Theoden

08 Temmuz 2019
Çeviri: 68
Düzenleme: AntiYasuo
869 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Turgan vs General Oshina ?

Attila tam cevap veriyordu ki. Silahını ortaya çıkarmış gözüken Turgan’ ın suratında kocaman bir sırıtışla kendisine doğru koştuğunu gördü. Bunu görünce de yaptığı sohbeti sona erdirdi.

                “ Ustaa bunu görmeliydin. Orada bir adam vardı ve otlardan kırbaç gibi şeyler sallıyordu. Ben de otları kestim ve ne oldu biliyor musun? Adamın parmakları koptu ha ha ha. Usta adam cidden salaktı ottan parmak yapmış kendine hınh hınh . “

                “ Bitki yaftı kullanabiliyor olmalı. Bedenini bitkilere dönüştürebildiğine göre aptaldan ziyade güçlü de birisi olmalı. Yaftında ustalaşmadan bunu yapamazsın. “

Turgan silahını göstemek istercesine uzattı ve nasıl yaptığını anlatmaya başladı.

                “ Yok usta cidden güçsüzdü. Bak direk böyle yaptım ve otları biçtim. Yani adamın parmaklarını hınh hınh. Normalde üzülürdüm ama adam sapık olduğundan sorun değil. “

                “ Peki onu öldürdün mü ? “

                “ Yok o işi oradaki abla yapmak istedi ben de ona bıraktım. “

Bir süredir konuşmaları dinleyen Oshina öfkeden kudurmak üzereydi. Bir tutsağı zindana kilitlemeye giden Albayın parmaklarını kaybettiğini öğreniyordu. Turgan’ ın elindeki silaha baktı öfkeyle gerildi ve üzerine sıçradı.

                “ Bahsettiğin adam benim yoldaşım ergen p.ç . Bu yaptığını nasıl böyle kahkahalarla anlatabiliyorsun. Ayrıca onun sarmaşıkları öylece kesilemezler. Uydurmadığına emin misin ? “

Turganın karnına bir yumruk indirdi. Turgan yumruğun etkisiyle öne doğru eğildi ancak hiç geriye doğru sürüklenmedi. General Oshina yumruğunu öyle bir açıda savurmuştu ki tüm etkisinin rakibinin bedeninde kalmasını sağlamıştı. Turgan karnını tutarken kızgın bir şekilde başını kaldırıp ustasına döndü.

                “ Usta arkadaşın bana neden vurdu? Oy baya da acıttı. “

                “ Ne arkadaşı lan? Geldiğimizde Yavuzla dövüşüyordu görmedin mi? “

                “ Vuuu söylesene o zaman usta ben de arkadaşın diye gardımı düşürmüşüm. O zaman ben de bu herife vuracağım. “

                “ Saçmalama evlat o bir general. Boy ölçüşebileceğin birisi değil. “

                “ Olsun sonuçta Ducia’lar başıbozuk tarafındalar. Ve Dövüşebilecek kimse kalmamış gibi göründüğünden bu herifi ben alacağım. “

Oshina hala öfkeli görünüyordu. Bir kez daha pozisyon aldı. Gözleriyse halen Turganın silahındaydı.

                “ Anlat velet o şeytani silahın, kıyımın sende ne işi var ? “

                “ Yılan silahı mı diyorsun? Bunu bir adada buldum. Çok güzel değil mi hınh hınh. Ayrıca ruhu olduğunu söylüyorlar. “

                “ O silahı teslim et çocuk. O tehlikeli olduğundan emniyete almamız gerekiyor. “

                “ Etmem benim silahım bööööö ”

Attila öğrencisinin bir generale kafa tutmasından endişeliydi. Zira savaşa daha fazla karışmak istemiyordu çünkü Sargut sözünü tutarsa kısa süre içinde müttefik olacaklardı. Eğer müdahale etmezse de Turgan’ ın kaybı kaçınılmazdı en azından şu anki haliyle. Ancak Turgan’ ın böyle birisi karşısında dövüşünü izlemek isterdi. Neden olmasın diye düşündü. En kötü ihtimalle gemileri bir kez daha yakarım. Sonuçta sevimli öğrencimin öldürülmesini seyredecek değilim. Mecbur kalırsam müdahale ederim.

                “ Turgan uzatma da kıyımı ona ver. “

                “ Nedenmiş usta vermem işte. “

                “ Ver diyorsam ver işte bir bildiğim var. “

                “ Olmaz. “

                “ Turgan eğer o silahı şimdi vermezsen. Seni aydakarlar ülkesine götürmem. “

                “ Nee aydakarlar ülkesi mi? “

Artık Turgan’ ın zor bir karar vermesi gerekiyordu. Ya yılan silahı ya da bir aydakarı seçmeliydi. Kendince bir çıkarım yaptı. ‘Eğer bu adamı döversem zaten silahımı geri alabilirim. Ama eğer kaybedersem ustam kızar ve hem silahımı kaybetmiş olurum, hem de aydakar ülkesini göremem. Bu durumda silahımı adama verip kazanmayı da başarırsam, ustamın sözünü dinlediğimden beni oraya götürür ve silahımı da geri alırım. ‘  Kararını verdi ve kıyımı General Oshina’ nın üzerine doğru fırlattı.

                “ Tamam al bunu. Seni silah kullanmadan da yenebilirim. “

Aslında Turgan silahın da oldukça ustalaşmıştı ve özünü yayma konusunda da hiç fena sayılmazdı. Yani silahıyla dövüşürken çok daha iyi durumdaydı ancak ustasının bir bildiği olmalıydı. Oshina kıyımı havada yakaladı ve yakalar yakalamaz da elinden hemen bıraktı. Parmak uçlarına baktı.                      

                “ Ne var lan bu silahta ? Elimi bir şey ısırdı gibi hissettim. “

                “ Ver dedin verdim işte. Hadi şimdi dövüşelim de bitsin savaş. Yavuz amcaya ve bizimkilere ne kadar güçlendiğimi göstermek istiyorum. “

Kıyım tüm ordu mensupları tarafından bilinirdi. Zira aranan bir suçluymuş gibi askeri okullarda resmi üzerinden hikayesi uydurma bir şekilde anlatılır, adeta aranan bir suçluymuş gibi ele geçirilmesi gerektiği söylenirdi. Detayları bilinmese de görseli akılda kalıcıydı. Detaylarının bilinmeme sebebi ise kıyım yüzlerce yıldır ortalıkta yoktu.

Oshina silaha fazlasıyla odaklanmıştı, zira rakibine kaybetme ihtimali bulunmuyordu. Yere düşen silahı bir kez daha eline almaya kalkıştı ve dener denemez de tekrar bıraktı. Bunu üçüncü defa denediğindeyse şiddetli bir patlamayla onlarca metre geriye savrulduğunda artık Attila-Ganhar ikilisi dayanamadılar. İlk konuşan Attila oldu.

                “ Puhahahahah ben de bunu bekliyordum. Senin gibi sünepe bir generalin üçüncü tepkiye kadar dayanabilmesine şaşırdım. “

                “ Ne demek istiyorsun sen? “

Ganhar söze girdi. Gülmekten gözlerinden yaş geliyordu.

                “ Patronun dediği şey şu. İffetli bir kadın kendini sadece tek bir erkeğe teslim eder. Kıyım da Turgan’ı seçti onun dışında kim dokunsa öldürücü tepkilerle karşılaşıyorlar hahaha. “

Ustasının ve Ganhar’ ın kahkahalarını gören Turgan da onlara katıldı.

                “ Hınh hınh demek ustam en başından beri eğlenmek için silahı ona vermemi istiyormuş. “

                “ Ne sandın evlat. Ben varken kimse senden zorla bir şey alamaz. Her neyse şimdi bir anlaşma yapacağız. Öğrencimle savaşacaksın ve sonra savaş bitecek. “

Oshina öfkeyle çıkıştı.

                “ Buna sen karar veremezsin ayrıca teklifi kabul ettiğini söylemene rağmen…”

                “ Uzatma general. Benim olduğum yerde kararları ben veririm. “

                “ Peki savaştık ve kazandım diyelim o zaman ne olacak ? “

                “ Kazanıp kaybetmen bir şeyi değiştirmez general. Sadece öğrencimin ne kadar geliştiğini görmek istiyorum. “

Savaşacak halde olmasa da birazcık dinlenip kendine gelmiş olan Mirliva Yavuz öfkeyle çıkıştı.

                “ Attila ; onurlu başı bozukların savaşını amaçsız ve sonuçsuz mu bırakmaya çalışıyorsun. Bu büyük bir savaş. Kendi merakını gidermek için saçma sapan şeyler yapma. “

Attila cebini karıştırdı ve bir elma bulmaya çalıştı. Ancak hiç elmasının kalmadığını fark edince Turgan’ ın kestiği odunlardan hatıra olarak aldığı dal parçasını çıkarıp dudaklarının arasına koydu.

                “ O zaman bana engel ol. “

Attila bunu söylerken alaycı gözlerle bakıyordu. Çevresini şöyle bir süzdü ve tekrar söze girdi. Parmağıyla Nyu’ nun olduğu alanı işaret ediyordu.

                “ Bu büyük bir savaş mı ? O zaman neden etrafta büyük bir savaşçı göremiyorum ? Şuradaki azrak dışında herkes gayet sıradan askerler gibi görünüyorlar. Cidden o azrağın gücü tükenmişe benziyor. Sarı alev kullanabilen bir adamla bir başına savaşmak zorunda kalması başıbozukların acizliğini gösterir. İlla bir sonuç istiyorsan kaybettiğini söyle Yavuz. “

Çevirmen Notu

-

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar