Theoden

31 Mart 2020
Çeviri: 251
Düzenleme: AntiYasuo
573 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Senin Kaderin

Yemek sofrasındaki neredeyse herkes uyuyorlardı. Ayakta olan ancak yemeklerle ilgilendikleri söylenemeyecek kişilerinse çoğunun yüzü solgun görünüyordu. Suskunluk bir hastalık gibi odayı kaplamışken, söze girecek cesareti ilk bulan kişi Dragut olmuştu.

“ Ne kadar uyuyacaklar binbaşı Lila? “

“ Arzunuz üzerine güçlü bir savaşçıyı 5-6 saat uyutacak bir ilaç kullandım serdarım. “

Dragut bunun üzerine Rohana dönmüş ve mutsuzluğu sesine yanıyorken devam etmişti.

“ Başka çaremiz yoktu değil mi azrak kral? “

Karia kocasının omuzlarını tutmuş, hafif hafif masaj yapıp, gerginliğini almaya çalışıyorken, sorulan soruyu kendisi cevaplamıştı.

“ Elbette yoktu. Nyu’nun göz göre göre ölmesini göze alamazdık değil mi? Ona bir kez daha anlatın lütfen azrak kral. “

Rohan “ Bir azrağın hamile kalması çok zayıf bir ihtimal olsa da bunu başarması hayatını riske atmasına, doğurmasıysa doğrudan ölmesine sebep olur bu yüzden azrakların anne olması imkansızdır derler ancak ben onun ihtiyacı olan her şeyi hazırladım. Acısından arındıracak bir yatak bile ürettim ki bu şansa daha önce erişen bir azrak olduğunu zannetmiyorum. Kendi doğumumun da bir azrak kralın gözetiminde gerçekleştiğine eminim ancak buna rağmen annem hayatta kalmayı başaramamış. Size şu kadarını söyleyeyim iyi insanlar; Nyu burada kalırsa hem kendisi hem de çocuğu kesinlikle ölecekler ancak benim yanımda olurlarsa ikisini de hayatta tutmak için tüm özümü tüketeceğime emin olabilirsiniz ve umarım bunu diğer azrak kızların da yardımıyla başaracağız. Bu yüzden kendinizi sorgulamayın. Bir kaç ay sonra kral torununuzla ve annesiyle geri dönüşümü bekleyin. “

Attila “ yani senin yanında olsalar bile ölme riskleri var mı? Varisime yalan söyleyeceksem bana garanti ver Rohan. “

“ Çocuk olma Attila. Zaten hayatımı vermek de dahil ne gerekiyorsa yapacağım ama kadim dostumun yüzüne bakıp olumsuz ihtimalleri yok saydığım bir gelecekten bahsedemem. “

“ Ne biçim azrak kralsın sen be! Bir doğumun güvenliğini bile sağlayamıyorsan... “

Attila’nın sözünü kesen Dragut olmuştu. Sesi ürkek ve utangaç çıkıyorken, kararlı bir cümle kurmuştu.

“ İkisinden birini seçmek zorunda kalırsanız azrak kral, hayatta kalanın Nyu olmasını istiyorum. Nyu benim kızım gibidir ve onun hayattan koptuğu hiçbir senaryoyu kabullenmeyeceğim. “

Konuşmalar bir süre daha devam ettikten sonra Rohan’ın beraberindeki heyet, Nyu ile birlikte ayrılmış, Dragut ve biraz önce konuşmaya dahil olan diğerleriyse oldukları yere uzanıp, birilerinin ayılmasını beklemişlerdi. Birkaç saat içinde gözlerini ilk açan kişi Ducia olmuştu ve uyanır uyanmaz da etrafındaki manzarayı görüp çığlığı basmıştı.

.

.

.

“ Usta, Turgan uyanın. Ne oldu herkese böyle, Nyu abla nerede? “

Ducianın sesine uyanan kişiyse Ragnossa idi. Hemen Turgan’ın yanına koşup omuzlarını sarsarken endişeyle konuşacaktı.

“ Azrak kral da görünmüyor. Patron uyanmalısın. Heyyy Turgan kalksana. “

Turgan sonunda yerinden doğrulmaya başlamış, onu gören Dragut ve diğer uyuyor numarası yapıyor olanlar da Dragutu izleyip toparlanmışlardı.

Dragut “ Neler oluyor burada? “

Ducia “ Usta, ben de şimdi uyandım ve buradaki herkes uyuyordu. Nyu ablayla azrak kral ordusu üyeleri yoklar. Yoksa... “

Karia “ Saçmalama Ducia. Belki de bizden önce uyanıp, bizi uyandırmak için yardım bulmaya falan gitmişlerdir. Offf başım çatlıyor... “

Lila “ Muhtemelen zarine otu ile uyutulmuşuz. Bu baş ağrısının sebebi başka bir şey olamaz. “

Turgan konuşan kadına dönmüş, hafızasını zorlamadan bu yüzü hatırlamıştı. Akademiden kaçtıklarında evinde kaldıkları kadının ta kendisiydi ve o zaman da uyandıklarında tıpkı şimdiki gibi hissediyordu. Yüzüne acı bir gülümseme takındıktan sonra yerinden doğruldu ve kısacık bir cümleyi güç bela söyleyebildi.

“ Buradan gidiyoruz. “

Turgan durumu sorgulamak yerine izleyeceği yolu doğrudan belirlemişti ve bu durum olayın aslına vakıf olanların paniklemesine sebep olmuştu. Hepsi birbirinin gözlerinin içine bakıyorlarken, Turganın kararını sorgulayan Ducia olacaktı.

“ Ne demek buradan gidiyoruz Turgan? Nyu abla olmadan mı gideceğiz? Bir an önce onu bulmalıyız. Ben uyurken acısı katlanılamaz boyutlarda olmalı. “

Turgan, Ducia’nın söylediklerini adeta yok saymış, düşünceli adımlarla yürümeye başlamışken komutunu tekrarlamıştı.

“ Tugayı topla Ragnossa, buradan hemen ayrılacağız. “

Bu kez panik halinde söz alan Karia olacaktı.

“ N-ne demek gidiyoruz? Önce içinde bulunduğumuz durumu açıklığa kavuştursaydık oğlum. Hem Nyu burada bizimle yemek yiyordu. Önce onu bulmamız gerekmez mi? “

Turgan “ Beni hafife alıyorsunuz anne, her zaman herkesin yaptığı gibi aptal yerine koyuyorsunuz, yapmayın. Ducia’dan kut taşıyla sizi sorgulamasını istesem kabul eder miydiniz? “

Dragut “ N-Ne yani bizden mi şüpheleniyorsun? Neden kendi feriğimi ortadan kaybetmeye çalışayım ki? “

Turgan “ Baba, azrak kralın Nyu’yu götürme isteğine yardım eden kim olursa öldürürüm demiştim… “

Dragut paniklemiş olsa da soğukkanlılığını koruyup, şaşkın bir halde söze giren Karia olacaktı.

“ N-nasıl yani, azrak kral mı götürmüş diyorsun? Tabi ya bizi de o uyutmuş olmalı...”

Turgan “ Bizi uyutan kadın bu odada duruyor anne. Tıpkı akademiden ayrıldığımızdaki gibi bizi yine yemeğimize kattığı ilaçlarla uyuttu. Ben azrak krala yardım eden kim olursa öldüreceğim demiştim. Yalana tahammülüm olmadığını biliyorsunuz ama bu kezlik gerçeğin peşine düşmeyeceğim çünkü aileme karşı silah doğrultacak cesaretim olduğuna emin değilim. “

Turgan arkasını döndüğünde, sinirden dolmuş gözleri ve göz bebeğinin etrafındaki damarlar seçilebiliyordu. Bir anlığına duraksadı ve Ragnossaya dönüp ağlamaklı bir ses tonuyla tekrarkadı.

“ Tugaydaki herkesi topla dedim sana. Neyi bekliyorsun Ragnossa!!! “

Ragnossa, diğerlerini bulmak üzere odadan ayrılmışken, Ducia olayı netleştirmek adına söze girecekti.

“ Tam olarak ne olduğunu düşünüyorsun Turgan, neden anne-babana bu tutumu sergiliyorsun? “

“ Hepsi leş gibi yalan kokuyorlar. Klasik çocuğunun iyiliğini düşünüp, arzularını umursamadan onun adına karar veren ebeveynler işte. Biliyor musun Ducia; beni asıl üzen şey daha bugün söylemiş olmama rağmen sözümü hiçe saymaları ve bunun için pişmanlık dahi duymamaları. Yaptıkları şeyin mutlak doğru olduğunu düşündüklerinden olsa gerek. Babam önce imparatorun sözlerini duymak için benim sözümü yok sayıp ailemi küçük düşürmüştü. Bununla iki oldu ve bir kez daha tekrarlanırsa başıbozuklarla geri dönülemez bir düşmanlığa girişeceğimi ilan ediyorum. “

Turgan konuşmasına ara verdiğinde salondakilerin nefes alışverişleri bile duyulabiliyordu. Normal şartlarda Turgan’ı bu sözleri için tokatlama hakkını kendinde görecek olan Attila dahi suskundu zira en kıymetlisi olan öğrencisine söylenen yalana ortak olmanın ağırlığını kaldıramıyor, konuşamıyordu. Onun solgun bakışları, her zamankinden farklı görünmesine sebep oluyorken, babasına dönüp devam edecekti Turgan.

“ Başıbozukları seviyorum, bunu inkar edemem. Köklu, Kasim amca, düşmanlarımdan biri tarafından katledilmiş olan ve intikamını muhakkak alacağım Yavuz abi, William abi…. , ve çocuğumun annesi Nyu. Buna rağmen bir gerçeği yok sayıyorsun baba, ben bir başıbozuk değilim ve kendi grubumla verdiğim kararların kimse tarafından değiştirilmesine de izin vermem. Nyu bir başıbozuk olmasına rağmen benim yanımda kalmak istiyordu ve ben de öyle olmasını istiyordum ama sen hem yoldaşının arzusunu hem de oğlunun kararını hiçe saydın. “

Karia, Turgan’ın sadece ihtimaller üzerinden konuştuğunu düşünüp, bir kez daha şansını deneyecekti.

“ Turgan haddini aşıyorsun. Ciddi ciddi bizi suçlayacak gerekçeyi nereden bulduğunu sorguluyorum ve …. “

Attila “ Daha fazla kirlenme Karia. Yeğenim yalanın kokusunu aldığını söylüyor ve biz gerçeği inkar ettikçe rahatsız edici olduğunu düşündüğüm o koku yoğunlaşıp, bu odada durmasını belki de imkansız hale getirecektir. Dediği gibi dürüstlük kut taşı ile yapılacak bir sorgunun sonucunu düşünün. Yapmamız gereken tek şey, Rohan ve Turgan’ın birlikte yaşayacağı ortak bir alan bulmaktı. “

Attila ardından Turgana döndü ve tüm samimiyetiyle sözlerine devam etti.

“ Ben buna alet olduğum için… “

“ Sorun değil usta. Pişmanlığın o kadar yoğun ki senden yalan kokusu bile alamıyorum. Azrak kralın yaşadığı yeri biliyor musun usta? “

“ Jeo dışında bilenimiz yok. Bir de iletişime geçmeleri gerekirse diye birkaç başıbozuğu onlarla beraber gönderdik. “

Jeo “ Abimin bölgesinin yerini cidden öğrenmek istiyor musun Turgan? “

Turgan arkasını dönüp ilerlerken cevaplayacaktı.

“ Gerek yok Jeo abi. Ona verdiğin bir söz olmalı değil mi? Seni sözünü bozmak zorunda bırakmayacağım… “

.

.

.

Turgan’ın ayrılmasının üzerinden sadece birkaç dakika geçmişti ki Dragut duyduğu sesle irkilmişti.

“ Evlat sahibi olmak zor değil mi Dragut? “

Dragut daha önce hiç duymadığı bu sesin sahibini bulmak için etrafına bakınmış olsa da tanımadığı  kimseyi görememişti. Düşmanlık ya da dostluk hissetmediği bu sesin sahibini merak etmiş ve sorgulamıştı.

“ Sen de kimsin? “

Karia “ Kiminle konuşuyorsun Dragut? “

Gizemli ses “ Seni çok önceden tanıyan ve kaderini bilen birisiyim diyelim. Kaderini öğrendiğinde,  oğlunun bu hareketlerine daha az şaşıracağını söyleyebilirim. “

Dragut “ Adamsan göster kendini de öyle konuşalım. “

Karia “ Dragut iyi misin? “

Attila “ Bir boyut kapısının içinden konuşuyor olmalı. Bu öz…. “

Dragut “ Sen de duydun mu abi? “

Attila “ Senden başka kimseyi duymadım ama varlığını sezebiliyorum ve… “

Attila derin bir nefes almış, tamamıyla odaklanmış ve birden karanlık sonu çekip, salonun bir köşesine doğru zıplayıp savuruvermişti.

“ Varlığını sezebiliyorum ve emin olmam için tek bir şey yapmam gerekli. Duru görü… “

Attila’nın silahını savurduğu yerde hava kesilmiş, görselde hiçbir şey olmasa da bir avuç toprağın anlık parçalanmasının ardından çıkan toz gibi bir duman peyda olmuştu.

Gizemli Ses “ Ahhh şu Attila ne adam ama. Gerçek olsaydım postu çizdirebilirdim huah huah. Neyse ki çok zekiyim ve birkaç boyutu hazırımda getirmiştim. Gerçi intikamın kılıcı şu an hepsini görüyor olmalı. Bu yüzden de hızlı olacağım Dragut. Sana kaderini söylüyorum; ölümün ya benim elimden olacak ya da oğlunun… “

Tıpkı gizemli sesin söylediği gibi, Attila adamın tüm görünmez iletişim araçlarını parçalamış, Dragut kendi yemek odasına kadar erişip, kaderi hakkında atıp tutan bu gizemli adamın söylediklerinin etkisinde kala kalmıştı. Karia donup kalmış olan kocasıyla ilgileniyor olsa da Dragut dalmış ve sürekli aynı şeyi tekrar ediyordu.

“ Beni Turgan mı öldürecek? “

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Redafornv2 (1278 puan) Üye
2020-04-01 00:26:05
Umarim Turgan Dragut salagini oldurmez her ne kadar olmeyi hak etse bile bu aci Turgana cok agir gelir Turgan cidden Rohanla kapisacaksa o bolumun gelmesini o kadar cok istiyorum ki cunku Turgan kazanacaksa Tanri guclerini ona geri vermek zorunda kalir mukkemmel bolumlerdi eline saglik usta
acolophotro (39 puan) Yazar
2020-04-01 11:10:38
@Redafornv2, Okuyan gözlerina yorum yazan ellerine sağlık hocam