Bir İblis Lordunun Hikayesi: Zindanlar, Canavar Kızlar ve İç Isıtan Bir Mutluluk

09 Haziran 2020
Çeviri: zibillionbytes
Düzenleme: Residenttt
1305 Görüntülenme
Bu bölümü 39 Kişi beğendi.
Cilt 13

Operasyon Başlasın

Malum ikiliyle karşılaşan Yuki, şehirde deli gibi koşturmaya başlamıştı. Biri, iblis diyarının efendisinin kullanımına ait olan tahtın üzerine oturmuş, diğeri ise ona itaat ettiğini gösteren bir şekilde önünde diz çökmüştü.

 

“Pekala, Haloria?” Kral hizmetçisine seslenmişti. “Ondan ne öğrenebildin?”

“Yuki garip bir adam, kralım.” diye yanıtladı ajan. “Onunla yaptığım yolculuk bana, tutarsız ve garip olması dışında bir şey öğretmedi.”

“Ve bu tam olarak ne anlama geliyor?” Beklenmedik bu cevap, kralın ilgiyle şaşırmasına sebep olmuştu.

“Zindanları emrine hazır olan diğer iblis lortları gibi, o da savaştaki becerisine güveniyor. Ancak, bana kalırsa, kendi gücünün sarhoşluğunda değil. Kendi türünün aksine, o tamamen mantıklı kalıyor. Bu, sevdiklerine davranış şeklinden kolaylıkla anlaşılabilir bir şey. Aynı şekilde, sözlerinizi ve niyetlerinizi kolaylıkla okuyabildiğini düşündüğünüzde, epey akıllı da görünüyor. Her ne kadar zeki görünse de, müzakere konusunda biraz kıttı. Sorgulamayı bile aklından geçirmeden, düşünmeden, önerilerinize razı geldi.” dedi Haloria. “Özetle kralım, hem mantıklı oluşunu koruması, hem de zeka düzeyindeki uyumsuzluklar, onun çelişkilerle dolu biri olduğuna inanmama neden oldu.”

“Böyle söyleyince, gerçekten de öyle görünüyor.” diye kıkırdadı Phynar. Astının gözlemleri, onu bayağı neşelendirmişti.

“Sanırım bu sorun, hayata karşı bakış açısından kaynaklanıyor. Kendi bakış açımdan öyle farklı ki, onu sadece garip biri olarak görebiliyorum.”

“Bunu görebiliyorum. Sanırım gözlemlerini özetlemenin en iyi yolu, değerlerinin bizimkilerden farklı olduğunu söylemek olur. Onu tam olarak anlayabilmemizin tek yolu, düşünme şeklimizi değiştirmek olurdu.” Phynar konuşurken bir elini çenesine koydu. “Tanıştığım diğer hiçbir iblis lordu gibi davranmıyor. İblis ırkı içinde bile onun kadar tuhaf birisi yok. Bu dünyadaki her şeyden öyle farklı ki, onun başka bir dünyadan geldiğini düşüneceğim.”

 

Phynar, tahmininin tam isabet olduğunun farkında değildi.

 

“Şaka yapıyor olmalısınız kralım.”

“Sanırım evet.” diye güldü sarı saçlı kral.

 

İkili taht odasındaki konuşmalarına devam ederken, bir gölge onlara doğru yaklaştı.

 

“Kralım, döndüm. Sahne hazır, ve görevim tamamlandı.” Kapüşonlu adam, Haloria gibi saygılı bir tonda konuşuyordu. “Yeni kurduğumuz ortağımızın istediği zaman harekete geçmekte özgür olabilmesi için gerekli adımları attım.”

“Her şey halloldu mu yani? Her şey beklendiği gibi pürüzsüz gitti mi?”

“Tabii ki kralım. Her şey emrettiğiniz gibi gerçekleştirildi. Ortaklarımız, nispeten güvenli bir şekilde harekete geçebilirler.”

“Harika. Sözümüzü tutamadığımız için bize karşı gelmesini istemem.” diye gülümsedi Phynar. “Aslında, bütün bu olanlardan sonra da onunla çalışmak isterim. Her şeyin planlandığı gibi gittiğinden emin olacağın için sana güveniyorum.”

“Anlıyorum. Yaşadıklarının pozitif kalmaya devam ettiğinden emin olacağım.” dedi kapüşonlu kişi. “Rapor vermem gereken bir şey daha var.”

“Evet, nedir?”

“İblis lordu, insanlığın kahramanıyla temasta bulundu. İkisi bir barda buluşmuş gibiydi. Bu konuyla ilgili bir emriniz var mı?”

“İnsanlığın kahramanı mı? Ah, geçen gün verdiğin raporda bahsettiğin kız olmalı. Muhtemelen bunun hakkında endişelenmemen gerekir. İzlendiğini biliyordu, değil mi?”

“Sanırım evet.” Kralın adamı başıyla onayladı. “Bir şekilde göz göze geldik. Gizli olmam gerekirken, doğrudan bana doğru baktı.”

“O zaman sorun olmamalı. Muhtemelen bu, temasta bulunduklarını bilmemizin sorun olmadığını gösterme şeklidir.” dedi kral, neşeli bir şekilde. “Ayrıca, onun düşmanları, bizim de düşmanlarımız. Ortak düşmanlara sahip olmak, bizi hemen müttefik yapmaz, ama bu, düşmanlarımızın daha kötü durumda olduğunu gösterir. Ve bu, beni memnun eden bir şey. İşleri olduğu gibi bırakmanın sorun olmayacağına inanıyorum. Onunla Yuki başa çıksın. Aklındaki her neyse, bizim yararımıza olacağından eminim.”

“Anlaşıldı kralım.”

 

Adamı eğilince, Phynar tatmin olmuş bir şekilde başıyla karşılık verdi.

 

“Raporun için teşekkürler.” dedi kral. “Tüm hazırlıklar tamamsa, o zaman yarın ona haber yollayıp, ondan istediğim şeyi söylemeliyim.”

 

***

 

“Pekala Yuki? Dövüş sanatları turnuvasına katılmaya ne dersin?”

 

Leila’nın beni oturtup kafamı ütüledikten sonraki gün, bir başka görüşme için iblis kralı beni çağırmıştı. Her zamanki koca gülümsemesiyle tahtta oturuyordu.

 

“Dövüş sanatları turnuvası mı?” Diye sordum şüpheci bir şekilde.

“Hıhı! Aynen öyle! Bu büyük bir olay. Tüm iblis diyarının en gururlu savaşçıları, güçlerini sergilemek ve en güçlü ismini alabilmek için yarışırlar. Sadece birkaç gün sürüyor, ama yine de başkentin ev sahipliği yaptığı en önemli olaylardan biri olarak görülür. Diğer festivaller gibi şehri canlandırıyor.”

“Yani aslında bu bir festival? Kulağa eğlenceli geliyor.”

 

Olasılıkları düşünmek için bir süre durdum. Her yerde bir sürü yiyecek standı olması muhtemeldi, ki bu Enne’in bunu asla kaçırmak istemeyeceği anlamına geliyordu. Gerçekten. Ama şey... bir sürü insan sadece “güçlerini sergilemek” için uzaklardan buraya geliyor demek ha? Yani, böyle söyleyince kulağa biraz... yumuşatılmış geliyor. Sizi bilmem ama bu bana önemsizleştirilmiş gibi geliyor. Bütün olayın, şiddetli savaşlarla herkesin birbirini öldürmeye çalıştığı bir şeye döneceğinden bayağı eminim.

 

“İfrit partisi de katılıyor. Güçlerini sergilemek ve halkın desteğini alabilmek için en iyi savaşçılarından bazılarını yolluyorlar. Burada devreye sen giriyorsun. Sadece onları ezmeni istemiyorum, ayrıca elinden geldiğince göze çarpmanı da istiyorum. Birinciliği kazanmanı ve iblis diyarının en güçlü savaşçısı ünvanlını bize getirmeni istiyorum.”

“Bak... kağıt üstünde ne kadar kolay göründüğünü falan biliyorum, ve planlarına gerçekten çomak sokmak falan da istemiyorum. Ama şunu söylemem gerek, ben aslında pek de süper bir savaşçı değilim. Demek istediğim, bayağı ortalama biriyim ve kendimi çok üstünmüş gibi göstermeyeceğim. Turnuvaya katılıp biraz kıç tekmelemekle ilgili hiçbir sorunum yok, ama kazanabileceğimden pek emin değilim. Özellikle neye karşı olduğumu gerçekten bilmiyorken.”

 

En kötü dövüşçülerden olmasam da, sadece nasıl kavga edildiğini biliyorum aslında. Herhangi bir dövüş durumuna sadece kaba kuvvet dışında bir yaklaşıma hemen hemen hiç sahip değildim. Kılıç kullanabilir ve büyü yapabilirim, ama herhangi bir tekniğe güvenmektense daha çok statlarıma güveniyordum. Sadece güce güvenen herkesi kolaylıkla yok edebileceğimden bayağı emindim ama, hayatlarını, ustalıklarının en ince detaylarını mükemmelleştirmekle geçirmiş dövüş sanatları ustalarını yenebilecek özgüvenim yoktu. Şeyy, bir şey diyeyim mi? Böyle biriyle karşılaşırsam, o zaman uçup, tepeden kafalarına büyü bombardımanı yaparım. Eğer onların da kanatları varsa işe kesinlikle yaramaz gerçi, ki bu da... kötü olur. Şu anda gerçekten bir B planım yok, ama siktir et. Eğer yumurta kapıya dayanırsa bir şeyler bulacağımdan eminim.

 

“Sorun olmayacağından eminim.” dedi kral. Otoritemi kullanarak, senin kaydın sırasında diğer bütün katılımcıları incelettim. İçlerindeki en güçlü sen olmalısın.”

 

Vay canına. Otoriteyi suistimale bak. Adam gerçekten ne isterse onu yapıyor.

 

“Daha fazla dikkatli olman gereken birkaç kişi var aslında, ama onlarla ilgili bilmen gereken her şeyi sana daha sonra söyleyeceğiz. Silahlarını ve stillerini çoktan belgeledik, o yüzden endişelenmene gerek yok.”

“Teşekkürler. Yani ben önde her şeyi yapıp dikkatlerini çekerken, siz de perdelerin arkasından çalışacaksınız diye tahmin ediyorum.

“Kavrama konusunda bayağı iyisin.” dedi gülerken, iblis kralı. “Ah doğru ya. Sanırım bir maske takmayı planladığını söylemiştin değil mi?”

“Evet, ne olmuş?”

“O zaman bunu kullanmanı öneririm.” Kral bana bir yüzük uzattı.

“Bu şey de nedir?”

“Yani, bir aksesuar tabii ki.” dedi. “Saç ve göz rengini istediğin gibi değiştirmene yarayan bir yetenekle efsunlandı. Bana yardım ettikten sonra da saklayabilirsin, eğer istersen.”

 

İlk yaptığım şey, eşyayı analiz edip statlarını kontrol etmek olmuştu.

 

***

Başkalaşım Yüzüğü

Kalite: A+

Tanım: Bu yüzüğe büyü enerji aktarmak, kullanıcısının saç ve göz rengini özgürce değiştirebilmesini sağlar.

***

 

Uzun lafın kısası, kılık değiştirmemi iyileştirecek, yüksek performansa sahip kullanışlı bir eşyaydı. Saç ve göz rengi, normal şartlar altında kolaylıkla değiştirilemeyecek şeylerdi. Çoğu kişi, beni gördükleri saç ve göz renginin doğal olduğunu düşünecekti.

 

“Harika. Teşekkürler.”

 

Büyüyle efsunlanmış eşyayı sol elimdeki parmaklardan birine taktım. Tabii ki, halihazırda Lefi’den aldığım hediyenin bulunduğu yüzük parmağıma takmadım. Pekala, hadi şu şeyi bir deneyelim. Etkisini artırmak için, normal olandan bayağı farklı renkler seçmeliyim sanırım. Bayağı parlak ve göz alıcı bir şeyler işe yarar.

 

Kafamda birkaç ölçüt belirleyince, nihayet bir sonuca varmadan önce, farklı renklerle ilgili düşünmeye başladım. Seçtiğim bir renge odaklandım ve büyü enerjimi yüzükte dolaştırmaya başladım. Az miktarda mana, gözlerimden ve saçlarımdan geçti. Ve her yerine ulaştığında dönüşüm işlemi tamamlanmıştı.

 

“Hmm... İyiymiş...” iblis kralının hizmetçilerinden biri tarafından getirilen aynada kendime baktım. Kara saçlarım ve kırmızı ve siyah tuhaf gözlerim gitmişti. Bunun yerine her şey gümüşe boyanmıştı. Aynen, bu iş görür. Bu, artı çakma statlarım, aslında kim olduğumu bulmaya uğraşanlar için bayağı zorlayıcı olacak.

 

Daldığım ciddi düşünceler, bir kıkırdama ile kesildi. Başımı aynadan çevirdim ve Leila’ya, kıkırtının kaynağına döndüm. Boynuzlu iblisin yüzünde, normalden çok daha büyük bir gülümseme vardı.

 

“Ne oldu?”

“Üzgünüm efendim. Kendimi tutamadım.” dedi, kıs kıs gülmemek için kendini tutarken. “Söylemem gerek, saçınız Lefi’ninkiyle bayağı uyuyor.”

 

Anca Leila söyledikten sonra, kararımla ilgili imayı anlayabilmiştim. Tek istediğim parlak bir renkti. Başka bir şey seçebilirdim. Sarı, kırmızı ve turuncu... hepsi ihtimal dahilindeydi. Ve buna karşın gidip gümüşü seçmiştim. Ve sadece bu da değildi. Farkında olmadan, tam da Lefi’nin saçının yaydığı gümüş tonunun aynısını seçmiştim.

 

“Aahhh... yani, şunu söyleyeyim, bunu isteyerek yapmadım. Göze çarpan bir şey istemiştim. Ve vardığım sonuç da bu. Kendimi Lefi’ye benzetmeye falan çalışmıyorum, tamam mı?”

“Tabii ki efendim. Tamamen anladım.”

 

Leila söylediklerimi anladığını iddia etse de bana bakışlarından hiç de öyle olmadığı gayet net bir şekilde anlaşılıyordu. Lütfen dur ve bir daha yapma. Beni tuhaf hissettiriyorsun.

 

“Her neyse.” Yalandan öksürdüm, yüzüğün içindeki manayı boşalttım ve saçımı normal rengine geri çevirdikten sonra iblis kralına döndüm. “Dediğim gibi, seni gayet açık ve net anladım. Birinciliği alabilmek için elimden geleni yapacağım. Peki, bu turnuva tam olarak ne zaman başlıyor?”

“Beş gün içinde başlayacak. Eminim yapacak son dakika eğitimlerin vardır, o yüzden merasim alanını senin için hazırlattım. Dilediğin gibi kullanabilirsin.”

 

Eğitim mi? Evet şey, aslında dövüş sanatlarıyla falan ilgili hiç eğitim yapmadım. Yani, istediğiniz kadar eğitim yapmamı söyleyebilirsiniz, ama tam olarak ne yapmam gerektiğini bile bilmiyorken, hiçbir şeyi halledebileceğim sanmıyorum. Ah bir dakika, aklıma bir fikir geldi. Şehirdeki festival havasına gidecek, göze çarpan bir büyü falan bulacağım. Aynen, bu kulağa iyi geliyor. Bunu yapacağım. Aha, bir başka fikir daha geldi. Bu büyüyü, aslında bir grup küçük büyünün birbirine karıştığı birleşik bir büyü yapmalıyım. Biliyor musunuz, bu, Pokemon Yarışması’nda ekstra puan getiren bir şey olurdu. Bir şey diyeyim mi? Bu dövüş sanatları turnuvası olayı için sabırsızlanmaya başladım. Ve şunu söylemeliyim, bunun sebebi Kral Götlek için çalışıyor olmayı istediğim falan değil. Kitlelere bir iblis lordunun gerçekte neler yapabildiğini gösterme zamanı.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Shin (95 puan) Üye
2021-04-20 23:49:49
Çeviri ve edit için teşekkürler.
DasanDra (148 puan) Üye
2020-07-28 01:37:58
Bölüm için teşekkürler elinize sağlık
Ulaş (1600 puan) Üye
2020-07-04 23:49:54
Yuki yine anormal bişey yapıp ortalığı karıştırıcak
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-24 08:50:52
Çeviri için teşekkürler
Kunai 52 (151 puan) Üye
2020-06-15 13:46:35
Iseaki 1. Kuralı MC yenilmezdir. Emeginize sağlık.
maahhaam (4749 puan) Üye
2020-06-10 20:31:59
Çeviri için teşekkürler
ASİLZADE (3982 puan) Üye
2020-06-10 01:15:52
Yukinin kaybetmesine ihtimal vermiyorum kendinden 5 kat güçlü ejderha kralı yenen biride bir zahmet kaybetmesin ve zorlanmasın turnuvada...
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-06-09 18:16:29
Utanmana hiç gerek yok Yuki, Lefi'yi özlediğinin hepimiz farkındayız :') Yine garip büyüler yapçaksın yani. Acaba yine ejderha figürü kullancak mısın? Çeviri ve edit için teşekkürlerr^