Kuzeyli Asilzade ve Yırtıcı Kuş Hanımının Kar Ülkesindeki Avcılık Hayatı

01 Haziran 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
782 Görüntülenme
Bu bölümü 11 Kişi beğendi.
Cilt 1

Kar Ülkesindeki Hayatın Birinci Günü

Kar Ülkesi'nin sabahı, gece gibi karanlık saatlerde başlıyordu.

Belki dün yoğunluktan yorulduğum için mışıl mışıl uyumuştum. Yatağımdan kalkarken şöminenin ateşini kullanarak feneri yakmadan önce bir ceket giydim. Kalan ateşi bir ocak demiri ile söndürdüm.

Üstümü değiştirdim ve lavaboya gittim.
Ev şaşırtıcı derecede sıcaktı. Mutfaktaki özel şömine sayesindeydi. Duvara bitişik olarak evin içine nüfuz eden ısı koridorlarından evi ısıtırken bir soba görevi görüyordu. Çok fazla kömür kullanıyordu, ancak kutup havasının üstesinden bir şekilde gelmek gerekiyordu.

Yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Dağınık saçlarımı da taradım ve topladım. Aynada uykulu bir yüz gördüm, bu yüzden ayılmak için yüzümü tokatladım.

Yemeğe gittiğimde Sieg çoktan oradaydı.

“Günaydın, kocacığım.”
“Günaydın, karıcığım.”

Sabahları normal selamlaşabildiğim için mutluydum. Ne yazık ki, savaşçı ırkı ailesinin sabah selamlamayla ilgili bir geleneği yoktu.

Evli olduğum için gerçekten çok mutluydum.

Sieg, dün ona verdiğim kitapla zaman geçiriyordu. Merak ettiği şeyler hakkında bazı sorular sordu.

Onun yanında oturup doğrudan Sieg'e baktım.
Kıyafetlerini ilk kez sakin bir şekilde inceledim. Masmavi kıyafetler turuncu-kırmızı havasını tamamlıyordu. Boyunu da görmek istemiştim ama şimdi oturduğu için göremedim.

“Bu ne anlama geliyor?”
“Ah, bu.”

Sieg’in yüzü yaklaşıyordu ama kitaba odaklandığı için beni önemsemedi.
Beni fark etmediği için biraz üzülmüştüm ama iyi şeyler de vardı.

Burnunda hafif çil izleri vardı. Yakından incelemeden fark edilecek şeyler değildi, bu yüzden garip bir şekilde mutlu hissettim.

“——Şey, ren geyikleri üzerindeki sahiplik işaretleri hakkında.”
“……”
“Böyle bir şey mi var?”
“!”

Temiz kulaklarına baktığım ve dikkat etmediğim için geç tepki vermiştim. Bunu çaktırmamak için gözlerimi hemen çevirdim.
Sieg şüpheli davranışıma dikkat çekmedi ve tekrar sordu.

“Ah üzgünüm. Neydi?”
“Ren geyiği üzerindeki işaretler hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorum.”
“Ah~ kulak işaretleri.”

Onları zararlı böceklerden korumak için ren geyiği geniş bir çitle çevrili alanda yetiştiriliyordu.
Köyün tüm ren geyikleri orada olduğundan sahipli olduğunu göstermek için kulaklarını işaretliyorduk.
Kendi bıçaklarımız ile işaretler kazıyorduk. Her ailenin kendine özgü bir deseni vardı, böylece herkes kimin ren geyiği olduğunu söyleyebilirdi.

“Tüm ren geyikleri mi?”
“Evet. Birisi işareti olmayan bir tane bulursa bulan kişi onu işaretleyebilir ve alabilir.”
“Anladım.”

Beni dikkatlice dinleyerek düzgünce not aldı.

Biz böyle konuşurken kahvaltı servis edildi.

Patatesli krep, basit bir kök sebze çorbası, baharat ve geyik eti, ince siyah arpaya bulanmış süt çorbası ve baharatlarla kızarmış domuz vardı. Bir günün başlangıcı için ağır bir yemekti.
Bu benim için doğal olduğundan kahvaltı için sadece ekmek ve kahve almak beni oldukça şaşırtmıştı.

Getirdiğim diğer kadınlar, sabahları bu kadar fazla yiyeceğe ihtiyaç duymadıklarından memnun değillerdi, ancak Sieg, “lezzetli görünüyor” diyerek şikayet etmedi ve yemeye başladı.

Gerçekten ordudan bir kadındı. Onun çok iyi yediğini görünce bir kez daha ona tutuldum.

Kahvaltıdan sonra biraz mola verdik.
Sieg'e bugünün programını anlatmaya karar verdim.

“Bugün, seni köyün etrafında gezdireceğim ve günü ormanda avlanarak bitireceğiz.”

İlk gün için oldukça yoğun bir programdı, ama burada her gün köle gibi çalışmamız gerekiyordu.

Biraz sonra dışarı çıktık.
İlk olarak, şimdi aydınlık olduğu için dünden çok farklı görünen köye gittik.

Kasaba meydanında çocuklar oynuyordu. Bir kişinin eğildiği ve bir ren geyiği boynuzunu kafasına koyduğu bir oyundu, diğerleri ise halat kullanarak yakalamaya çalışıyordu.

Sieg bunu görünce şaşırmış görünüyordu.
Tabii ki. Bu, normal bir oyun değildi, ren geyiği yakalamak için yapılan bir egzersizdi.

“Ah, bu efendi~~!!”
“Ne oldu? Bizimle tekrar oynamaya mı geldin?”

Bizi fark ettikten sonra buraya koştular. Büyümelerini kontrol etmek için sarılıp onları kaldırdım. Bugün oynamaya gelmediğimi söylediğimde hayal kırıklığına uğradılar.

“Hah~ burada daha önce görmediğimiz biri var~”
“Ah evet~”

Sieg'i gören çocuklar büyülenmiş görünüyordu.

“O benim eşim. Onunla öğrendiğiniz yabancı dilde konuşmaya çalışın.”

Periler kadar sevimli olan çocuklar, Sieg'e bakarak geri döndü.

Sieg çömeldi ve konuştu.

“Merhaba, üşümüyor musun?”
“M, Merhaba!”
“Soğuk değil!”
“Çok şükür.”

Herkes onunla konuştu ve onunla iletişim kurabildikleri için mutlu görünüyorlardı.

Daha sonra onu kasabadaki tek dükkana götürdüm ve Sieg’in ülkesinden olan dükkanın sahibi kadınla tanıştırdım. Sorun yaşadığı bir şey varsa dükkan sahibine güvenebileceğini söyledim.
Ayrıca han ve restoran vardı, ancak turistler bu sezon ziyaret etmediği için kapalıydı.

Daha sonra bir köpek kızağı getirdim, kemerime bıçak taktım, halatlarla av tüfeğini aldım ve dışarı çıktım.

Kar ormanın içinde yoğun bir şekilde yığıldığı için ayaklarıma ahşap tahtalar geçirdim ve direkleri kullanarak karda süzülmeye başladık.

Bir süre ormanın içinden geçtikten sonra tahta bir çite ulaştık.

“Burası ren geyiği ormanı.”

Bu çit çok geniş bir alana yayılıyordu. Bu da atalarımız tarafından Ruh’un zararlı böceklerden kurtulmak için kullandığı sözlerin etkisiyle inşa edilmişti.

Ormanın bittiği yerde besleme kapları vardı. Buraya köylüler her gün yemek koyuyorlardı.

Ren geyikleri toynaklarını kullanarak kar altındaki yosunları kazabilirdi. Ama bunlar doğada yeterli olmadığı için onlara ekstra yiyecek veriyorlardı.

Yürürken bir ren geyiğine rastladık.
Biraz mesafe olduğu için bizden uzaktı.

“Hadi yakalamayı deneyelim.”

Direkleri yere sabitleyerek tüfeği Sieg'e teslim edip ipleri aldım.
Halatı çevirdim, boynuzları hedefledim ve fırlattım.
Ren geyiği fazla direnç göstermeden yakaladık. Ancak, tüm ren geyikleri bu kadar uysal değildi. Bazıları çok agresifti, bu nedenle halatlar her zaman gerekliydi.

Halatı çektim ve ren geyiğini elimle işaret ederek çağırdım.

“Ah, bunun bir sahibi var.”

Bir işaret görebiliyordum.

“Bu oldukça dikkat çekici bir şekilde işaretlenmiş.”
“Evet. Ancak ren geyikleri fazla acı hissetmiyor.”

Çitlerle çevrili alanda biraz daha dolaştık ve ayrıldık.

Sonunda avlanmak için ormanda durduk.
Kızağı çekmek için sadece bir köpeği aldım ve diğerine beklemesini emrettim.

Ormanda tavşanlar, vaşaklar, domuzlar, geyikler, tilkiler ve hatta ayılar vardı. Beyaz kürkü olan hayvan çok olmadığı için buna bir kısıtlama koyduğumuzdan biri yakalarsa rapor etmesi gerekiyordu.

“Ayılar konusunda dikkatli olmalıyız ama bu kısımlarda görünmüyorlar.”

Beyaz kürklü hayvanlar genellikle kış uykusuna yatmıyorlardı. Akarsu olan yerlerde yaşadıkları söyleniyordu ancak bir nedenden dolayı burada da bulunabilirlerdi.
Omnivorlar olarak bazen geyikler ve domuzlar gibi orta boy hayvanları avlarlardı, ancak balık, ağaç kabuğu ve çilek de yiyorlardı.

Ayılar hakkında konuşurken bir hayvan gölgelerin içinden zıpladı.

“Ah, bir tavşan.”

Bunu mırıldanarak, silahı kaldırdım ve tetiği çektim.
İki kurşun kafasına isabet etti.

Tavşan beyaz değildi. Kahverengi kürkü ve karnında beyaz lekeler vardı.
Kış tavşanları en lezzetli olanlarıydı. Kürkleri de yumuşaktı, bu nedenle şapka ve eldiven yapmak için kullanılıyordu.

Ölü tavşanı deri çuvala koydum.
Fermente olması yaklaşık dört gün sürüyordu. Bu konuda dikkatli olmazsam gaz içeride toplanır ve tadını bozardı.

Sonra ormanı daha fazla araştırdım ama güneş batmaya başladığı için eve dönmeye karar verdik.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Temurzeyn (6 puan) Üye
2022-02-11 21:49:49
Teşekkürler 💜
Kızıl Kartal (9 puan) Üye
2021-05-05 14:27:35
Çeviri için teşekkürler. Okurken insan sakinleşiyor.
FikFik (110 puan) Üye
2021-02-09 14:22:53
Çeviri için teşekkürler
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-27 16:23:43
Çeviri için teşekkürler.
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-06-01 18:40:04
Teşekkürler
Sadecesama (301 puan) Üye
2020-06-01 18:28:21
hmm acaba ülke tanıtımıdır günlük rutindir kaç bölüm sürer? Çok sakkin ve güzel ilerliyo : ) Emeği geçen herkesin ellerine sağlık^