Theoden

09 Nisan 2020
Çeviri: 268
Düzenleme: AntiYasuo
518 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

İşbirliği

Dragut duyup gördüğü bu manzara karşısında şaşırıp kalmıştı. İhtiyar bir adam kendi babası olduğunu iddia ediyor, yeni ortaya çıkmış bir başka herifse ihtiyara baba diye hitap ediyordu. Yüceden aldığı darbelerin acısı henüz geçmemişken silkinmek zorunda hissetti ve öyle de yaptı. Demin ortaya çıkmış adam elinde halen bir hançer tutmaktaydı ve Dragut ona doğru yönelmişken girecekti söze.

“ Sen de kimsin yabancı, neden ona baba diyorsun? “

Gizemli adam bir kez daha adeta bir gölge görünümüne bürünüp Draguta olan mesafesini açtıktan sonra tekrar ortaya çıkacak ve öyle cevaplayacaktı. Sesindeki alayı anlamak için dahi olmak gerekmiyordu.

“ Adım Dajan, Senin küçük kardeşlerinden biriyim abiciğim. Babamız her ne kadar onu benim öldürebilmeme hiçbir zaman ihtimal vermiş olmasa da zehrin etkisi ortaya çıktığında antik mirası alan ben olacağım. “

Cümlede Dragut’un dahi dikkat edebildiği bir detay vardı.

“ Kardeşlerimden biri misin, yani başkaları da mı var ? “

“ Birbirimizle çok sıkı fıkı olduğumuzu söyleyemem hatta kardeşlerimin çoğunu tanımıyorum ama tüm kardeşlerin seni tanıdığına adım gibi eminim, malum kendi kıtasını yöneten bir başka suçlu olmadığından oldukça popüler bir adamsın. “

“ Tanımıyorsan varlıklarından nasıl emin olabiliyorsun? “

“ Annem öyle söylemişti. Babamın tam bir zampara olduğunu ve küçük bir araştırmayla dokuz ayrı kadınla ilişkisini saptayabildiğinden bahsetmişti. Bu kadınların her birinden çocukları varmış ve kendisinin bilmediği başka ilişkilerinin de olduğuna dair gayet emin konuşmuştu anneciğim. “

Dragut’un şaşkınlığı her geçen saniye artıyordu zira bir babasının olduğundan dahi emin değilken bir sürü kardeşi olduğunu öğrenmişti. İhtiyar yüce bir süredir sessizce bekliyorken, Dajan, babasının üzerine gitmeye kararlı görünüyordu.

“ Sanırım zehrin etkilerinden birisi de gevezeliğine son vermek oldu. Ölüşünü keyifle seyredip antik mirasın bedenime aktarılmasını sabırsızlıkla bekleyeceğim. “

Dragut “ Ne yani onu öldürdüğünde bahsettiğin yaft senin mi olacak ? “

Dajan “ Aynen öyle pek kıymetli(!) abiciğim. “

Dragut “ Bu adamın söyledikleri doğru mu ihtiyar? “

Yüce o zaman yerinden kalkacak, karnındaki ufak çizik gözle görülebiliyorken fazla etkilenmemiş bir görünümle adımlamaya başlayacaktı. Yaralı adam özünü tekrardan salmaya başlamış, gözlerinde ürkütücü bir bakış peyda olmuşken korkutucu görünüyordu.

“ Söyledikleri tek bir istisna dışında harfiyen doğru. Zehirlenmiş olsam da ölmeyeceğim. Antik Miras oğulların babalarını öldürme sebeplerinin en büyüğüdür diyebilirim. Eğer oğullarımdan birisi beni öldürürse bu güç ona aktarılır. Dürüst olmak gerekirse senin dışında kimsenin beni öldürebileceğine ihtimal vermedim Dragut ve belki de bu yüzden diğer oğullarımın neler yaptığını dahi uzun süredir takip etmiyorum. Oğlum Dajan onu gözlemlemediğim sürede gelişmiş görünüyor. Suikast üzerine çalışması da iyi bir yatırımcı olduğunu gösterir zira doğrudan karşıma çıktığında beni öldürmesine ihtimal dahi olmadığının farkında olmalı. Değil mi Dajan? “

İhtiyar adamın yaralanmasının üzerinden on dakika geçmiş olmasına rağmen yürüyebiliyor hatta korkunç bir seviyede öz salabiliyor olması Dajan’ın ürkmesine sebep olmuştu. İhtiyar adam torunuyla ilgili mevzuda Dragut’u tehdit ettiği öz seviyesinin onda birini dahi salmış olmasa da Dajan bu seviyenin altında bile eziliyor, korku belirtileri yüzünde belirmeye başlıyorlardı.

Dajan “ Öyle değil ancak sadece seni öldürmem gerektiğinden… “

“ Kes sesini de dinle. Annenin kim olduğunu dahi şu an hatırlamıyorum çocuk ama her kimse zayıf bir çocuk doğurduğu aşikar. Tüm odağımı Draguta vermiş, onun yaft yapmasını engelliyorken aydakarın niyetini okuyup efsun yapmasına olanak verecek kadar detaylı bir şekilde yaftımı yönetiyorken dahi bana açabildiğin yaraya bak. Derimi çizmekten öteye gidememişken beni öldürüp antik mirası taşımaya layık olacağını sana düşündüren nedir hain? “

Dajan iyiden iyiye endişelenmeye başlamıştı. İhtiyar yüce sanki git gide güçleniyor ve zehir bedeninde yayılıp şimdiye kadar ölmesi gereken adam, korgeneral seviyesindeki öz miktarını bu haliyle dahi etrafına salabiliyordu. Dajan, babasının sıradan bir adam olmadığını bilse de kullandığı zehir bizzat Seyduna suikastçıları tarafından kullanılıyordu ve bugüne kadar çok önemli mevki sahiplerini sorunsuz bir şekilde öldürebilmişti. Babasının kendisine iyice yaklaştığında bacakları titremeye başlayan adam tekrar bir gölgeye dönüştü ve ondan uzaklaşmak adına hamlesini gerçekleştirdi ki omuzundaki güçlü elin hareket etmesine izin verdiğini de o zaman fark edebildi. Başını çevirdiğinde Dragut’un omuzunu sıktığını görebilmişti.

“ Ne yapıyorsun aptal, benden sonra sıranın sana geleceğinin farkında değil misin? “

Dragut sessiz kalmayı tercih edecekti. Dajan işte o zaman kazanmak adına bir çözüm yolu bulacak ve teklifini hızlıca sunacaktı.

“ Hey Dragut abi beni dinle. Bu ihtiyar bunak onu ancak seni öldürebileceğini düşündüyse bir bildiği olmalı. Aptalca görünse de yaşayan en büyük savaşçıdır. Sadece birlik olup onu öldürelim ha ne dersin? İstersen öldürücü vuruşu senin yapmana da izin veririm ve Antik Mirası sen elde etmiş olursun. Sonuçta yaftları seviyorsun değil mi? “

Dragut’un yüzü yere bakıyordu. Sesi durgun ancak bir o kadar da kararlı çıkıyorken cevaplayacaktı.

“ Babanı öldürmek için tek gerekçen antik mirası elde etmek mi? “

“ Tabi ki öyle. Bu bizim soyumuzun yaşama sebebidir. “

“ Kısaca onu öldürürsem antik miras benim olacak değil mi? “

“ Aynen öyle benimle misin kardeşim? “

Dragut başını kaldırmıştı. Yüzündeki acı tebessüm görülebiliyordu. Yüce neredeyse yanlarına kadar gelmişken verecekti kararını Dragut.

“ Antik miras belki de gördüğüm en güçlü yaft. Detaylarını bilmiyor olsam bile şu anki halinin dahi gördüğüm en güçlü yaft olduğunu söyleyebilirim. Alan sıfırlamanın( Başkan Ray’in yaftı) neredeyse sınırsız bir versiyonu gibi görünüyor. Sadece ihtiyarı öldürdüğünde bu güce sahip oluyorsun öyle mi? “

Dajan artık Dragut’un iş birliği yapacağından kuşku duymuyordu. Korkusu biraz daha azalmış, şansının arttığını düşünmesinden dolayı sesine heyecan ve renk gelmişti.

“ Aynen öyle. Bu muhteşem değil mi sevgili yaft imparatoru abiciğim… “

“ Değil. Hatta saçmalıktan ötesi de değil. Güçlü yaftlar istiyorsan bunun için çalışmalısın. Bu laneti öğrenmek yeni yaftlar keşfetmek için ufkumu açmış olsa da sırf gücünü ele geçirmek adına öz babanı öldürmek kabul edilemez. “

Dajan o zaman beyninden vurulmuşa dönmüş, iş birliğinin gerçekleşmeyecek olması soğuk terler akıtmasına neden olmuştu. Böyle olmamalıydı. İhtiyar yüce zehirlendikten en fazla bir dakika sonra ölmeliydi ancak ilk kez kullanmadığı bu zehir bu sefer etkisini fazlasıyla yavaş gösteriyordu. Dajan korku içinde düşüncelere dalmışken öfkeli yüce ve salınmış özü artık iki kardeşin yanına kadar gelmişlerdi. Yücenin asasının ucunda mor/beyaz bir ışık parlamaya başlamış, doğrudan Dajan’ı hedef alarak silahtan ayrılmıştı bile.

“ Boyut geçişi. “

Dragut toplantı salonunun bir başka köşesinde belirmişken, ihtiyar yücenin asasından bir kez daha yıldız şeklindeki ışık belirmeye başlamıştı. Dragut’un yüzüne öfkeyle bakıyordu Yüce.

“ Cidden onun gibi bir adamı sırf kardeşin diye korumaya mı çalışacaksın? “

“Sadece özünün etkisinden dolayı bayıldı. Benim onun gibi bir kardeşim yok. Şunu bilmelisin ki ihtiyar, çalışmadan elde edeceğim hiçbir güçte de gözüm yok ama onu öldürmene de izin veremem. En azından ben buradayken olmaz. Ben Turgana kardeşim gözümün önünde öldürülürken hiçbir şey yapmadım diyemem BABA. “

İhtiyar adam o zaman ilk kez olgun bir tebessüm takınmış, asasının rengi normale dönmüşken yere yığılmadan önce bir cümle kurabilmişti.

“Bu zehir her neyse kesinlikle çok güçlü. “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar