Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

17 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1436 Görüntülenme
Bu bölümü 31 Kişi beğendi.
Cilt 7

Başka Bir Dünyada Tatil Yapmak - Dördüncü Kısım: Lokanta

“Vay canına...” kahraman yarı bezmiş, yarı etkilenmiş bir ses tonuyla konuşurken Lefi ve ben bir sürü yiyeceği mideye indiriyorduk. Şaşkınlıktan kalakalmamak için elinden geleni yaparken, gözleri bir bana bir ejder kıza gidip geliyordu. “Siz ikiniz gerçekten çok yiyorsunuz...”

 

Lefi ve beni halka açık ve biraz büyükçe bir restorana getirmişti. Üçümüz, içerideki tekli, yuvarlak masalardan birine oturmuştuk. Dükkana ve işlere bakan kadın biraz yaşlı ve belinin çevresi biraz kalıncaydı. İşler patlıyordu. Kızı olduğunu düşündüğüm genç bir kadın yardım etmiyor olsa, tek başına ilgilenemeyecek kadar fazla müşteri var gibiydi. Kız bayağı güzeldi ve entelektüel ama neşeli bir tür aurası var gibiydi. Vay anasını. Dükkandaki adamların domates gibi kızarmış suratlarla onu izliyordu. Buranın bu kadar popüler olması hiç de şaşırtıcı değil.

 

“Konu açılmışken, sanki normalden daha da fazla yiyor gibi hissediyorum. Bu biraz tuhaf değil mi?”

“Bir dakika! Sizin kafanız niye karışıyor?” Kahraman gücenip bize çıkışmıştı.

“Yani, zindanda takıldığım zamanlar bu kadar fazla yemek yemiyordum. Bu ani ve pisboğaz açlığımı tabii ki de garip buluyorum.”

 

Bana kalırsa iştahım, hiçbir zaman şimdikine yakın gariplikte olmamıştı. Evet, ben de bilmiyorum. Zindandayken, her zaman sıradan bir yetişkin kadar yemek yerdim ama şimdi sanki bunun iki katını kolaylıkla yiyebilirmişim gibi geliyor.

 

“Bunun sebebi, bölgenin büyü parçacıklarından yoksun olması. Yoğunluğu, alışık olduğun seviyelerden çok daha az.” dedi Lefi. “Vücudunun enerji rezervlerini her zamanki seviyelerde tutabilmesi için havada yeterince büyü parçacacığı yok. Bu yüzden, bu enerjiyi elde etmek için seni başka yollar denemeye itiyor.”

 

Gümüş saçlı bakire bu sözleri, önündeki tabaktan ağız dolusu aldığı spagettileri yerken söylemişti. Hem makarnayı hem de ekstra et sosunu öyle etkileyici bir şekilde hüpletiyordu ki yanımızdan geçen dükkan sahibinden hem bir gülümsemeyi hem de bir iltifatı kapmıştı. “Vay canına! Yemekleri, bir şampiyon gibi hüpletiyorsun! Yürü be kızım!”

 

Gözlerimi tekrar Lefi’ye çevirmeden yaşlı kadını başımla hafifçe selamladım. “Bir dakika, büyü parçacıklarının yoğunluğu bu kadar fark yaratıyor mu?”

 

“Tabii ki.”

“Vay canına. Doğrusu, ben olsam farkı anlayamazdım.”

“Bunun sebebi senin yeteneksiz olmandan başka bir şey değil.”

“...” Lefi’nin sözlerine karşı çıkma imkanım yoktu. Hedefi tam ortadan vurmuştu ve ne kadar söylenirsem söyleneyim, sözlerinin doğruluğunu değiştiremezdim. Bu çok kötü hissettirdi... Bir dakika. O zaman bu, vücudumun düşündüğüm kadar enerji verimliliği olmadığını mı gösteriyor? Sıradan birinin bir oturuşta yiyebileceği yemeği çoktan yedim ama hala daha yeterince yememiş gibi hissediyorum.

 

“Size söylemeyi unuttum, büyü falan demişken aklıma geldi.” Kahramana doğru döndüm. “Neden yaşlı başkan dostumuz şu büyülü silah hakkında bu kadar telaşlandı ki?”

 

Doğal olarak, onunla konuşurken ellerim de boş değildi. Bir parça teriyaki tavuğa benzeyen bir eti, marula benzeyen bir sebzeyle sarıp, üzerine domatese benzeyen bir meyve ve peynire benzeyen bir malzeme eklemeden önce burgere benzeyen bir şeyden bir parça kestim ve onu etrafına sarılı, ekmeğe benzeyen bir şeyden çıkardım. Sonra hem yaptığım marullu dürümü hem de çatalımla kestiğim eti birlikte ağzıma attım. Kullandıkları malzemeler hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ama yine de hoşuma gidiyordu. Dostum, burgerler gerçekten harika. Yurt dışında, gerçek burger yemiş insanlar, tam olarak ne demek istediğimi anlayacaktır. Tabii ki restoranlarda yapılanlardan bahsediyorum, fast food çöplerinden değil. Neden satılan fast food burgerlerin tadı çok daha kötü oluyor ki? Bana sorarsanız tam bir muamma.

 

“Peki...”  kahraman bir anlığına durup düşündü. “Bu pek gizli bir bilgi sayılmaz, o yüzden sanırım size söylememde bir sakınca yok. Aslında bu tarz şeyler yakın zamanda çokça olmaya başladı.”

 

“Oh?” Ağzıma bir şeyler atmayı kesip dikkatle kahramana baktım. “Yani bana, bulduğum balta gibi lanetlenmiş büyülü silahlardan bir sürü olduğunu mu söylüyorsun?”

“Hayır, bunu demek istemedim.” diye yanıtladı kahraman. “Lanetlenmiş bir büyülü silaha sahip tek kişi, dün yendiğin kişiydi. Benzer olan şey, bulduğun baltanın insanları çıldırtma özelliği. Bu şehir, son zamanlarda, delirmek de dahil, bir sürü tuhaf olaylar yaşıyor. İki ana vaka türü oldu. İlkinde bağnaz köleler birden ellerine silahları kapıp insanları öldürmeye başladı. İkincisi ise insanların zıvanadan çıkıp öfkeden sağa sola saldırmaları şeklindeydi. Başkan Raylow, bu olayların bir tür uyuşturucu ya da benzeri maddelerle alakalı olduğunu düşünmüştü ama elle tutulur bir kanıt bulamamıştı.”

 

“Bunların tesadüfi olmadığından emin misiniz?” Diye sordum.

“Görünüşe göre hayır.” Kahraman başını sağa sola salladı. “Başkan bunun mümkün olmadığını söyledi. Olaylar bu ay başladı ve tesadüf olamayacak kadar fazla sayıda olay oldu.”

“Anladım.”

“Ah ve efsunlu baltayı aldığın adamı hatırladın mı?”

“Evet? Ne olmuş ona?”

“Efsunlanmış büyülü silahlar, lanetlendiği zaman piyasada bulamayacağınız kadar güçlü olurlar. Bulması gerçekten ama gerçekten çok zordur, bu yüzden muhafızlar onu ilk nerede kullandığını sordu. Anlaşılan bunu ona biri vermişti.”

“Anladım. Sanırım neler döndüğünü anlamaya başlıyorum.” dedim başımı sallayarak. Galiba birileri saman altından su yürütüp, şu efsunlu balta gibi eşyaları birilerine dağıtıp insanların akıllarını kaçırmasına neden oluyorlardı.

 

“Demek etrafta bu kadar muhafız gezmesinin sebebi bu öyle mi?” Dışarı baktığımda başkanın devriyelerinin geçtiğini gördüm. Gördüğüm üç kişilik grupta her bir adam zırhlanmış bir şekildeydi. Hmm. Ve ben de burada oturmuş bunun normal olduğunu düşünüyorum. “Peki, birilerinin şehri yok etmeye çalıştığını falan mı düşünüyorsunuz?”

“Sadece sizi.”

“Ah hadi ama...” diye gözlerimi devirdim. “Biz tamamen masumuz. Size buraya öldürmek ya da bu şehri yok etmek için gelmediğimi çoktan söylemiştim. Ve birden fazla kez söyledim.”

“Evet, biliyorum.” diye karşılık verdi kahraman. “Senin yöntemin, muhtemelen daha doğrudan bir şekilde olurdu.”

 

Bunu inkar edemezdim. Aynen, eğer bu yeri yok etmek istesem, muhtemelen birkaç tane canavar çağırıp geceleyin burayı dümdüz etmelerini falan söylerdim. Ucuz zindan canavarları, Uğursuz Orman’da yaşayan canavarlara pek bir şey yapamasalar da insanlardan hala güçlü sayılırlardı.

 

“Evet, bu yüzden dikkatli olun! Yuki’nin hazırlıklı olduğunu biliyorum ama özellikle sen Lefi, dikkatli olsan iyi olur. Şehir senin gibi bir kız için çok tehlikeli olabilir.”

“Şeyyy... Evet...” abuk, zorlama bir tonda kahramanı onayladım. Doğru... Ona Lefi’nin Yüce Ejderha olduğunu hiç söylememiştik. “Bunu duydun mu Lefi? Sana dikkatli olmanı söylüyor.”

“Dikkatli olmak mı?” Dünyanın en güçlü ejderhası kaşlarını kafası karışmış bir şekilde çatmıştı. “Tam olarak neye dikkat etmem gerekiyor? Midemin aldığından daha fazlasını yemek, sanırım?”

“Şeyyyy... Evet, tabii. Aynen, öyle diyelim.” Söylediklerinden çok yemeğe odaklı olduğu belli ejder kızı isteksiz bir tonda yanıtladım.

“Demek istediğim şey bu değildi...”

 

Kahraman omuzlarını düşürüp bezgin bir iç çekti. Aynen, seni anladım ama merak etme Nell. Lefi, düşündüğünden en az birkaç yüz kat daha güçlü.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 18:34:13
Bölüm için teşekkürler
murat1habib (33 puan) Üye
2020-05-22 21:01:42
Söylemiyorlae ya sinir oluruyorum söyle işte onun ejder olduğunu niye kıvranıyorsun ki
egoist144 (1204 puan) Üye
2020-04-25 14:30:22
elinize sağlık oruç tutarken bunu okumamak lazım
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-19 02:30:29
Hikaye boş ilerliyor yazar aksiyon nerde yeni maceralar nerede başka ırk yokmu, mesela ilginç bir olay örgüsü bekliyorum.
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-21 23:13:40
@ASİLZADE, her sayfada yeni aksiyonlar bekleyemeyiz bazen sakinlik iyidir
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-04-17 20:44:33
“Peki, birilerinin şehri yok etmeye çalıştığını falan mı düşünüyorsunuz?” “Sadece sizi.” Ellerinize sağlık. Çeviri için tesekkürler~
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-17 14:58:52
Çeviri için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-04-17 14:30:52
Çeviri için teșekkürler.