Zanaatkâr Teknobaz

26 Haziran 2020
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Lohengramm
716 Görüntülenme
Bu bölümü 4 Kişi beğendi.
Cilt 1

II. Niklas

Zanaatkâr Teknobaz – 53. Bölüm: II. Niklas

 

Bu esnada Jezebel tanıdık bir tavana bakarak uyandı ve daha da tanıdık bir koku burnunu yokluyordu. Ardından boynunu sağa çevirdi. Ve orada Kilian’ın elâ gözleriyle onu baktığını gördü.

 

Jezebel’in vücudunda düzinelerce damarımsı, kırmızı işaret vardı. İlahi vücudunu hiç de kutsal olmayan bir şekilde lekeliyorlardı. Ama yeni görünümüne rağmen Kilian’ın bakışlarının değişmediğini gören Jezebel rahatlayarak iç çekti ve bu rahatlık göğsünü soğuttu.

 

“Çok çirkin görünüyorsun. Ruhunun görüntüsü vücuduna yansımış olmalı,” dedi Kilian, bunu söylerken öylesine ciddiydi ki Jezebel bir an ne dediğini idrak edemedi ve inanmamış hâlde gözlerini kırptı.

 

“Her zamanki gibi oyunculuğunu konuşturuyorsun. Ben sana nasıl düştüm böyle?” Kendine gelince yataktan kalkmaya çalıştı. Ama kol ve bacaklarında hiç güç olmadığından, başarısız oldu.

 

“Aptal olduğun için tabii ki. O kadar aptalsın ki neredeyse sakat kalıyordun ve bir haftamı boşa harcayacaktın. Kadınlar cidden baş belâsı,” diyerek iç çekti Kilian ve Jezebel’i kucağına çekti.

 

“Yanlış fikirlere kapılma, bu ilk ve son kez olsun. Artık gereksiz şeyler yapmayı bırak. Seninle on yıllar boyunca ilgilenirim, ama istemediğim şey varsa o da haklı olduğumu görmek,” diye fısıldadı Kilian, Jezebel’in kulağına ve tarak alıp saçlarını çözmeye başladı.

 

En başta bu sözler kalbini daha önce hiç atmadığı kadar hızlı attırdı.

 

Ama tarak saçında dolaşınca, Jezebel’in gönlü iki yüz yıl sonra ilk defa rahatladı, daha önce hiç yaşamadığı bir zevk tadıyordu. Gözlerini kapatıp zihnine odaklandı ve bu zevkin tadını çıkarırken tatminkâr biçimde gülümsedi.

 

Jezebel bu sayede yeni, daha pratik bir fehl zevki kaynağı keşfetti ve iki saatten kısa bir sürede ayağa kalkıp ufak numaralar yapabilecek kıvama geldi.

 

“Nereye gittiğimi bilmek istemiyor musun?”

 

“Salak değilim.”

 

“Ne öğrendiğimi merak etmiyor musun?”

 

“Sormazsam söylemeyecek misin?”

 

“Pes ediyorum.”

 

Jezebel’in sesindeki şakacılık kayboldu ve doğrulup Kilian’a baktığında yerini ciddiyet aldı.

 

“Gerçeği kabullenmesi zor olabilir ve sanırım bu annemin onca kişi arasından sana yardımcı olmam için seçmesinin sebebi. II. Niklas’ı biliyor musun?” diye doğrudan sordu Jezebel. Sözleri ağırbaşlıydı ve bu ismi duyan Kilian kaşlarını çattı.

 

“Reinhold von Skoll, en büyük prens. Arkadya’nın eski prensi. Doğduğu gün Arkadya semalarını 36 kızıl bulut kaplamış, imparatorluğun kurulduğu günden beri en yüksek rakam bu. İmparator Niklas buna sevinmiş ve hemen onu tahta çıkacak prens ilan etmiş, üç bin yıllık geleneği bozmuş,” diye yanıtladı Kilian, ikilinin arasındaki bağı göremiyordu.

 

Arkadya İmparatorluğu ilk doğan çocuğun tahta geçmesini zorunlu kılsa da imparatorluk tahtı otomatik olarak en büyük çocuğa verilmezdi. Onun yerine tahta çıkacak prens büyük üstatlar, ihtiyar heyeti ve imparator tarafından, bütün imparatorluğa canlı yayınlanan bir karşılaşmayla seçilirdi. Şu anki tahta çıkacak prens Ayden, Niklas’ın dördüncü oğluydu ve bu yarışmada seçilmişti.

 

Ancak bu fırsatı elde etmesinin tek sebebi en büyük prens Reinhold’un genç yaşta ölmesiydi.

 

“Niklas’ın Reinhold’a duyduğu sevginin eşi benzeri olmadığı söylenebilir. Ölü imparatoriçesine duyduğu sevgi bile bunun yanında solda sıfır kalır. On yıllar sonra imparator ilk kez gülüyordu. Her ne kadar büyük üstatlar ve meclis, buna karşı çıkmak isteseler de Reinhold’un benzersiz yeteneklerini görünce sözlerini yutmak zorunda kaldılar. Von Skollar’ın Arkadya İmparatorluğu’na hükmedip vasal krallarını ellerinde 3000 yıl boyunca tutabilmelerinin tek sebebi vardı: Büyülü Soyları.

 

İnsanlığın en güçlü Büyülü Soyu, güç, hız ve yenilenme yeteneklerini artırmasının yanısıra, von Skoll kanı taşıyıcısına nükleer reaksiyonları belirli bir nebze kontrol edebilme yeteneği sağlıyordu. Von Skollar doğduklarında bir sürü kızıl bulut çıkması gibi semavi bir fenomene sebep olurlar.

 

Doğduklarında ne kadar çok kızıl bulut çıkarsa, soyları o kadar güçlüdür ve gelecekleri o kadar parlaktır. Ortalama bir von Skoll yalnızca üç ila beş bulut çıkarırdı. Niklas’ın kendisi “yalnızca” on sekiz tane çıkarabilmişti. Bu atalarının hiçbirinin kıramadığı bir rekordu. Prens Reinhold’un 36 tanesini çıkarması, Eksarh olmanın onun için yalnızca başlangıç olacağını gösteriyordu. Çoğu kişi insan ırkının Eksarh seviyesinin ötesine çıkamayacağını savunuyordu.

 

“Niklas’ın oğluna duyduğu sevgi o kadar büyüktü ki üç yaşına bastığında Niklas bir yasağı çiğneyip Reinhold’un adını II. Niklas’a çevirdi, dünyaya tacını takabilecek tek kişinin o olduğunu ilan ediyordu. Ne yazık ki kader veliahtla dalga geçti.

 

Yedi yaşında Arkadya’daki en olağanüstü büyücü, büyülü yozlaşmadan helak oldu.” Büyülü yozlaşma, kara büyücüler arasında gayet yaygın, fakat geleneksel büyücüler arasında bir o kadar sıradışı bir yan etkiydi.

 

Vahşi, kontrol edilemez dranın bir sonucu olarak büyücünün vücudu parçalandı. Reinhold’un bir gecede helak olması, birçok Arkadyalıyı şaşkına çevirdi. Hatta bazıları bunun gerçek ölüm nedenini gizlemek için uydurulmuş bir hikâye olduğuna inanıyordu.

 

“Ve dokuz ay sonra...” Jezebel özellikle “dokuz ay” kısmını vurgulayarak Kilian’ın gözlerini şaşkınlık içinde kısmasına neden oldu.

 

“Klaus d...” Bu söz Kilian’ın boğazına düğümlendi, inanmamış hâlde gözlerini açtı ve başını reddedercesine salladı.

 

“Bu nasıl olur?” diye karşılık verdi. Kilian birden fazla hayat yaşamış tek kişinin kendisi olabileceğini düşünecek kadar kendini beğenmiş değildi, özellikle de sonrasında mantıklı bir açıklama yapılırsa.

 

Yapıldı da.

 

“Bu mantıklı bir tahminden başka bir şey değil, ama başka uygun açıklaması yok. Klaus’un iki tane Büyülü Soyu var, biri kendi yarattığı ve diğeri de daha korkunç olan: von Skoll soyu.

 

Bildiğin üzere kimsenin iki Büyülü Soyu olamaz. Annem bile buna istisna değildir. Büyülü Soy yalnızca DNA meselesi değildir, tıpkı fehl lekesi gibi insanın ruhuna işler. Ruhların Büyülü Soylar için yalnızca tek bir yeri vardır. İki tane aktif büyülü soy sahibi olmak çatışmaya sebep olur. Biri aktif olmasa bile sahibi Hükümdar seviyesinin ötesine geçemez.

 

İki adet büyülü soy taşımanın tek yolu bir ruhla ölmek, reenkarnasyon döngüsünden kaçmak ve başka bir beden ve ruhla birleşip alanı artırmak. Büyücü sonrasında ikinci bir soy yaratıp ikisi arasında değişim yapabilir,” diye açıklama yaptı Jezebel, pimpirikli Kilian’a.

 

“Klaus öldürülemez. Vücudu yaşlanıyor, ama dış güçler tarafından yok edilemez. Otomatik olarak reenkarnasyon döngüsünden kaçıyor.

 

Dışarıdan bu bir lütuf gibi görünüyor. Ancak bu aslında intikam ihtiyacı duyan 100,000 ruhun katledilmesini gerektiren kadim bir Karmik Lanet’in sonucu. Hesaplaşma Döngüsü’nün.

 

Lanet bir nesil atlıyor ve hedefin çocuğunun babasının günahlarının bedelini ödemesini sağlıyor. Kurallar büyüyü yapan kişiye ve günahların büyüklüğüne göre değişir, ama yerine getirilene dek kurbanı her gün acı çeker ve 16 yaşında yok olup baştan başlar.

 

Tahminimce bu lanet II. Niklas yedi yaşına bastığında tetiklendi, Niklas ruhunu bölüp laneti zayıf düşürdü ve sonrasında Ruh Nakli’ni kullanıp ana ruhu yeni bir embriyoya aktardı. Diğerlerinin şu anki yerini söyleyemem. Ancak bu yalnızca geçici bir gecikme.

 

Sen hiçbir şey yapmasan bile Klaus 51 yaşını geçemeyecek. Daha da kötüsü kendisini aşan güçlerle haşır neşir oluyor. Üç yıldan fazla ömrü kalmadığına bahse girerim.”

 

Bu sözler Kilian’ı tıpkı 10 tonluk bir balyozla dövülmüşe çevirdi ve bir anlığına bu sözleri algılayamadı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-26 23:41:42
E.s sanki her geçen gün bölümler bir kaç saat geç gelmeye başladı ama ne önemi var sonuçta 5-5 geliyor xd