Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

23 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1367 Görüntülenme
Bu bölümü 33 Kişi beğendi.
Cilt 9

Büyü Dersleri

“Öff...” saçma sapan bir pozisyonda yatarken ağzımdan uykulu bir homurdanma çıktı. Yüzüm yere yapışmış, kollarım da sağa sola yayılmıştı. Bu arada, ayaklarım da tahtın üzerindeydi. Homurdanmamın saçma sapan oturuşumla alakalı olduğunu inkar etmesem de sebebi bu değildi.

 

“Bir sorun mu ver efendim?” Tuhaf oturuşumu fark eden Leila, davranışımın sebebini anlayabilmek için bana doğru yaklaştı.

Onu selamlamak için bir boynumu uzatıp, “Oh, merhaba Leila.” dedim ve ziyaret ettiğimiz şehirden aldığım kitabı ona uzattım. Onu anlamak için yaptığım denemeler sonuçsuz kalmıştı. “Sebebi şu lanet kitap.”

“Bu kitap büyü halkaları hakkında bir kitap mı?”

“Evet, öyle.”

 

Zaien’i yaratınca aklım başımdan gitmişti. Başarılı sonucun yarattığı rehavetle, daha da geliştirmem gereken büyü halkalarını hemen araştırmaya başlamıştım--ama gerçeklik duvarına toslamıştım. Hevesli olmak falan gayet iyi olsa da, bilgimdeki boşlukları doldurmaya pek de yardımcı olmamıştı. Bir başka deyişle, başlangıçta anlamadığım şeyleri, ne kadar uğraşsam da, hala anlayamıyordum.

 

Satın aldığım üç büyü halkası kitabı, giriş, orta ve ileri seviyede konseptleri içeriyordu. Tabii ki içlerinden en kolay olanla başlamıştım, ama görünüşe göre o bile benim kavrama yeteneğimin çok ilerisindeydi. Giriş seviyesi kavramlarını içeren kitap bile, okuyucunun konu hakkında halihazırda belirli bir seviyede yeterliliği olduğunu varsayıyordu.

 

Büyü teorisi ile ilgili tabii ki de hiçbir şey bilmiyordum. Sadece hayal ederek her şeyi yaratabildiğim için, bunları öğrenmek için hiçbir sebep görememiştim. Ama şimdi her şey geri tepiyor gibiydi. Zaien’i bir felaket sembolüne, ezici gücüyle ün salmış bir kılıca dönüştürme denemem, kafa karışıklığının dipsiz kuyusuna düşmeme neden olmuştu.

 

“Size öğretmemi ister misiniz?” Ama tam pes etmek üzereyken, Leila karanlıkların içinden elini bana uzatıp bana kurtuluş yolunu göstermişti.

“Bir dakika, sen bu şeyleri biliyor musun?” Gözlerimde yeniden parlamaya başlayan tutkunun aleviyle hemen yerden kalktım.

“Evet biliyorum.” dedi. “Önceden ekmekleri masaya koymak için kullandığım büyü bilgim, aslında tam olarak bu tür büyülerdi.”

“O zaman, lütfen ve şimdiden teşekkür ederim.”

 

Hizmetçinin teklifini gülümseyerek kabul ettim.

 

***

 

“Size öğrettiğim modern büyü tekniklerini hatırlıyor musunuz efendim? Özellikle, aktifleştirme yöntemleri hakkında olanlar.”

“Şeyyy...” bir anlığına duraksadım. “Sanırım şöyle bir şeydi... Bir çerçeve oluşturmak için büyülü sözleri söylüyorsun, sonra onu tamamlamak için ona mana aktarıyorsun, değil mi?”

“Bu doğru. Büyü halkaları da, normalde büyüyü yapan kişinin çerçeveyi oluşturmak için kullandığı harf ve desenleri kullanır. Ve diğer çerçevelerde olduğu gibi, içine aktarılan büyü enerjisi onu tamamlar ve onu bir büyüye dönüştürür.” dedi Leila. “Bunu, alışkın olduğunuz kadim büyüye benzetmek gerekirse, büyü halkası çizmek, büyüyü zihninizde hayal etmekten çok farklı değil.”

“Vay be, her şeyi çok kolaymış gibi anlatıyorsun. Neden kitap işleri daha karmaşıkmış gibi gösteriyor?”

 

Dostum, başından beri Leila’ya sormalıymışım. Sokmuşum kitabına.

 

Gerçekçi bir ses tonuyla, “Sıradan insanları, büyü öğrenmekten uzaklaştırmak için yapıyorlar” dedi hizmetçi. “Büyü güçlü bir silahtır ve kolaylıkla gizlenebilen bir şeydir. Güç sahibi olanlar, bu alanda bilgisi olmayanların anlamasını zorlaştırmak için kelimelerin anlaşılmayacak şekilde yazılmasını sağladı. Ama biz büyüyü, türümüzdeki her bir kişinin öğrenmesi gereken bir yetenek olarak gördüğümüzden, bu kurallar iblisler için geçerli değil.”

 

Bir başka deyişle, karmaşık kitaplar, devletin, büyü bilgisinin dağıtımını kontrol etmek için uyguladığı bir yöntemdi. Hmm. Galiba bu, Japonya’nın Sengoku dönemindeki yöneticilerin, saltanatlarının istikrarı için kılıçlara toptan el koyması gibi bir şeydi.

 

Maceracılar ve bunlarla alakalı işler yapanların büyüye erişimleri vardı ve öğrencilerine bilgilerini aktarabiliyorlardı, ama askerlere göre sorun bu değildi. Maceracıların tehlikeli olduklarını biliyorlardı; sık sık, görünür bir şekilde her türden silahla kuşanmış halde, şurada burada görülebilirlerdi. Yönetici sınıfı, daha çok gizlenebilen silahlardan dolayı tehdit hissediyorlardı. Yani, sıradan birinin, üzerinde silah taşımıyor gibi gözükse de, onlara saldırmalarından korkmak istemiyorlardı. Evet yeaaani... Neden istediklerini anlayabiliyordum.

 

“Diyordum ki, her bir büyü halkası birden fazla farklı modüle ayrılabilir.” dedi Leila. Konuşurken, aslında Illuna’nın derslerine yardımcı olması için aldığım tahtaya çizim yapmaya başlamıştı. “Basit bir örnek olması için Ateş Topu büyüsünden başlayalım. Ateş Topu halkasını oluşturan modüller, büyüyü yapan kişiye ateş topu yaratabilme, topu kontrol edebilme ve onu fırlatabilme fonksiyonlarını uygular. Uygulamayı bir adım ileri taşımak için, ilerleyen topun yönünü ya da şeklini değiştirme gibi modüller eklenebilir.”

 

Leila’nın konuşması bittiğinde, tahtaya bütün şemayı çizmeyi bitirdi. İblis kızın çizdiği büyü halkası tasviri, anlattığı modüler tasarımın tıpatıp aynısıydı; birkaç tane ufak halkanın birleşip bir bütün oluşturmasını anlatıyordu.

 

“Uhhhh… vay be. Söylemem gerek, bütün bunlar hakkında bu kadar çok şey bilmenden etkilendim.”

“Bunlar sadece temeller.” dedi kıkırdayarak. “Efendim, tahtanızın gayet kullanışlı olduğunu söylemeliyim. Şöyle ki, geçmişte çalışmalarımı yaparken bunlardan birine sahip olmadığım için üzülüyorum.”

 

Ve böylece, Leila hanımın büyü halkası dersleri devam etti.

 

Bana öğrettiği bütün büyü halkaları ilkine benziyordu. Hepsi, bir bütün oluşturan küçük modüllerin birleşmesiyle meydana geliyordu. Ama çok naziklerdi. Görünüşe göre, büyü halkaları, baştan sonra tek seferde çizilmeden aktifleşemiyorlardı; kalemi kaldırmadan önce başıyla sonunu birleştirmek gerekiyordu. Sanırım bu, kadim büyüyü yapmadan önce manayı vücudumda döndürmeme benziyordu.

 

Ancak, kadim büyülerin aksine, büyü halkalarının bayağı küçük boyutlarda kalması gerekiyordu. Büyü enerjisinin içinden akmasını zorlaştırmamak adına, olabildiğince bir bütün olmak zorundalardı.

 

“Bir dakika. Büyü halkaları düz yüzeylere falan mı çizilmek zorunda?”

“Anlayamadım?”

“Yani, bütün her şey aynı düzlemde olmak zorunda değil, değil mi? Efsunlamaya çalıştığın şeyin farklı parçalarına, halkanın farklı parçalarını koyamaz mıyız?”

 

Aklıma, model yapmaya izin veren yazılımlara benzer bir şekilde, üç boyutlu bir objeye bir büyü halkası işleme fikri gelmişti. Bunu yapabilmek, daha büyük büyük bir büyü algoritması kullansam bile halkanın bir bütün halinde kalmasını sağlayacaktı. Yani, büyünün karmaşıklığı bozulmadan, mana akışı problemini ortadan kaldıracaktı.

 

“Şey, şöyle ki...” aklımdakileri ona anlatmaya başladım ama daha fazla ileri gitmeden kendimi durdurdum. “Aslında, biliyor musun, boş ver. Düşündüğüm şey muhtemelen çok bariz bir şey olduğu için biri muhtemelen denemeye çalıştı ve başaramadı. Unut gitsin.”

 

Hizmetçinin bir şey demesini bekledim ama tek kelime bile etmedi.

 

“Heey, merhaba? Leila? Dünya’dan Leila’ya?” Dalıp gitmesini engellemek için sözle birkaç kez onu dürtelemiştim. Ancak ondan sonra daldığı yerden çıkmıştı ama hemen ardından yaptığı şey, onun hakkında sahip olduğum soğukkanlı imajını tamamen yıkmıştı. Ellerimi elleriyle kavramış ve heyecanlı bir ses tonuyla konuşmaya başlamıştı.

 

“Bu muhteşem bir fikir efendim! Sanırım az önce modern çağın büyü çalışmalarının en büyük atılımını yaptınız.”

“Ahh.... Tamam...?”

“Büyü halkaları üzerine çalışan herkes, her zaman düz bir alanın gerekli olduğunu varsaymıştı, ama bu tahminin bir temeli yok. Bahsettiğiniz metot, halkanın büyü enerjisini işleme kapasitesini düşürmek zorunda kalmadan, her bir büyünün karmaşıklığını artırmak için tam olarak gereken şey! Özür dilerim efendim, ama hemen gitmem gerek! Hemen yapmam gereken bir şey var!”

“P-Pekâlâ...?”

 

Gitmesine izin verdikten hemen sonra Leila, fırlayıp, önündeki her şeyin üzerinden geçerek kendi odasına gitti.

 

“Gerçi, en azından önce bu dersi bitirmeyi daha çok isterdim...”

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Damocles (222 puan) Üye
2020-07-30 23:53:07
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 21:14:38
Bölüm için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-26 04:17:25
Sıkıcı bir bölümdü
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-04-23 17:20:30
Ve yuki elmanın yere düştüğünü dile getirmiştir.. çeviri için teşekkürlerr~
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-22 13:04:22
@Sadecesama, hiçbir şey bilmeden herşeyi biliyor
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-23 16:59:51
Ceviri icin tesekkurler