Overlord

28 Kasım 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
3730 Görüntülenme
Bu bölümü 36 Kişi beğendi.
Cilt 10

Re-Estize Krallığı -2

Ebeveynlerini kaybeden çocuklar hayatta kalmak için sık sık suça yönelirdi. Böyle bir şey olursa, zayıflamış olan Sekiz Parmak bile yakında tam gücüne döner ve Kraliyet Başkenti'ndeki güvenliği tehlikeye sokardı.

 

Başka bir deyişle, sevgili hanımı, bunu geleceğe hazırlık için yapmıştı.

 

Ancak Renner, Evileye'ye meraklı bir şekilde sordu:

 

“Ne demek istiyorsun?”

 

“Çok mu anlaşılmaz konuştuk? Yoksa sadece rol mü yapıyorsunuz?"

 

“Hm ~ İlk bakışta yeterince saf görünüyordu.”

 

“Peki, öyle diyorsanız. O zaman doğru olmalı. Boşu boşuna taşınmış gibi hissediyorum.”

 

“Pekala, sanırım hakkımdaki düşüncelerinizi söylemeyeceksiniz. Ama doğru. Birçok şey düşünüyorum, biliyor musun? Şu anda, bu yetimhane bu çocuklara belli bir eğitim veriyor ve aralarında yetenekli bireyleri seçmeye başladığımızda, diğer soylular kesinlikle bizim sistemimizi kopyalamaya başlayacaklar. Bundan dolayı, belli bir miktar çocuğa ihtiyacımız var… Her ne kadar gurur duyulacak bir şey olmasa da.”

 

“Hayır, o veletleri toplama sebebini anlayabiliyorum. Bu oldukça takdire şayan. Eğer gerçekten iyi bir sonuç elde ederseniz daha da takdire şayan olacak. Ancak bunu bir karşılık beklemeden yaparsanız insanlar şüphelenmeye başlayacaktır.”

 

“Evileye'nın kalbi çok sıkı çalıştığı için biraz sapkınlaşmış durumda.”

 

"Oi! Sen de benim gibisin değil mi?”

 

“Kesinlikle hayır. Ben çok saf birisiyim. Pis olan sizsiniz.”

 

Heh! Maskenin altından bir gülme sesi gelmişti.

 

“Evet, evet. Bana yetimhaneyi kurma fikrini Brain-san verdi.”

 

“Brain Unglaus, ha. Ona ne oldu? Neden bugün buralarda değil?”

 

“Brain-san şu an başka bir şeyle meşgul. Şu anda başkentte çalışıyor.”

 

"Ha? Prenses'i korumaktan daha önemli bir şey miymiş?”

 

"Evet. Rahmetli Savaşçı-Kaptan'ın isteklerini yerine getirmek için bir şeyler yapıyor. Ve Savaşçı-Kaptan'a gelirsek… Şey, yardımlarınız için teşekkür ederim.”

 

Tina, hislerini gizlemek için gözlerini daralttı.

 

“Şey, oni liderimizin yüzünün yaralanması sinirimi bozdu.”

 

“Bunun için çok üzgünüm. Lütfen babam adına özür dilememe izin verin.”

 

“Patrondan çoktan özür dilediğini biliyorum, bu yüzden seni affediyorum.”

 

“Çok teşekkür ederim.”

 

“...Sanırım ölülerin sözleri bazen yaşayanlarınkinden daha güçlü oluyormuş.”

 

Bir an için Evileye derin bir şekilde düşünerek vagondan dışarı baktı. Tabii ki, bu sadece bir anlığınaydı.

 

“Bahsi geçmişken, Brain Unglaus ne yapıyor?”

 

“Savaşçı-Kaptan, Brain'e onun Savaşçı-Kaptan olmasını istediğini söylemiş. Ama Brain göreve layık olmadığını düşünüyor. Bu yüzden, bir sonraki Savaşçı Kaptanı olmak için uygun birini arıyor. Sonra da onu eğitecek. ”

 

“Yani soylu bir ailesi olmayan kişilerden arıyor… Anlıyorum. Sonuçta Gazef de Brain de halk tabakasından kişilerdi. Demek böyle düşünüyor. Yani sana söylediği şey de...”

 

“Evet. Yetimhaneyi inşa etmek. Bir dahaki sefere, çocukları Brain-san'la birlikte ziyaret edeceğim. Bildiğimiz kadarıyla, aralarında yetenekli bir çocuk olabilir.”

 

“Şey, benim sezgilerim onu anlayacak kadar kuvvetli değil,” dedi Tina. "Sen ne düşünüyorsun Evileye?"

 

“Bir bakışta büyülü yetenekleri fark etmek imkansız. Büyü kullanıp kullanamayacaklarını kabaca anlayabilmeden önce çok fazla sihirli eğitimden geçmeleri gerek. Ayrıca, bu sadece arcane tipi büyüler için geçerli. Eğer bu veletler ruhsal ya da ilahi sihirde yetenekliyse, hiçbir şey anlayamam.”

 

Renner rahatsız bir şekilde “Hmmmm” dedi. Sonrasında ise yüzünde bir gülümseme belirdi.

 

“O zaman, ileride her türlü insanı yetimhaneye davet etmeliyiz ki yetenekleri çocuklar bulabilelim.”

 

Renner ikisine bakarak gözleriyle bir şey anlatmaya çalışıyor gibiydi. Bir noktaya kadar bu, gerçek bir konuşmadan daha ikna ediciydi.

 

“...Bu çok safça. Ama eğer o olsaydı, ah― ”

 

“Üzgünüm, Evileye, eğer oni liderimiz olsaydı…”

 

"Evet. Yine de, onun için bile olsa bu kadar kolay kabul etmeyeceğim. Sonuçta, bunun için belirli bir miktar ücrete ihtiyacımız var. İşe alındığımız için minimum ödemeye ihtiyacımız var. Ayrıca, hiçbir şey kazanmazsak bu diğerleri için de kötü olur. Ayrıca bu maceracıların kurallarını da ihlal etmek demek. Ek olarak öğretim teknikleri için de bir ücret ödenmeli."

 

“Söylediğiniz her şeye katılıyorum, ama çok üzgünüm. Gerçek şu ki, hiç param yok…”

 

Renner, bunu söylediği gibi yüzünde bir keyifsizlik belirdi.

 

Üçüncü Prenses, kimsenin kullanmadığı birisiydi ve soylu biriyle evlenip kraliyet kanından faydalanmak dışında kimsenin ondan bir beklentisi yoktu. Bu nedenle, hiçbir soylu onu desteklemiyordu ve bu yüzden de istediği gibi harcayacak paradan yoksun kalıyordu. Tabii ki, bu basit bir yaşam tarzı yaşayan Renner için bir zorluk değildi. Ancak, Birinci ve İkinci Prenseslerin bu tür şeylere tahammül edebilmelerinin imkanı yoktu.

 

Bu nedenle, Climb giydiği zırhın içinden bile Prenses'in niyetlerini çok net hissedebiliyordu.

 

“Prenseslerin hepsinin güzel elbiseler giydiğini ve zarif yaşamlar yaşadığını duydum.”

 

“Gerçeklik çok nadiren dediğin kadar güzeldir. Yine de, öyle prensesler yok değil. ”

 

Prenses Renner'ın gözlerinin hayranlıkla parlamasını izleyen Climb'ın kalbinde tarif edemeyeceği bir his belirdi.

 

Climb, bu dünyadaki en soylu ruha sahip, dünyanın en güzel insanına istediği o hayatı vermek için nelerini vermezdi ki...

 

Diğer taraftan bunların tüm sebebi yine Prenses'in kendisiydi. Climb'ın burada bulunmasının sebebi Prenses'in Climb'ı kurtarmasıydı. Tam o anda Renner yüzünü çevirdi ve parlak gözleriyle Climb'a baktı.

 

"Bir şey mi düşünüyorsun Climb?"

 

“Ah, hayır, bir şey yok Renner-sama.”

 

"Öyle mi? Eğer aklına bir şey gelirse söylemekten çekinme. Sonuçta zor zamanlarda birbirimize yardım etmeliyiz.

 

"Ah evet! Çok teşekkür ederim.

 

"Oi! Siz aşk böceklerini böldüğüm için üzgünüm ancak cidden de yeteneklerimi bedavaya kullanmayı sevmem. Ne derse desin, yine de uygun bir ödeme talep edeceğim.”

 

“Ücreti karşılamaya çalışacağım.”

 

Renner başını eğdi.

 

“Hmm ~ ama bilmek istediğiniz şey cidden de yetenekleri olup olmadığı, değil mi Hime-sama? Eğer ben olursam hareketlerini izleyebilirim, peki ya sen ne düşünüyorsun, Evileye?”

 

“Ah, dürüst olacağım. Sadece birkaç hareketini görerek bir kişinin derinliğini anlayamazsın. Büyüsel yetenek dışsal olmaktan çok içsel bir şeydir. Ayrıca, büyülü yetenek söz konusu olduğunda bir deha gibi görünebilirim. Ama İmparatorluk'taki büyü kullanıcıları kadar büyük yeteneklerim yok.

 

“Yani, yetenekleri belirleme...”

 

“Yetenekler, ha,” Renner iç çekti. “Çocukluk döneminde onları tanımlayabilirsek çok yardımı dokunurdu bize. Aynı zamanda bu durum, soyluların, halk tabakasına karşı olan inatçılığını da yumuşatmamıza da yarardı. ”

 

“O halde, çocukların yetenekleri için evrensel bir kimlik sistemi kurmaya ne dersin? Bir yeteneğin varlığını veya yokluğunu doğrulayabilen 3. seviye büyüler var. Ancak bu yeteneğin ne olduğuna dair tam bir şey istiyorsanız büyük ihtimalle daha yüksek seviyeli büyülere ihtiyacınız olacak. Şey, en azından varsayımım bu yönde."

 

'Gerçekten mi? Cidden de yetenekleri keşfedebilir misiniz?”

 

“Gözlerindeki ışıltının sebebinin ne olduğunu bilmiyorum, ama fazla umutlanma. Sadece ruhsal olan üçüncü bir seviyenin varlığı hakkında şeyler duydum. Kullanıcının gözlerinin önünde yeteneği olan biri olup olmadığını doğrulayan bir büyü. Yani, böyle bir büyü olsa bile, zahmetli kısım asıl bundan sonra başlıyor. Bu yeteneğin nasıl düzgün bir şekilde geliştirileceğini öğrenmelisin. Ve bu yetenekleri ifade ettikten sonra bile, yeteneğin saçma sapan bir şey çıkma olasılığı var.”

 

"Öyle mi?"

 

Renner'ın gözündeki ışık soldu.

 

“Bence bunları çeşitli şekillerde test etmek daha iyi olurdu. Bir şelalenin altında durmalarını veya transa geçmelerini tetiklemek için güvenli uyku ilaçları almalarını sağlayın. Görünüşe göre bu, kendi doğal yeteneğinin farkına varmanı sağlıyor.”

 

"Gerçekten mi? Hım, bu gerçekten doğru mu?"

 

“Doğal bir yeteneğin var mı, Evileye-san?”

 

Şu ana kadar çenesi düşük bir şekilde konuşmakta olan Evileye birden sessizliğe büründü. Sanki tartışmak istemediği bir konu açılmış gibiydi.

 

Ancak ustası bu soru hakkında bir şey bilmiyordu.

 

“Bana ne tür bir yetenek olduğunu söyleyebilir misin?”

 

Böyle isabetli bir şekilde sorgulanmayı sevdiğinden değildi. Bu sorgulama biçimi onun doğasında vardı. İnsanlar onun hakkında, konuşmanın akışını anlayamadığını söyleyebilirdi. Hatta normalde konusunun açılması zor olan konuları hiç zorlanmadan, istemsiz bir şekilde açabilirdi.

 

Diğerlerini önemsemediğinden falan da değildi bu. Sebebi kraliyet ailesinde büyümüş olmasıydı.

 

“Ne oldu? Böyle bir soru üzerine heyecanlanıyor musun?”

 

“Etrafımda böyle yeteneklere sahip çok az insan var, bu yüzden ne tür yeteneklere sahip olduğunuzu bilmek istiyorum, Evileye-san.”

 

"Öyle mi?" Şey, madem öyle, sana söyleyebilirim.”

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-08 18:19:14
Çeviri için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-05 20:38:10
Çeviri için teşekkürler
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-26 19:17:37
Yanlişıkla part 11 i okuyup buruya geldimde bu part cok sıkıcıymış yaw
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-22 13:03:07
Çeviri için teşekkürler
stakr (27 puan) Üye
2021-01-05 20:42:12
elinize sağlık güzel olmuş
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-06 18:43:00
Bölüm için teşekkürler.
Bazil (1684 puan) Üye
2020-06-26 15:50:37
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-29 10:26:53
Çeviri için teşekkürler elinize sağlık :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 02:55:08
elinize sağlık teşekkürler
emircan (120 puan) Üye
2019-07-16 14:08:18
abi aşırı sıkıcı olmaya başladı
Vampire (369 puan) Üye
2019-04-21 01:31:51
Teşekkürler
☆JUDAL☆ (57 puan) Üye
2019-04-06 19:09:17
Elinize sağlık
blade (3267 puan) Üye
2019-02-05 12:38:21
Çeviri ve edit için teşekkürler
bust3d (3373 puan) Üye
2018-12-27 14:17:46
Çeviri için teşekkürler.
Devilman (2387 puan) Üye
2018-12-06 22:58:58
Owww çok fazla konuşma var okurken kim konuşuyor anlamıyorum
seyirci343 (3138 puan) Üye
2018-11-28 13:02:25
Mavi gülün kaptanının yüzü nerede yaralanmıştı? Ben hatırlamıyorum.
UGURINAL (2124 puan) Üye
2018-11-29 19:52:58
@seyirci343, Ainz, Gazefi True Death büyüsü ile öldürdükten sonra Lakyus, Gazefi canlandırmaya çalışıyor ama düşük seviye canlandırma büyüleri True Death ile ölen birini canlandıramadığı için başarısız oluyor bu yüzden 3.Ramposa Lakyusa vuruyor. Yüzündeki yara buradan geliyor.
seyirci343 (3138 puan) Üye
2018-11-30 09:41:25
@UGURINAL, Teşekkürler. Novelde geçiyor mu bu? Daha oraya gelmedik falan mı ben mi kaçırdım?
UGURINAL (2124 puan) Üye
2018-11-30 11:09:08
@seyirci343, Hayır, tam olarak bahsedilmiyor en azından benim okuduğum çeviride sadece bu bölümde Tina ile Prensesin arasında geçen konuşmada Prenses babam adına özür dilerim diyor bundan dolayı yüzündeki yarayı Ramposanın yaptığını biliyoruz.İnternette okuduğum kadarıyla da Gazefi canlandırmaya çalışırken olmuş bu olay.
seyirci343 (3138 puan) Üye
2018-11-30 15:46:30
@UGURINAL, Anladım. Tekrar sağol.