Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

20 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1383 Görüntülenme
Bu bölümü 31 Kişi beğendi.
Cilt 8

Ateşin Işığı

Şehrin yeniden inşası harika ilerliyordu. Görünüşe göre, dünkü zombi salgını gibi krizler burada her zaman olan olaylardandı. Muhafızlar, maceracılar ve şehirde yaşayanlar çoktan kendini toparlamış ve şehri onarmaya başlamıştı. Hatta, Lefi’nin ateş ve su karışımıyla yıktığı iki ev için de aynı şeyler geçerliydi. Her ikisi de yıkılmış ve kısmen onarılmıştı. Neyse ki, yıkımdan... doğrudan sorumlu olsak da bizden herhangi bir ücret istememişlerdi.

 

Ve her ne kadar onarım desem de, gerekli işler tam olarak onarımla ilgili denemezdi. Zombiler, doğrudan bir mimari yıkıma sebep olmamışlardı. Lefi ile alakalı olmayan hasarların çoğu, saldırı sırasında çıkan yangınlar yüzünden şehrin altyapısına olmuştu. Bu yüzden, şehir sakinlerinin çoğu, zamanlarını, ölüleri gömerek geçirdi, ki bu, bir günden az sürmüştü.

 

Gündüz ölüler gömüldüğü için, akşam doğal olarak onları anmaya ayrılmıştı. Hatta şehirde, ölenleri anmak amacıyla büyük bir tören düzenlenmişti. Bir kez daha şehir, gürültü yumağına bürünmüştü. Ama gürültü bu sefer, çığlıklar yerine, insanların yemeleri, içmeleri ve sabaha kadar attığı kahkahalarla doluydu.

 

Lefi ve ben, bu gürültünün tam da ortasındaydık. Ortasında sıcak bir şenlik ateşi olan, genişçe bir meydanın bir kenarına yerleşmiştik. Diğer herkes gibi, biz de yakınlardaki satıcılardan aldığımız şeyleri yiyorduk.

 

Bakışlarımı yanıma çevirdiğimde, kızarmış mürekkep balığına benzeyen bir şey yiyen ejder kızı gördüm. Ağzını dolduruyor olsa da, her şeye rağmen sevimliliğini hissedebiliyordum. Güzeldi, öyle güzeldi ki, hem çekici hem gizemli diyebileceğiniz türden bir güzellikti bu. Yüzüne yansıyan ateşin ışıkları, daha da çekici gözükmesine neden oluyordu. Dostum, onu böyle görünce neredeyse bir yukata giymesini isteyecek gibiydim [1]

 

“Ne oldu?” Bakışlarımı fark eden Lefi bana doğru dönmüştü.

“Bir şey yok.”

“Yemeğimi istiyor olabilirsin, ama sana zırnık koklatmam.”

“Ne yazık.”

 

Ateşe doğru dönmeden önce yarım ağızla gülümsedim. Meydanın ortası daha da canlıydı. Bir grup sokak sanatçısı birkaç enstrüman çalıyor ve etrafındaki insanların yüzlerine gülücükler getiriyorlardı. Şehrin insanlarının eğleniyor olmaları benim de moralimi yükseltmiştim. Onları böyle mutlu görünce, her ne kadar intikam alma isteğiyle bağlantılı olsa da yaptıklarımın bir şeylere değdiğini hissetmeme sebep olmuştu. Tek istediğim tatilimizi mahveden orospuyu yumruklamaktı. Ama işler daha da iyiye gitmişti.

 

Olayla ilgili henüz öğrenmem gereken çok şey vardı. Ama bu kısa süre sonra değişecekti. Yakaladığım şüpheli gözüken pezevenk, çoktan samimi bir sorgulamanın ortasındaydı ve ağzındaki baklayı çıkarması pek de uzun sürmeyecek gibiydi. Geçmiş olsun şüpheli... Geçmiş olsun... Muhtemelen ölümden daha da kötü bir süreç geçirdiğini biliyorum ama bunu hak ettin. Yani, küçük neşeli kaçamağımı tamamen mahvettiğin için bunu kabullen ve cezanı çek.

 

Olayla ilgili bir başka şaşırtıcı şeyse başkanın benim ifademi az çok olduğu gibi kabul etmesiydi. Aslında olayın arkasındaki insan olduğumdan şüphelenmesini ve beni sorgulamasını beklemiştim ama bunun yerine, “İstersen bu şehri sadece kaba kuvvet kullanarak bile yerle bir edebilirsin, bu yüzden senin böyle dolambaçlı bir komployla uğraşacağına inanmam için hiçbir sebep yok.” demişti. Bana mı öyle geliyor yoksa son zamanlarda biraz daha mı cesurlaştı?

 

Şehir birçok şey sunuyordu ve burada takılmak hoşuma da gitmişti. Kaldığımız han gayet güzeldi. Gerçi, hiçbiri zindanın sunduğu olanakların yanından bile geçemezdi. Daha da önemlisi, eğer yakın zamanda geri dönmezsek, geride kalanlar endişelenmeye başlayacakmış gibi hissediyordum; dönüş zamanı gelmişti. Ve geri döner dönmez yapacağım ilk şeyse, aşşşırı rahat futonumun içine dalmak olacaktı.

 

“Şüpheli”nin sorgulamasının sonuçlarını daha sonra getirmesi için kahramanla sözleşmiştik, bu yüzden buralarda daha fazla takılıp çözülmesini beklememizin bir anlamı yoktu. Kahramana sorun olmadığını ve görevi aşağı yukarı tamamlanmış sayıldığından, eve dönmesinin daha iyi olacağını söylesem de işinin sonuçlarını görene kadar geri dönmeyi reddetmişti. Ne kadar azimli ve dürüst birisi.

 

“Tabii ya, Lefi bu bana şeyi hatırlattı.”

“Neyi?”

“Bak.”

 

Envanterimden özel bir eşya çıkardım ve ona verdim.

 

“Hmmm?” Verdiğim şeye bakarken gözlerini kırpıştırmıştı. “Bu yoksa bir... yüzük mü?”

“Evet. Sana yakışacağını düşündüğüm bir şey görmüştüm, o yüzden... yani bilirsin işte.” Sorusuna cevap verirken beceriksizce ve utanmış bir şekilde başımın arkasını kaşımıştım.

 

Bu yüzüğü, olaydan çok önce, garip gözüken yaşlı bir kadının sattığı şeylerin arasında görmüştüm. Onu görür görmez, Lefi’ye ne kadar yakışacağını fark ettim. Bu düşünceye kendimi öyle kaptırmıştım ki, farkına varmadan satın almıştım bile.

 

Genel olarak bakarsak yüzük pek de süslü sayılmazdı. Basit, gümüş renkli çerçevesinin ortasından soluk, zümrüt bir hat geçiyordu Yüzüğün üst tarafında, ilkiyle birleşip çapraz yapan ve içinde bir miktar büyü enerjisi bulunan ikinci bir hat daha vardı. Bunun yanında, kızıl renkli olsa da yarı saydam görünen küçük ama güzel bir taş ile süslenmişti,

 

Bu tasarım, özellikle ejder kızın harika platin renkli saçlarıyla çok iyi gidecekti. Her şeyden daha da önemlisi, yüzüğün görünüşünden çok etkisiydi. Analiz yeteneğim şunları bulmuştu:

 

***

Ayarlanabilir Yüzük: Bu yüzüğün boyutları, sahibine uyacak şekilde değişir.

Kalite: A+

***

 

Ejderha formuna dönüşse bile kırılmayacağını düşünürsek, gayet güzel bir özellikti.

 

Bunu ona vermek, tabii ki aşırı derecede utanmama neden olmuştu ama zaman geçtikçe bunu vermek daha da zorlaşacaktı. Detaylara takılmaya devam edersem, bunu muhtemelen ona hiç veremezdim. Ki bu, çoktan aldığım için parayı çöpe atmaktan farksız olurdu.

 

Lefi yüzüğü kabul etmeden önce, elindeki yemeği kucağındaki tabağına geri koymuştu. İki eliyle yüzü aldı ve gözlerinde ciddi bir bakışla her yerini inceledi--bir süre sonra bir kıkırdama ile bu havası tamamen değişti.

 

“N-ne oldu?” Diye sordum.

“Bir şey yok.” Başını sağa sola salladı. “Sanıyorum bu hediyeyi bana takmak, gelenek olarak sana düşüyor”

“Hmm? Şey.. ahh... Evet, sanırım.”

 

Bana sol yüzük parmağını uzatırken elimden geldiğince sakin kalmaya çalıştım. Bu sadece bir tesadüf mü? Öyle olmalı, değil mi...?

 

Yüzüğü diğer elinden aldım ve parmağına yavaşça geçirdim. Parmağı öyle yumuşaktı ki, onu bırakmak istemedim; elimi, onun elinden asla ayırmamam gerekiyor gibi gelmişti.

 

Lefi, yüzüğün tam olarak oturmasını bekledikten sonra elini kaldırıp yüzüğün, ateşin ışığıyla saçtığı parıltıları izledi.

 

“Teşekkür ederim Yuki. Bu hediyeyi aldığım için çok mutluyum.” Yeterince memnun olduktan sonra bana dönmüştü.

 

Kalbimi yine kontrol altında tutmaya çalışıyordum. Ama yapamıyordum. Ateşin aydınlattığı nazik gülümsemesi, daha da hızlı atmasına neden olmuştu.

Çevirmen Notu

[1] Japonya’da, özellikle bazı festivallerde giyilen bir tür kimono.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Kumpir (44 puan) Üye
2023-10-19 12:49:24
Ke-Kesinlikle kıskanmadım hiç alakası bile yok 🥲
İners (132 puan) Üye
2022-06-06 08:37:48
Ama bu yanlış zibilyon yaşında ki kız 7 aylık çocukla evleniyor zorbalık bu
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-22 12:24:41
@İners, pedo
FiLUcTuBaBy (98 puan) Üye
2022-02-11 20:36:37
Wait thats illegal
shypax (132 puan) Üye
2020-10-06 21:35:18
Tamam çok güzel anladık nerdeyse her bölüm güzel olduğunu söylüyorsun zaten evet sevimli biliyoruz çünkü her bölüm söylüyosun
agamoneypls (207 puan) Üye
2020-08-14 22:00:35
Yuki de ne çapkın çıktı beeee
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-30 22:26:10
FBİ OPEN THE DOOR?!
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 20:16:35
Bölüm için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-21 04:27:16
Bildiğin evlilik teklifi gibi bir şey olmuş bu 😂 yuki ne dolandırıyon lafı...💃💃💃
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-04-21 02:05:28
Bu durumu illuna ya yada kahramana nasil anlastacak acaba
JNXL (1237 puan) Üye
2020-04-20 17:35:00
Ateş bacayı sarmış hatta baca bildiğin yanıyor. Ellerinize sağlık teşekkürler.
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-04-20 17:35:00
Çeviri için teșekkürler güzel bitti bölüm.
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-04-20 17:26:11
Bunun sonu herkesin düşündüğü gubi biter umarım. Çokk tatlılarr~ Çeviri için teşekkürler. Çok tatlı bi bölümdü ^
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-20 13:04:10
çeviri için teşekkürler