Zanaatkâr Teknobaz

24 Haziran 2020
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Lohengramm
755 Görüntülenme
Bu bölümü 7 Kişi beğendi.
Cilt 1

Kanlı Gül'ün Büyük Üstadı

Zanaatkâr Teknobaz – 42. Bölüm: Kanlı Gül'ün Büyük Üstadı

 

Son canavarın da evcilleştirilmesiyle Ostria huzura kavuştu. Kilian askerlerine cesetleri toplattı ve ölülerden geriye kalanları kalenin alt katlarında sakladı. 60 bin zayiatın yalnızca 200’ü asildi. Asillerin geri kalanı bu devasa surların rahatlığında hayatta kalmayı başarmıştı. Ostria nüfusunun yarısı 24 saatte katledilmişti. Saklandıkları yerlerden çıktıklarında, katliamın boyutu en salak asilleri bile korku içinde titretti.

 

En başta çoğu kişi şehrin bu yenilmez canavarlara karşı nasıl galip geldiğini merak etti. Sonrasında gizemli bir adamın fehl canavarlarını evcilleştirdiği haberi yayıldı. Şimdi vikontun kalesinde Ostria’nın gerçek gücü ve gölgelerdeki efendisi olan “canavar lordu” ile birlikteydiler.

 

Emrinde üç bin tane fehl canavarı olan Kilian, şehri mutlak kontrolü altına aldı, şehrin istihbarat kanalları ve kaynaklarını ele geçirmek için “adamları” kilit noktalara yerleştirdi. Kilian aynı zamanda Olaf’ın 3500 adamı ve 42 golemine de sahip olmuştu, bunları kullanarak Cennet Bahçesi projesi için varoşları yok edecekti.

 

Bu esnada Jezebel, Kilian’ın karşısında poz veriyordu. Kanepeye uzanmış, yanağını sağ avcuna koymuştu, Kilian’ın fırçası hızlı fakat sağlam hareket ediyor, ilahi güzelliğini kusursuz biçimde resmediyordu. Kilian’ın gözlerindeki tutkuyu gören Jezebel, gülümsemeden edemedi.

 

Kilian, Jezebel’i mükemmel biçimde temsil etmek için her fırça darbesini drayla vurdu ve Vahiy Gözü ile eline rehberlik yaptı.

 

“Bir kontun ortalama serveti 5000 qraftadır. Ancak Olaf’ın 7000’den fazlaydı. Sahtekârlık ve dolandırıcılık konusunda Arkadya’da eline su dökebilecek pek fazla kişi yok,” diye alay etti Jezebel bu esnada Kilian da çizimine son rötuşları yapıyordu.

 

“Artık serveti ve kaynakları elinde olmasına rağmen, esas planını uygulamaya devam mı edeceksin?” diye sordu.

 

“Tabii ki. Ostria az önce tarihinin en karanlık anını yaşadı. Balinalar hâlâ onları eğlendirmemi bekliyor. Onları nasıl hayal kırıklığına uğratırım? Cennet Bahçesi bir gelir kaynağından çok, benim istihbarat ağım ve Orloth’un çeşitli güçlerini dolaylı olarak kontrol etme yöntemim olacak.

 

Ostria’nın kapılarını açıp Cennet Bahçesi’nin haberini duyurduğumuzda, yakın şehirlerdeki asiller bu yeni peri masalını yaşamak için gelecekler. Eğer reklamımızı yeterince başarılı biçimde yaparsak, bütün Orloth’a erişebiliriz.

 

Kim bilir, belki kraliyete bile sızarız,” dedi Kilian ve fırçasını indirerek eserine baktı. Kızıl bir sise bürünüp kaybolan Jezebel, Kilian’ın bacağının dibinde yeniden belirdi ve tabloya onunla birlikte baktı. Bu büyüleyici manzara karşısında gözleri fal taşı gibi açıldı ve şüphe içinde gözlerini kırptı.

 

“Etkileyici. Çapkın yarimin elinden gerçekten her iş geliyor. Aferin! Orloth’un bir numaralı ressamı bile elini öper.” Çizimlerde ve heykellerde dra kullanma sanatı, magilere özgü bir numaraydı. Halk bunu yapamadığı için hobi olarak sanat yapan büyücülerle aşık atamazlardı.

 

Ancak büyüyle kutsanmış sanatçılar arasında bile Kilian’ın Jezebel çizimi mucizevi olarak görülürdü. Fırça darbeleri o kadar gerçek gibiydi ki bakanlar tablonun içine çekiliyordu ve bu manzaraya Kilian’ın gözlerinden ve hislerinden tanıklık ediyorlardı.

 

“Yeteneklerim gayet sıradan. Fırçayı tutan aslında hislerim,” diye fısıldadı Kilian ve Jezebel’i dudağının sağ köşesinden öptü. Ancak onun kışkırtmalarına alışan Jezebel yalnızca şakağını indirdi.

 

“Bu arada Orloth’un bir numaralı ressamı bana oğlum diyor.” Buna şaşıran Jezebel kaşlarını kaldırıp Kilian’a döndü.

 

“Klaus von Karsten senin baban mı?” diye sordu.

 

Jezebel, Ashera onu anlaşmanın bir parçası yaptığında Ağlama Denizi’nde seyahat ediyordu ve Kilian’a yardım etmek için çağrılmıştı.  Yalnızca genel bilgi almıştı ve geçmişi hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Ancak Arkadya’daki çeşitli güçler konusunda herkesten daha bilgiliydi.

 

“Kesinlikle. Sanırım kayınpederinden ve kaynanandan bahsetme vakti geldi,” diye yanıt verdi Kilian.

 

...

 

Bu esnada İmparatorluk Şehri’nde eşi benzeri görülmemiş bir olay yaşandı. Teke tek bir savaş sonucunda, imparatorun, büyük üstatların, çeşitli kralların, prenslerin ve düklerin karşısında Klaus von Karsten, Kanlı Gül’ün Büyük Üstat’ını ezip geçti ve koltuğunu ele geçirdi.

 

Üç bin yıl sonra ilk defa İmparatorluk Şehri’nden olmayan biri Büyük Üstatlık koltuğunu ele geçirmişti. Kanlı Gül alt sıralardaki dört emirden biri olsa da gücü çeşitli krallıklardan fazlaydı.

 

Aslında Yedi Büyük Emir, von Skoll imparatorlarına hizmet eden askeri güç ve gözetleme servisiydi. Kanlı Gül düzeni Orloth Krallığı’nı denetlerdi ve imparatora sadık kaldığından emin olurdu. Koltuk Orloth başkenti Ravaria’da bulunsa da büyük üstatları her zaman İmparatorluk Şehri’ndeki yüksek seviye Hükümdarlar arasından çıkmıştı.

 

Kimse 42 yaşına yeni basan Klaus’un üst düzey bir Hükümdâr’ı yenebileceğini beklemiyordu! Böyle gelişmeye devam ederse zirvedeki üç büyük üstadı geçmesi yalnızca zaman meselesiydi. Belki de bir gün imparator bile ona denk olmayacaktı!

 

Çoğu kişi böyle düşünmesine rağmen kimse bunu dile getimeye cüret edemiyordu. Kendinden önceki büyük üstadın kanıyla kaplanmış olan Klaus, stadyumun üç yüz merdivenini çıktı ve imparatorun önünde diz çöktü. Arkadya’nın 13. İmparatoru, Klaus’a verilecek olan mücevherlerle süslenmiş kılıcı elinde tutuyordu, Niklas von Skoll otuzlu yaşlarının başındaki sert bir adam gibi görünüyordu.

 

Ancak Arkadya büyücüleri arasında fiziksel özellikler gerçek yaşı nadiren gösterirdi. Yüz altmış yaşındaki geniş omuzlu, etkileyici fizikli Niklas’ın boyu 1.87’ydi, Klaus’la yaklaşık aynı boydaydı, kısa siyah kıvırcık saçları ve göğsünün altına kadar uzanan upuzun bir sakalı vardı.

 

Kehribar rengi gözleri, Klaus’un buz mavisi gözlerine öylesine yoğun bir şekilde baktı ki çoğu kişi Kars Dükü’nün yeni rütbesinin tadını çıkaramayacağını düşündü. Her konuda adil ve tarafsız olmasına rağmen, Niklas von Skoll elli yıllık hükümdarlığında bir şeyi açıkça belli etmişti: tehditlere ve itaatsizliğe hiç tahammülü yoktu.

 

Onu gücendirdiği için kadim haneler yok edilmişti. Ve Arkadya’nın dokuz Eksarh’ının en güçlüsü olarak henüz ona kafa tutabilecek biri ortaya çıkmamıştı. Ve Klaus potansiyelini gösterdiği için herkes sonunun yakında geleceğini düşünüyordu. Yine de hâlâ canlı şekilde karşılarında duruyordu.

 

Çoğu kişi Klaus’un artık Niklas’ın tahammül edemeyeceği bir seviyeye ulaştığını düşünürken, imparator mücevherlerle süslenmiş kılıcı elinden bıraktı ve duyurdu:

 

“Arkadya’nın kadim yasaları üç yüz yaşından küçük yedi en güçlü büyücünün Büyük Üstatlık makamına sahip olabileceğini söyler. Klaus von Karsten sen bugün Arkadya’nın elitlerinin karşısında üç nesilde hiçbir rakibinin olmadığını kanıtladın.

 

Sana dokuzuncu mücevherlerle süslenmiş kılıcı vermek ve seni Kanlı Gül’ün 32. Büyük Üstadı ilan etmek bizim için bir şereftir. Umarız ki bugünden itibaren bu kılıcı topraklarımızı, halkımızı, tacımızı korumak ve kutsal ırkımızın haklı hükümdarlığını tehdit eden iğrenç mahluklara karşı koymak için kullanırsın.

 

Ayağa kalk Büyük Üstat ve bu makamı son nefesine dek şereflendir!” Klaus kılıcı kabul ederken Niklas duyurdu. Olay yerinde zirvedeki üç Büyük Üstat ve Klaus dışında şaşırmayan kimse yoktu.

 

Çoğu akranı imparatorla arasındaki ilişkinin gerçek doğasını tartışsa da Klaus ellerini kılıca sardı, kanını üstüne akıttı ve kanı yere akarken cevap verdi:

 

“Huzurunuzda Ağlayan Deniz’i temizleyeceğime, Ölümsüz Sürü’yü mezara koyacağıma, Yarasa Hanedanı’nı yok edeceğime ve bu kılıcı kutsal ırkımızı savunmak için taşıyacağıma yemin ederim!” Klaus kadim yemini etti ve yerden kalktı.

 

Klaus ve Niklas bir anlığına göz teması kurdular, ama o bir saniyede sayısız his birbirine karıştı. Niklas arkasını dönüp olay yerinden kayboldu.

 

Klaus kımıldamadı. Wilfried ve heyetiyle birlikte uçan gemiye binip Kars’a geri döndüler.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-25 22:58:23
Elinize sağlık
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-26 15:34:11
Çeviri ve edit için teşekkürler
darys045 (56 puan) Üye
2020-06-25 10:47:34
Çeviri ve edit için teşekkürler
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-24 23:16:39
Killian çalışıyor ama Klaus da boş değil ileride sağlam fight var