Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

13 Ağustos 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1060 Görüntülenme
Bu bölümü 33 Kişi beğendi.
Cilt 17

Balo - Kısım 2

“Harika bir akşam dilerim Leydim. Ben Lottnis Hanedanı’ndan Elmeray Favorangue. Sizinle tanışmak bir onurdur.”

“Ben, Portereye Hanedanı’ndan Morbedd Suoh da aynı şekilde hissediyorum. Mücevherler arasındaki bir elmas gibisiniz Leydim. Bu baloda bulunan diğer herkesten daha çok parlıyorsunuz.”

“Ve ben de Toola Zytothinko Fanothername. Hanedanı kiliseyle sıkı ilişkiler içinde bulunan bir adam olarak, varlığınızla şereflenme fırsatı verildiği için mutluyum.”

 

Nell balo salonuna adımını attıktan kısa bir süre içinde kendini, büyük bir çoğunluğu, sık sık kendine bir eş arama ilgilendiğini ifade edecek ve bir varis edinecek civarlarındaki yaşlarda olan genç asilzadeler tarafından çevrilmiş bir halde bulmuştu.

 

“Teşekkür e---” Nell kendini her zamanki konuşma şekline geçerken, çaktırmadan gizleyecek kadar çabuk bir şekilde durdurmuştu. “Bütün nazik sözleriniz ve karşılamalarınız için teşekkür ederim. Benim adım Nell ve herhangi bir hanedana ait olmasam dahi, bu ülkeye, onun kahramanı ve muhafızı olarak hizmet ederim.”

 

Rolünün hakkını verebilmesi için geçirdiği eğitim, sorun yaşamadan hoşbeş edebilmesini sağlamıştı. Ama yine de, bunu yorucu buluyordu. Günlük yaşamda bu hüneri nadiren kullanıyordu ve bu yüzden, ağzından çıkan sözlere tamamen odaklanmazsa, konuşmasının her zamanki haline döneceğini hissediyordu. Onun hakkında hata bulmak isteyenler olduğundan, rahatlama hissiyle savaşmaktan başka seçeneği yoktu.

 

“Sabah güneşinin bir çiçek bahçesi üzerinde parıldaması kadar güzel bir şekilde parıldıyorsunuz Leydim.” dedi Elmeray. “Kahramanımızın böyle zarif bir bekar olduğunu bana hiç söylememişlerdi.”

“Kesinlikle katılıyorum.” diye konuştu Morbedd. “Bir aziz kadar parlak ve bir melek kadar çekicisiniz.”

“Şüphesiz bu balonun en değerlisi sizsiniz. Gözlerini vücudunuzun çekiciliğinden alamayan tek bir erkek dahi yoktur.” diye ekledi Toola.

“Teşekkür ederim. Böyle övgüleri duymak bana sonsuz neşe veriyor.”

 

Birçok genç asilzade tarafından çevrilmek ve bir prenses gibi övülmek, birçok genç kadının hayalini kurduğu bir şeydi. Bu istek öyle yaygındı ki, bir peri masalı klişesi olmuştu. Her ne kadar sözleri dikkatini çekse de, yüreğine hiçbir etkisi olmamıştı. Hiçbir şekilde etkilenmemişti. Etrafındaki adamlar, tarafsız olarak konuşulduğunda yakışıklılardı, ancak söylemeye çalıştıkları güzel ama boş laflar yüreğini etkilememişti. Yüzündeki gülümseme bile doğal olarak içten bir gülümseme değildi.

 

Bir hayali yaşarken bundan etkilenmemiş kalma hissiyatı, garip, hatta uyumsuz hissettirmişti. Bildiği için böyle olduğundan şüpheleniyordu. Övgülerinin kalplerinden gelmediğini biliyordu. Onu sevmiyorlardı. Ne de o, onları seviyordu. Sözlerini duymak sadece, seçtiği adama ne kadar düşkün olduğunu fark etmesini sağlamıştı. Ve sözlerinin onun için ne kadar anlamlı olduğunu.

 

Bu düşünce, yüzünde doğal bir gülümseme belirmesine sebep olmuştu. Elbise içinde nasıl göründüğüne dair onu her övdüğünde, istisnasız kızarmıştı. Çünkü dürüst, içten hislerini hiçbir kısıtlama ya da tarafta bulunmadan ifade ettiğini biliyordu. Ona çekiliyor olmasının birçok nedeninden biriydi bu da. Onun bakışları. Sığ sığ gezinmek yerine, insanların içini görebilecek şekilde bakıyordu. Kalplerinin içinde ne yattığını görebiliyor ve aslında kim olduklarına dair hüküm verebiliyordu.

 

Yalancı gülümsemesinin bozulduğunu fark etmesi üzerine Nell gülümsemesini yeniledi ve bir kez daha onun sevgisi için uğraşan kalabalığa döndü. Onlarla konuşurken, kulaklarını dört açarak potansiyel tehditler için etrafı dinlemeye devam etti. Ama tersine, sadece küçük görme ve kıskançlıkla karşılaştı.

 

“Basit bir avam ne cüretle bu kadar ilgi çeker? Kendini bir tür prenses falan mı sanıyor?” diye sert bir şekilde konuştu bir soylu kadın.

“Ne küstahça! O kadar karmaşaya sebep olduktan sonra böyle bir toplantıya yüzsüz gibi gelmesine kesinlikle inanamıyorum!” diye ekledi arkadaşı.

 

Hakaretler, onun kulağına erişebilsin diye bilerek sesli bir şekilde söylenmişti. Kendine olan güvenini yıkmak için girişilmiş, zihnine yapılan bir saldırı olduğunun tamamen farkındaydı. Ama onu baştan çıkarmak için yapılan birçok deneme gibi, bunların da onun üzerinde hiç etkisi olmamıştı. Sol omzuna yaptığı nazik bir baskı, kendine olan güvenini tamamen geri kazanmak için fazlasıyla yetmişti.

 

“Sorun nedir matmazel?” diye sordu Morbedd.

“Bir şey değil Sör Portereye. Böyle güzel elbiselere henüz alışamadığımdan ötürü sadece kendimi biraz kasılmış hissediyorum.”

“Gençliğimde sık sık ben de aynı şekilde hissettiğimi hatırlıyorum.” diye doğruladı aristokrat. “Ama merak etmeyin, yakında resmi kıyafetlere alışacaksınız. Harika görüntünüzü sergilemenizin bir alışkanlık haline gelmesi için sadece birkaç sefere ihtiyacınız var. Bu fırsatları size sunabilirim, benim hoş kahramanım. Tesadüf eseri, güzelliğinize büyük ilgim var ve diyarda güzelliğinizin bilgisini yaymayı çok isterim. Eğer benimle evlenmeyi seçerseniz, size temin ederim ki, gardırobunuzu şu anda vücudunuzu süsleyen elbiseden çok daha harika elbiselerle dolduracağım.”

“Korkakça bir hamle Sör Portereye! Böyle önümüze geçmeye çalışmanın uygunsuz olduğunu buradaki herkesten daha iyi biliyor olman gerek! Ama eğer elini oynamayı seçtiysen, ben de oynamalıyım! Leydim, eğer Lottnis Hanedanı’na gelin gelirseniz, pozisyonunuzun ilk karımdan hemen sonra geleceğini şahsen garanti ederim! Büyük bir saygı uyandıracak ve soylu biri gibi saygı göreceksiniz. Bu teklifin memnuniyetinizi kazanacağına kesin olarak eminim.”

“Nazik teklifleriniz için çok teşekkürler beyler.”

 

Neyse ki her bir adam övünmesini bitirdiğinde, son talipliye cevap verme fırsatı bulamadan yerini bir başkası aldığı ve kendi hanedanı hakkında övünmeye başladığı için kahramanın onları tek tek reddetmesine gerek kalmayacaktı. Hiçbiri, ne gülümsemesinin altına gizlediği memnuniyetsizliği, ne hiçbiriyle evlenmeyi düşünmeye niyetinin olmadığından bile şüphelenmeye başlamış, ne de gururları ve daha şanssız doğanları aşağı görmeleri sebebiyle onlardan başından beri hoşlanmadığını yakından uzaktan fark edememişlerdi.

 

Her ne kadar bu sefer dokunmasa da, bir kez daha bilincini omzuna yönlendirmişti. Ya da özellikle belirtirsek, omzunda durmakta olan görünmez göze. Ona ait olanlardan biriydi; onun hazırlıklarının bir parçası olarak önceden ona yerleştirmiş olduğu bir eşya. Ona söylendiği kadarıyla, bir tane de değildi. Onun gibi birçok kulak, diğer görevleriyle ilgilenirken bile durumu gözlemlemesini sağlaması için balo salonunun her yerine dağıtılmıştı.

 

Hala onu izliyor olduğunu bilmek, şaşırtıcı derecede sakin kalmasını sağlayan iki faktörden biriydi. Diğer faktör ise, çevre ile alakalı olmalıydı. Etrafındaki insanlar, başta beklediğinden çok daha az düşmancaydı. Bu, tamamen takdir gördüğü anlamına gelmiyordu tabii ki. Hala onun arkasından konuşan birkaç grup vardı. Bazısı, o duysun diye yeterince sesli bir şekilde fısıldarken, diğerleri tamamen gözden ırak kalmışlardı. Ama o hala halka açık bir şekilde kınanmamıştı. Hiçbiri hakaret ya da eleştirerek ortaya çıkmamıştı. Duyduğu tek hakaretler, kötülük ya da hesaplanmış bir mantık çerçevesinde değildi, ama tersine sadece basit kıskançlık yargılarıydı.

 

Bir bakımdan, hayal kırıklığına uğramıştı. Hem Yuki, hem de kral, durumun berbat olduğunu belirtmişti. Ona, işlerin muhtemelen en kötüsüne evrilebileceğini söylemişlerdi. Rüzgarın kesinlikle ondan yana olmadığının o da farkındaydı. Ve buna karşın hiçbir şey olmamıştı. Beklediği dönüm noktası ortalarda yoktu.

 

Her ne kadar hayal kırıklığı sınırlarında olsa da, kahraman tedbiri elden bırakmadı. Rakiplerinin akıllarında her ne kötücül planı varsa onu uygulamak için uygun zamanı kolladığını düşünerek ne olur ne olmaz diye gözlerini dört açtı ve tetikte kaldı. Ama bir şey planlamasalar dahi, mevcut durum tamamen fırtına öncesi sessizlikti.

 

Çünkü, onun düşüşünü isteyenler ortalığı karıştırmayacaksa bile, o karıştıracaktı. Ana sahneyi ele geçirdiği an, soyluluğun aşılamaz bir rüzgarla havaya uçacağı an olacaktı. Onların standartlarını, onların normlarını ya da herhangi bir düşüncesini ya da isteğini hiç umursamayan bir doğal afet tarafından yutulacak ve fırlatılacaktı. Ona kötülük yapmak isteyenler tarafından çevrildiği varsayımı altında içeri girecek ve ne Nell’in ne de onların akıl edemeyeceği bir şekilde onların hakkından gelecekti.

 

Nell’in kendini aşırı zorlamaktan vazgeçmesine ve sadece şu anda gerekli olanı yapmaya ikna eden şey bu bilgiydi. O girişini yapana kadar yanıltmaca rolünü oynamak ve beklemek, başarması gereken tek şeydi. Bu yüzden, elinden gelen en kendine güvenli ve zarif bir şekilde davranıyordu. Bu da, diğer türlü onu yerin dibine sokmak isteyen sesleri azaltmasına yardımcı olmuştu. Kendine olan güveni ve güzelliğinin birleşimi, siyasetle tamamen alakasız sebeplerden, birçok muhtemel düşmanını şaşkınlıktan donakalmasına sebep olmuştu.

 

“Ziyafetten keyif alıyor musun Nell?”

 

Onu etkilemeye çalışan seslerden daha derin ve daha olgun bir ses kahramanın dikkatini çekmişti. Tanıdığı, bütün Allysia’ya liderlik eden adama ait olan bir sesti bu.

 

“Tabii ki Majesteleri.” Onunla karşı karşıya gelmek için döndükten sonra zarif bir şekilde eğildi. “Size sadece şükran borçluyum. Benim gibi hak etmeyen birini böyle harika bir etkinliğe davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Zarafetinizin sınırları yok.”

 

Nell’in etrafını saran adamlar kendi aralarında konuşurlarken, ikiliye yer açmak için geri çekildiler. Majesteleri birisini selamlamaya geldiğinde araya girecek kadar yabani tipler değillerdi. Ancak bu, kendi işlerine bakmaya başladıkları anlamına gelmiyordu. Hatta bunun tam tersiydi. Konuşmalarını dinlemek için daha büyük bir kalabalık toplanmıştı.

 

“Bu kadar mütevazı olmana gerek yok kahraman. Savaştığın birçok harika savaş olduğunu ve ülkemiz ve halkımız için birçok katkı sağladığını biliyorum. Böyle değerli birine saygısızlık etme gafletinde bulunacak kadar aptal değilim.”

 

Konuşma öyle doğal ilerliyordu ki hiç kimse iki tarafın da, önceden planlanmış, bir dizi detaylı tartışmayı takip etmek için birlikte çalıştıkları sözler olduğunu anlamamıştı. Reiyd’in sözleri, onun marifetlerini göremeyenlerin, gerçekleri göremeyecek kadar kör salaklar, aptallar olduğunu ima etmek içindi. Ve desteğinin Nell’den yana olduğunu, onun değerini sorgulamak isteyen her kimse, doğrudan tacın iradesine karşısında olacağını belirtmek içindi.

 

“Görünüşe göre karşı cinsin üyelerinin dikkatini çok fazla miktarda üzerinde topluyorsun.” Kral, etraflarında toplanmış adamlara baktı. Ve sonra umutlarını alt üst eden bir cümle sarf ederken güldü. “Sanıyorum nişanlın bunu duyduğunda büyük ihtimalle kıskanacaktır.”

“Kesinlikle öyle.” diyerek, hükümdarın kahkahasına kendininkiyle karşılık verdi. “Bazı zamanlar gerçekten çocuk gibi davranabiliyor ve bu daha çok somurtma şeklinde oluyor.”

 

Kulak kabartmak için sessiz kalmış adamların ve kadınların büyük bir kısmı, irkilerek tepki vermişti. Şaşkınlıklarını gizleyemeyerek, birden yanlarındakilerle dedikoduya başlamışlardı.

 

“Demek söylentiler doğruymuş! Kahramanın gerçekten de bir nişanlısı varmış!”

“Söylentiler mi? Kahraman ve üstat arasındaki ilişki hakkında olan söylentilerden mi bahsediyorsun?”

“Ülkenin savunması için önemli olmaları sebebiyle kahramanların romantik ilişkilere girişmelerine izin verilmediğini sanıyordum. En azından, ondan önce gelen kişi kariyeri boyunca bekar kalmıştı.”

“Evlenmeyi seçmiş olmasının sebebinin tam olarak kariyerinin sona ermek üzere olduğu için olabileceğine inanıyorum. Sonuçta görevi el değiştireceği için, bu kesinlikle uygun bir zaman gibi görünüyor.”

“Bu gerçekten de haklı bir nokta efendim. Ve eğer duyduklarım doğruysa, Maskeli Üstat’ın kendisi de oldukça ünlü bir savaşçıymış. Eğer ikisi bir çocuk yaparsa, korkulacak bir savaşçı olacağı yüksek bir ihtimal.”

“Üstat dostumuz hakkında şahsen ben de çok meraklıyım. Kaledeki varlığı hakkında yayılan söylentiler duydum. Burada olmaması için bir sorun göremiyorum, buna karşın hiçbir yerde görülmüyor.”

“Bilmukabele. Kahramanın anahtar müttefiklerinden biri olarak sahip olduğu resmiyet, bir davetiyeyi gerçekten de hak eden bir görev.”

 

Balo salonu tartışmalarla dolup taşıyordu. Üç taraf hakkında hiçbir bilgisi olmayan soylular, kendi fikirleri ve tahminleriyle birlikte söylentileri yaymaya başlamıştı.

 

“Bayanlar ve Baylar, dikkatinizi bir saniye alabilir miyim lütfen!” Kralın sesi, tekrar ses seviyesi yükselmeden önce, odanın sessizliğe bürünmesine sağlamıştı. “Birçoğunuzun Nell’in görevinin sonunun gelmekte olduğu hakkındaki endişeleri dikkatimi cezbetti. Lütfen şunu aydınlığa kavuşturmama izin verin. O görevini bırakmıyor. Allysia’nın muhafızı olarak bize hizmet etmeye devam edecek!”

 

Yaşlı hükümdarın sözleri, yine odanın kaynamasına sebep olmuştu. Çünkü Nell hükümdarlık adına değil, aksine kilise adına çalışıyordu. Reiyd’in dini otorite üzerinde hiçbir gücü yoktu ve Nell’in mevkiinde kalması için onları zorlayamazdı. Ve buna karşın açıklamasını, sanki bir kraliyet kararnamesiymiş gibi yapmıştı. Bu, özünde, kiliseyi, ancak onun öfkesini tam anlamıyla tatmakta sorun görmüyorsa, onu utandırmaya zorlaması için bir tehdit haline getirmiş bir sözdü.

 

Organizasyonun siyasi işlerle daha içli dışlı olmasına sebep olan oğlunu kaybettiği olaydan bu yana kral ilk kez, kilisenin isteklerini gözetmeden, açık bir şekilde bir beyanatta bulunmuştu. Ve durum böyleyken, kral onun rolünün tehlike altında olmadığını ısrarla belirtmişti. Bu açıklama, tamamen iradesinin gücünün bir göstergesiydi.

 

“Ülkemizin savunması için hayati derecede önemli birisi.” Reiyd, bir başka önceden tasarlanmış cümle söylerken kollarını kaldırmıştı. Sesi, yüksek ve gürleyerek, herkesin duyacağı şekilde bütün odada yankılanmıştı. “Yetenekleri, bazılarınızın inanamayacağı kadar verimli. Sör Remiero’nun kendisi bile, onun şu anki gücünün büyüklüğünü ve içinde yatan potansiyeli çoktan tanıdı. Hal böyleyken, görünüşe göre bazılarınız hala hoşnutsuz gibi. Onlar gerçekleri gizliyor ve sadece işlerine gelen gerçekleri konuşuyor. Onlar Nell’in zayıf olduğunu, sadece görevinden alınacak kadar değerli olduğunu iddia ediyor. Bu, kendine zarar veren, güçlerimizin kuvvetini azaltan ve nihayetinde kendi ihanetini kanıtlayan bir davranış.” Hükümdar, sanki kalabalıktaki herkesin yüzüne bakarcasına oda boyunca bakışlarını çevirdi.  “Ama içiniz rahat olsun. Hiçbirinizin böyle bir düşünceyi aklından geçirecek kadar aptal olmadığını biliyorum.”

“Söylediğiniz gibi majesteleri.” Raylow, kralın sözlerini desteklemek için bir adım öne çıktı. “Aramızda, böyle kudretli bir savaşçıyı yetersiz görebilecek kadar akılsız hiç kimse yoktur.”

“Ben de aynı fikirdeyim. Nell’in görevden alınmasını dileyen herkes, milli çıkarlarımıza karşı çalışıyordur ve derhal casusluk şüphesiyle göz altına alınmalıdır.”

 

Konuşmaya Raylow’dan sonra dahil olan kişi, senatonun başkanı George Biverrell Abbott’tu. Başkan gibi o da, yaklaşımları üzerine istişare etmek için balodan önce yapılan toplantıya katılmıştı. Senato, danışman sıfatı ile dahil olmuştu ve bu yüzden, tarafsız kalma eğilimindeydi. Ve her ne kadar başkanın kendisi bunun ibretlik bir örneği olsa da, kendi şahsi duruşuna da sahipti. Kahramana yapılan suçlamaları şüpheli buluyordu ve bu yüzden, Nell’in yerinden edilmemesini sağlamak adına, en eski dostu olan kralla el ele vermişti.

 

Gerçekten nasıl hissettiklerinden bağımsız olarak, kalabalıktaki soyluların çoğu onaylayan fikirler beyan etmişti. Hiçbiri, kralın ifadelerinden sonra doğru bulmadığını gösteren emareler göstermemişti---

 

“Hepimizin mutabık olduğunu görmek beni çok mutlu ediyor.” dedi hükümdar.

 

---Bir kişi hariç.

 

“İzin verir misiniz majesteleri?” Kral tam her şeyin plana göre ilerlediğini düşünmeye başlamışken, kalabalıktan bir adam öne çıktı ve nazik bir şekilde selamladı. “Kahramanın inanılmaz güçlü olduğuna kesinlikle katılıyorum. Bizim gibi sıradan insanlarla karşılaştırılamaz bile. Ama öyle bile olsa, onun görevinde kalmasına izin vermenin bizim çıkarlarımız için en iyisi olduğuna inandığımı kesinlikle söyleyemem.”

 

Karşılıklı kısa bakışmaların ardından, Nell ve kral gelen savaşa karşı kendilerini hazırladılar ve rakiplerine doğrudan yüzleştiler.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
yusuf (157 puan) Üye
2021-03-31 19:52:07
Ahh gerçekten şu sosyeteler sıkıcı ve moral bozucu *** nefret ediyorum bu tarz olaylardan :DHAHA
STERBEN (225 puan) Üye
2020-10-13 22:07:45
Çeviri için teşekkürler
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-09-16 11:10:58
Çeviri ve edit için teșekkürler.
darkrai (79 puan) Üye
2020-08-14 16:16:40
oo yürek yemişte gelmiş
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-08-14 00:27:15
Çeviri için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-13 22:26:33
Yuki nerde ne yapıyor acaba... Şu elemanın kellesi alınscakmış seni çağırıyorlar hahaha...
Ker!m (339 puan) Üye
2020-08-13 21:29:22
"Ölmek istiyorum" "Anlamadım?" "Şey yani Yuki'nin planına ters hareketlede bulunuyorum."
JNXL (1237 puan) Üye
2020-08-13 21:02:53
Buralar değerlenecek :D
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-08-13 19:36:48
Çeviri ve edit için teșekkürler.
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-13 22:30:08
@DeliDana, nazay relrükkeşet niçi tide ev iriveç. udlod tob farte. (Tersten yazdım sağdan sola oku şifreli 😂 aşadan başla 😂)
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-08-14 20:02:28
@ASİLZADE, reis bağazı bölümlerde yorumunda bahsedebileceğin bir olay olmuyor hazirda duran cümleyi yazıp geçiyorsun hem bölümün yorum sayisi artiyor hemde 1 puan. Bu boș beleș yorumlar beni altin rozete 1 adim daha yaklaștıracak!
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-14 21:30:18
@DeliDana, evet haklısın bilerek spawmlayanlar için dedim sen bizdensin/// bu arada solo leveling güzeldi keşke kalkmadan alaydın ucuzduda...
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-08-15 00:18:42
@ASİLZADE, aptallik ettim almadım birde bu serinovelin çakması var bayadır. Orada vardi okuyayim dedim ama siteyi o kadar bozuk șekilde çalmıșlar ki max 2 bölüm okuyabildim artik wabtoon u okurum diyip vazgeçtim. O sitede bir kapanmadı siteyi her gördüğümde moralik bozuluyor.
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-08-13 19:36:37
Gidici yan karakter kokusu alıyorum
ThisIsTurk (88 puan) Üye
2020-08-13 18:28:29
Birileri daha ölmek istiyor galiba
Blablabla (7 puan) Üye
2020-08-13 18:16:28
Bölüm için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-13 22:36:45
@Blablablablablablablablablablablablablablablablablablablablablablablabla, fena yorumdu 👏👏👏🎉🎊 👍 yorumun yakıyor 🔥🔥🔥🔥 😂
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-08-13 18:12:30
Sonunda biraz ekşın
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-13 22:32:22
@Ulaş, ekşınman oyuncakları satılırdı güççükken 😂
Oburcuk (733 puan) Üye
2020-08-13 16:43:38
çeviri için teşekürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-08-13 22:31:29
@Oburcuk, spawmcı bot 😱😱😱😰😰😰😰😨😨😨😨😱😱😱😱😱😱