Theoden
İlk Temas
Doğu denizi her zamankinden daha sakin
görünüyordu. Denizcilikten hiç ama hiç anlamayan İntibah Tugayı, Kitarya
krallığından aldıkları gemiyle ilerliyorlarken denizin sakin olması işlerine
geliyordu zira bir fırtına durumunda ne yapılması gerektiğini bilen birinin
olduğu şüpheliydi. Turgan gözcü direğine çıkmış etrafı izliyorken birden
aşağıya baktı ve biraz önce dolu olan küreklerden birisinin artık boş olduğunu
fark etti. Nabe ve Behmura tüm güçleriyle küreklere asılıyorlarken, Ragnossa
bir köşeye kıvrılmış karnını tutuyordu.
“ Lan
Ragnossa sen de kürek çeksene. Ben de niye bu kadar yavaşladık diyordum. “
Ragnossa cevap vermemiş ancak duyduğunu belli
etmek adına etrafında yuvarlanmıştı. Ragnossa’nın sırtı yere geldiğinde
yüzündeki acı ifadesi ve tenindeki sararma gözle görülebiliyordu. Adeta mavi
saçları beyazlamaya başlamış, dudaklarının kenarından salyalar akarken karnını
tutmaya devam ediyordu.
Behmura “
Görüyorsun değil mi patron? Sırf kürek çekmemek için hasta numarası yapıyor. “
Turgan “
Numara yapıyorsa sorun yok ben de cidden hasta sanmıştım. Ragnossa buraya gelip
etrafı gözle , ben de aşağı inip kürek çekeceğim. Daha sonra da sırasıyla
Behmura ve Nabe direğe çıkarlar. Böylece hepimiz dinlenmiş oluruz. “
Ragnossa halen olduğu yerde karnını tutup
yuvarlanmaya devam ediyordu kendisini deniz tutmuştu ve ne yazık ki bunu fark
edebilecek kadar akıllı insanların arasında bulunmuyordu.
Behmura “
Kalksana artık Ragnossa. Patron senin yerine kürek çekeceğini söylemesine
rağmen neden hala numara yapıyorsun? “
Nabe bir süre konuşmaya dahil olmamış
konuşmaya girdiğindeyse alakasız bir mevzuya bodoslama dalmıştı.
“ Ducia
sana ne olursa olsun gözcü direğinden inmemeni söylememiş miydi? “
“ Doğru
öyle söyledi. “
Bir süre önce içeriye girmiş olan Ducia’nın
öfkeli sesi o zaman duyulacaktı.
“ O
zaman ne diye indin oradan. bir dağ ya da kayaya çarparsak ne olacak? “
“
Çarpmayacağız merak etme. Nyu ve bebek dümende olduklarından sorun etmemize
gerek yok. “
Turgan böylece söylese de gemi sürekli sağa
sola yalpalıyor ve belirli bir yönde ilerlemeyip sürekli başka yönlere yol
alıyordu. Bunun sebebi Nyunun bebeğinin dümenle oynamak istemesi ve onu
bırakınca da bir yaygara koparıp durmasıydı. Nyu tipik bir anne mantığıyla
bebeğini susturmak adına istediğini veriyor ve gemi mürettebatının kaderi bir
ayını dahi doldurmamış bir bebeğin ellerine bırakılıyordu. Tuhaf olan şuydu ki
bu kadar küçük bir bebek dümeni çevirebiliyor, Nyu onun aksi yönünde dümeni
yönlendirmek istediğindeyse yine yaygara kopuyordu.
Havan “
Öyle desen de kaptan köşkünde sorun var galiba Turgan. Her tarafımız suyla
çevriliyken fark etmesi zor olsa da sürekli yön değiştirdiğimizi söyleyebilirim
ayrıca Ragnossayı belli ki deniz tutmuş. Onun kamarasına uzanmasına yardım
etsek iyi olacak. “
“
Hastalık gibi bir şey mi? “
“ Öyle
de denilebilir ama özet geçmem gerekirse bu gemi deniz üzerinde ilerlediği
sürece Ragnossa eskisi kadar sağlıklı olmayacaktır. Bazı insanları deniz tutar
işte.”
“
Anladım. Demek Ragnossa da o zayıf insanlardan birisi. “
Ragnossa “
Ben zıyıf diğilim pıtrun “
“
Konuşamıyorsun bile bayağı bayağı zayıfsın işte hınh hınh “
“
indiğimizdi bunun hisibini... “
Ragnossa birden duraksamış, yüzü acı
içindeyken büyük gayretle sağ kolunu havaya kaldırmayı başarmıştı.
“
ırdılır kulumu izli turgun( oradalar kolumu izle turgan) “
Turgan halen düzelmemiş olan kolunu
Ragnossa’nın kolunun yanına getirmiş ve hayal kırıklığına uğramış bir ifadeyle
söze girmişti.
“ Sırf
zayıflığınla dalga geçtim diye kolumun haliyle dalga geçmen hoş değil Ragnossa.
Sonuçta Krausu öldürmemi sağladığı için bu hale gelmesi kabul edilebilir. Hatta
bir savaş madalyonu olarak bile düşünülebilir. “
Ragnossanın mavi gözleri koyulaşmaya başlamış,
bedenini sabit tutmak adına büyük çaba gösterirken çıkabileceği kadar yüksek
sesle bir kez daha kendisini anlatmaya çalışmıştı.
“ unu
dimiyirim lın ırkını bıksını “
Gözcü direğinin boş olmasının sıkıntısını
şimdiden yaşamışlar gibi görünüyordu. En büyük olanı önde, diğer ikisiyse
arkada olmak üzere daha önce hiç görmedikleri eflatun zemin üzerine beyaz
çizgiler ve kırmızı yıldızlar olan sancaklar barındıran üç gemi çıplak gözle
görüş mesafelerine girmişlerdi. Tüm birlik üyeleri Ragnossa’nın yüzüne bakıp
söylediklerini anlamaya çalışıyorlarken, ufuk çizgisini çoktan geçip büyük bir
resim halinde görülebilen gemilerden tarafa bakan tek kişi Ragnossaydı.
Ragnossa kendisini anlatmak adına debelene dursun, orada olmayan son tugay
üyesi de beklenen bir cümleyle ortaya çıkacaktı.
“ Turgan hiç yemeğimiz kalmadı. “
Behmura “ Ne demek hiç yemeğimiz kalmadı?
Kitaryadan ayrılırken en azından iki ay yeteceğini düşündüğümüz erzak almıştık
ve sadece iki haftadır yoldayız. “
Nabe “ Belli ki birileri erzaklarımızı
aşırmış. Belki de bunun için birbirimizi sorguya çekmeliyiz. Bu sana uygun mu Turgan? “
Turgan “ Hayatta olmaz. “
Elfy “ Bence de. Yani birbirimize bile
güvenmiyorsak aynı gemide yaşamamız nasıl mümkün olabilir ki değil mi Turgan? “
Turgan “ O da var ama birimiz acıkıp
yemeklerimizi aşırmış olsa bile bu kişinin kim olduğunu öğrenmemiz ne işimize
yarayacak ki? “
Behmura “ Ne yani, erzaklarımızı çalıp bizi
ölüme sürükleyen kişi cezasız mı kalacak? “
Turgan “ Ne ceza vermemizi öneriyorsun
Behmura? “
“ Ne bileyim. En kötü ihtimalle onum yemek
payını bir süreliğine azaltabiliriz. “
Elfy “ Eski bir hırsız olarak hırsızlara
karşı daha sempatik olursun sanıyordum Behmura. “
Behmura “ Ne kadar adi bir hırsız olsam da
ailemden çalacak kadar alçalmadım ama senin midenin memnuniyeti ailenin hayatta
kalmasından daha önemli olacak ki… “
Elfy “ Ben, ben çok üzgünüm Turgan. Sadece
içim kıyılmıştı ve birazcık ekmek arası peynir yapmayı düşünüyordum ama erzak
dolabını açtığımda dayanamadım ve ühüüü “
Behmura “ Sadece erzak dolabındakileri mi
yedin? “
Elfy “ Evet ühüüü “
Behmura “ Bu durumda panik yapmaya gerek
yok. Yalnızca kuru gıdaları ve kurutulmuş etleri orada saklıyorduk. Yani hala
birkaç gün yetecek kadar sebzemiz var. “
Elfy “ Hiç mi et kalmadı peki? “
Behmura “ Bu sorunun muhatabı sen oluyorsun
Elfy. Eğer hepsini yemediysen hala etimiz var demektir. “
Elfy başını eğdi, işaret parmağını dudağının
üzerinde aşağı yukarı hareket ettirirken bedbaht bir halde cevapladı.
“ Hepsini yedim. “
Turgan “ İyi de insan sadece sebze yiyerek
hayatta kalabilir mi, en azından yemeklerin içine et koymak lazım. “
Ducia “ Tabi ki de kalabilir. Elfy bencilce
davranmış olsa da Behmura’nın farklı tip gıdaları farklı bölümlere ayırmış
olması sayesinde halen yemeğimiz olduğu için minnettar olmalıyız ve bu durumdan
bazı dersler çıkarmalıyız. “
Ducia sözlerini doğrudan Elfy’nin gözlerinin
içine bakarak söylediğinden Elfy savunmaya geçme ihtiyacı hissetmişti.
“ Ben tüm yemeğimizin o olduğunu
bilmiyordum ki ama. Zaten dolaptakileri temizledikten sonra tekrar acıktığımda
durumun vehametini fark ettim. Ayrıca bir daha yapmayacağım konusunda bana
güvenebilirsiniz. “
Turgan “ Tamam işte Elfy hatasını anlamış
bu yüzden üzerine gitmeye gerek yok. Behmura senin küreğine ben geçeceğim. Bu
kadar yemek muhabbeti karnımı acıktırdı. İki gün önce pişirdiğin kuru etli
çorbadan yapsana biraz. “
Ducia’nın bir gözü seyirmeye başlamıştı.
“ Sen bizi dinlediğine emin misin Turgan?
Sebze dışında hiçbir şeyimiz kalmadı diyoruz. “
Turgan birden panikle havaya sıçramış, ağzını
açabileceği kadar açıp dilini dışarıya çıkarmışken tam bir panik havasında
bağırmıştı.
“ Ne yani etimizde mi yok? “
Turgan durumu kavramaya çalışıp, Ragnossa ise
beliren gemileri göstermek adına çabalaya dururken geminin hareketleri iyice
saçmalaşmıştı. Havan, geminin olduğu yerde dönüp durduğunu söylemeye
yeltenecekken, kaptan köşkünden kafasını çıkarmış olan Nyu’nun telaşlı sesi
duyuldu.
“ Turgan, Bir kötü bir de tuhaf haberim var
ve bunlarla ilgili yardımın lazım. “
Turgan “ Önce kötü olanı söyle. “
“ Oğlun dümenin üzerine adeta yapıştı ve
dümeni sürekli kendi bedeniyle beraber çevirip duruyor. Sanırım bunu bir oyun
sanıyor ve o haldeyken mutlu kahkahalar atıyor. Dümenin üzerinden almaya
çalıştığımdaysa ağlayıp pis pis bakıyor. Dalga geçmiyorum, ciddi ciddi ürkütücü
bakışlardan bahsediyorum. “
Ducia “ Şimdiden anne-oğul ilişkisinde
kimin patron olduğu belli gibi... Daha bir aylıkken sana istediğini
yaptırabiliyorsa yetişkin olduğu zamanları hayal bile edemiyorum. Biriniz
bebeği dümenden alsın yoksa Ragnossa’nın midesi dışarıya çıkacak. “
Turgan’ın sırıtarak kaptan köşküne hareket
etmesiyle devam etmişti Ducia.
“ Bu haber tuhaf değilse tuhaf olan haber
nedir peki Nyu abla? “
“ Theodende bildiğim hiçbir ülkeye ait
olmayan tuhaf sancaklı gemiler bize yaklaşıyor. Tuhaflık şurada ki biz
başıbozuklar dostu düşmanı tanımak adına tüm ülke sancaklarını ezbere biliriz.
“
Ducia “ Ne demek istiyorsun Nyu abla? “
Nyu “ Şunu diyorum ki sanırım Theodenin
dışında yaşayan birileriyle ilk temasımız olacak. “
Serinin 2. cildidir. 0. cildi okumadan buna başlamayın :)