Theoden

31 Mart 2020
Çeviri: 249
Düzenleme: AntiYasuo
520 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Kralın Zitareti

Turgan’ın duru görü ile bebeğinin cinsiyetini öğrenme hayalleri suya düşmüştü. Hem Rudolf hem de Lokman ana bunun için çok erken olduğunu söylemişlerdi. Turgan artık kendi bölgesini oluşturmak istiyordu ancak Nyu’yu arkasında bırakmak istemediğinden henüz bu arzusunu gerçekleştirememişti. Nyu her zamankinden daha fazla el üstünde tutuluyor, Ducia ise uzun zamandır yaptığı gibi genelde Nyu’nun baş ucunda bulunuyordu. Turgan kararsızlıktan sıkıldığı bir gün yine şehrin girişindeki bir tepede yalnız başına duruyordu ki yanı başında beliren ayak seslerini ancak bir metre kadar yanına yaklaştıklarında fark edebilmişti. Yumuşak ancak tok bir ses tonuna sahip bir erkek sesiyle dalgınlığından tamamen kurtulmuştu Turgan.

“ Merhaba genç adam, başıbozukların bir gözlemcisi olmalısın. Eğer öyleysen bize rehberlik eder misin? “

Turgan başını kaldırdığında bedensel olarak iri olmayan, muazzam öz miktarına sahip, beyaz tenli bir adam ve beraberindeki bir kaç kişiyi görmüş, başıbozuk olmak utanılacak bir şeymiş gibi sert bir ses tonuyla cevaplamıştı.

“ Başıbozuk falan değilim ben. Şehir zaten arkamda duruyor ve girişteki muhafızlara söylersen seni istediğin yere götürürler amca. “

“ Ben yine de senin götürmeni istiyorum ama. İhtiyar bir adama yardımcı olmanın nesi kötü? “

“ İhtiyar olsaydın gencecik ve güzel kızları arkanda gezdirmezdin. “

“ Ha ha ha anlaşması zor birine benziyorsun genç adam. Başıbozuk değilsen kimsin peki, malum tüm kıta başıbozukların kontrolünde. “

Turgan duygu durumundan olsa gerek ki kendinden duymaya alışık olunmayan bir şekilde cevap verecekti.

“Hem kan bağı olan ailesindeki hem de kendi kurduğu ailedeki herkesi mutsuz eden, kendi infaz kararını vermekten aciz, Tanrı tarafından bile istenmemiş ve kovulmuş, beş para etmez bir adamım ben. Kendime bile faydam yokken kimseye faydam olmaz. Yalnız bırakın şimdi beni... “

Turgan’ın cümleleri üzerine, yabancı adam babacan bir gülümseme takınmış ve Turgan’ın yanına, toprağın üzerine bağdaş kuruvermişti.

“ Anlaşılan birileri seni üzmüş evlat. Benim yaşama gayem etrafımdaki herkesi mutsuzluğundan arındırmak, halkıma güvenli bir hayat sağlamaktır. Bana katılmasan da sorununu çözmek istiyorum, buna ne dersin? “

İyi niyetli adamın beklediği şey en azından küçük bir tebessümdü ancak Turgan öyle mimiklere bürünmüştü ki aşağılayıcı sözler söylemesi bile daha az onur kırıcı olurdu.

“ Soronono çozmok ostoyorom peh... “

“ Anlamadım evlat. “

“ Ya amca bi gitsene neyi çözecen sen? Ben düşünüp en doğru kararı vereceğim işte. “

“ Anlatsan ne kaybedersin? “

Turgan bu ısrarcı adamı sevmemişti ancak hiç tanımadığı birisine anlatmak belki de iyi hissettirebilirdi ve adamı en hızlı sıkıp kaçıracak şekilde anlatmaya koyulacaktı.

“ Madem o kadar ısrar ediyorsun anlatayım. Sevdiğim iki kadından birini hamile bıraktım. Diğeri bir daha yanına yaklaşmamı istemediğini söyledi. Babam dede olacağı için kederlere boğuldu ve tüm bunlar olurken ben hala yaft kullanamıyorum. Kız kardeşimin düğün heyecanı olacakken benim yüzümden onun üzerindeki tüm ilgi de kalktı. Ustam son zamanlarda sebepsiz yere içiyor ve bana hiç bir şey anlatmıyor ve abim gibi sevdiğim adamın kolu benim yüzümden hala sakat ve.. “

“ Tamam tamam biraz ara ver de soluklan. Yoksa anlattıklarının yarısını bile anlamayacağım. Anladığım kadarıyla gayrı meşru bir ilişkiyle birisini hamile bıraktın ve karın bu durumu kabullenemedi, sorunlar da buradan çıkıyor doğru mu evlat? “

“ Evli değilim ben. Sadece iki kadını da seviyorum ve birini hamile bıraktım. “

“ Evlenirsiniz olur biter o zaman. Diğer kızdan ayrılman gerekecek bu durumda. “

“ Cıks. Ayrılmam ondan. Diğeriyle de evlenemem. “

“ Düğün paran falan yoksa o işi halledebilirim. “

“ Amca melek taklidi yapmayı bıraksana. Bana cidden yardım etmek istiyorsan senden bir şey yapmanı isteyeceğim. “

“ Ne olursa söyle. Bir gencin mutluluğunu sağlamak benim için keyif verici olacak. “

“ Zamanı birkaç yıl geriye almanı istiyorum. Bunu yapabilir misin? “

Adamın yüzündeki gülümseyiş birden kaybolmuş, kaşları çatılmış ve sesi hafif bir öfkeyle kaplanmıştı.

“ Benimle dalga mı geçiyorsun velet? Bu dediğini ben bile yapamam. “

“ O zaman rahat bırak beni işe yaramaz herif. ”

“ Karşındakinin kim olduğunu bilmeden işe yaramaz olduğuna karar verme. Yoksa sonunda pişman olursun. “

“ İyi tamam illa kendi şovunu yapacaksan söyle. Kimsin sen amca? Belki ustam kadar öze sahipsin… “

“ Bunu övünmek için söylemiyorum ama sadece istediğin şeyin imkansızlığının farkına var diye sana kim olduğumu söyleyeceğim. Benim adım Rohan, azrak kral diye çağrılan adamım ve buraya da bana ait olanı almaya geldim. “

Turgan bu cümlenin üzerine yerinden doğrulmuş, tek bir şaşkınlık ifadesi göstermeden adama yaklaşmış, suratının üzerine eğilip, tenini ve adamın yüzünün özerinde gözlerini gezdirirken, bir yandan da elleriyle ona dokunup kontrol etmeye başlamıştı.

“ Sen şimdi Azrak kral mısın amca? “

“ Öyleyim. “

Turgan, adamın onaylaması üzerine, bir elini yerden yukarıya doğru hızlıca kaldırmış ve tepkisini göstermişti.

“ Hastir lan ordan… “

Rohan kimliğini açıkladıktan sonra aldığı en tuhaf tepkinin karşısında ne diyeceğini bilemiyor olsa da kendisine inananların yanında bu şekilde aşağılanmaktan dolayı dumura uğramıştı.

“ O nasıl tepki öyle, gücümden korkmuyor musun? “

“ Azrak kral olsaydın cevap verebilirdim ama kesinlikle o değilsin. “

“ Öyle mi dersin, azrak kralı tanıyor kadar emin konuşmanın sebebi nedir değişik çocuk? “

“ Azrak kral benim abim gibidir. Onun, üç metrenin üzerinde boyu ve devasa kanatları var. Kardeşi Jeo abi de bu şehirde olduğundan, benden başka kimseye bu yalanı söylemeni önermem amca. Yoksa seni hapse atarlar. “

“ Azrak kral Rohan’ın üç metre boyu mu varmış? “

“ Şüphesiz ki öyle. “

“ Onu daha önce gördün mü de bu kadar emin konuşuyorsun? “

“ Görmedim ama Jeo abimin anlattığı kadarıyla öyle hayal etmiştim. “

“ Jeoriweith nerede? “

“ Onu tanıyor musun? Bak onun arkadaşı falansan seni yanına götürebilirim amca. “

“ Abisiyim… “

“ Tamam tamam inandım. Yalan söylemek bağımlılık yapar diye bundan diyorlar demek hınh hınh. ”

İkili kısa bir süre daha konuşmuşlar, ardından da şehre yönelip Jeonun yanına ulaşmışlardı. Onu bulduklarında Jeo, Nebia ile karşılıklı yemek yiyordu. Her zamanki gibi neşe içerisindeydi ve Turgan’ın sesiyle irkilip o yöne doğru bakmıştı.

“ Jeo abi, kendini azrak kral sanan bir hıyar geldi. Kanatları bile olmayan bir azrak kral hınh hınh. Onunla ne yapmalıyız? “

Jeo ağzındaki lokmayı püskürmekten son anda kurtulabilmiş, birden yerinden kalkmış ve Turgan ile yanındakilere doğru yürümeye koyulmuştu.

“ Rohan abi senin burada ne işin var? “

“ Burada bana ait olan bir şey var. Onu alıp gideceğim. Koluna ne oldu? Gizlemeye çalışsan da hareket ettiremediğin ortada Jeo. “

Nebia “ Şey hoş geldiniz Rohan abi. İstiyorsanız bir şeyler yerken konuşalım yorgunsunuzdur. “

Roham “ Küçük kardeşim sol eliyle kaşık dahi tutamıyorken yemek yiyebileceğimi mi düşünüyorsun general? “

Rohanın bakışları sertleşmiş, jeonun kolunu sert bir hamleyle yakalamışken, Turgana dönüp seslenmişti.

“ Zümrüd-ü Anka kut taşının varlığını hissedebiliyorum. Onu bulup bana getirebilir misin çocuk? “

Turgan gözlerini kırpıştırıp duruyor, bir Rohana bir Jeo’ya kafasını çevirip duruyordu ki Rohan söylediği şeyi tekrarlayacaktı.

“ Sana diyorum çocuk. Getiremeyeceksen de yapabilecek birisine haber ver... “

“ Ne yani şimdi bu adam cidden Rohan abi mi? “

Jeo “ Neden o kadar şaşırdın ki Turgan, abim beni ziyarete gelemez mi? “

“ İyi de hiç anlattığın gibi değil ki bu adam. Kanatları bile yok. Yani ben bu adamı kurtarmak için mi Fuchi zindanına baskın yaptım? Boyu olması gerekenden kısa ve.. “

Jeo “ Lan hayatında kaç kez azrak kral gördün de kıyaslıyorsun manyak? “

Turgan “ Bu ilk işte ama sen anlattığında daha şatafatlı bir şey hayal etmiştim... “

Rohan “ Benim için hayatını riske atan çocuk sen misin yani? “

Jeo “ Aynen, o salak çocuk bu abi. Sadece hayat hikayeni duyup seni sevmiş biridir Turgan. “

Rohan “ Anlaşıldı. Peki o zaman bir an önce söylediğimi yap ve sonrasında sana azrak kralın gücünü göstereceğim. “

Turgan “ Söz mü? “

“ Söz “

“ Kanatlarını da göstereceksin ama? “

“ Hem de ikisini birden. “

Turgan bunun üzerine olduğu yerden fırlamış ve tahmin ettiği gibi Ducia’yı, Nyunun yanında bulmuştu. Ducia’nın tüm sorgulamalarını da yanıtsız bırakıp, hem onu hem de Nyu’yu yanına aldıktan sonra tekrardan Rohan’ın yanına dönmüştü. Turgan, Ducia ve Nyu ile beraber geri dönmeden hemen önce, Rohan’ın haberini almış olan Dragut, Rohanın yanına ulaşmıştı bile. Turgan dönmeden önce kısa süreliğine konuşacak zamanı bulmuşlar ve bu konuşmalardan dolayı da Dragut’un suratı asık görünüyordu.

Rohan “ Taşı getirmedin mi? Dur bir dakika.. Bu enerji... Siz kızlar ikiniz de azraksınız. “

Rohan’ın şaşkınlıktan ağzı biraz açılmış, sesi de vücuduyla doğru orantılı olarak şaşkınlığının ölçüsünü belli edercesine farklılaşmıştı.

“... Ve bu azrakların bir tanesi hamile hem de bir erkeğe. Demek yanılmamışım… “

Nyu bunun üzerine Turgana dönmüş, çektiği acıya rağmen gülümsemeyi başarmışken girmişti söze.

Nyu  “ Erkeğe mi, Turgan duydun mu? Bir oğlumuz olacakmış. Yani bir azrak kralın ebeveynleri olacağız. *

Turgan “ Vuhuuu erkekse pipisi de olur hem hınh hınh “

Rohan “ Daha tuhaf olanı da var. Zümrüd-ü Ankanın kut taşı sarışın azrak kızın bedenine, hatta ruhuna işlemiş. Bu-bu benim için bile mümkün olmayan bir şey. Bunu nasıl başardın kızım? “

“ Turgan ölmek üzereydi ve ben de bir şekilde o taşın gücünü hissedip bedenime aktardım. O kadar tuhaf mı ki? “

“ Cidden garip insanlarsınız. Her neyse bana ellerini uzatır mısın azrak kız? “

Ducia nedense onay almak için Turgan’ın gözlerinin içine bakmıştı zira azrak kralın ölüm fermanını imzalaması gibi aptal bir karar vermesini istemezdi. Turgan küçük bir uyarıda bulunduktan sonra onaylayacaktı.

“ Sadece bir dakika kadar bileklerine dokunabilirsin. Bu süre sonunda Jeo abim iyileşmezse bozuşuruz ona göre. “

“ Aslında işim o kadar bile sürmeyecek ama neden buna sen karar veriyorsun? Yeminli kardeş falan mısınız? “

“ Yok. Ducia benim kalbimin sızısı, varlığımın anlamıdır. “

“ Cidden iki hatunu birden mi seviyorsun? Ve birbirlerinden haberdarlar… Ne egoist çocuksun sen öyle, zaten bu kız senin çocuğunu taşımıyor mu? Azraklara karşı bir düşkünlüğün falan mı var? Kızlar bu çocuktan uzak durun. Biriniz ona gönlünü kaptırırsa bozuşuruz. “

Küçük kıkırdaşmalardan sonra azrak kral, Ducia’nın bileklerini bir kaç saniyeliğine kavramış, Ducianın bedeninin bir anlık irkilmesiyle birlikte, avuçlarından her zamankinden çok daha yüskek hacimde iyileştirici huzmeler Jeo’nun omuzuna ve koluna hareketlenmişlerdi. On saniyenin sonundaysa iyileşme gözle görülebilir hale gelmiş, jeoriweith sol kolunu hareket ettirebilmişti. Otuz saniyenin sonundaysa, kolunu uzun süredir hareket ettirmemiş olmanın verdiği hamlık be uyuşmanın dışında kolu tamamen iyileşmişti. Jeo tedavinin büyük bölümünde acıdan bağırmış olsa da çektiği acının her zerresine değmiş görünüyordu.

Jeo “ Cidden yaptın. Birazcık uyuşuk ama uzun süre sonra parmaklarımı hissedebiliyorum ve bu hissin bu kadar mutluluk verici olduğunu bilmezdim. “

Rohan “ Patronunun bile seni koruyamayacağı kadar güçlü olan adamı merak ettim açıkçası. Yoksa havarilerden biri falan mıydı? “

Dragut başını hafif eğmiş, üzgünlüğünü açıkça belli ederken bu soruyu kendisi cevaplamayı tercih etmişti.

“ Kardeşinizin yaralanması benim suçum azrak kral. Altı üstü bir mareşaldi ve cezasını misliyle ödedi ancak yine de geç kaldığım için üzgün olduğumu bilmenizi isterim. “

“ Tıpkı Attila gibi delikanlı bir adamsın Dragut. Tanrının sana tüm Theodeni bahşetmesini dilerim. Tabi benim bölgem hariç ha ha ha “

“ Dostlarımızın topraklarına ancak misafir olarak geliriz azrak kral. “

“ Söylediğim konuya ne diyorsun peki başıbozuk serdarı? “

“ Açıkçası o konuyu unutsak iyi olur. Aksi halde ortamın güzelliği bozulacaktır ama size bir önerim var. Bu gece misafirimiz olun ve akşam adam akıllı bir toplantı yapalım. Benim de size bir teklifim olacak. “

Durum kabul görmüştü ve o akşam toplanmak üzere şimdilik ciddi konulara ara verip, şehri gezmeye koyulmuşlardı. Gün boyunca Dragut’un suratı asık olacaktı zira Rohanın istediği şey Nyu idi. Çocuğu sağ salim doğana kadar kendi gözetimi altında olmasını bir sorumluluk olarak görüyordu ve bu durumu Turgana açıklaması kolay olmayacaktı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar