Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

22 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1446 Görüntülenme
Bu bölümü 36 Kişi beğendi.
Cilt 9

Yeni Bir Silah - 2. Kısım

Sembolik fırın soğurken, yeni birleşmiş eşyanın etrafındaki ışık da solmaya başladı.

 

“Vay be...” etkilenmiş bir halde gözlerimi kırptım ve ardından işi bitmiş eşyanın kabzasından tuttum.

 

Kılıç parıldıyordu. Odayı aydınlatan avizelerden gelen ışık kenarlarından yansıyor gibiydi. Elde ettiğim ürün, Japon menşeili bir kılıçtı---bir katana. Özellikle, katananın uzun alt türlerinden biri olan Tachi idi. Ya da en azından boyutları biraz daha orantısız olsaydı, öyle olacaktı. Kılıç öyle uzundu ki, kınından çıkarmak bayağı bir sıkıntı oluyordu. Neyse ki, kılıcımı herkes gibi taşımak zorunda değildim. Büyülü bir envanterim var ve onu kullanmayı planlıyordum.

 

Yeni silahımın kılıç kısmı, bu zamana kadar kullandığım batı stili kılıçlar kadar geniş ya da kalın değildi ama ağırlığı öncekilerle eşit, ya da yok, öncekileri geçecek kadardı. Kabzası ise tasarım açısından, olabildiğince basitti. Hatta öyle basitti ki koruma kısmı bile yoktu.

 

Buna karşın kılıç çok güzeldi. Rengi, kızılın parlak bir tonuydu ve sanki ateş konseptinin şekil bulmuş hali gibiydi.

 

Silahın sahip olmadığı tek şey bir isimdi.

 

Ve aklımda mükemmel bir tane vardı.

 

“Pekala, bundan sonra senin ismin Zaien olacak.” İsmini de verdikten sonra, işlemin doğru gidip gitmediğinden emin olmak için silahı analiz ettim.

 

***

 

Zaien: Yuki ismindeki İblis Lordu tarafından yapılmış bir katana şeklindeki bir büyük kılıç. Kılıç, günahtan nefret eder ve günah işleyenleri affetmez. Gittikçe keskinleşen ve kanlandıkça güçlenen kılıç, günahkarları suçlarını yargılar ve cezalarını kendisi verir. Bu silahı kullanan kişinin statlarında büyük artış görülür. Kalite: Ölçülemiyor

 

***

 

Özetlemek gerekirse Zaien, günahkarları yargılayabilen ve cezalandırabilen bir kızıl kılıçtı. Ve tam da bu yüzden bu ismi ona vermiştim. Zaien, iki Japon kelimesinin bir kombinasyonuydu. İlki günahı ifade ederken, ikinci kelime ateşi ifade ediyordu. İkisi birlikte, kılıcın tam olarak ne olduğunu mükemmel bir şekilde açıklıyordu.

 

Özellikleri cidden standartların çok dışındaydı. Sadece bugüne kadar yaptıklarımdan daha üstün değildi, muhtemelen gelecekte yapacağım herhangi bir şeyden de daha güçlüydü. Gerçi, açıklamasına göre, kılıç hala tamamlanmamıştı. Sanırım, kalitesinin ölçülemiyor olmasının sebebi de muhtemelen buydu.

 

Tabii ki, umursamadığımı söylememe gerek yok. Kesmeye devam ettikçe daha da güçlenen, kullandıkça kudreti artan bir kılıç, tek başına bir erkek fantezisiydi.

 

Malum silah mı? Galiba dönüşümünden dolayı gayet memnundu--önceden sahip olduğu kötücül aurasını düşünürsek gayet mantıklı. Elime ilk aldığımda bana aktarmaya çalıştığı yoğun, kin dolu kötü havasının yerini artık neşe almıştı. Mutluluğu, cidden benim içime de sızıyordu. Bence bu deney gayet iyi bir sonuç verdi. Seni kullanmamak için hiçbir sebep göremiyorum.

 

“Vay canına! Şu şey bayağı büyükmüş!” dedi Lyuu. “Garip de bir kavisi de var. Bir tür pala mı bu patron?”

“Yok. Bu bir katana.”

“Bir katana...” diye mırıldandı Leila. İblis kız silahı, aşırı meraklı gözlerle inceliyordu. “Sanırım bu doğu kökenli olmalı...”

 

Bilirsiniz, Leila’nın oldukça ciddi, meraklı bir havası var. Kendi kendime söylediğim bu şeyi henüz yeni keşfetmiştim.

 

“Anladım...” dedi Lyuu. “Şey, ımmm, elime alabilir miyim patron?”

“Tabii ki. Ama muhtemelen kullanamayacaksın. Bayağı ağırdır.”

“Sen merak etme! Sert gözükmüyor olabilirim ama ben bir savaş kurduyum ve güç bizim göbek adımız gibi bir şeyovvv bu ne be!?” Savaş kurdu, aşırı büyük kılıcı ona verir vermez, kılıcın aşırı ağırlığından dolayı kendi sözünü kesmişti. “Neden bu şey bu kadar ağır ya!?”

 

Evet, vermeni beklediğim reaksiyon tam da buydu.

 

Kılıcı düşürmemek için çaresizlik içinde boğuşan Lyuu’yu izlerken Leila ve ben gülmüştük. Bu boğuşmasını izledikten sonra gidip onu elinden öylece aldım.

 

“Dostum, sen gerçekten çok kötü birisin...” dedi nefes nefese. “Onu neredeyse düşürmeme rağmen kenarda dikilip bana gülüyor olmana inanamıyorum.”

“Bizi suçlama. Tepkin o kadar klasikti ki kendimizi tutamadık.” diye kıkırdadım. “Her neyse, ben dışarı çıkıp şu kılıcı bir deneyeyim.”

“Ne zaman döneceksiniz efendim?”

“Akşam yemeğinden önce kesin dönmüş olurum, o yüzden benim payımı ayırın!”

 

Asıl taht odasında ilerleyip ön kapısından çıkarken kızlara son bir kez bağırmıştım.

 

***

 

Kılıcı alıştırma amaçlı birkaç kez savurduktan sonra, adamlarıyla birlikte ormana dönen Rir’i çağırdım. Sebebi belliydi. Hem yeni silahımı denemek hem de ihtiyacım olan DP’yi kazanmak için ikimizin ava gitmesi gerekiyordu.

 

“Vay... Hiç fena değil.”

 

Başladıktan birkaç dakika sonra kendimi, karşılaştığımız ilk canavarın parçalanmış cesedinin önünde durup kılıcı takdir ederken bulmuştum. Söylemeye gerek yok, Zaien beni etkilemişti. Kılıç, abartısız, benim yaptığım saldırıdan daha iyi bir saldırı için kendi yönünü değiştirmişti. Sonuç olarak, kesik tam anlamıyla mükemmel sonuçlanmıştı. Canavarı tertemiz, iki eşit parçaya bölmüştü. Zaien’i kullanmak... doğru hissettiriyordu.

 

Bir yerde, savaş şeklimin bir sonucuydu. Her zaman saf kaba kuvvete güvenirdim. Savuruşlarımın arkasında çok fazla güç vardı, ama büyük kısmı ziyan oluyordu. Ancak bu, artık bir problem değildi. Harika kızıl kılıcım, saldırımı tamamlayıp boşa gidecek gücün doğru kullanılması için bana destek oluyordu. Tam bir kullanıcı dostu. Lanet olsun. Ve yanında gelen fazladan statlar... Vay anasını. Vücudum bir uçurtma kadar hafifti. Filmlerdeki dublörlerin kablolarla yaptıkları bütün çılgın akrobatik şeylerin hepsini yapabilecek kadar çevik hissediyordum. Hem de kolaylıkla.

 

Silahın otomatik desteği cidden iyi bir özellikti ama beni iyi anlamda şaşırtan tek şey bu değildi. Zaien keskindi. Manyak. Gibi. Keskin. Dünden hazır hissettiğim için ilk savuruşumda biraz fazla güç kullanmıştım. Bu nedenle Zaien, hem canavarı hem de arkasındaki ağacı, herhangi bir dirençle karşılaşmadan kesmişti. Kılıç öyle keskindi ki beni korkutmuştu. Bir gün istemeden, yanlışlıkla ona dokunup birkaç tane parmağımı kaybetmekten korkmuştum.

 

Zaien’in şu anki halinin en azından içinde yatan iradeyle alakalı olduğundan şüpheleniyordum. Bir silah olarak görevini tam olarak yapmak istiyor gibiydi.

 

“Keskinsin, inanılmaz gözüküyorsun ve seni kullanmak çok kolay. Lanet olsun. Bir erkeğin isteyebileceği, olabilecek en iyi silahsın.” dedim sırıtarak.

 

Ona söylediğim övgülere karşılık olarak, Zaien neşesini bana aktarmıştı. Hmm. Bu biraz sevimli bir tepkiydi. Neredeyse ona şirin diyecektim.

 

Bir şey diyeyim mi? Bu şeye, daha sonrasında, kesinlikle ateş tabanlı bir büyü işleyeceğim. Belki satın aldığım kitaplardan birinde olan, kestiği şeyleri yakan ve kül eden büyüyü kullanırım.

 

Çok mana yemesine rağmen Zaien, Hasai’nin aksine, muhtemelen yapımında kullanılan yüksek seviyeli materyallerden ötürü, üç büyü yuvasıyla gelmişti. Dur bir saniye. Dokunduğu şeyi yakarken kan içme şeyini yapabilecek miydi ki acaba? Amaan, her neyse. Bu kısmı sonra düşünürüz.

 

Henüz diğer iki yuvaya ne koyacağıma karar vermemiştim, ama kafamda herhangi bir fikir olmadığından, bunu sonra düşünmeye karar verdim.

 

Heyecanım biraz fazla belli oluyordu. Benliğimden yayılan heyecan, Rir’in bana bakıp yarım bir şekilde gülümsemesine neden olmuştu. Ama bu benim hevesimi kıramaz. Günün geri kalanını, kılıcımı denemekle geçirdim.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 21:04:56
Bölüm için teşekkürler
STERBEN (225 puan) Üye
2020-05-22 17:34:47
Emeği geçenlere teşekkürler.
OkuyucuS0 (1869 puan) Üye
2020-04-23 03:39:53
Lan bir tanede erke yoldas gelsin amk
İners (132 puan) Üye
2022-10-31 09:44:52
@OkuyucuS0, rir var ya
efknyrk (1574 puan) Üye
2020-04-22 22:19:19
inşallah ilerde güçleniyordur bir şey oluyordur önüne gelene bunun istatistikleri benden daha iyi derse bayacak artık :d
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-04-22 20:21:38
Kesin kılıç da güçlenince şekil alıcak ya da kendi benliği yuki'yle konuşabilcek. İşte o zaman katana da kız çıkıcak... Çeviri için teşekkürler. Bölüm çok güzeldi ^
Tomris (677 puan) Üye
2020-04-23 00:17:52
@Sadecesama, kız çıkarsa harbi çok gülerim ha
ThisIsTurk (88 puan) Üye
2020-08-09 05:36:09
@Tomris, güldünmü bari
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-22 20:02:14
Kılıçta kıza dönüşüyor filan demeyin sakın... Bu arada zombileri üreten adam nerde hangi sorgulanacaktı filan o olayı niye geçiştirdiler ?
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-22 12:59:28
@ASİLZADE, geçiştirmediler daha sojrgulanmadi yada sorgulanıyor
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-22 16:56:29
Çeviri için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-04-22 15:12:59
Çeviri için teșekkürler.