Theoden

09 Nisan 2020
Çeviri: 264
Düzenleme: AntiYasuo
506 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Akrabalık İlişkileri

O zaman tüm gözler yüceler yücesine çevrilmişti. Bir insanın kendi babasını öldürmek için nasıl bir gerekçesi olabilirdi ki? Behmura ve Nabe de aynı yanlışa düşmüş olsalar da onlar bir havarinin oyununa gelmişlerdi ve bu adamın hikayesini en çok da Turgan merak ediyordu.

“ Başın sağ olsun dede. Öz babanı öldürmek zor olmalı. “

“ Sağ ol evlat. “

Dragut “ Lan Turgan aptal mısın, kendi babasını öldüren bir adama neden taziyede bulunuyorsun? “

Turgan “ Kendi öldürmüş olsa da babasını kaybetmek üzücü olmalı ama. “

Dragut o zaman ihtiyar adama doğru yürümüş, olabileceği en ciddi haliyle ve yüksek sesle sorgulamaya başlamıştı.

“ Sırf sen kendi babanı öldürdün diye neden Turgan’ın da beni öldüreceğini söylüyorsun peki manyak ihtiyar? “

Yüceler Yücesi “ Çünkü siz de o soydansınız. “

Dragut “ Bu herif kesinlikle bunamış. O soydan olduğumuza dair tek bir bulgu bile yok. “

Yüceler Yücesi “ Sen öyle san. Bizim soyumuzun iki göstergesi vardır evlat; ilki isimlerimizi kendimiz seçeriz. İkincisiyse… “

Turgan “ Vuhuuu cidden ben kendi ismimi seçmiştim. İkincisi nedir dede? “

Yüceler Yücesi “ İkincisi de şudur ki evlat, sol kalçamızda mutlaka bir doğum lekesi taşırız “

Yüceler yücesinin cümlesini bitirmesiyle Turgan hızlı adımlarla Ducia’nın olduğu yere ilerlemiş, kocaman bir sırıtış takındıktan sonra arkasını dönmüş ve pantolonunu indirivermişti. Ducia, onca insanın içinde kıpkırmızı kesilmişken Turgan halen aradığı cevabı bekliyordu.

“ Ducia söylesene bende var mı? “

“ Uhm galiba var. “

“ Ne demek galiba, doğru düzgün baksana şuna… “

“ Var dedim ya işte anlayıp pantolonunu giysene artık… “

“ Vuhuu ben cidden süper bir adamın soyundan geliyormuşum. “

Turgan halen yarım duran pantolonuyla yüceler yücesinin yanına zıplayarak ilerlemiş, mutluluktan tüm dişleri görünüyorken söze girmişti.

“ Sende de var değil mi dede? “

“ Olduğunu söylesem belki de bana inanmazdın. Ne de olsa ayrı saflardayız. “

“ Doğru. Düşmanlarıma öylece güvenemem değil mi usta. “

Yaşlı adam birden arkasını dönmüş ve süratle pantolonunu indirmişken devam etmişti konuşmaya.

“ Bu yüzden kendi gözlerinle görmelisin. Neredeyse tüm kalçamı kaplıyor hem de huah huah “

“ Vuhuuu bu süper havalı cidden. Bu durumda babamda da bir tane olmalı değil mi? “

Turgan halen tam olarak giymediği pantolonuyla komik hareketlerle babasının yanına ilerlemiş ve birden pantolonunu tutup aşağıya doğru asılmıştı. Ne yazık ki Turgan amacına ulaşamadığı gibi beklenmedik bir tepkiyle karşılaşıp, babasından sağlam bir tekme yedikten sonra birkaç metre geriye yuvarlanmak durumunda kalmıştı.

Dragut “ Astlarımın içinde ne yapıyorsun aptal evlat? Ayrıca yok bende doğum lekesi falan. “

Jeo “ Dragut abiminkini anlamanın yolu çok basit ki açıp bakmaya gerek bile yok ha ha “

Turgan yuvarlandığı yerden kalkmış, Jeoya bakarak nasıl yapacağının yolunu araştırmaya başlamıştı bile. Turgan’ın meraklı bakışlarına kayıtsız kalmayan Jeo devam edecekti.

“ Sadece dışarı çıkıp rastgele birkaç kadına Dragut abimle yatıp yatmadıklarını soralım. En uzak ihtimal üçüncü kadın olumlu cevap verecektir ve bize doğum lekesine sahip olup olmadığını söyleyecektir. Nasıl fikir ama? “

Dragut “ Yine aynı şeyi yapıyorsun Jeo. Saçmalama lütfen. “

Jeo “ Bence bu salonda bile bilenler vardır. “

Karia şaşkın bir yüz ifadesine bürünmüştü zira o doğru cevabı biliyordu. Doğru cevabı diğerlerine de söylemek adına konuşmaya hazırlanıyordu ki…

Zerare “ Serdarımız Dragut’un sol kalçasında da bir adet doğum lekesi mevcut. Hatta şekli bir gemiyi andırıyor. “

Jeo “ Ha ha ha bak tıpkı söylediğim gibi oldu. “

Karia’nın kulakları kızarmış, adeta üzerlerinden duman çıkıyorken çevik bir hareketle Zerare’nin üzerine sıçramış ancak büyük dai makamına ulaşabilmiş bir suikastçi olan Zerare de aynı çeviklikle uzaklaşmayı başarmıştı.

Karia “ Sen bunu nereden biliyorsun suikastçi fahişe? “

Zerare “ Seydunadayken onu çıplak görmüştüm. “

Jeo “ Yürü be Dragut abi. En başından beri çapkın olduğunu biliyordum ha ha “

Attila “ Kes sesini Jeo. “

Dragut paniklemişti Karia ise öfkeden çılgına dönmüş görünüyordu. Herkes durumun nereye varacağını merak ediyorken tüm kargaşanın neden olmasına sebep olacak bir tokat sesi duyulmuştu.

ŞLAAAAAAAAAAAAAAK

Tokat sesinin duyulmasının hemen ardından gözler o yöne çevrilmiş, Dragut’un sağ tarafa dönmüş olan başını ve eli hala havada duran pantolonsuz ihtiyarı görebilmişlerdi. İhtiyar adam ilk geldiği andan bile daha düşmanca görünüyordu. Dragut kendisinin dahi göremediği bu tokadın nasıl bir hile ile atılabilmiş olacağını düşünürken ihtiyar adam söze girdi.

“ Karını aldatmak da nedir eşşoğlueşek? Sen klanımızın yüz karasısın. “

“ Lan bana vurup bağırma cüretini de nereden buluyorsun bunak herif? Aldatmışsam sana ne… “

Karia “ Cidden aldattın yani öyle mi? “

Dragut “ Hayatım öyle değil de…. “

ŞLAAAAAAAAAAAAAK

“ Ne demek bana ne? Ben sana eşine sadık olmanı daha bir bebekken öğütlemiştim. Evlat olarak da isyankarsın demek. Güzel gelinimi üzmene izin vermem Dragut… Sen de bir şey söylesene Vikram, bu hayırsız evlat öğrencini aldatmış. “

Vikram “ Onları öldürmeye gelmedik mi biz Bilge Üstad, dedikoduları neden umursuyoruz ki? Ayrıca isyancıların liderine neden evlat deyip duruyorsunuz ki? “

Yüceler Yücesi “ Çünkü bu aptal Dragut benim oğ… “

Dragut “ Saçmalamayı kes artık bunak herifffffffff “

Dragut cümlesini bitirdiğinde çoktan boyut geçişini gerçekleştirmiş ve okkalı bir yumruğu çıktığı boyuttan yüceler yücesine savurmuştu bile. Yumruğunun isabet etmeme ihtimalini dahi düşünmüyordu zira Adal’ın dahi sıyrılamayacağı türden bir yumruk sallamıştı. Dragut’un kolu havada ilerliyorken beklenmedik bir şey oldu ve Turgan’ın çıplak poposunu yumruğunun tam önünde gördü Dragut. Çünkü Turgan o sırada çoktan sıçramış ve yüceler yücesinin boynuna atılmıştı.

“ Hüe hüe sevgili amcacığım hep bir amcam olsun istemiştim… “

Ducia ‘ O adamın amcan olduğu kanısına nasıl vardığının açıklamasını saatlerce dinlemek istiyorum Turgan… Söyledikleri doğruysa apaçık deden oluyor. ‘

Dragut gücünü kısmaya çalışsa da ok yaydan bir kez çıkmıştı ve o hızdaki yumruğunu kendisinin dahi durdurma şansı yoktu. Saliseler içinde yumruğunun bir şeye çarptığını hissetti ancak kesinlikle bir hedefe oturmamıştı saldırısı. Yüceler yücesi yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle Turgan’ı kucağına almış ve saldırıdan sıyrılmasını sağlamıştı. İhtiyar adam gözlerini öfkeden karartmış halde bir adım attı ve attığı adım başı bozukların en iyi yapısı olan ve Köklu’yu dahi taşıyabilecek şekilde dizayn edilen binanın tabanında bir çatlak açmış ve ayağı o çatlağın içine girmişti.

“ Bir daha sevgili torunuma vurmaya kalkışırsan üzerimdeki lanetin gereğini memnuniyetle yapacağım Dragut. “

Turgan olduğu yerden aşağıya inmiş, tanrının gazabını eline almış, balyoz tarafını babasına yönelttikten sonra söze girmişti.

“ Amcamı öldürmene izin vermeyeceğim baba. “

“ Lan daha demin tanıştığın adamın tarafına mı geçeceksin? “

“ Ben amcamı çok sevdim. Onu öldürmene izin vermeyeceğim. Mühür falan da umurumda değil. Beraber yemek yer miyiz amca? “

Ducia “ Aptal Üstadı Turgaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan. O adamın anlattıkları gerçek olsa bile bu onu senin amcan yapmazdı. Bir kez daha amca dersen çığlık atacağım. “

Turgan “ Nasıl yani, bu adam… Bu adam babamın küçük kardeşi değil miymiş? “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar