Theoden
Zail 3
İşler tersine dönmüştü. Kendilerine yardımcı
olmak için oraya sonradan gelen arkadaşlarının tutsak alındığını gören maskeli
adamlar onun hayatını riske atmamak adına silahlarını bırakmışlar, maskelerini
çıkarmışlar ve Zail’in sırrını açıklamak adına söz vermişlerdi. Maskelerin
altından her biri birbirinden ihtiyar adamlar çıkmışlar, oraya sonra gelen
adamsa diğerlerine göre fazlasıyla genç görünüyordu. İhtiyarların
görüntülerinden beklenmeyecek cesarete herkes şaşırmış olsa da Sinar’ın ve
Zail’in gizemini çözmek adına ihtiyarların gösterdikleri yoldan ilerlemişler,
sonunda da şaşırtıcı bir manzarayla karşılaşmışlardı.
Birbirine karşı duran iki uçurumun arasında
üzeri sisle kaplı bir alan bulunmaktaydı ve ihtiyarların söylediklerine göre de
onlar buraya kurdukları şehirde yaşamaktaydılar. Hikayenin özeti şuydu ki;
Gençlik pınarı diye bir şey asla var olmamıştı. Sinar, Kurtarıcı liderin
önderliğinde yarım asırdan evvel Petrogad İmparatorluğu boyunduruğundan
kurtarılmış ancak bu kendi halindeki ülkeyi rahat bırakmamak adına bu kez başka
yabancılar Sinar üzerinde hüküm sürmek istemişlerdi. Kurtarıcı lider
ziyadesiyle zeki bir adam, bir o kadar da başarılı bir politikacı olduğundan
ülkesinin bağımsızlığını her şeyin önüne koymuş, neye mal olursa olsun herhangi
bir dış güce bağımlılığı kabul etmeyeceğini açıkça beyan etmişti.
Söz konusu yabancılar süslü sözlerle ve
politik oyunlarla onu alt edemeyeceklerini çoktan fark etmişlerdi ve açık bir
askeri operasyon yapmayı da göze alamayacaklarından daha kirli oynamaya karar
vermişlerdi. Ülkenin kurtuluşunun birinci yıl dönümünde kurtarıcı lider
beklenmedik şekilde ölmüş, onun ölümünün ardından da geriye miras kalan sözleri
inanması güç değişikliklere uğratılıp çarpıtılmışlardı. Gençliğe fazlasıyla
kıymet vermiş olan kurtarıcı liderin ölümünün ardından, ulusal ve uluslararası
medyada çıkan haberler adeta bir çoban olup Sinar halkını uzunca yıllar
gütmüştü. O zamanki haberlerde Sinar halkı kurtarıcılarının mirasına sahip
çıkmamakla suçlanıyorlardı. Ülkenin yaşlı nüfusu nedense medyada her şeyden
daha fazla yer alıyor ve bu durum bir zayıflıkmış gibi gösteriliyordu.
Yaş olayının üzerine o kadar fazla gidilmişti
ki ülkedeki cinayetler, soygunlar dahi bu kadar umursanmıyordu. Durumu fırsata
çeviren bir politikacı, kurtarıcının adını ve sözlerini ağzından düşürmeyerek
bu sorunu çözeceğine dair verdiği sözlerle ülkenin başına geçmeyi başardı ve
şaşırtıcıdır ki bu adam vaatlerine sadık kalmıştı. Başlangıçta belli yaş
üzerine gelen kısıtlamalar bir sürenin sonunda ülkede tek bir yaşlı kalmayıp,
gençlik pınarı hikayesinin uydurulmasına sebep olacak boyutlara gelmişti. Belli
bir yaşı geçmiş insanların sokağa çıkması ve genç nesille konuşması
yasaklandığından, ihtiyarları el altından idam etmeye başladıklarında kimse
fark etmemişti bile.
Turgan “ Şerefsizler. Sizin gibi tonton
dedeleri öldürmek için insanlıklarını yitirmiş olmalılar. Hrrrrrrrrrrr bu güne
gelmenize sebep olan herifi bulun bana. “
Baba Karga “ Bugünkü aklımla düşününce bu
güne sebep olanlar bu ülkeli bile değiller bence ama eğer yaşlıların ölümüne
sebep olan politikacıyı diyorsan… “
İhtiyar adam ağlamaya başlamıştı. Gözlerinden
akan yaşlar öylesine dökülmüyorlardı. Ağzından dolu dolu hıçkırık sesleri
çıkıyor, yaşından beklenmeyecek kadar yüksek sesle haykırıyordu.
Turgan “ Seni üzmek için söylemedim
dedecik. Yalnızca sizi ölüme sürükleyen kansızı bulup hesabını sormak
istiyorum. “
Tüysüz Karga “ Bu seni ilgilendirmez.
Sırrımızı öğrenmek istiyordun ve öğrendin. Başka bir şey yoksa artık gidin.
Umarım görüp duyduklarınızı kimseye anlatmazsınız. “
Ragnossa “ Yaşınıza ve yaşadıklarınıza
saygım var ama eğer patron olaya dahil olduğumuzu söylüyorsa devamını
anlatmanızı öneririm. “
Ragnossa’nın önünde duran genç adam kurtulmaya
çalışmak adına birkaç hamlede bulunmuş ancak başaramayıp sitemli bir halde söze
girmişti.
“ Anlatmazsa ne yapacaksınız, bizi
öldürecek misiniz? Eğer öyleyse problem yok zaten buradaki çoğu kişi
çocuklarını, torunlarını göremediklerinden bir ölüden farksız yaşıyorlar. “
Tüysüz Karga “ Sakin ol evlat. Zaten bizim
için fazlaca şey yapmışken daha fazla mahcup olmamıza sebep olma. “
“ İstesem de yapamam. Şu arkamdaki herif
insan falan değil. Sinardaki dövüşlerde isim yapmış olmama rağmen bu adamın
karşılaştığım herhangi bir insana benzemediğini söyleyebilirim. “
Ragnossa “ İltifat etmeyi kes de sen ne
ayaksın onu söyle bakalım. Neden buradaki tek genç sensin? “
Tüysüz Karga “ O gün ne yapmaya
çalıştığımızı fark etti. Kaçmaya çalışıyorduk ve o bizi görmüştü. Her şeyin
sona erdiğini, bizi ihbar edeceğini düşünsek de o bize yaklaştı ve aile
büyüklerinden kimse aramızda mı diye kontrol etti. O zamanlar daha çocuktu. Bir
hafta önce ortadan kaybolan anne annesini gördüğünde de bize katılıp bizimle
beraber kaçtı. Hepimiz ihtiyar olduğumuzdan bugüne kadar bize ne kadar yardım
ettiğini tahmin bile edemezsiniz. Hatta son birkaç aya kadar Zail denilen
ormanda yaşıyor, buraya gelen düşmanları o püskürtüyordu ancak otuz yaşını
geçmiş olan bu adam geç de olsa beklenen hastalığa yakalandı. “
Turgan “ Geçmiş olsun. Muhtemelen
hastalığını iyileştirebiliriz. “
Tüysüz Karga “ O biraz zor işte evlat ha
ha “
Turgan “ Ağaçtan düştüğünde iyileştirilmiş
olmana rağmen neden inanmıyorsun ki? “
Tüysüz Karga “ Çünkü evlat aşk denilen
hastalığa bir ilacınız olduğunu hiç sanmıyorum. “
Behmura elini alnına götürdü, yavaş
hareketlerle alnını kaşırken derinlere daldı. Bir süre sonra elini çekti,
kirpiklerini kırpıştırdı ve birden yükseldi.
Behmura “ İyi de buradaki herkes yaşlıysa…
Bu şerefsiz nenesi yaşındaki kadınlara mı sulanıyor. “
Turgan “ İyi dedin Behmura. Yaşlı kadınlara
sulanacak kadar yoklukta olması üzücü olsa da yine de… “
“ Öyle değil gerizekalılar. Yahnes amca
öyleymiş gibi anlatsa da buradaki tek genç ben değilim. “
Tüysüz Karga “ Sinardan kaçarken terk
edilmiş bir bebekle karşılaşmıştık ve onun tanrıdan gelen bir lütuf olduğunu
düşünüp yanımıza aldık. İyi ki de almışız. Onun şen kahkahaları olmasa ihtiyar
bedenlerimizle şehrin inşaatını bitirmemiz mümkün olmazdı. “
Ragnossa “ Şehir mi, burada tam olarak kaç
kişi var ki? “
Tüysüz Karga “ 100.000 civarında olması
lazım. Çoğu evlerinden ayrılamayacak kadar ihtiyarlar ama detayları belediye
başkanımız kendine geldiğinde ondan alırsınız. “
Baba Karga dedikleri adamı işaret etmişti
Yahnes.
Ragnossa “ Aldığınız bebek bit kızdı yani?
“
Tüysüz Karga “ Aynen öyle. O bebek de o
günkü çocukta büyüdüler. Birbirlerinden hoşlandıklarını fark ettiğimizde de
üzerimize düşeni yapıp, beraber zaman geçirmeleri adına nöbet çizelgesi
oluşturduk. Uçurumun üzerine çıkabilecek durumda olanlar da bu çizelgeye göre hareket
ediyorlar. “
Turgan “ Azminizi sevdim amca. Aranızdan
ilk kaçmayı düşünen, diğerlerini örgütleyen kişi kimdi? Onunla tanışmak
istiyorum. “
Tüysüz Karga “ Kaçmak mı? Kara Celladın
elinden kaçmayı düşünmek mümkün değildir. “
Turgan “ İyi de nasıl kaçtınız o zaman? “
Tüysüz Karga “ Onu da isterseniz kara
cellattan dinleyelim. Bu çocuklara kefil olup güveniyorum başkanım. Onları
şehrimize götürelim. Hem belki bazı işlere de yardımcı olurlar. “
Turgan “ O da mı burada? O kadar masum insanı öldürdükten sonra hem de
vay şerefsiz… “
Ragnossa “ Sakin ol patron. Muhtemelen
karşına öfkeni bastırmak durumunda kalacağın bir başka ihtiyar çıkacaktır. “
Belediye başkanı halen ağlamakla meşgul
olduğundan tepki vermemiş, diğerleri istemsiz davranmış olsalar da genç üyelerinin
Ragnossa hakkında söylediklerini hatırlayıp, karşı koymamaya karar vermişlerdi.
Grup aşağıya varmak için hareket etmeye başladıklarında Turgan’dan bir soru
geldi.
“ Oraya ne kadar sürede varırız? “
“ Bizim yürüyüşümüzle dört saat sürer.
İsterseniz siz gençler önden gidin. Bu şekilde bir saatten kısa sürecektir. “
Turgan ihtiyarın yüzüne baktı, birden sırıttı,
adamın yanaklarını tutup kısa süre mıncıkladıktan sonra bir cümle kurdu.
“ Tonton dede cennetini görmek için o kadar
bekleyemem hınh hınh. “
Cümlesini bitirdiğinde kendisini uçurumdan
aşağıya bırakmıştı bile. İlk önce yirmi metre kadar aşağıdaki bir kayaya indi,
oradan tekrar sıçrayıp sisin içinde kayboldu.
Tüysüz Karga “ Bu çocuk ne yapıyor böyle.
Kendini dağ keçisi falan mı sanıyor? “
Ducia “ Yanında yetiştiği adamın örnek
alınmaması gereken yanlarını alıyor diyelim. “