Zanaatkâr Teknobaz

18 Haziran 2020
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Lohengramm
1031 Görüntülenme
Bu bölümü 9 Kişi beğendi.
Cilt 1

Zekâ İle Alt Etmek (1. Kısım)

Zanaatkâr Teknobaz – 15. Bölüm: Zekâ İle Alt Etmek (1. Kısım)

 

Florens’in Kars’ta yarattığı etkiden haberi olmayan Kilian, Kan Meclisi üyeleri dans ederken Oliver’la kadeh tokuşturdu. Büyülü Müzisyenler çeşitli hareketlerle organ ve viyolin sesleri çıkartıyor, Kan Meclisi’ni tatmin ediyordu.

 

 

 

Ama bu ruhu besleyici senfoni havada yankılanırken, Kilian şarap bardağını boşalttı ve Kathrin’in doldurması için indirdi. Çok sıradışı bir düzenleme olmasına rağmen Oliver, Kilian’ı Kathrin’le aralarına oturtmuştu. Sağında yüce prens, solunda da yüce prenses olan Kilian, eğer gözleri mavi olmasaydı uzaktan bakanlar tarafından Nargoz Kralı zannedilirdi.

 

 

 

Bu doğal olarak Oliver’ın Kilian’ın egosunu şişirme planıydı, onu Nargoz’un boyun eğdiğine ikna ederek ve uyanıklılığını azaltarak Kathrin’in onu sömürmesini sağlayacaktı. Ancak sarhoş Kilian’ın karısıyla flörtleştiğini gören Oliver’ın alınmadığını söylemek yalan olurdu.

 

 

 

“Nargoz’un kan şarabı gerçekten methedildiği kadar varmış. Bu hayatım boyunca içtiğim en güçlü içki. İnsanı yalnızca havalara uçurmuyor, aynı zamanda vücudu güçlendiriyor, kanın daha hızlı akmasını sağlıyor ve saatlerce uyanık tutabiliyor. Sırrınız nedir?” diye sordu Kilian. Başı dönmesine rağmen tuhaf biçimde tetikte ve canlıydı.

 

 

 

Onun hâlâ ayık olduğunu fark eden Oliver bir bardak daha kaldırdı.

 

 

 

“Yıllandırılmış kan soylusu kanı. Bildiğiniz üere, yaralarınkinden daha zayıf da olsa kan soylusu kanı yıllandırılmış şarap gibidir. Yaşlandıkça daha da iyi olur. On yıldan ufak olanların tadı demir gibidir. Elli yılı geçince şeker gibidir ve yüzü geçince de sanki eşsiz üzümler içiyormuş gibi olursun. Bazı istisnalar olsa da genelde bu üç tür arasındadır.

 

 

 

Bizim bu masada içtiğimiz şişelerin tamamı beş yüz yıllık, en iyisinin en iyisini içiyoruz yani. Baban bile bunu içmemiştir,” dedi sarhoş Oliver ve bir bardak daha götürdü. Kanın kan soylularının üzerindeki etkisi, insanlara yaptığı etkiden daha az olsa da onları da etkiliyordu. Ve Kathrin kendini ayık tutmak için olabildiğince aç içse de o da etkilerini görmeye başlıyordu.

 

 

 

Başını Oliver’dan çeviren Kilian, Kathrin’e doğru eğildi, şahsi alanını aştı ve yüzünü onunkine yaklaştırdı.

 

 

 

“Peki ya siz Ekselansları,” diye sordu Kilian, Kathrin'in kan seviyesini ima ederek.

 

 

 

“Yaşımı mı soruyorsunuz? Bu çok kaba.” Aşırı etkili alkolün Kilian’ın gerçek doğasını ortaya çıkaracağına inanan Kathrin onunla dalga geçmeyi amaçladı. Bu planı birlikte yapmalarına rağmen Oliver bunu sindiremiyordu.

 

 

 

“Aslında bu şarabı direkt kaynağından içmek isteme şeklimdi,” diye yanıt verdi Kilian, hem Kathrin’in hem de Oliver’ın gözleri fal taşı gibi açıldı. Bardakları birbiri ardına içmelerine rağmen, Kilian büyük saygısızlık etmişti, hiçbiri bu kadar ileri gideceğini düşünmemişti. Hislerini gizleyen Oliver, Kathrin’e bakış attı, artık bu işi sonuçlandırma vaktinin geldiğini ima etti.

 

 

 

Kathrin hiçbir şey demeden ayaklandı ve bir elini Kilian’a uzattı. Sanki Oliver’ı görmüyormuş gibi devam etti ve ikili ziyafet salonundan çıktı.

 

 

 

“Erkek her zaman erkektir. Kilian, seni gözümde fazla büyütmüşüm,” diyerek alay etti ve yeni isteklerini yazmak için kalemle kağıt istedi. Oliver gölgelerde birinin onları izlediğini ve dalga geçtiğini bilmiyordu. Bu esnada Kathrin, Kilian’ı kraliyet yatak odasına getirdi, sivri dişlerini alt dudağına batırdı ve ona kanlı bir öpücük verdi.

 

 

 

Soyundan beklendiği gibi, yüce prenses 50 yaşından büyük olmasına rağmen kanını şekerli, çekici tadı Kilian’ın hislerini daha da köreltti. Ellerini beline attı, yumuşak dekoltesi göğsüne baskı yaparken kanını içti.

 

 

 

Kathrin bir anlığına görevini unuttu, ama kendine gelir gelmez dilini Kilian’ınkine soktu ve sağ eliyle büyü hareketleri yaptı. Kathrin’in parmak ucunda kızıl sis toplandı ve öpüşmeyi bırakıp geri çekilerek Kilian’ı hedef aldı.

 

 

 

“Özür dilerim, kişisel bir şey değil.

 

 

 

Üçüncü Çember Büyüsü: Kan Özü.” Kathrin’in sağ parmağından kızıl yapraklar çıktı ve Kilian’ın üstüne fırladı. Gözleri fal taşı gibi açıldı, ama geri çekilmesine rağmen yapraklar üstüne yapışıp vücuduna işledi.

 

 

 

Kan soyundan gelenlere ve yarasa efendilerine özel bir büyü olan Kan Özü, büyüyü yapan kişinin kanını karşı konulmaz bir afrodizyağa çevirip kurbanını azdırmasına sebep oluyordu. Büyü etkisini gösterir göstermez Kilian’ın gözleri kan çanağına döndü ve dizlerinin üstüne çöktü.

 

 

 

“Direnmek beyhude. Merak etme, her saniyesinden zevk alacaksın,” dedi Kathrin ve ellerini çırptığında Kilian’a hizmet eden üç hizmetçi kapıyı açıp odasına girdi.

 

 

 

Odadaki gizleme büyüsü kayboldu ve Kathrin’in onları aktifleştirmesini bekleyen dört kayıt aynası ortaya çıktı.

 

 

 

“Varis Dük’e iyi bakın. Artık sizin erkeğiniz olacak,” dedi ve Kilian’ın etrafını saran kadınlara işaret verdi. Gergin olmalarına rağmen bunu bir saniyede yaptılar. Kathrin parmaklarını yeniden şıklattı ve kaydı başlattı. Kilian tıpkı avına atlamaya hazır bir hayvan gibi ayaklanıp hırladı, ama Kathrin tam odadan çıkacakken bir kahkahadan ötürü olduğu yerde kalakaldı.

 

 

 

“Hahaha! Bu çok eğlenceliydi, ama şimdi ciddiyet vakti,” Kilian hönkürdü ve başını kaldırdı, büyüden veya içkiden etkilenmediği gözlerinden belli oluyordu. Daha da kötüsü Kathrin ona doğru döner dönmez kanlı gül yapraklarının Kilian’ın teninden düştüğünü gördü ve kaşlarını çattı.

 

 

 

“B-Bu nasıl bir büyü? Bu nasıl olur?” Şaşkına dönmüştü. Ve Kathrin bile sakinliğini koruyamıyorken, hizmetçilerin çoktan bayıldığını söylemeye gerek yoktu. Kilian yüzünde neşeli bir tebessümle yanlarından geçti.

 

 

 

“Ah, söylemeyi unuttum. Bu kimsenin bilmediği bir sırdır, ama bu büyü üzerimde işe yaramıyor. Hatta-” Kilian durdu ve sağ eliyle Kathrin’i hedefledi.

 

 

 

“Hepsini geri alabiliyorum,” diye ekledi ve kanlı güller Kathrin’e işleyip savunmasız vücudunu çürüttü. Soluk teni kıpkırmızı oldu, hızlı hızlı nefes alırken göğsü aşağı yukarı oynadı ve büyüye karşı koymaya çalıştı.

 

 

 

Kendi büyüsüne karşı koyamayan Kathrin, kıyafetini yırttı, çırılçıplak vücudu Kilian’ın neşeli bakışlarına maruz kaldı.

 

 

 

“Ön sevişme yapmıyoruz sanırım,” dedi Kilian, Kathrin kendisini kollarına attı, dilini çıkardı ve boynunu yaladı. O esnada elleri çoktan Kilian’ın kıyafetlerinin üzerindeydi, şehvetten çıldırmış bir şeytan gibi Kilian’ın kemerini çözdü ve pantolonunu indirdi.

 

 

 

Dehşete kapılan hizmetçiler kaçmaya çalıştılar, ama Kilian’ın sesi hepsini durdurdu.

 

 

 

Nereye gittiğinizi sanıyorsunuz? Sizler şahitsiniz. Şahit dediğin olay yerinde kalır, gözlem yapar ve rapor verir. Ayrıca seyiricimin olmasını severim,” dedi Kilian şeytani bir tebessümle. Hizmetçiler ancak şimdi bütün umutlarını yitirmişlerdi ve belki de Nargoz’un en kötü şeytanının eline düşmüşlerdi.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-07 12:17:47
Hmm mc de işini biliyor ha
DeliDana (2871 puan) Üye
2021-03-29 01:58:16
Çeviri ve edit için teșekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2021-03-29 01:58:11
İyi iyi güzel ilerliyor.
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-07 08:16:58
Teşekkürler
Kaptan bijon (103 puan) Üye
2020-07-16 18:07:45
Çeviri ve edit için teşekürler elerinize sağlık
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-26 01:10:29
Çeviri ve edit için teşekkürler
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-20 02:01:52
Hahahahahahah MC lan o yer mi
darys045 (56 puan) Üye
2020-06-18 13:33:42
Çeviri ve edit için teşekkürler