Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

24 Nisan 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1358 Görüntülenme
Bu bölümü 37 Kişi beğendi.
Cilt 9

Balıkçılık

Bir anlık bir sessizlik oldu. Havaya bir durgunluk hakimdi, ta ki ben bir zafer çığlığı basana kadar.

 

“Evet! Oltayı yakaladı!”

“Ne!?”

 

Oltaya sağlam bir şekilde asılıp makarayla avımı çekerken yan tarafıma baktığımda Lefi’nin şaşırmış yüzünü gördüm.

 

“İşte Lefi, bu ikinci balık.” dedim pis pis sırıtarak. “Seni bilmem ama, bana kalırsa aramızdaki iddiayı çoktan kazandığımı rahatlıkla söyleyebilirim.”

“Zaferi kovalarken biraz fazla aceleci davranıyorsun, daha hiçbir şey belli değilken. Zafer henüz ellerimden kaçmış değil.” Ejderha, hüsrana uğramış bir şekilde dişlerini sıkıp pöfleyerek, kızmış bir ses tonuyla konuşmasına devam etti. “Ve zaten başından beri böyle hizmetçi işi bir şeyi yapmak için bir sebep göremiyorum. Balık yemek isteyip nehir yatağını kurutmamak hiç mantıklı değil.”

“Lefi, lütfen. Boş vakit aktivitesinden anlamıyorsun.” Gözlerimi devirmiştim. “Bak, bu şekilde daha eğlenceli. Ve bunu gerçekten yapmadan önce bir düşün, nehri kurutmak hem yazık hem de yıkıcı olacağından, lütfen bunu yapma.”

 

Sen söylediğin için, bu biraz gerçek geliyor?

 

Lefi’yle tutuştuğumuz tartışma, odaklandığımız aktivitenin, balıkçılığın bir tarafıydı. İkimiz de zindanın düzlüklerinin içinden geçen nehrin kenarına konuşlanmış, ellerimizde oltalarla, avımızın hamle yapmasını bekliyorduk.

 

Tek balık tutanlar biz değildik. Aynısını Lyuu da yapıyordu, ama pek odaklanmış gibi değildi. Gözlerini Illuna ve Shii’den ayırmıyordu. Balık tutmaktan sıkılmış ikili, etrafta Rir ile oynamaya başladığı için, Lyuuı’nun da dikkati başka yere çekilmişti. Bir savaş kurdu olarak, Fenrir’in dikkatini çekmesine karşı koyamıyordu.

 

Illuna ve arkadaşları gibi, Leila da yakınlarda bir yerdeydi. Büyük bir piknik örtüsünün üzerine oturmuştu ve yüzünde büyük bir gülümsemeyle herkesi izliyordu. Ya da en azından çoğu zaman böyleydi. Arada sırada yüzünde bir “evreka” beliriyor, bir tomar kağıt çıkarıp üzerine bir şeyler karalarken çılgın bir bilim adamı gibi kötü kötü kıkırdıyordu. Şu ana kadar bunu yaparken onu birkaç kez görmüştüm. Geçen günkü büyü dersini aniden kestiği zamandan beri bunu yapmaya başlamış ve hiç durmamıştı. Başka bir şeye de odaklanamıyor gibi gözüküyordu. Boynuzlu koyun kız, ev işlerini yaparken bile her zaman kendi kendine bir şeyler mırıldanıp duruyordu.

 

Bununla beraber, kıkırdamalarına hala alışamamıştım. Cidden dostum, bu biraz tuhaf.

 

Son zamanlarda yaptığı şeyleri tuhaf bulan tek kişi de ben değildim. Aynı şekilde, bu konu yüzünden bana danışmaya gelen Lyuu da benim gibi hissetmişti. Doğrusu, Leila’nın şeytani kahkahaları onu korkutmuştu.

 

Her ne kadar yeni başlayan alışkanlığı ve dikkat eksikliği olsa da Leila hala harika iş çıkarıyordu. Bir şey diyeyim mi? Onu kendi haline bırakacağım. Zamanla normal haline dönecektir. Umarım.

 

Kafamı sallayıp tam tersini düşünmemek için kendini engelledim ve bir kez daha günü düşünmeye devam ettim. Bugün, piknik yaptığımız gün gibi, herkesin arkasına yaslanıp rahatlayacağı bir gezinti günüydü. Ve tabii ki bunun sebebi, nehirde balık olduğunu keşfetmiş olmamızdı.

 

Balıkları nehre koyan ben değildim. Orada olduklarının farkında bile değildim. Hatta, DP kullanarak yarattığım nehrin herhangi bir canlı barındırmasına bile şaşırmıştım. Bir sürü farklı türden balık, içinde kendi hallerinde yüzüyorlardı. Tek varabildiğim sonuç, balıkların nehirle birlikte gelmiş olmalıydı ve tam olarak böyle olmuştu. Bunu düşünmüşken, ar kaplan olsun diye koyduğu dağlarda falan da yaşayan bir şeyler olabilirdi Amaaan her neyse. Umursayamayacağım kadar uzaktalar zaten. Ve şu an daha önemli olan şey balıktı.

 

Balıkların varlığı ve güvenilir, erişilebilir bir bölgede olması, balık tutmam için yeterli sebep oluşturmuştu. Ve bu küçük toplanmayı da bu yüzden hazırlamıştım. Bir balıkçılık gezisi sadece. Ama gezintinin asıl sebebi bu olmasına rağmen, sadece Lefi, Lyuu ve ben balık tutuyorduk.

 

“...Hop! Sanırım bir tane yakaladım!” Lyuu şaşkın gözlerle bağırıp, balığı çekmeye koyuldu.

“Nrgghhh…” Lefi yine inlemişti. “Görüyorum sen de Yuki gibi yaptım.”

“Hıhı! Sanırım bu seni sonuncu yapıyor ha?” dedi savaş kurdu.

“Bu kendinizi beğenmiş tavrın karşılığını size ödeteceğim.” diye homurdandı.

 

Yüce ejderhanın hoşnutsuzluğu, üç balıkçının akşam yemeği üzerine girdiği büyük iddia kaynaklıydı. Kelimenin tam manasıyla. Bu akşam balık pişirmeyi düşünüyorduk ve en az balığı yakalayan en kötü yemeği yiyecekti, ya da yakalanan balığa göre belki de hiçbir şey yiyemeyecekti. Tabii ki, kazananı belirleyen ilk yöntemimiz yakalanan balık sayısı olacaktı ve kaybeden, kendini, yakaladığı balığın kalitesiyle kurtarabilir, hatta belki de zafer onun olabilirdi. Bu zaferi elde etmek için, akşam yemeği olacak kadar büyük bir balık yakalamak gerekiyordu.

 

Ben düşüncelerime dalmışken, etrafta oynayan Illuna pıtır pıtır gelip Lefi’ye arkadan sarılmıştı.

 

“Hey Lefi! Büyük bir şeyler yakalayabildin mi?” diye sordu.

“Y-yakalayamadım.” diye kekeledi ejder kız. “Ama yakındır. Birazdan kocaman bir balık yakalayacağıma söz veriyorum.”

“Vay canına! Ne yakalayacağını gerçekten çok merak ediyorum, elinden geleni yap!” Illuna birkaç cesaretlendirici söz söyledikten sonra geldiği hızla diğerleriyle oynamaya gitmişti.

 

Sırıtmaya başladım. Az önce gördüğüm sahneden sonra kendimi tutamamıştım.

 

“Ve sen neden böyle sırıtıyorsun acaba?” Lefi somurttu.

“Bir şey yok. Sadece ikinizin ne kadar yakın olduğunuzu düşünüyordum.”

“Fmph.” Lefi, yanakları kızarıp dudakları dargın bir şekilde bükülmüş bir şekilde burnundan solumuştu. “Illuna’yı bir kız kardeşten farksız görüyorum. Ona nazik davranıyor olmam gayet normal.”

“Anladım anladım. Bir kız kardeş demek?”

“Ne demeye çalışıyorsun?”

“Bir şey yok, merak etme. Bir şey demiyorum.”

 

Onu kardeşin olarak görmenden mutluyum. Hepsi bu.

 

“...Her neyse, yüzündeki ifade beni sinirlendiriyor. Bunu kendin değiştirsen iyi olur, yoksa kendim yapa---” Lefi’nin sözü, oltasını çeken bir şey tarafından kesilmişti. “--Yakaladım! Aramızdaki farkı kapatma zamanım gelmişti!”

“Oltan çok bükülüyor. Nehir yatağını falan mı yakaladın yine?”

“İstediğini söyleyebilirsin, yakında ağlayacaksın! Yakaladığım şey şüphesiz bayağı büyük olmalı!”

 

Lefi keyifli keyifli bağırırken oltasını çekti. Ve ardından avı ortaya çıktı. Bir dakika lan. Bu şey ne lan!?

 

Tuhaf yaratığın vücudu bir ağacın gövdesini andırıyor, sakalı kıvranan dokunaçlardan oluşuyor ve ağzında birkaç tane köpek dişi sıralıydı. Ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama ne olursa olsun beni ürkütüyordu.

 

“Hey, ahh... Lefi... Bana bir iyilik yapıp, daha az... garip şeyler yakalar mısın?” Ciddiyim. Bu şeyin bir balık mı yoksa başka bir şey mi olduğunu bile anlayamıyordum.

“B-bu tamamen önemsiz. Önemli olan bir şey yakalamış olmam!”

“Yani evet haklısın. Ama bunu sayacaksan, akşam yemeğinde bunu yemen gerekiyor, tamam mı?”

“... Bu görevi Rir’e bırakıyorum.”

 

Lütfen köpeğimi garip şeylerle besleme. Okkibbye.

 

“Öhöm!” Lefi boğazını temizledi. “Diyordum ki, sanırım bu yakaladığım şeyle birlikte Lyuu ve ben birer balıkla berabere oluyoruz. Hala bizden önde olsan da son henüz gelmedi. Aramızdaki karşılaşma henüz bitmedi!”

 

Ejder kız yanındaki hayvansı kıza dönmeden önce pis pis sırıtmıştı.

 

“İyi dinle Lyuu. Bizi meydana getiren özü yakıp kül edelim ve yakalanacak her ne varsa yakalayalım. Bu akşam, en küçük lokma sadece Yuki’ye kalacak!”

“Hı? Ah... Tabii ki! Patron son zamanlarda biraz acımasız olmaya başladığından, ona bir ders vermemiz gayet yerinde olacaktır!”

“Hah!” Dedim, dalga geçer gibi. “Tek duyduğum, aciziyetinizin zırıltıları. Siz çaylaklara gerçek bir balıkçının ne kadar üstün olabileceğini göstereceğim!”

 

Ve böylece üçümüz, ruhlarımız tutkuyla tutuşmuş bir şekilde balık tutmaya devam ettik.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-26 21:58:43
Bölüm için teşekkürler
murat1habib (33 puan) Üye
2020-05-23 12:47:02
Kaç bölümdür yüz binlik gathca yapmasını bekliyorum
STERBEN (225 puan) Üye
2020-05-22 18:30:39
Evet pek aksiyon veya olay olmasa da aktivitesi bol seri, gerçekçi gözüyle de bakarsak her an bir olay gerçekleşseydi gerçekçiliği kalmazdı ve ya araları baya atlardı burada bu aralarda ne yaptığını anlatan bölümleri görüyoruz veya nasıl geliştiğini. Diğer serilerde pek bunu göremezsin hep aksiyona odaklanıp nasıl geliştiği veya nasıl vakit geçirdiğini anlatmazlar, özellikle de bazı okuyucular o aralarda yaşanan komik şaşırtıcı ve komik olayları merak edip okumak ister, her an aksiyon olsaydı o zaman insanı baymaya da başlardı o yönden güzel olmuş. ( Ancak bunu çok fazla ilerletip de suyunu çıkarmaz umarım :D , eğer öyle yaparsa yazarın aklına "nasıl bir olay tasarlasam" diyip kaldığını ve bizi geçiştirmek için bunları attığını düşünürüm. :D )
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-04-26 04:31:55
Şehirdeki zombilerin lideri olan kötü adamı sorgulatacaktı hani ne oldu... Novel baya çocuk işine dönmeye başladı saçma sapan olay örgüsüz ilerliyor böyle devam ederse bu seriyi bırakacam.
Yaoi'den_nefret_ederim (137 puan) Üye
2023-03-22 13:18:17
@ASİLZADE, sen okumuyormusun anlamiyorum o şehirden geleli 3gün fln oldu hala sorgulama aşamasindadır yada haberi getirmek için kahraman yoldadır
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2023-04-06 10:22:42
@Yaoi'den_nefret_ederim, merhaba 3 yıl olmuş neredeyse bu seriyi okuyup attığım yorumlar. 3 yıl aradan sonra birinin yanıt vermesi ilginçti, bu site ölmüştü normalde overlord gelmişmi diye bakmaya gelmiştim ama senin yorumların karşıladı beni :D
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-04-24 23:29:43
Nedense Leila'nın kıkırtılarını direk hayal edebildim :') Çeviri için teşekkürlerr~
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-04-24 15:54:42
Ceviri icin tesekkurler