Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

08 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1567 Görüntülenme
Bu bölümü 33 Kişi beğendi.
Cilt 6

Kahraman ve İblis Lordu

Nell, ertesi gün tam dinlenmiş bir şekilde uyandı. Saldırma bir yana tehdit bile edilmemişti ve ona verilen yatak çok rahattı. Aynı şekilde yemekler de öyle lezzetliydi ki, hayatında daha önce hiç görmemiş olsa bile midesine indirmişti. Buraya gelme amacı olan görevini unuttuğu için utanmış hissetse de bu hissi çok uzun sürmeyecekti.

 

“Peki seni buraya tam olarak kim gönderdi?”

 

İblis lordu ona seslenerek, onu düşüncelerinden uzaklaştırdı. Muhtemelen dün gördüğü kız onu gece boyunca azarladığı için uykulu gözüküyordu.

 

“Ş-şey... Kilise. Bana senin seri cinayet işleyen kötü bir iblis olduğunu ve seni alt etmek için bana ihtiyacı olduklarını söylediler.”

“Tüm söyledikleri bunlar mıydı?”

“H-hıhı!” Başını onaylayarak salladıktan sonra geriye yaslandı. Ah tanrım! Ne aptalım! Bunu ona söylediğime inanamıyorum!

“Bak, birilerine güvenmek falan iyi, ama biraz fazla güvendiğini biliyor olmalısın...” dedi iblis lordu bıkkın bir şekilde.

“Ş-şey... Özür dilerim. Daha dikkatli olmaya çalışacağım.” Utanmaktan ne karşı çıkmış ne de sızlanmıştı. Sadece başını sallayıp iblis lordunun sözlerini dinledi.

 

Her ne kadar zindanda bir sürü yaşayan olsa da, iblis lordu şu an burada olan tek kişiydi. Hatta, o ve boynuzlu koyun iblisi, bütün sabah boyunca gördüğü tek kişilerdi ve hizmetçi de zaten kahvaltı hazırlamaya gitmişti.

 

Kalenin başka yerlerinde olmalılardı.

 

“Bir dakika, orduya bağlı değil misin?”

“Hayır, ben kilisedenim. Bana senden kurtulma görevini veren, kutsal şövalye birliklerinin yüzbaşısıydı ama o da bu fikre pek sıcak bakmıyor gibiydi...”

“Anladım.” Nell yüzbaşıdan bahsederken, yüzü gözünün önüne gelmişti. Yüzü sürekli sakin, cesur ve zarifti ama Nell’e görevini verirken öyle değildi. Sanki bunun sebebi, kahramanı ormana gönderme emrinin üst kademelerden gelen bir baskıyla gelmiş olmasıydı.

 

Dur, yine mi fazla konuştum? Nell, iblis lorduna ordu hakkında çok fazla bilgi verdiğini çok geç fark etmişti. Düşmanları. Endişelenmişti, gözlerini utanarak ona doğru çevirdi ver bir soru sordu. “Ş-şey... Şimdi gidip kiliseye saldırmayacaksın, değil mi...?”

Omzunu silkerek, “Değişir. Bana karışmazlarsa ben de onlara karışmam.” dedi iblis lordu. “Ama bana zıt giderlerse, elimdeki her şeyle onları ayağımın altında ezerim. Onlara bunu açık ve net bir şekilde söylediğinden emin ol.”

 

Kararını belirten iblis lordunu gözleri birden sertleşmişti. Aurası yükselmiş ve varlık hissi birden artmıştı. Yaydığı baskı yüzünden Nell konuşmakta zorlanmıştı, bu yüzden sadece başını salladı.

 

“T-tamam.”

“Şunu söyleyeyim, eğer mümkünse kimseyi öldürmek istemem. Gerçekten vahşetten falan hiç hazzetmem, ama eğer üzerime bir ordu yürüyecek olursa asla onu oturup beklemem.”

“Sanırım haklısın...”

 

İblis lordunun sözlerinin mantıksız olduğunu söyleyemezdi. Ya da yanlış olduğunu. Önceki gece, uzun uzun düşünmeye vakti olmuştu. Süper rahat yatağına yattığı andan itibaren düşünmeye başlamıştı ve rüyalar alemine dalana kadar da devam etmişti.

 

Kahraman, bu zamana kadar yaptığı ve ileride yapmayı planladığı her şey hakkında uzun uzun düşündü. Kendini bulduğu bu yer ve sahibi iblis lordu hakkında düşündü.

 

Zindanda sadece bir günlüğüne bulunmuş olsa bile Nell, iblis lordunun zindanda yaşayanlar tarafından güvenilen biri olduğunu anlamıştı. Hatta, güvenleri öyle belirgindi ki bunu anlamak için tek bir bakış bile yeterliydi. Bundan, onun kötü bir insan olmadığını çıkartmıştı. Tiranlıkla yönetenlere daha az güvenilirdi. Eğer iblis lordu onlara anlamsız bir şekilde baskıcı davransaydı, zindanda yaşayan kimse bu kadar mutlu olmazdı.

 

Burada yaşayanlara göre, bu ünvanı taşıyan kahraman değil ama oydu.

 

Ve o bunu görmeye başlamıştı. Efsanelerde anlatılan kahramanlar, diğerleri için güçlenir ve yaptıklarından dolayı onların güvenlerini kazanırdı. Gerçek kahramanlar, herkesin sevdiği kişilerdi. Her ne kadar bencilliğini görmemiş olsa da herkesin güvenini kazanmak için kahramanca bir şey yapmış olduğundan emindi. Ama diğer yandan, kendi yaptığı şey sadece emirleri uygulamak ve etrafındaki insanların dediklerini yapmaktı. Ona göre, iblis lordu, en azından kendinden daha kahraman biriydi.

 

Düşünceleri öyle garip ve iticiydi ki onu hem kendi hem de iblis lordunun rolünü sorgulamaya itmişti. Asıl iblis lortları kimdi? Peki ya asıl kahramanlar? Sorularına cevap bulamamıştı ama yine de ölçüp tartmaya devam etti. Bütün gece boyunca düşünmüş olsa bile tam olarak bir sonuca varamamıştı. Yapabildiği tek şey, ikisinin arasındaki farkları iyice anlamak olmuştu.

 

“İyi misin? Bir süredir dalıp gittin.”

“Ah, şey... evet. Özür dilerim.” Düşüncelerinin onu tekrar ele geçirmesine izin verdiği için, kahraman biraz utanmıştı. “N-neyse, biraz kişisel bir şey sormamın sakıncası var mı? Bu kafamı bir süredir kurcalıyor, o yüzden bundan kurtulmak istiyorum.”

“Buyur bakalım.” Sorusunu yanıtlayacağını söyleyen iblis lordu ağzına çay dolu bardağını götürdü.

“Şey... Sen bir pedofili misin?”

“Ne!?”

 

Soru iblis lordunu öyle şaşırtmıştı ki içtiği çayı püskürtmüş, öksürüp her yeri çay yapmıştı.

 

“Öf... Bu iğrenç.”

“Aynen, acaba kimin hatası?” Biraz daha öksürmek için ara verdi. “Neden herkes benim bir lolicon olduğumu düşünüyor!?”

“Lolicon mu?”

“Küçük kızlardan yararlanan bir manyak, bir pedofil!” İblis lordu, bardağını masaya koyarken gücenmiş bir şekilde bağırdı. “Neyse, sorunun cevabı, kesin bir “hayır”. Burada takılan bir sürü küçük kızın olduğunu kabul ediyorum ama yemin ederim masumum. Gidip onları topladığım falan yok. Olaylar kendi kendine böyle gelişti. Netleştirmek için tekrar söyleyeyim. Ben bir lolicon DEĞİLİM.”

“Hmm... Yani, herkes farklı olduğundan seni çok fazla eleştirmeyeceğim. Gümüş saçlı kızın yaşlarında sıkıntı olmaz gibi ama Illuna gibi küçük kızlara el sürmemen gerek, biliyorsun.”

“Ah, Lanet olsun! Beni cidden dinlemiyor musun!? Az önce tam olarak bir pedofil olmadığımı anlattım sana! Lefi tam olarak... Şey, tamam. Onun için bir şey diyemem ama Illuna, benim için küçük bir kızkardeş gibi! Onu asla öyle görmüyorum!”

“Demek Lefi’ye dokunuyordun yani?”

“Ne!? D-demek istediğim şey bu değil! İkimizin de aynı şartlarda olduğunu söylemeye çalışıyordum. Illuna’yı korduğuğum gibi onu korumama gerek olmadığından ikisini aynı şekilde düşünmüyorum.”

 

İblis lordunun bir bahane bulmaya çalışmasını izleyen Nell kıkırdamıştı.

 

O da benim kadar insan.

 

“Şimdi neye kıkırdıyorsun acaba...?”

“Hiçbir şeye.” Nell gülümsedi. “Daha dün seni öldürmek için gelen biri olmama rağmen seninle bu şekilde konuşuyor olmayı komik buldum.”

“Yani, öyle baktığın zaman durum gerçekten tuhaf sanırım.”

“Aynen dediğin gibi. Kendin görmeden ya da üzerine düşünmeden, bazı şeyleri gerçekten anlayamazsın. Sanırım ben de bunu yapmaya başlayacağım. Kendi kendim olmak ve kendi kararlarımı almak için elimden geleni yapacağım.”

“Lütfen yap. Sadece bir iblis lordu olduğum için düşman kazanıp durmayı istemiyorum.”

 

İblis lordu omzunu silkmesi, Nell’in tekrar gülümsemesine neden olmuştu.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 17:14:29
Bölüm için teşekkürler
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-04-20 02:28:39
Kahraman kahraman olmadigini kabul etti
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-10 01:31:30
Şuan sadece kaldığım bölümü unutmamak için yorum atıyorum.🙆
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-04-20 02:27:56
@ASİLZADE, bende fotaifini cok begendigim icin alti yorum atiyorum
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-21 18:08:25
@OkuyucuS0, bende beğendiğini beğendiğim için yorumunu beğeniyorum
Uykuluaizen (22 puan) Üye
2020-04-09 16:38:35
Bölüm için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-08 23:13:35
Ceviri icin tesekkurler
Tomris (677 puan) Üye
2020-04-08 17:13:55
Elinize sağlık