Theoden

21 Mart 2020
Çeviri: 223
Düzenleme: AntiYasuo
597 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Nyu-Turgan (+16)

Nyunun tahrikleri Turgan’ın duygularını özlemden şehvete doğru adım adım değiştiriyorken, Nyu’nun elleri Turgan’ın omuzlarına, sırtına kadar iniyor, sözleri ve nefesi Turgan’ın hem tenine çarpıyor hem de kulağına fısıldamaya devam ediyorlardı. Turgan halen harekete geçmemiş ve Nyu’nun kendisiyle oyun oynamasının tadını çıkarmaya devam ediyor olsa da Nyu onu da oyuna dahil etmek için elinden geleni yapacaktı.

“ Şu meşhur gazabını göstermeyecek misin bana cidden? Belki de ilk başlayan ben olmalıyım. “

Nyu cümlesini bitirdiğinde Turgan’ın kulağına küçük bir öpücük kondurmuş ve hemen ardından da kulak memesini yumuşaktan hallice bir kuvvetle ısırmıştı. Turgan’ın canı yanmış olsa da aldığı keyif buna değdiğinden halen pasif kalan taraftı. Nyu şartları biraz daha zorlamak istemiş olsa gerek ki birkaç saniye sonra dişleri Turgan’ın kulağının kıkırdak bölümüne, deminkinden çok daha şiddetli bir şekilde geçmişti.

“ Ahhh “

“ Canınız mı yandı beyim? “

“ Biraz acıdı. “

“ Biraz mı? Umarım bekçilik yapan başıbozuklar attığın çığlıktan dolayı buraya gelmezler. “

“ O kadar bağırdım mı cidden? “

“ Hem de bir kız gibi ciyak ciyak bağırdın. “

Turgan’ın sesinin biraz yüksek desibelli çıktığı doğruydu ancak esasında Nyu’nun amacı onunla geçirdiği her saniyeden keyif almak olduğundan, olayları abartmak ve oyunlar oynamak konusunda çekimser davranmıyordu. Halen Turgan’ın kucağında otururken başını ve ellerini geriye çekmiş. Kollarını bağladıktan sonra motivasyonunu kaybetmiş bir halde görünmeye çalışırken, hesap sorar bir ifadeyle Turganın yüzüne bakıyordu.

“ Ne oldu? “

“ Onu da mı bana soruyorsun? Ben çok farklı hayal etmiştim… “

“ Neyi? “

“ Yatakta geçireceğimiz zamanları işte. Bu kadar çıt kırıldım olduğunu bilmiyordum. “

“ Aslında çok acımadı ama beklemediğimden… “

Nyunun beklediği cümle gelmişti ve artık devam etmemesi için hiçbir sebep görünmüyordu. Ellerini Turgan’ın omuzlarına götürüp yeniden okşamaya başlamış, o haldeyken sözünü kesmişti Turganın.

“ Yani aslında o kadarcık acıdan çığlık atmadın değil mi? Şaşırdığından oldu…”

“ Aynen öyle. Hem o acı da ne ki geçen gün bir kaplanın kolumu ısırmasına izin verdim ve o beni ısırıyorken gıkımı bile çıkarmadım. “

Nyu’nun kaplan olayını sorgulayıp oyunu bozmak gibi bir niyeti olmadığından, Turganın omuzlarını sertçe sıkmaya başlamış ve dudaklarını tekrardan sevdiği adama fısıldayabilecek bir noktaya kadar yaklaştırmıştı.

“ Olması gereken de bu. Herakliadan beri sana boşuna güçlü erkeğim demiyorum ya. Bir daha kız gibi bağırmayacağına ikna oldum ve iznin varsa sevdiğim adamın bedeniyle istediğim gibi oynayacağım. “

“ Kendini tutmana gerek yok, bir ölü kadar sessiz olacağım. “

Nyu bu cümlenin karşısında erimiş ve sırf kendisi istiyor diye acıya dahi katlanmayı hiçe sayan bu adama aşık olduğu için bir kez daha kendisini şanslı hissetmiş ancak içten gülümseyişini Turgan’ın görmesine izin vermemişti. Turganın sözlerinin geçerliliğini kontrol etmek adına bir kez daha kulağının kıkırdak bölümünü son seferkiyle aynı şiddette ısırmış, dişleri orada yirmi saniye kadar kalmış olsa da Turgan’ın sözüne sadık olduğunu görebilmişti. Tek bir mimiği daha oynamıyor öylece teslimiyet halinde bekliyordu Turgan.

Nyu sevdiği adamla baş başa olmanın ve kendini sınırlamadan peşinden gittiği arzuların tadını çıkarırken, mutluluğunu ifade edecek kelime bulamıyor, Turganla oyun oynamaktan aldığı keyfi başka hiçbir şeyden almadığından, o kısmı da ihmal etmek istemiyordu. Dişlerini Turgan’ın kıkırdağının üzerindeki ete bir kez daha ama deminkinden çok daha sert bir şekilde geçirmişti. Turgan yine ses çıkarmamış olsa da, ısırılan nokta çok hassas olduğundan acıyı iliklerine kadar hissetmiş ve birkaç mimiğinin oynamasına engel olamamıştı.

Nyu durumu fark etmiş, ödül mahiyetinde dişlerini tekrar araladıktan sonra aynı noktaya dudaklarıyla sıcak öpücükler kondurmaya başlamıştı. Nyunun tam olarak canı kaynıyor ve bir yandan da Turgan’ın omuzlarını tüm kuvvetiyle sıkmaya devam ediyordu. Dili dudaklarının arasından ara sıra çıkıp Turganın kulağına, boynuna temas ediyor ve biraz önceki acıyı unutmasını sağlıyordu. Bu hareketler Turgana adeta karanlıktan sonra doğan güneşmişçesine keyif veriyorken beklenmedik bir şey olmuştu ve tüm ambiyans bozulmuştu.

Tak tak

Turgan o an hiç bitmesin istiyor ve kapıyı açmayı düşünmek yerine ölü taklidi yapmaya devam ediyordu. Aldığı keyife rağmen iniltilerine bir son vermiş ve Nyudan gelecek komutu bekliyordu adeta. Nyu hiç istifini bozmamış, durumu daha eğlenceli hale getirmek adına Turgan’ın kulağına fısıldamıştı.

“ Kapıyı açmayacak mıyız? “

“ Bence açmayalım. “

“ Açmazsak şüphelenirler ama. Evden çıkmadığımı biliyorlar ve bir çığlıktan sonra evden kaybolduğum duyulursa, olay bizzat Draguta kadar gidecektir. “

Turgan paniklemeye hazır bekliyor ancak Nyu dudaklarıyla, Turganın omuzlarının üzerinde kalan çeşitli noktalarda yorulmaz bir seyyah gibi gezintisine devam ediyorken bunu başarması mümkün olmuyordu.

“ Ne yapacağız peki? “

Tak Tak Tak

“ Ferik Hanım iyi misiniz? Bir sorun varsa lütfen söyleyin. “

Kapının ikinci kez çalınması oldukça sert bir şekildeydi ve bu durum, ev sahibi uyuyorsa bile onu uyandırıp görmek istediklerini gösteriyordu. Nyu onlarla hemfikir değildi ve karşılarına çıkmak gibi de bir amacı olmadığından, yaftını uygulamış, bedeni gözden kaybolmuşken fısıldamaya devam etmişti.

“ Kapıyı aç ve o adamı ikna edip gönder. Benim erkeğim için bunu yapmak çocuk oyuncağı olmalı. “

“ Bu halde mi? “

“ Merak etme o adam beni göremediğinden ona çarpacağım kadar yaklaşmadığın sürece sorun  olmayacaktır. Tabi kucağında benimle yürüyemeyeceğin kadar ağırsam bir şey diyemem. “

Turgan, kucağındaki Nyu ile beraber ayağa kalktığında Nyu bacaklarını bir kurbağa gibi Turganın beline dolamış ve fısıltı halinde minik bir mutluluk kahkahası atmasında kendine engel olamamıştı. Turgan kapıyı açmak üzere ilerliyorken son bir cümle söyledi.

“ Eğer tek bir noktan bile görünür olursa ve o bekçi seni görürse bir yoldaşını öldürmek zorunda kalacağımı unutma. “

Turgan son cümlesini o kadar ciddi bir şekilde söylemişti ki biraz önce yatakta kendisiyle oyunlar oynanmasına müsaade eden adamın dominantlığını ilan eden bu ses tonu Nyunun şaşırıp ortamdaki patronun kim olduğunu anlamasını sağlamıştı. Birkaç saniye sonra kapıyı açmış ve eşikten uzak durmaya özen gösterirken söze girmişti Turgan.

“ Ne oldu? “

Görevli başıbozuk elindeki kağıtlara ışık tutup, kayıtları kontrol ederken cevaplamıştı.

“ Kayıtlara göre burada Ferik Nyu Hanım kalıyor ve birkaç dakika önce bu evden bir çığlık duyulduğundan kontrol etmek için geldik efendim. “

Turgan cevabını verecekti ki görünmez haldeki Nyu kulağına ancak onun duyabileceği şekilde fısıldamıştı.

‘ Eğer onu göndermeyi başaramazsan oynamaya devam edemeyiz ama… Tam da boynunun üstündeki işim bitmiş ve vücudunun diğer kısımlarıyla ilgilenmeyi düşünüyorken… ‘

Nyu cümlesini kurarken elini hafiften aşağıya, Turganın beline doğru indirmiş ve göğüslerini de Turgan’ın çenesine gelecek şekilde ayarlamıştı.

Gluk

“ Bir sorun mu var efendim? “

“ Herhalde var. Serdarın oğlu olduğumu bilmiyor musun da hala orada dikiliyorsun? Gidip başka yerlere baksana. Ben buradaysam sorun yok demektir. “

“ Efendim sizi tanıyorum ve beni yanlış almanızı istemem lakin babanızın emirleri kesin ve şüphemizi gidermezse Serdar Dragutu bile sorgulama yetkimiz var. “

“ İyi de bağıran zaten bendim ve benden mi şüpheleniyorsun? “

“ Ferik Nyu Hanımın yalnız kalmak istediği ve rahatsız edilmemesi gerektiği yazıyor notlarımda. Belki de ziyaretiniz onun hoşuna gitmedi ve kavga ettiniz. Ferik Nyu hanımın bir saldırısı sonrası çığlık attınız ve daha fazla ses çıkarmamak adına da onu öldürdünüz belki. “

‘ Bak gördün mü öldürmüşsün işte beni, her şeyi anlamışlar. Biraz daha bu herifi gönderemezsen arzularım da benimle birlikte ölecekler. ‘

“ Halledeceğim dur bir dakika. “

“ Anlamadım. Bana mı dediniz? “

“ Nyuya dedim. “

“ O neredeki? “

“ Bany… ah”

Turgan boynuna geçirilmiş tırnakları hiç beklemiyordu ve istemsizce tepki vermişken bir kez daha fısıldanmıştı kulağına.

‘ Böyle söylersen bu bekçinin aklına ahlaksız şeyler gelir ki bir astımın bunu düşünmesini hiç istemem ama… ‘

“ Banyonun yanındaki tuvalette. “

Turganın bu detaylı tarifi üzerine ortamda kısa süreli bir sessizlik olmuştu. Bekçi biraz daha sorgulamayı düşünse de Turgan bu kez hızlı davranmıştı.

“ Zorlama senaryolarının yanlış çıktığını söylemek zorunda olduğum için üzgünüm ama gerçek şu ki… ”

Turgan bir an duraksayıp düşündükten sonra biraz önceki cümlesini tamamlayan mükemmel bir yalan bulmuştu.

“Üzerine afiyet feci cırcır olmuş ve ben de başka bir sorun olursa diye ona destek olmaya geldim hınh hınh. “

Nyu gibi tüm başıbozukların hayallerini süsleyebilecek kadar güzel bir kadın hakkında bu duydukları, genç bekçinin afallamasına sebep olsa da kibarlığını ve olaya ilgisini hala kaybetmemiş görünüyordu. Bu kusursuz yalandan memnun olmamış birisi vardı.

‘ Keşke seviştik ve şu an duşta deseydin. Kesinlikle daha az utanç verici olurdu… ‘

“ Öyleyse Ferik Hanımın ishal olduğunu ve bir süre istirahate ihtiyaç duyabileceğini notlarıma ekliyorum. Tuvaletten çıktığında onu bir saniyeliğine gördükten sonra ayrılacağım efendim. “

“ İşte onu çok beklersin. “

“ Anlamadım efendim.”

“ Ben 2.5 saattir bekliyorum ve halen çıkmadı. Ara sıra kapıya gidip ses çıkarmasını istiyor ve hayatta mı diye kontrol ediyorum hınh hınh. Gerçi çıkardığı sesleri duymanı tavsiye etmem ahhhh “

Bu kez Turgan beklemediği yerden bir çimdiklemeye maruz kalmıştı ve Nyunun tüm gücünü kullandığına dair yemin edebilirdi. Biraz sonra bu inlemesini avantaja çevirecekti Turgan ancak ondan önce bir sorunun üstesinden gelmesi gerekiyordu.

Nyu, Turganı uyarmak adına onu daha fazla zora sokmaya karar vermiş, adeta bedenin, salmış ve Turgan’ın beline doladığı ayaklarını bir anda aşağıya bırakıvermişti. Turgan onu yakalamazsa Nyu’nun ayakları yere temas edip ses çıkaracak, yakalarsa da kesinlikle Tuhaf görünecekti. Hızlı karar vermek zorundaydı ve kararını uyguladığında başıbozuk bekçisi farkında olmasa da tam olarak Nyu’nun poposuna bakıyordu. Turgan Nyuyu kalçalarından tutup desteklemiş, bunu göremeyen bekçinin tanık olduğu manzaraysa Turganın havayı avuçlayan elleri olmuştu.

Nyu, Turganı soktuğu zor durumun tadını çıkarıp sessiz kahkahalarla anın tadını çıkarıyorken bir kez daha fısıldamıştı. Nyu fısıldıyorken Bekçi de aynı anda konuşuyor ve Turgan bekçinin yüzüne baksa da kulaklarını tamamıyla Nyuya odaklıyordu.

‘ Seninle oynamak çok eğlenceli ve bu oyunu başarılı bir şekilde bitirebilirsen, bir sonraki bölüm senin için de çok eğlenceli olacak ‘

Nyu bunu söylerken poposunu hareket ettiriyor ve tüm hareketleri Turganın çıldırmanın ayrı bir noktasının eşiğine getiriyordu.

Gluk

“ İyi misiniz efendim, ikidir soruyorum ve halen cevaplamadınız. “

“ İyi değilim işte göremiyor musun, geldiğinden beri kaç kez bağırdım ve sen hala bir şeylerden mi şüpheleniyorsun? Son savaştan beri böyleyim. Bir an önce git ve iki hastayı baş başa bırak. Eğer buradan yine çığlıklar duyacak olursan da kontrol etmek için gelme. Kendi problemlerimizle başıbozuk devriyelerini yanlış yönlendirmek istemiyoruz. Şimdi müsaade edersen Nyuyu kontrol edeceğim. “

Başıbozuk bu kez ikna olmuştu. Geldiğinden beri Turgan durup dururken birkaç kez çığlık atmıştı ve bu durumun sebebi de alev kanatlı şahinden aldığı darbe sırasında etkilenen psikolojisi olmalıydı. Gözleri nemlendi ve öyleyken söze girdi.

“ Tam da Serdarımızın oğlundan bekleneceği gibi, başıbozuklar için psikolojiniz bozulmuşken ve yardıma ihtiyaç duyuyorken dahi diğerlerini düşünüp, buradaki devriyeyi sıkıntı yapmamamı söylüyorsunuz. Notlarıma bu durumu ekleyip, bu fedakarlığınızın karşılığında tedavi olabilmeniz için elimden geleni yapacağım. “

“ Tamam öyle yap iyi nöbetler hadi … “

Turgan adamı bir an önce gönderip yatağa geçmek istediğini her haliyle belli ediyorken, başıbozuk nemli gözlerini silerken arkasını dönmüş ve ayrılıyordu ki Nyu bir kez daha fısıldamış, Turganın kapıyı kapatmasını son anda engellemişti.

‘ Onun öylece gitmesine izin mi vereceksin? Hem de elinde cırcır olduğuma dair notlarla beraber… Bu çok utanç verici olurdu. Hem bu durumda oyunu başarılı bitirmiş sayılmazsın ki... Mecburen oyunu burada bitirmek zorunda kalacağız, Hem de ellerini çeksen bile bu şekilde kalabileceğim bir başka desteğe sahipken. Çok yazık… ‘

Nyu kalçalarını hareket ettirmeye, dolayısıyla da Turganı kendinden geçirmeye devam ediyordu. Turgan bir an önce bu işi Nyunun istediği şekilde halletmeliydi.

“ Bekçi dursana. “

“ Bir şey mi oldu efendim? “

Turgan seri bir vücut hareketiyle Nyuyu vücudunun sol tarafına kaydırmış ve sol eliyle belinden kavramışken, Nyu da bir kez daha kurbağa gibi bacaklarını beline dolamıştı Turganın. Turgan birkaç adım ilerlemiş ve hiçbir şey söylemeden başıbozuğun en üstte duran not kağıdını alıp yırtmıştı.

“ Efendim ne yaptınız? “

“ Yapmam gerekeni. Kayıtları önemsiyor olmanızı anlıyorum ama gencecik bir komutanın cırcır olduğunu da herkesin bilmesine gerek yok. Hatta şöyle söyleyeyim; bu konuda herhangi bir kişiden tek kelime bile duyarsam… “

Turgan özünü salmaya başlamış ve karanlıkta bile fark edilebilen delici bakışlarını bekçinin üzerine tehditkar bir şekilde çevirmişken, mesajı alan bekçi cümlesini tamamlamasına ve daha fazla öz salmasına izin vermek istemediğini açıkça göstermişti.

“ Söz veriyorum duymayacaksınız efendim ama benim sizin karşınızda durma şansım olmasa da şunu bilmenizi isterim ki sorumluluklarım var ve hastalığını söylememi istemiyorsanız, lütfen yarın Nyu hanımın kendini göstermesini söyleyin. Aksi takdirde babanıza şüphelerimi iletmek zorunda kalacağım. “

“ Yarın aile kahvaltısında olacağımızdan bunu dert etmene gerek yok. “

Başıbozuk ürkmesine rağmen görevine olan sadakatini göstermiş ve arkasını dönüp adımlamaya başlamışken, Turgan bir kez daha hatırlatma ihtiyacı hissetmişti.

“ Bir sonraki çığlığı duymamazlıktan geldiğine emin ol. “

Başıbozuk arkası dönük halde başıyla onayladıktan sonra gözden kaybolmuş, Turgan ise içeriye girmişti. Nyu yaftını sona erdirdikten sonra dakikalardır içinde tuttuğu kadınsı kahkahasını salıvermişti.

“ Ha ha ha çok eğlendim. Sana sahip olduğum için kesinlikle dünyadaki en şanslı kadınım. “

“ Eğlendiğine sevindim çünkü rolleri değişmeyi düşünüyorum. “

“ Hmm tam olarak benim için ne planlıyorsun erkeğim? “

Turgan yine küçük bir hamleyle Nyuyu bir kez daha kucağında ortalamış, kalçalarını sıkarken bu kez kulağa fısıldayan tarafa geçmişti. Sesinin erkeksi ve iç gıdıklayıcı olduğu inkar edilemezdi.

“ Senin canının yanması isteyeceğim en son şey ama cezayı hak ettin ve bunu yapmazsam adaletten bahsedemem değil mi? “

“ Sabırsızlıkla infazımı bekliyorum erkeğim. “

Turgan bu cümleyle iyice gaza gelmiş ve elleriyle Nyuyu iyice kavramışken, dudaklarını biraz aşağıya getirip bir anda Nyunun boynuna tam anlamıyla yumulmuştu. Dişlerini kullanmıyor olsa da öyle bir emiyordu ki Nyu küçük bir çığlık atmış olsa da aldırmadan yaptığı şeye devam ediyordu Turgan. Nyu, sevdiği adam tarafından böylesine arzulandığından dolayı keyif alıyor, canının yanması adeta ona keyif veriyordu.

“ Sadece orayı mı öpeceksin, bedenimde arzuladığın başka bir yer yok mu? “

Nyu bu haldeyken bile tahrik edici ses tonunu koruyabiliyor ve acısını yansıtmadan cümleler kurmayı başarabiliyordu. Güzelliğinin yanında bir erkeğin arzu edebileceği her şeye sahipti ve Turgan’ın ona olan aşkı her saniye artmaya devam ediyordu. Pozisyonunu hiç bozmadan yatağa ilerleyip Nyu’yu sırt üstü yatırdığında, kendisi üstte duruyorken dudaklarını bir anlığına Nyu’nun boynundan çekmiş ve öyle cevaplamıştı deminki soruyu.

“ Arzularıma henüz geçmedik, bu senin cezan. “

Turgan Nyu’nun boynuna yeniden yapışmış ellerini ise genç kızın bedeninde gezdirmeye başlamıştı. Pürüzsüz bacaklarından başlayıp göğsüne kadar çıkmıştı ve göğsünün üzerine geldiğinde el sırtında Nyunun elini hissetmişti. Nyu, Turgan’ın elinin üzerine bastırıyor ve göğüslerini korkusuzca avuçlamasını sağlıyordu. Turgan sonunda dudaklarını çekebilmiş ve bir dakikadan daha uzun süre boyunca emdiği noktadaki kızarıklığın varlığından bir zafer simgesi gibi memnun kalmışken, Nyunun dudakları kendi dudaklarına ulaşmış ve sözcükleri fısıldamaya başlamıştı. Nyunun dudakları ve dili ara sıra Turgan’ın dudaklarına çarpıyor, Nyunun konuşması sırasındaki bu dokunuşlar tahrik seviyesini katlıyordu.

“ Cezam bitti mi? “

“ Bitti… Teninin güzelliğine yakışmayan bir iz bıraktım. “

“ O izi bir madalyon gibi boynumda taşıyacağımdan emin olabilirsin. Bir ödülü hak etmek için ne yapmalıyım peki? “

“ Ödülü benim alacağımı söylemiştin ama… “

“ Sen ne istersen yapacağımı zaten biliyorsun ama benim için durum aynı değil. “

“ Ne istiyorsan yapacağım öyleyse. Söylemen yeterli ama sınırlarıma ulaştığımdan daha fazla dalga geçmek yok. O haldeyken bekçiyi idare etmek cidden zordu…“

Nyu ellerini Turgan’ın belinde bir süre dolaştırıp, pantolonun düğmesini açmaya başlamışken verecekti cevabını. Sesi tahrik edici ancak bir o kadar da duygu doluydu.

“ Son ayların, belki de hayatımın en keyifli gecesini geçiriyorum ve bunu bir kez daha ne zaman yaşayacağıma dair hiçbir fikrim yok. Gideli sadece birkaç gün olmasına rağmen yokluğunda adeta tüm ışığımı kaybettim ve alınan zaferlerin keyfini dahi çıkaramadım. Sana kör kütük aşığım ve kalan hayatımda yanımda olmadığın anlardan haz duyabileceğimi hiç sanmıyorum Turgan. “

Nyu uzun cümlelerinin ardından bir nefes alma ihtiyacı hissetmiş ve Turgan da kendisini aşkla dinleyip okşuyorken devam etmişti.

“ Bunu değiştirebilir miyiz bilmiyorum ama en azından yanımda olduğun gecelerde aşık iki oyun arkadaşından daha fazlası olmak istiyorum. Resmiyet ve insanların bilmesi umurumda bile değil inan. Düğün ya da mevki değil, sadece karın olmak istiyorum. Hayatımın en güzel gecesini karın olarak taçlandırmak istiyorum. “

Nyunun sözleri bittiğinde Turganın pantolonunu yarısına kadar çıkarmış ve kasıklarına dokunmaya başlamıştı bile. Turgan bunu aylardır istiyordu ancak gelecek kaygıları yüzünden o ana kadar kendini tutmayı başarabilmişti. Sevdiği kadının yumuşak ve serin dokunuşları, Turganın ateş basmış kasıklarında bir rüzgar gibi esiyorken daha fazla gelecek kaygısı gütmemeye ve Nyuyu tam olarak kendi kadını yapmaya karar vermişti. Fazlalık olan kıyafetlerden bir çırpıda kurtuldu ve Nyu’nun geceliğine ilişmeden çoktan açılmış bacaklarının arasında yerini aldı.

Önce dudaklarını sevdiği kadının ıslak dudaklarıyla birleştirip ateşli bir şekilde öpmeye başladı, ardından da bedenleri birleşti genç aşıkların. Tüm bunlar birkaç saniye içerisinde ve acelesi olan iki insanın çevikliğinde gerçekleştiğinden, ayrıca ikisinin de ilk seferi olduğundan, ilk anda Nyu güçlü bir çığlık atmıştı.

" Ayhhhhhh "

Turgan çığlığın üzerine bir anlığına duraksayıp beklemiş olsa da Nyu dudaklarını ayırmadan devam etmesini istediğini anlatmayı başarabilmişti. Bunu konuşmadan yapabilmek için ellerini Turgan’ın beline götürmüş ve kendisine doğru çekmişti.

 

Nyunun çığlığını duyan bekçi genç hastalar için fazlasıyla üzgün hissediyordu. Empati yapmaya çalışan genç adam, kendini sesli halde düşünmekten alıkoyamamıştı.

“ Saatlerdir tuvalette olmak çok acı verici olmalı bir de azrakların çok naif kadınlar olduklarını duymuştum. Zavallı Ferik Hanım… “

Çevirmen Notu

Serinin İlk ciltteki en cinsel içerikli bölümüdür. Ben yazarken bolca komedi unsuru bulup çok eğlendiğimden sorun etmemiştim. Sizi de rahatsız etmediyse kalan kısımları gönül rahatlığıyla okuyabilirsiniz.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Redafornv2 (1278 puan) Üye
2020-03-22 00:15:34
Bu... ne bilim arada hentai sart Güzel ilerliyo seri eline koluna saglik