Kuzeyli Asilzade ve Yırtıcı Kuş Hanımının Kar Ülkesindeki Avcılık Hayatı

16 Eylül 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
530 Görüntülenme
Bu bölümü 3 Kişi beğendi.
Cilt 3

Güzel Banyo Günü!

Yalnızken, sahip olduğum tek keyif yemek yemek ve banyo yapmaktı.
Özellikle banyo konusunda bir zamanlar çok seçici davranmıştım.
Şampuan, banyo suyu katkısı, vücut şampuanı vb.
Bunlar arasında özellikle sabun yapımına alışmıştım.
Köylülerden sabun yapmayı öğrendim ve çeşitli malzemelerle sabun yaptım.

Köylülerle sabun alışverişine katıldım ama son iki yıldır meşguldüm, bu yüzden gidemedim.

Bu yıl, ilkbaharın başlarında sabun alışverişine katılmaya yetişiyordum, bu yüzden bolca motivasyonla biraz sabun yapmaya başladım.
Sieg de yardım edeceğini söyledi.

“Sabun yapacağımızı bile düşünmek.”
“Son zamanlarda yapmıyordum. Yaklaşık iki yıl mı oldu?”

Sieg ile ilk kutup gecelerinde, başka pek çok şey vardı, bu yüzden sabun yapmaya zamanım olmadı.
Bu, uzun bir süre sonra zor olabilirdi.
Bu sefer, cilde iyi geldiği düşünülen yüksek kaliteli yağları kullanmaya karar verdim.

İlk yağ ‘zeytinyağı’ idi.
En iyi zeytinyağı, ‘sızma yağ’ olarak kabul edilirdi, en iyi hali sıkılmış haliydi, ancak görünen o ki, bir veya iki kez rafine edilen ‘saf zeytinyağı’ sabun yapmak için en iyisiydi.
Bu, en nemlendirici maddeleri vb. içeriyordu.

İkinci yağ, ‘tatlı badem yağı’ idi.
Biraz pahalı bir yağdı.
Antik çağlardan beri kadınlar saçlarını yıkamak için kullanıyordu.
Bu aynı zamanda bol miktarda nemlendirici madde de içeriyordu.

Üçüncü yağ ‘jojoba yağı’ idi.
Cilde esneklik ve parlaklık kazandırıyordu.
Bunun dışında gözenekleri tıkayan kirleri vb. temizliyordu.
Cildi de tahriş etmiyordu.

Yukarıda ana maddeler vardı.

Bunların dışında sabunun çökmesini önlemek için ‘hurma yağı’ gerekliydi ve köpürmeyi iyileştirmek için ‘hindistancevizi yağı’ ekleniyordu.
Yağların dışında ‘saf su’ ve ‘sodyum hidroksit’ vardı.

Saf su, kirlilikleri gidermek için suyla damıtılıyordu.
Sodyum hidroksit, sabun yapmak için yağ ile reaksiyona giren bir kimyasaldı.
Satıcılardan satın alınabilirdi, ancak zehirli oldukları için satın alırken bir belge doldurmam gerekiyordu.
Ayrıca kullanırken de dikkatli olmalıydım.

Yukarıdaki malzemelerle sabun yapacağım.

“Sodyum hidroksit konusunda dikkatli ol.”
“Peki.”
“Güvenliğin için ağzının üzerine bir bez koymalısın.”

Sodyum hidroksit ile doğrudan temas yanıklara neden olurdu. Dikkatli olmalıydık.
Yanıklar da normalden farklıydı. Kimyasal yanık adı veriliyordu.
Normal yanıklar cilde zarar veren ısıdan kaynaklanırken, kimyasal yanıklar doğrudan cildi tahrip eder ve vücudun derinliklerine ulaşabilirdi.
Çok tehlikeli olduğu için tüccar beni dikkatli olmam konusunda uyardı.

“Sieg, ilk kez sabun yaptığına göre, sadece sodyum hidroksitle çalışırken beni izleyebilir misin?”
“Peki.”

Önce sodyum hidroksit solumamak için ağzımı ve burnumu bir bezle kapattım.

Sodyum hidroksit demir ve alüminyumu aşındırdığı için bu sefer emaye kaseler kullanacağım.

Eldiven giydim ve bir kaseye biraz sodyum hidroksit koydum. O kaseyi soğuması için bir süre karda bıraktım.
Biraz soğuktu ama havalandırma gerekliydi, bu yüzden pencereyi açtım.
Sodyum hidroksiti suya ekledim ve iyice karıştırdım.
Kase ısınıyordu. Dışarıdan kar getirdim ve kaseyi insan derisinden biraz daha sıcak olacak şekilde soğuttum.
Başka bir kapta zeytinyağı, tatlı badem yağı ve jojoba yağını karıştırıp çift kazanla ısıttıktan sonra hurma yağı ve hindistancevizi yağını ekledim. Bunun için de insan derisinden biraz daha sıcak olana kadar kaynattım.

İki karışım yaklaşık aynı sıcaklıkta olduktan sonra, yağları karıştırırken sudkostik çözeltisini yavaşça ekledim.

Her şey doldurulduktan sonra çırpma teli kullanarak karıştırdım.
Bu karıştırma işlemi de sabun yapımında önemliydi.
Malzemeler düzgün şekilde karıştırılmazsa topaklar veya katmanlar oluşabilir ve bu da sabunu bitirirken sorunlara neden olabilirdi.

Böyle şeyler hakkında konuşurken bazen Sieg değişerek karıştırmaya devam ettim.

O kasenin üzerine bir bez koyup bir süre bıraktım.
Bir süre kontrol ettim, su ve yağ ayrılırsa tekrar karıştıracaktım.

Onları bırakınca kimyasal reaksiyonlar oluyor, sabun olma mücadelesi oluyordu.
Yarım gün sonra kremsi bir sıvı haline gelecekti.

Dikdörtgen kalıplara jojova yağı sürüp sabun karışımına döktüm.
Buraya yağ katmazsam sabun çıkmazdı.

Karanlık ve sıcak bir yerde yaklaşık dört gün kurutulduktan sonra kalıplardan ayrılabilirlerdi.

“Bir ay sonra tamamlanmalı, sanırım.”
“Bu kadar zaman mı alıyor?”
“Şaşırtıcı değil mi?”

İyi sabun, malzemelerin doğru şekilde sertleştirilmesini gerektiriyordu.
Kötü yapılmış sabun cildi kötüleştirirdi.
Özellikle zeytinyağının yavaşça sabuna dönüştüğünü duydum. Bu yüzden onları daha uzun süre düzgün bir şekilde bırakmam gerekiyordu.
Süre uzadıkça, hassas köpüklerle sabun daha yumuşak ve pürüzsüz hale geliyordu.

“Anlıyorum.”
“Sabun yapmakta sabırlı olmalısın.”

Olgunlaştırma ahşap bir kutu içerisinde yapılacaktı.
Daha önce kullandığım kutuyu çıkardığımda iki yıl öncesine ait sabun vardı.

“Ohh, iki yıllık sabun!”

Ren geyiği sütünden yapılmış bir kalıp sabun vardı. İyi havalandırılan bir yerdeydi, bu yüzden küf de yoktu. Her ihtimale karşı, bir bıçakla böldüm ama içi de temizdi.

Ellerimi onunla yıkamayı denedim.

“Ah, bu iyi hissettiriyor. Bence onu vücudumuzu yıkamak için kullanabiliriz.”
“Kesinlikle. Gerçekten cildimizi nemlendiriyor. Cildim son zamanlarda sertleşti, bu yüzden güzel olabilir.”
“Eh, gerçekten mi?”

Her zamankinden farklı olmadığını düşündüm, bu yüzden yüzünü görmek için eğildiğimde sinirlendi.

“Ama Sieg, cildin çok güzel……”

Ben cümleyi bitiremeden ağzımı kapattı.
Sieg bıkmış görünüyordu.

“Ritz, bir süredir merak ediyordum ama bunları ne zaman gözlemliyorsun……?”
“Her gün, bazen.”
“……”

Bıraktığı zaman, yüksek sesle iç geçirdim.

“Gözlerim güzel şeylere kayıyor.”
“Anladım.”

Dürüsttüm ama bana inanmadı.

◇◇◇

Ren geyiği sütü sabunu kadınlar tarafından çok beğenildi.
Annem cildinin pürüzsüzleşmesine sevindi.
Sieg köpükleri beğendiğini söyledi.

“Ritchan, sen de sabun yapıyorsun.”
“Zaman geçirmek için.”
“Annem de bunca zaman sonra biraz yapmayı deneyecek!”

Görünüşe göre annemi de gaza getirdim.
Düşününce annemin el yapımı sabununu uzun zamandır kullanıyordum.

“Ritchan, neden su soğumadan içeri girmiyorsun?”
“Peki.”

Annemin teklifini kabul ettim ve banyoya girdim.

Hemen iki yıl önceki sabunu kullanmaya karar verdim.
Suya daldırdıktan sonra ellerimi kullanarak köpükler yaptım.
Yumuşak, pürüzsüz ve hassas köpükler oluştu.
Sabunun güzel kokusunu alabiliyordum.

Yine de ciltteki değişikliklerden emin değildim.
Acaba kadınlar buna daha duyarlı mıydı?

Her zamankinden daha dikkatli vücut yıkadım.

Sırtımı yıkamak üzereyken aniden banyo kapısı çaldı.
Sieglinde-san'dı.

“Ne oldu?”
“Şey, sırtını yıkamalı mıyım merak ediyordum.”
“He, gerçekten mi!?”

Sieg bazen sırtımı böyle yıkıyordu.

Kollarını ve pantolon bacaklarını kıvırdı ve sırtımı yıkadı.
Gücü mükemmeldi, son derece iyi hissettirdi.

“Ah~~ Bu mutluluk~~……”

Sonunda üzerime biraz ılık su döktü.

“Sieg, teşekkürler.”
“……”
“Hm? Bir sorun mu var?”
“Eee, sanırım biraz fazla güç verdim, sırtın şimdi kırmızı. Üzgünüm.”
“Ah, sorun değil, sorun değil~ Teşekkür ederim.”

Bunu söylememe rağmen banyodayken sırtım biraz ağrıyordu.

Bu aynı zamanda Sieg’in aşkıydı.

Bunu düşünmeye karar verdim.

◇◇◇

Evlendikten sonra bile banyo yapmak benim için bir zevkti.
Ferahlatıcıydı ve yorgunluğu gideriyordu.
Ayrıca Sieg'in eskisi gibi sırtımı yıkaması beni mutlu ediyordu.

Suya dalarken bir kez daha yıkanmanın harika olduğunu düşündüm.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-06 23:05:13
Elinize sağlık
Waga na wa Megumin (136 puan) Üye
2021-01-11 14:30:59
emeği geçenlerin ellerine sağlık...