.
---
“Oh?”
Bu oldukça iyiydi. Tüm menzilli silahlara uygun olmasını
özellikle beğenmiştim. Bununla, istersem yay bile kullanabilirdim. Bin Millik
Göz’ün tanımı çok açıktı. Fakat Kurşun Zamanı’nda bir şey yazmıyordu fakat
büyük ihtimalle atış hızımı falan artırıyor olmalıydı.
Oldukça tatmin ediciydi ama hâlâ değiştirmem gereken şeyler
vardı.
[Sabit]
Sabit bir Lütuf olmasındansa -ki bu gelişemiyor demekti-
gitgide güçlenen bir Lütuf daha iyiydi.
[Bir ifade düzenlendi.]
---
▷「Usta Keskin
Nişancı」
[Ortalama Altı seviye] [Ruh Özelliği] [Gelişiyor — Kademe
10] [EXP %0]
—Usta Keskin Nişancı’nın Eğitimi
*Tüm uzun menzilli silahlara aşinalık.
—Bin Millik Göz
*Uzak mesafeleri t görür ve hedefinin hareket yönünü bir
nebze tahmin edebilir.
—Kurşun Zamanı
Her 24 saatte bir sadece dövüşte olmak şartıyla, “Kurşun
Zamanı”nda 3 saniye geçirebilirsin.
---
“Mm.”
Seviyesi ortalama üstünden ortalama altına düşmüş ve genel
olarak çok daha güçsüzleşmişti. Ancak genel olarak, gelişen Lütuflar çok daha
iyiydi. Ana hikâyenin en azından 7 yıl daha devam edeceğinden bahsetmeye gerek
bile yoktu.
Ah, yine kedere boğuluyorum.
“Siktir.”
Bir küfüür ederek kendimi toparladım.
[Puan: 10]
Sırada, özelliklere geri dönmek vardı.
Bu değerli mi değerli 10 Puan’ı nasıl harcamalıydım?
Sabit Özellikler, “sabit” olduğunu için onları
değiştiremezdim. Bu durumda değişken özelliklerden seçmeliydim.
Ancak...
Belki de sabit özelliklerimle oynayabilirdim.
“Puanları HP ile takas etsem mi?”
Puanlar HP ile takas edilebiliyordu. Belki de HP kullanarak
bu sabit özellikleri değiştirmek de mümkün olabilirdi.
Ancak geri dönülemez bir hata yapmadan önce bir test yapmaya
karar verdim. Şükürler olsun ki 64 HP’m kalmıştı, o yüzden Tahammül yeteneğimi
5.010’dan 5.500’ye çıkarmayı denedim.
[64 HP kullanarak sabit özelliğinizi düzenlediniz.]
[Yetersiz HP. Değer tekrardan hesaplanıyor. Tahammül
özelliği 5.060’da çıkartıldı.]
“İşe yaradı mı?”
Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Eğer bu işe yaradıysa
sırada yapmam gereken şey oldukça barizdi. Puanlarımı HP’ye çevirip sabit
özellikleri artırmam gerekiyordu.
Asıl soru hangi özelliği seçeceğimdi.
Zekâ. Tahammül. Şans. Cazibe.
Dürüst olmak gerekirse, Cazibe bir erkek olarak oldukça
çekici geliyordu.
“Şans’a vereceğim.”
Ancak bu dünyada Şans’ın ne kadar önemli olduğunu oldukça
iyi biliyordum.
Romanımdaki bir cümleyi hatırladım.
[Şans özelliği sadece Zindanlarda bulunacak hazineleri
etkilemez. Aynı zamanda eğitimden alacağın bonus özellikleri, kritik bir
saldırı yapma şansını ve hatta sayısal lotoyu kazanma şansını bile etkiliyordu.
Her durumda işe yarayabilecek en iyi özellikti.
Hayat işte böyleydi. En önemli şey şanstı.]
Hiç tereddüt etmeden 10 Puan’ımı da 10.000 Hikâye Puanı’na
çevirdim.
10.000 HP’min hepsini de kullanacak şansımı maksimuma
çıkarttım.
İstediğim şey [Şans — 10/10] idi.
[Yetersiz HP. Değer tekrardan hesaplanıyor.]
Bilgisayarım bu saçma isteğimi reddetti ve mantıklı bir
düzenleme yaptı.
[Şans — 9.100]
“Demek en yüksek alabileceğim 9.1.”
İnsanlar için 9 maksimum değer olduğu için 9.1 inanılmaz
derecede fazlaydı.
Ancak kaydetmek yerine bu düzenlemeyi iptal ettim.
Biraz uzun sürecek olsa da daha etkili bir yöntem vardı.
[Şans — 6.4/10]
İlk önce şansımı 6.3’ten 6.4’e yükselttim. Ardından 6.5’e.
Ardın 6.6, 6.7, 6.8... Bunu tekrar tekrar yaparak...
[Gizemli bir şans faktörü devreye girdi! Şans özelliğiniz
0.01 daha arttı!
[İlginç bir şans faktörü devreye girdi! Şans özelliğiniz
0.05 daha arttı!
...
...
[Şans — 9.100/10]
Bu yöntemle sadece 9000 HP kullanarak şansımı 9.1’e
getirmiştim. 1000 HP tasarrufum vardı.
Karşılaştırma yapmak gerekirse, bu dünyadaki “Yüce Bilge”nin
zekâ özelliği 9.5 idi. İnsanlar için
limit 9 olduğu için kalan 1000 HP’yi harcamak şansımı daha fazla
artırmayabilirdi.
Ancak yüksek değişken özellikler üssel olarak artardı. Yine
de şimdilik bu kalan HP’yi farklı bir yerde kullansam daha iyi olacaktı.
“Tahammül en iyisi sanırım.”
Şu anki durumumda, eğitim kilit şeydi. Ancak eski kafa
yapımla Küp’ün eğitimine asla dayanamazdım. 10 tane şınav bile çekmek
istemiyordum.
Tereddüt etmeden kalan HP’mi tahammüle yatırdım.
[Tahammül — 8/10] yazdım.
[Yetersiz HP. Değer tekrardan hesaplanıyor.]
[Tahammül — 6.600]
Çok tatmin olmasam da kaydettim.
Şans faktörünün etkisi sadece kaydettikten sonra ortaya
çıkıyordu.
[İnanılmaz bir şans faktörü devreye girdi!]
[Tahammül özelliğiniz 6.600’den 7.207’ye arttı!]
“Vay be.”
Şimdi tatmin olmuştum. Ancak çok da farklı hissetmemiştim.
Ortalama biri için standart 4 puandı. 7 puan, yetenekli kişilerin seviyesinde
olmalıydı.
Her durumda, mutlu olmuştum. Ne zaman HP kazansam sabit
özelliklerimi artırabileceğimden dolayı, en az ana karakter kadar hileli biri
olacaktım.
Tam bu düşünceyle mutlu olmuştum ki...
[Hikayeyi etkileyen muazzam bir hata meydana geldi. Bundan
sonra sabit özellikler HP ile artırılamayacak.]
“Bu da neydi lan?”
Laptopumun ekranında bir uyarı penceresi açılmıştı ve
geleceğe dair umutlarımı mahvetmişti.
“Hm.”
Evren müdahale mi etmişti?
Her ne kadar moralim bozulsa da başka şansım yoktu. Ne kadar
itiraz etsem de bir işe yaramayacaktı. Ayrıca dolu dolu bir şansım vardı ki bu
da tam istediğim şeydi.
“Her neyse~”
Çok fazla düşünmeden, bilgisayarı kapadım ve yüzümde bir
tebessümle ayağa kalktım.
Şimdi sıra, yarattığım Lütuf’u test etmekteydi.
Yorum Yap
Yorumlar (1)
