Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

02 Mayıs 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1384 Görüntülenme
Bu bölümü 29 Kişi beğendi.
Cilt 10

Kalenin İçindeki Savaş - Kısım 2

Oğlunu öldürmekle ilgili olan konuşmamız bittikten sonra, kralla yaptığımız ilk şey yola çıkmak olmuştu. Küçük prensesi güvenli bir yere götürmemiz gerekiyordu. Müttefiklerimizin ön tarafta bir yerlerde olduğunu biliyorduk, bu yüzden kalenin içinden kestirme geçip ön tarafa ilerledik. İşte karşımızda kurtarma ekibi, bizi bekliyordu. Tempoları öyle canlıydı ki, onları izlemek biraz heyecan vericiydi.

 

“Majesteleri! Güvendesiniz!” Ekibin önünde bulunan Carlotta kralı gördüğü anda onu selamlamış, ardından bana şüpheli bakışlarla bakmıştı. “Onu kurtaranın sen olduğunu mu kabul etmeliyim...?

 

Carlotta, bu operasyonun baş komutanıydı. Yine de bir şekilde burada olmasını bekliyordum. Ön saflara geçen ve savaşa hücum ederken askerlerine onu takip etmesini emreden tipte biri gelmişti bana. Ve tek tanıdık yüz onunki değildi.

 

“Ah, merhaba Nell. Seni buralarda görmek güzel.”

“Bir dakika, Yu-Neden buradasın sen!?” diye sordu Nell.

 

Kahramanın da burada olduğunu görünce, kilisenin onu gerçekten önemli bir değer olarak gördüğünden emin olmuştum. Başka türlü düşünüyor olsalardı, böyle önemli bir operasyonda onu görevlendirmelerinin imkanı yoktu.

 

“Açıklamak benim için çok can sıkıcı olacağı için açıklamayacağım.”

 

Nell, şikayet etmeye başlamak üzereymiş gibi görünüyordu, ama o konuşamadan araya patronu girdi.

 

“Bekle Nell. Ben de ona bir sürü sormak istiyorum, ama şimdi bunun sırası değil. Majestelerinin önündeyiz ve onun zamanını boşa harcamak istemeyiz. Sorularını sonraya sakla.” Adamına öğütlerini veren şövalye dizinin üzerine çöktü. kısa süre sonra bütün ekip onu takip etti. “Majesteleri, hem sizi hem de kızınızı sağlıklı bir şekilde görmekten dolayı çok mutluyuz. Sizin güvenliğiniz dışında hiçbir şey bizim için önemli değil.”

“Yeter,” dedi Kral. “Başlarınızı kaldırın. Hoş sözler söylemek zorunda değilsiniz. Bu acil bir durum ve buna uygun şekilde davranmanın mantıklı olduğunu düşünüyorum.”

“Anlaşıldı Majesteleri.”

 

Carlotta ayağa kalktı ve adamlarına dönüp, onlara da bunu yapmalarını emretti. Bu bir anlık dikkat dağınıklığını kullanarak kralın kulağına fısıldadım.

 

“Ben onları tanıyorum, onlar da beni tanıyor. Ama aslında kim olduğumu hiçbiri bilmiyor, bu yüzden sırrımı açık etme.”

 

Kral, olabildiğince ufak bir şekilde başıyla onayladı. O da benim gibi gizli davranmaya çalışmıştı.

 

Yaşlı herife bütün gerçeği söylememiştim. Nell benim kim olduğumu biliyordu, ama ona bunu söylemenin daha iyi olacağını düşünmüştüm.

 

“Vaziyet göz önüne alındığında Majesteleri, derhal geri çekilmeyi önerebilir miyim? Bu ekibin bir kısmı, güvenli bir yere gidene kadar size eşlik edecektir.”

“Lütfen sadece kızımı buradan götürün.” dedi kral, kararlı bir şekilde. “Üzgünüm ama kalmak zorundayım.”

“Efendim...?” Carlotta’nın yüzünde şaşkın bir ifade vardı, sanki reddedileceğini hiç beklemiyor gibiydi.

“Sanıyorum, biraz sonra benim aptal oğluma doğru ilerleyeceksiniz. Onun ölümünü görmek için size katılmak istiyorum.”

“A-ama Majesteleri...” Carlotta, dertli bir şekilde yüzünü buruşturmuştu. Kralın beklenmedik önerisi karşısında nasıl davranacağını bilememişti.

“Ciddi bir iyilik istediğimin farkındayım. Ama ısrar ediyorum. Beni onun yanına götürmelisiniz.”

 

Ve inatçı, yaşlı bir adam olarak, muhtemelen bize yardımcı da olmayacaktı.

 

Kısa süre içinde, konuşmaları beklenmedik, ani bir şekilde sona ermişti. Yeteneklerim, beynimin içinde alarmlar çalıyordu. Bir düşman gelmiş ve kriz kapıdaydı. Kriz Saptama’nın verdiği tepkilerin gücü, tehditin ciddiyetine göre değişiyordu. Örneğin, Illuna sinirlendiğinde bana vurmayı severdi. Yumruklarının iç tarafıyla göğsüme doğru vururdu. Bir saldırı olduğu kesindi, ama yetenek, bu saldırıyı öyle önemsiz görürdü ki, tamamen görmezden gelirdi. Ama, yetenek, aynı tatlı şeyi Lefi yapmaya kalktığında, alarmlar çalmaya başlıyordu. Krizin ezici hissiyatı vücudumun her bir zerresine işliyordu.

 

Şu anda duyduğum his, kızgın bir Lefi’nin tehdidinin yakınından bile geçmezdi, ama yeteneğin aniden belirmesine yetmişti. Uğursuz Orman’da tecrübe ettiklerime dayanarak, bu hissiyatın, bana doğru gelen bu saldırıya yeterince çabuk tepki vermezsem bana ciddi derecede hasar verebileceğini anlamıştım. Ve böylece, neredeyse refleks denebilecek şekilde harekete geçmiştim. Omzuma dayadığım kılıcımı kaldırdım ve onu gelen saldırıyı engellemek için başımın üzerine kaldırdım.

 

Yüksek bir çınlama kulaklarımı deldi ve ağır bir şok, kollarımdan geçti. Saldırı ağırdı. Hatta öyle ağırdı ki, elimde olmadan, saldırganın bu kuvveti verebilmesi için kalenin üstünden atlamış olabileceğini düşünmüştüm.

 

“Bunu gerçekten engelleyebildin mi? Fena değil! Hiç fena değil!”

 

Arkamı dönünce bana saldıran iri yarı, silahını çekmiş ve saldırmaya hazır adamı gördüm.  Suratındaki ifade... garipti. Öyle mutlu ve kendinden geçmiş gibiydi ki, bir tehlike hissetmekten kendimi alamamıştım. Namusum için.

 

“Yok ya! Kıçımdan uzak dur!”

 

Arkamı dönüp döner tekmeyi yapıştırmaya çalışırken, sözler ağzımdan dökülmüştü. Ama bugün dövüştüğüm diğer herkesin aksine, bu herif saldırımı savuşturmuş ve kılıcıyla bir duruşunu hazırlamıştı. Yine, içgüdüsel bir tiksinti hissiyle doldum.

 

O bir sapıktı.

 

Bunu söyleyebiliyordum.

 

“Hahaha!” Adam güldü. “Bu işi kabul etmemin tek sebebi, kilisenin meşhur kadın şövalyesiyle ya da kahramanla bile dövüşebilme imkanı bulabileceğimi duymamdı. Ama şuna bakar mısınız! Kendime daha iyi bir şey buldum! Bugün çok şanslıyım! Eğer senin gibi birinin geleceğini biliyor olsaydım, kıçımı daha erkenden kaldırırdım!”

 

Adam bir insanın sırıtabileceği kadar geniş bir şekilde sırıtmış, gözleri keskin bir pırıltıyla parlamaya başlamıştı. İğrenç. Bu çok iğrenç. Tanrım bana yardım et. Bu pezevenk, şu savaşla kafayı bozmuş manyaklardan biri. Ve içlerinde en boktan halde olanlarından bir de.

 

Ekipmanları, sıradan bir asker olduğunu gösteriyordu Sadece paçavralar giyiyor olsaydı daha mutlu olurdum, ama ne yazık ki, tam tersiydi. Analiz bana, teçhizatının sıradan erlerin karşılayabileceğinden çok daha yüksek seviye olduğunu söylemişti. Bir iş olduğunu falan söylemişti, değil mi? Sanırım bunlardan, onun bir paralı asker ya da bir maceracı olduğu anlaşılıyor.

 

Kaba sapığın girişi, kralı ve şövalyeleri germişti.

 

“İ-iyi misin!?” diye sordu paniklermiş Nell.

“İyiyim. Beni merak etmeyin. Yapmanız gerekeni yapım.”

 

Savaşla kafayı bozmuş sapık herif, beni değerli bir rakip olarak falan görmüştü. Başka kimseyi umursuyor gibi görünmüyordu. Diğerleri odağından çıkmıştı. Kılıcı sadece ve sadece bana doğrultulmuştu. Ben burada olduğum sürece, kralı ve şövalyeleri kovalayacak gibi değildi. Oooooooooff. Lanet olsun. Bir huzur verin be. Bak dostum, ben barış yanlısı birisiyim. Tamam, dövüşüyoruz falan ama sadece gerçekten gerekli olduğu zamanlarda. Sadece yapmak zorunda olduğum kadar yapıyorum, fazlasını değil. Çünkü bu yozlaşmış herifin aksine ben, kendimi öldürme fikrinden hiç hoşlanmıyorum.

 

Kurtarma ekibinden birisi, adama saldırmaya kalktı. Ninjaya benzer hareketlerle yaklaştı, sapığa arkadan yaklaştı ve kör noktalarından birine vurmaya çalıştı.

 

Ama işe yaramamıştı.

 

“Kaybol buradan ufaklık. Bu özel bir parti. Sadece davetliler girebilir.”

 

Bir an bir şey görülüp kayboldu. Saldıran müttefiğim, ikiye ayrılmıştı. Ölümünü gören Carlotta, sinir bozulmuş bir şekilde cıkladı. “Yardıma ihtiyacın var mı?”

 

“Yok, ben iyiyim. Bir şey yapmak istiyorsanız, yoluma çıkmayın yeterli.”

 

Eğer Zaien’i tek kelimeyle anlatacak olsaydım, bu devasa olurdu. Etkili olduğu menzil o kadar büyüktü ki, benim tarafımdan birinin menzilin içinde olup olmadığına dikkat etmekle uğraşmam gerekiyordu. İmkansız değildi, ama uğraşmak istemiyordum. İyi bir kılıç kullanıcısı değildim. Muhtemelen işi berbat edip, yanlışlıkla bana yardıma gelen birini biçerdim.

 

“Olga! Duo!”

“Buyurun hanımım.”

“İkiniz kralın kızını alın ve derhal geri çekilin. Geri kalanlar, benimle gelin. Majestelerine eşlik edeceğiz.”

“Peki hanımım!”

“Majesteleri, lütfen bizim yanımızdan ayrılmamak için elinizden geleni yapın.”

“Tabii ki,” dedi Kral.

“Onu halletme işini sana bırakıyorum Wye, ama ölme,” dedi şövalye. “Sana soracak daha bir sürü sorum var.”

“D-dikkatli ol.” diye ekledi Nell.

“Tamam, tamam, anladım. Acele edin ve gidin artık.” Konuşurken gözlerimi önümde, düşmanımın üzerinde tutmuştum.

 

İki kız başlarıyla onaylayıp görevlerini tamamlamak için uzaklaştılar.

 

Sonunda, ortamda sadece ben ve savaşla kafayı bozmuş sapık herif kalmıştık.

 

“Kralın arkasından gitmek istemediğinden emin misin?” Diye sordum. “Görevin onu öldürmek değil miydi?”

“O sorun değil. Sözleşmemde sadece güçlü biriyle dövüşmekle görevli olduğum yazıyor.” dedi. “Ve grubun içindeki en güçlü kişinin sen olduğundan eminim.”

 

Adamın kızaran yüzündeki ifade utanmış bir bakirenin buruşuk yüzüne dönüşmüştü. “Ne şanslı bir adamım. Böyle güçlü bir rakiple karşılaşacağıma inanamıyorum. Bu karma olmalı. Her gün iyi şeyler yapıyorum ve bütün iyilikler bana geri geldi.

 

Sikeyim. Sikeyim. Sikeyim. İğrenç. Ah tanrım. Bu, hayatımda gördüğüm en iğrenç yüz ifadesiydi. Biri bana çamaşır suyu getirsin. Gözlerim için. Şimdi! Önümdeki adamdan daha iğrenç bir şey hayal edemiyordum.

 

“İyilik mi? Sana bakınca, bunun tamamen palavra olduğunu düşünüyorum,” diye laf soktum. Sapık herifin etrafımda olması her ne kadar tadımı kaçırmış olsa da havaya sıçrayarak dövüşü başlattım.

 

Hareketlerim öyle hızlıydı ki, savaşı sanki ışınlanmayla başlatmış gibiydim.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-22 22:11:40
Bölüm için teşekkürler
İners (132 puan) Üye
2021-07-14 00:31:52
Çeviri ve edit için teşekkürler
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-27 00:54:41
Bölüm için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-05-03 06:33:59
Yuki arkanı kolla garip fetişleri olsn bir adam var amman çizdirme plakayı😂.
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-05-02 18:31:36
çeviri için teşekkürler
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-05-02 17:50:01
Olm çok iyi🤣 Yuki dikkatli olmazsan bişileri kaybedeblilirsin! Çeviri için teşekkürlerr~
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-05-02 15:53:51
Yuki dikkat et namus elden gidecek.E.s.