Sıfır İnananlı Tanrıça ile Isekai'yi Temizlemek - Sınıf Arkadaşları Arasındaki En Zayıf Büyücü

20 Nisan 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
1468 Görüntülenme
Bu bölümü 25 Kişi beğendi.
Cilt 1

Kızıl Akbabalara Karşı (2)

“Şimdi, millet, sihri öğrenmenin ilk adımı manayı hissetmek.” 

Bu, Su Tapınağı'nda eğitim gördüğüm zamanki hikayeydi.

“İki elinizi öne doğru yerleştirin ve benden sonra tekrarlayın. Cennette sanat yapan tanrılar…” 

“““““Cennette sanat yapan tanrılar…”””””

(B-Büyü yoğunlaşması dedikleri şey bu mu?) 

Bir lise öğrencisi olarak bu çok utanç vericiydi.

Fakat büyü kullanmada yoğunlaşmak bu dünyada yaygındı.

Tahammül etmeliydim.

“Nasıl gidiyor? Manayı hissettin mi?” 

“Pek değil…” (Makoto)

Etraftaki çocuklar 'sıcak hissettim' ya da 'parladı!' diye bağırıyorlardı ve burada mutlulardı, ama ben hiçbir şey hissetmiyordum.

Eh? Bu kötü değil mi?

Çocuklara karşı bile kaybedecek miydim?

Solgun yüzlü öğretmen bana doğru geldi.

“Makoto-kun, bunun için zaten yaşlı olduğun için bu muhtemelen elinden bir şey gelmiyor. Çocuklar bu tür şeylere daha duyarlıdır.” 

“Gerçekten mi…?” (Makoto)

“Lütfen bu kadar huzursuz bir ifade takınma. Bunu birlikte yapalım.” 

Bunu söyleyerek kolumu tuttu.

“Lütfen avucunun içine konsantre ol.” 

“T-Tamam.” (Makoto)

Avucumda biraz soğuk bir his vardı.

B-Bu muydu…?! 

“Nasıl gidiyor, Makoto-kun?” 

“Bir şekilde hissediyorum.” (Makoto)

“Seninle senkronize oldum, Makoto-kun. Bu dokunarak büyücüler arasındaki manaya müdahale etme yeteneği.” 

“Böylece böyle bir şey yapılabilir.” (Makoto)

“Tüm büyücülerde Yüksek Sınıf ve üstü bunu yapabilir. Her şeyden önce Yüksek Sınıf büyücülerin öğrencilerini aldığı birçok durum var. Bu, birine sihir kullanma yolunu öğretmenin en hızlı yolu.” 

“Ben de bir gün kullanabilir miyim?” (Makoto)

“Büyü yeterliliğin bir kez Yüksek Sınıf seviyesinin üzerine çıkarsa yapabilirsin. Ancak elemente yakınlığın olmadığı sürece iyi gitmeyecektir, bu yüzden lütfen dikkatli ol.” 

“Benimle senkronize olabilmenin nedeni senin de su büyüsü kullanıyor olman değil mi, hocam?” (Makoto)

“Evet, 6 elementin hepsini kullanabilirim, Ay dışında.” 

Bu öğretmen oldukça inanılmazdı…

Hatırladığım konuşma buydu.

Ve böylece, su büyüsü çok kullanıldığında yeterlilik seviyem Yüksek Sınıf seviyesine ulaştı, öğretmenim bana böyle söylemişti.

◇◇

Jean ve Lucy'nin olduğu yere koştum.

“Jean! Bana biraz zaman kazanmaya çalış lütfen! Ben, büyük bir büyü kullanmayı deneyeceğim!” (Makoto)

“T-Tamamdır.” (Jean)

Jean kılıcını attı ve kalkanıyla pozisyonunu aldı, her iki bacağıyla da yere sağlam bir şekilde bastı.

Kızıl Akbaba’nın pençeleri Jean'e geldi.

Bir şekilde buna katlanmayı başarıyordu.

Sana güveniyorum, Jean.

“Lucy, mananı artır.” (Makoto)

“Eh?! Ne?” (Lucy)

“Sağ elini sık, şimdilik mana ile bir şeyler oluşturmaya çalış! Ben kontrol edeceğim!” (Makoto)

“Bir şey söylüyorsun ama ben sadece Ateş Büyüsü kullanabilirim, biliyor musun?!” (Lucy)

“O zaman Ateş Büyüsü kullan. Herkes geri çekilsin.” (Makoto)

Lucy'nin sağ elini tuttum ve diğerini elini beline sardım.

Tıpkı öğretmenle yaptığımız zamanki gibiydi.

“Hiya! N-Nereye dokunuyorsun?!” (Lucy)

“Sadece acele et!” (Makoto)

“Eeh?! Anladım, ama bu kadar yakın durma.” (Lucy)

(Böyle bir şey miydi?) (Makoto)

Vücudumda mana toplamanın sıradan hissi yerine, mana toplamak için Lucy'nin bedeniyle birlikte olmaya çalışıyordum.

Lucy'nin manasıyla senkronize oluyordum.

Element ile yakınlığınız olmadığı sürece görünüşe göre mümkün değildi, ancak başka bir yolu da yoktu.

Eğer yapamazsak birer Kızıl akbaba yemeği olurduk.

Bir fırtına tarafından yutulmuş gibi hissettim.

Ve sonra, bunun Lucy’nin bedeninin içinden geldiğini fark ettim.

(Bu Lucy'nin manası, ha.) (Makoto)

“Hngh!” (Lucy)

Lucy müstehcen bir ses çıkarıyordu ama bunu düşünecek zamanım yoktu.

Bu, sahip olduğum az miktarda manadan farklıydı, bu bir fırtına gibi büyük miktarda manaydı.

Yani bu Hükümdar Sınıf’ın sahip olduğu mana, ha.

Lucy her zaman böyle bir şeyi kontrol etmeye mi çalışıyordu?

Bu oldukça zordu.

Bundan sonra onu eğitirken biraz daha nazik olmalıydım.

Lucy hala büyüsünü artırıyordu. 

Her zamanki ateş büyüsünden farklı bir şeye geçmeye çalışıyordum.

Aniden önümde bir seçim görüntüsü belirdi.

Oi! Bu yoğun zamanda çıkan şey de neydi?

[Lucy ile senkronizasyon sihrini kullanacak mısın?]

Evet ←

Hayır

Tabii ki evet.

[Gerçekten mi?]

Evet ←

Şimdi düşünüyorum da hayır.

…Bu bana oldukça ısrarlı bir tonda geldi.

Fakat başka planım da yoktu.

Bundan başka seçeneğim yoktu.

Lucy'den sağ elime akan çok miktarda manayı topluyordum.

“[Ateş Fırtınası]!” (Makoto)

Önümüzde dev bir ateşten oluşan bir kasırga belirdi.

“İnanılmaz, aktive edildi! Üstelik Yüksek Sınıf bir büyü!” (Lucy)

“Gardımı indirirsem çılgına dönecekmiş gibi hissediyorum... ama…!” (Makoto)

Sanki bir tayfun içinde bir bisikleti tam hızda pedal çeviriyormuşum gibi hissediyordum.

Durmadan terliyordum.

Vücudum çok ısınmıştı.

Sanki yanıyormuş gibiydi.

“Jean! Uzaklaş burdan.” (Makoto)

“Tamam!” (Jean)

Jean, Emily'nin bulunduğu yere yakın bir yere sığındı.

‘Grrrr’, Kızıl Akbaba homurdandı ve sanki daha dikkatliymiş gibi geri döndü.

“Aah, Bundan kaçacak!” (Emily)

Emily bağırıyordu.

Ateş Fırtınası, Kızıl Akbaba’ya ulaşmayacaktı.

Kızıl Akbaba gökyüzüne doğru kaçtı.

“Oi! Makoto, ne yapacağız şimdi?!” (Jean)

Ateş Fırtınası, Kızıl Akbaba’nın yanından geçmek üzereydi.

(Hayal et. Tıpkı su gibi. Kızıl Akbaba gardını indirdi. Şimdi ise onu vurabiliriz.) (Makoto)

“Yayıl!” (Makoto)

Ateş kasırgası bir anda büyük bir girdap haline dönüştü.

Isı buraya kadar ulaştı.

‘Giieeeeee!’, Kızıl Akbaba ateş tarafından yutuldu.

“Eeeeeh?! Ateş Fırtınası aktifken onu değiştirdin mi?!” (Lucy)

“Bunu bir gün yapabilmem için eğitim alıyorum.” (Makoto)

Yine de bu kadar geniş ölçekte bir büyü beklemiyordum.

Kızıl Akbaba ateşten kaçmak için mücadele ediyordu, ancak ateş girdabı peşinden geliyordu.

“Sanki sana izin verecekmişim gibi.” (Makoto)

Lucy'nin fırtına benzeri manasına alışmaya başlıyordum.

(Gerçekten çok sıcak. Ayrıca bir şey yanıyor gibi kokuyor.) (Makoto)

Tüm vücudum diken diken olmuştu.

Terlemem durmuş muydu?

“B-Bekle, Makoto!” (Lucy)

“Oi, yanıyorsun!” (Jean)

“Eh?” (Makoto)

Ateş Fırtınası ile iyi göremiyordum, ama vücudum yanıyor muydu?

“Bu da ne?” (Makoto)

“Makoto! Büyüyü durdur! Bundan fazlası kötü olacak!” (Lucy)

Lucy endişelenmeye başladı.

“İyi misin, Lucy?” (Makoto)

“İyiyim! Her neyse, büyüyü durdur!” (Lucy)

[Serbest].

Büyüyü durdurdum.

“Eh? Etrafımdaki ateş kaybolmuyor.” (Makoto)

“Neden bu kadar sakinsin?! Yanıyorsun, haberin var mı?!” (Lucy)

“Aah, evet.” (Makoto)

Bana bu söylense bile Salim Zihin’i aktive ederim böylece panik yapmazdım.

Gerçekten kullanışlı bir beceriydi.

“Kızıl Akbaba yere düşüyor!” (Emily)

Kızıl Akbaba, Emily'nin işaret ettiği yere doğru dümdüz düştü.

Kanatları yanıyordu ve vücudunun bir orası bir burası karbonize oluyordu.

Çok ağır yaralandı.

“Jean, git!” (Makoto)

“Bana bırak! Sen kendini söndürmekle uğraş!” (Jean)

Jean’nin tuttuğu kılıç parlıyordu.

“[Maksimum Çıkış, Rüzgar Kılıcı]!” (Jean)

Jean'in kılıcı yeşil ışıkla kaplandı ve Kızıl Akbaba’nın başını kesti.

“B-Biz, başardık mı?” (Jean)

Jean uyku haliyle yere düştü.

Lucy yanımda titriyordu.

Lucy benim yüzümden titriyordu. Ani bir şekilde ondan çok fazla mana çekmiş olmalıydım.

“Muhteşem Muhteşem! Jean, bir Kızıl Akbaba’yı yendik!” (Emily)

Emily Jean'e sarılıyordu.

“Haaah, ne rahatlama.” (Makoto)

Kızıl Akbaba ve Salim Zihin’i yenmenin rahatlığıydı.

Dürüst olmak gerekirse ben dikkatli değildim.

Sadece Salim Zihin’e çok fazla güveniyordum

Daha önce düşündüğüm ‘çok sıcak hissediyorum,’ aslında çok daha şiddetli görünüyordu.

“Aaah…!!” (Makoto)

Acı tüm vücuduma saldırıyordu.

Görüşüm daraldıkça daraldı.

“Ma-Makoto!” (Lucy)

Lucy'nin sesini duyarken gözlerim kararıyordu.

İyi değildi.

Bilincimi koruyamıyordum.

Lucy ile senkronizasyon büyüsü…

Gerçek savaştayken bile umutsuzca acımasız olduğunu düşündüğümüz Kızıl Akbaba’yı muhteşem bir şekilde yenmeyi başardık.

Bizim gibi bronz rütbeli bir grup için oldukça güçlü bir saldırı yöntemi uygulamıştık.

Ama karşılığında büyülü yakınlığa sahip olmadığım için görünüşe göre Lucy'nin manası tarafından yakılmıştım.

Yani bana yakınlık olmadıkça bunu yapamayacağımı söylediğinde anlamı buydu.

Öğretmene eğer yakın olmazsam ne olacağını sormalıydım…

Bu yöntem artık iyi değildi.

Yine de iyi çalışacağını düşünmüştüm…

…Dünya karardı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-01-17 03:14:33
Güzel bir kızın manasıyla yanacaksak çokta sorun yok
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-03 19:06:02
Elleriniz dert görmesin ab
Emprivon17 (46 puan) Üye
2020-08-23 04:08:50
Ellerinize sağlık
vuler (25 puan) Üye
2020-08-21 19:43:47
yanıyosun fuat abi :D
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-31 23:29:07
Power-up al power-up al al al al al Bölüm için teşekkürler
Karafon (1269 puan) Üye
2020-05-31 01:15:00
Bizim adam yandı ya kel olmuştur şu jean ve emily yendik diyir ya biraz sinir oldum onu yenen kişi makoto kendisi sadece ölüm döşeğid eki bir grifona saldırdı yendik diyor ama tabi bir 10 saniye oyalamasaydı senkronizasyon yapamazdık
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-04-29 00:32:54
Sen ana karaktersin yiğidim sana bir şeycik olmaz, yazar gıcığın teki değilse tabii .d Elinize sağlık :)
LepiFro (1414 puan) Üye
2020-04-21 20:44:19
yanıyorsun reis kendine bir bak ! :D