Overlord

16 Aralık 2018
Çeviri: Kyuuseishu
Düzenleme: -
3127 Görüntülenme
Bu bölümü 43 Kişi beğendi.
Cilt 10

Baharuth İmparatorluğu -13

"İlk olarak, şu durum nasıl? Senden..."

 

"İstediğim," kelimesini kullanacak iken kendini durdurdu.

 

"Sana emrettiğim o işi halledebildin mi? Yani, İmparatorluk'un çeşitli ülkelerdeki bilgilerinin yazılı bir kaydını çıkartmak.”

 

"Evet! Komşu ülkelere ait bilgilerin çoğunu tamamladım. Ancak..."

 

"Ne oldu? Bir sorun mu var?"

 

"Evet! Ya da daha doğrusu, 'İmparator'dan beklenildiği gibi' demeliyim."

 

Yüzünde bir gurur belirdi. Tıpkı bir öğretmenin, seçkin bir öğrencisine dair bakışı gibi bir bakıştı bu.

 

"İhanetimin farkına varmış gibi görünüyor."

 

Çalışanların işlerini yapmadan önce eski şirket sırlarını ifşa etmemeleri için yemin etmeleri oldukça doğaldı. Bununla birlikte Ainz, Fluder'ı, İmparatorluk'un önemli bilgilerini sızdırmakla görevlendirdiği için kötü biri sayılırdı.

 

Ancak Ainz bir şirketi değil, bir ülke işlettiğinin farkındaydı. Bir ülkenin refahı ve Nazarick'in Yüce Yeraltı Mezarı'ndaki kişilerin mutluluğu için her şey mubahtı.

 

Ancak Jircniv'e karşı kin tutmuyordu. Ancak, kendi ülkesinin refahı ile karşılaştırıldığında hiçbir şey ifade de etmiyordu. Eğer onun kara talihi Büyü Krallığı'nın refahını artıracaksa, o zaman açı çekmek zorundaydı.

 

Bunun yüzünden Ainz yine de iş birliği yapıp ikili bir çıkar sağlamayı yeğlerdi.

 

Punitto Moe bir keresinde Bay Nash ve mahkûmun koşulları hakkında bir şeyler söylemişti ancak işin özünde bahsettiği şey, fırsatlar sınırsız ise en iyi fayda sağlayacak olan yol iş birliği yaptığın yol olduğuydu.

.

 

Ainz, uluslararası ilişkilerde her bir tarafın diğerini kullanıp attığını biliyordu, ancak yine de Jircniv ile iyi bir ilişki kurmak istiyordu.

 

İmparatorluk'tan ölenlerin sayısını minimumda tuttum, o yüzden Fluder olayıyla eşit olmuş oluyoruz. Şimdi ona daha yakın hissediyorum kendimi. Onu gözetlemek için birçok zaman harcadığımdan olabilir.

 

“..."Bir sorun mu var öğretmenim?"

 

"Hayır, yok bir şey. Sadece bazı konuları düşünüyordum."

 

"Gerçekten mi? Düşüncelerinizi böldüğüm için en derin özürlerimi sunuyorum öğretmenim!"

 

“Özür dilemeye gerek yok. Bugün senin yüzünden buradayım.”

 

"Ohhh! Çok teşekkür ederim öğretmenim!"

 

Bana neden sürekli vahşi bir şekilde teşekkür ediyor yahu? Ainz şaşkın olmasına rağmen, sonunda asıl konuya geri dönebilmeyi başardı.

 

"Ah, evet. Yakalandığın gerçeği. Yakalanman çok önemli değil ama bir problem var. O da senin güvenliğin."

 

"Ohh! Cidden de benim gibi birinin güvenliğinden endişeleniyor musunuz öğretmenim?!"

 

Bu yaşlı adam neden her şeye aşırı tepki gösteriyor yahu? Bir patronun temel görevi, ıskartaya çıkartmak istemediği birinin durumunu başından takip etmesiydi. Yoksa İmparatorluk'ta farklı şeyler mi yapıyorlardı?

 

Eğer öyleyse bu durum korkutucu olurdu... Eh, yoluma çıkanları öldürebilirim fakat bir zamanlar benim astım olmuş birilerini öldürmek...

 

"Fluder, çok heyecanlanma. Etrafındaki birileri seni fark ederse garip olur."

 

"Bu bir problem olmayacak. Bu kat sadece benim kullanımım içindir. Buraya kimse gelmez."

 

Daha önce buraya gelmişti. Bu kule oldukça büyüktü o yüzden İmparatorluk'un en iyi büyü kullanıcısının kendine özel bir katı olması oldukça normaldi.

 

"Kişisel güvenlik konusuna geri gelirsek. İhanetin ortaya çıktıktan sonra birileri seni öldürmeye çalıştı mı?"

 

“Bu tür bir şey olmadı. Ancak bana yüklenen sorumluluklar giderek azaldı. Ayrıca geçmişte İmparator bizzat bana danışmak için sık sık gelse de sizin yönettiğiniz görkemli bölgeden geldiğinden beri beni hiç çağırmadı öğretmenim."

 

"Anlıyorum... "Pekâlâ Fluder. Benim tarafıma gelmek ister misin?"

 

"Ohhh! Memnuniyetle!"

 

Anında cevap vermişti.

 

"Pekâlâ, yaptığın işi düşününce... Hayır, ondan önce yapmam gereken bir şey var. Ödülünle ilgili."

 

Bunu söyledikten sonra Ainz iç geçirdi ve cep boyutuna ulaştı. Konuşmanın akışını daha önceden birçok kez prova etmişti, hatta sözlerini düzeltirken kendiyle dalga bile geçmişti.

 

Her ne kadar Ainz, Fluder'ın aklındaki gibi tepki verip vermeyeceğinden emin olsa da çoktan yeteri kadar pratik yapmıştı.

 

"Anlaştığımız gibi irfanlarımın bir kısmını sana vereceğim. Bu kitabı al ve oku."

 

Ainz ona Ölüler Kitabı adı verilen bir kitap uzattı.

 

Bu oldukça eski bir baskıydı ve küf kokuyordu. Ancak şaşırtıcı bir şekilde kitabın kendisi oldukça sağlamdı ve kurtlar tarafından yendiğine dair hiçbir iz yoktu.

 

Fluder titreyen ellerle Ainz'in sunduğu kitabı aldı. Ainz kendisinin bir ölü olduğuna sevindi. Eğer hala insan olsaydı, kitabı tutan eli endişeden dolayı durmadan titriyor olurdu.

 

Fluder'ın amacı büyünün boşluğunu derinlemesine araştırmaktı fakat Ainz'in büyünün boşluğunun ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Ona YGGDRASIL'i öğretebilirdi, ancak büyünün boşluğunun ne olduğu tamamıyla bambaşka bir konuydu.

 

Bu yüzden ona ne olduğunu anlatmamak sadakatine ihanet etmek olurdu. Ona karşı iyilik yapan birine iyilikle ve ödülle karşılık vermeliydi. Bu yüzden de Ainz ona koleksiyonundan, büyü irfanı hakkında bilgiler içeriyormuş gibi görünen bir kitap verdi. Göz attığı bölümler, büyü hakkında Ainz'in anlayamadığı içerikler barındırıyordu.

 

"Öyleyse, izin verirseniz"

 

Fluder kitaba uzandı ve kendinden geçmiş bir şekilde sayfaları çevirirken mutlu ifadesi sayfaları çevirdikçe umutsuz bir ifadeye döndü.

 

"Ne oldu? Aradığın şey bu değil mi?"

 

Ainz soruyu sorarken hissettiği rahatsızlığı bastırmaya çalıştı. Aradığı şey olmasa bile iyi bir şeydi. Bu durum için de pratik yapmıştı.

 

"Hayır, öyle bir şey değil. Ben bunu anlayamıyorum."

 

"Ah, anlıyorum."

 

Ainz kitabı Fluder'dan aldı ve birkaç sayfa çevirerek belli bir sayfada durdu.

 

"Bu bölüm ölülerin ruha dönüşümünü kapsıyor, özellikle de farklılaşma bölümü ile ilgili."

 

Kitap Japoncaydı, o yüzden Fluder'ın anlamaması oldukça normaldi. Ancak...

 

Bu kitap bir fantezi romanından çok fantezi dünyasına ait bir kitaptı. Farklılaşma dediği şey cehennemdi. Bulutlar da ruhlar falan filan. Gerçekten zor görünüyor ve kafam da buna basmıyor. Sadece yüzeysel olarak anlayabiliyormuşum gibime geliyor.  Okuyabilsem de bu kitabı anlayamıyorum.

 

Kitaplar bir bilinmezdi, daha doğrusu özellikle bu kitap anlaşılamaz bir ciltten ibaretti. Bu alanda bilgisi olmayan Suzuki Satoru'ya göre gördüğü şey boş karalamalardı. Yine de, bunların hepsi bir tür mitolojiden alınmıştı. Eğer Tabula Smaragdina etrafta olsaydı, muhtemelen ona ne olduğunu açıklayabilirdi.

 

"Ohhh!"

 

Ainz'in kalbindeki suçluluk duygusu, Fluder'ın ona neşeli gözlerle bakmasını izlerken daha da arttı.

 

"Pekâlâ... Bende tek bir tane olduğu için bunu sana veremem ama bir dene yine de."

 

Ainz, kitabın üstüne bir çift gözlük yerleştirdi ve ona uzattı. Fluder gözlüğü taktı ve hızlıca sayfaları çevirmeye başladı.

 

"İşte bu, işte bu! Kitaba göre ruhlar, bu büyük dünyanın dalgalarının geride bıraktığı köpükler gibi varlıklarmış ve ne kadar büyük ya da küçük oldukları fark etmeksizin hepsi temelde aynıymış. Bu da demektir kiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!"

 

Heh, çıldırdı resmen.

 

Ainz bile geri çekilecek kadar şekilde korkmuştu.

 

Fluder'ın gözleri fal taşı gibi açıldı ve kan çanağına döndü, ardından nefesleri vahşi bir hayvanınki gibi hızlandı birisinin üstüne atlayacakmış gibi bir şekle büründü.

 

"Nasıl... Nasılmış?"

 

Fluder'ın dik dik bakan gözleri Ainz'e doğru döndü.

 

"Bu... Bu harika öğretmenim! Bu benim aradığım irfanın ta kendisiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii! Hyaaaaah!”

 

Yaşlı adamın çılgın cinneti Ainz'i istemsizce savunma duruşuna geçirse de kısa süre sonra geri sakinleşti.

 

"Öyle mi? O zaman bana gözlüklerle birlikte geri ver."

 

"Ne! Ama bu..."

 

"Bu kitabın çevirisini eğitiminin bir parçası olarak düşün. Bir kez anladığında ve sindirebildiğinde daha yüksek bölgelere girebilirsin. Sadece bu gözlükleri kullanman çok manasız olurdu."

 

"Bu nasıl olabilir? Öyleyse kitaba bir kez daha göz atabilir miyim?"

 

"Bir sayfa yeterli olur. Eğer ondan sonrasına devam edersen gelişimine negatif etki eder."

 

Fluder kitabı zıbam diye kapattı ve ardından gözlerini de kapattı.

 

Birkaç saniye sonra gözlerini açtı ve konuştu. Sesi normale dönmüştü.

 

"Anlaşıldı. Öğretilerinize uyacağım, öğretmenim. Anlamadığım konular varsa yardım isteyebilir miyim peki?”

 

“Umu. Cevap vermeye gücüm yettiği sürece tabii ki."

 

"Peki!"

 

Fluder gözlükleri çıkardı ve Ainz'e geri verdi.

 

Mükemmel! Bir süre boyunca Fluder'dan bir şey duymayacağım. Ah, önce ona direktifleri vermeliyim. Bu… bunu nasıl söyleyeceğim?

 

Ainz hafızasının derinliklerine inmeye çalıştı. Ardından resmi ve ağır bir tonda -ki insanlar bu ses tonunu bir liderin sesi olarak görürdü- konuştu Ainz:

 

“Fluder.”

 

"Evet.!!"

 

“Sana bu arcana kitabını emanet ettim çünkü sana güveniyorum. Onu asla üçüncü bir tarafa teslim etmemelisin. Aynısı aldığın notlar için de geçerli. Bu kitap hakkında hiçbir şey sızmamalı."

 

"Anladım!!!"

 

"Bunun nedenini sana söylememe gereği olduğunu söylememe gerek yok sanırım, ancak bu insanların idrak edebilme kapasitesini aşıyor. Eğer başkaları da bunu öğrenmeye çalışırsa sıkıntı çıkardı... Ancak senin yeteneğindeki biri için sorun olacağını sanmıyorum. Seni on yıl sonra yolun kenarından toplamak istiyorum."

 

"Elbette. Sizden edindiğim bilgilerin hiçbirini başkalarına sızdırmayacağımdan emin olabilirsiniz. Söz veriyorum."

 

“Sana güveniyorum, Fluder. Beni hayal kırıklığına uğratma."

 

"Elbette!!!!"

 

Fluder sandalyesinden kalktı ve yere diz çöktü.

 

Bu kadar abartmaya gerek olmadığını söylemek istedi ancak şu anda gerçekleşen olay bir majesteleri olarak ne kadar etkili olduğunu gösteriyordu. Ainz, ne söyleyeceğine dair saatlerce pratik yaptığı için kendiyle gurur duymadan edemedi.

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Badjoo (1410 puan) Üye
2022-03-24 18:04:27
Flunder ile renner serideki en akıllı insanlardan gerçek gücün farkındalar.
Wickedleopar (1865 puan) Üye
2021-11-21 20:24:50
Emeğinize sağlık
Turşu (1552 puan) Üye
2021-10-09 01:00:15
Çeviri için teşekkürler
tsuyomi (1601 puan) Üye
2021-08-07 14:05:56
Çeviri için teşekkürler
Liesenburg (22 puan) Üye
2021-05-29 13:33:11
Elinize sağlık.
Demiurge (3142 puan) Üye
2021-01-28 00:32:42
Çeviri için teşekkürler
maahhaam (4749 puan) Üye
2021-01-24 15:18:45
Çeviri için teşekkürler
ARS (1843 puan) Üye
2020-08-07 13:14:38
Bölüm için teşekkürler. Adamı yaşlı olarak düşünmek feci zor.
Demiurge (1721 puan) Üye
2020-07-07 22:22:13
Lan aklıma Black Clover'daki Macig King geldi.😂
Bazil (1684 puan) Üye
2020-07-03 12:31:37
Emeğiniz için teşekkürler
YokTanVaR (35 puan) Üye
2020-05-29 23:34:04
Çeviri için teşekkürler :)
Unknowobject07 (679 puan) Üye
2020-05-06 14:31:13
fianl boss olacak sanki bu flunder
Vampire (369 puan) Üye
2019-08-20 16:40:21
Hahahaha aferin
☆JUDAL☆ (57 puan) Üye
2019-08-17 20:13:26
Çeviri için teşekkürler
Ulaş (1600 puan) Üye
2019-08-10 01:29:17
Dedem sna acıyorum ama istediğini elde ettiğine de seviniyorum allah sonunu hayıretsin :)
blade (3267 puan) Üye
2019-02-12 01:42:40
Çeviri ve edit için teşekkürler