Sıfır İnananlı Tanrıça ile Isekai'yi Temizlemek - Sınıf Arkadaşları Arasındaki En Zayıf Büyücü

04 Mayıs 2020
Çeviri: deantrbl
Düzenleme: Residenttt
1392 Görüntülenme
Bu bölümü 29 Kişi beğendi.
Cilt 2

Sasaki Aya'nın Yeniden Bir Araya Gelmesi

“Takatsuki-kun…?” 

Eh?

Bu canavar az önce ne demişti? 

Şimdiye kadar gürültülü olan Tespit alarmı durdu.

“M-Makoto?! Canavar…!” (Lucy)

Lucy, aniden ortaya çıkan Lamiaya bir çığlık attı.

Bir canavarın şimdiye kadar bana bu kadar yaklaşmasına izin vermemiştim.

“Takatsuki…Makoto?!” 

Lamia neşeli bir şekilde bağırıyordu!

Canavar tam adımı bağırıyordu.

Tonlaması da aynı zamanda Japonlarınkine benziyordu.

Bu…

Hiç şüphe yoktu.

Bu Lamia 1-A sınıfından bir sınıf arkadaşımdı.

Ama böyle bir şey mümkün müydü?

(Agh! Bu anlamsız!) (Makoto)

“Hey, buralarda saklanacak bir yer var mı?” (Makoto)

Lamiaya sordum.

Lamyaların kendi bölgeleri Laberintos'taydı.

Bu yer hakkında bizden daha çok şey biliyor olmalıydı.

“Buraya!” 

“Anladım!” (Makoto)

Lamia, bu bölgedekilerden daha büyük olan şelalelerden birini işaret etti.

Sanırım bana şelalenin arkasına gitmemi söyledi.

“Lucy, sıkıca tutun” (Makoto)

“Eh, t-tamam.” (Lucy)

Lucy belimi daha sıkı tuttu.

Lamia bir sebepten dolayı suratını asıyordu.

Lamia bile bana sıkıca sarılmış mıydı?!

“Hiih! Bu canavar da neyin nesi?!” (Lucy)

“Endişelenme, Lucy. Sorun yok.” (Makoto)

Yine de biraz emin değildim.

Önceki arakne gibi gardımı düşürmeye çalışmıyordu, herHalde?

“Ruh-sanlar! Lütfen bize yardım edin! [Su Büyüsü: Öfkeli Su Ejderhası].” (Makoto)

Arakne inindeki zamandan farklı olarak yeraltı gölünün üstünde suyu istediğim kadar kullanabilirdim.

Önceki ejderhada kullandığım suyun iki katı miktarda su kullandım.

Bizi kuşatan canavarlar havaya uçtu ve onlar sürüklenirken şelalenin arkasına kaçtık.

Şelalenin arkasında geniş bir alan vardı ve orada canavar yoktu.

Kaçmayı başardık, ha.

“Haah, haah, haah… Bu zorluydu.” (Makoto)

“Haah, haah, haah, kaçmayı başardık… Bekle, bu neden burada?!” (Lucy)

“…”

Lucy aceleyle zıpladı.

Lamia buraya bakıyor - hayır, doğrudan bana bakıyordu.

“Takatsuki-kun.” 

“E-Evet?” (Makoto)

Sonunda cevap verdim.

Ama bu kız… o kimdi?

“Bu Takatsuki-kun…” 

Bu sefer bütün bedenime dokunmaya başladı.

Uh, hmm.

“Bekleyin, ne yapıyorsunuz çocuklar?” (Lucy)

Lucy biraz uzak bir mesafeden şok oldu.

Dışarıdan bakıldığında bir canavar tarafından kucaklanmış gibi görünüyordum, ha.

“…”

Lamia, Lucy'yi görmezden geliyordu.

Ya da daha çok, sadece bana bakıyordu.

“Uhm…” (Makoto)

Lamia ile konuşmaktan başka seçeneğim yoktu.

1-A'da bir tanıdık ve benimle yakın bir birey gibi konuşacak birisiydi.

Fuji-yan hariç, akla gelen sadece bir kişi daha vardı.

Dış görünüşü tamamen farklıydı ancak…

Eğer yanılıyorsam özür dilerim.

“Sen Sa-san’sın, değil mi?” (Makoto)

“Fark etmedin mi?” 

Uwa! 

Şimdi inanılmaz derecede hoşnutsuz bir tonu vardı.

“Biliyorsun, şimdi tamamen farklı görünüyorsun.” (Makoto)

“Ah, anladım. Bu, [Dönüşüm].” (Aya)

Ooh, Lamia yavaş yavaş bir insan formuna dönüşüyor… bekle, bir dakika!

“Hey, en azından kıyafet giy!” (Lucy)

Lucy-san! Güzel tsukkomi.

İnsan formuna dönüşen Lamia tamamen çıplaktı.

Hemen arkamı döndüm.

“Sa-san! Giyecek bir şeyin yok mu?” (Makoto)

“Hmm, sonuçta ben bir canavarım.” (Aya)

Bütün utanç duygusunu kaybetmiş!

“Sana ödünç vereceğim”, Lucy ona manto verirken söylediği şey buydu.

Sa-san mantoyu vücuduna bir elbise gibi sardı.

“Ayrıca, bunu da giy.” (Makoto)

Ceketimi ona verdim.

Rahatladım. Artık endişelenmeden yüzüne bakarak konuşabilirdim.

“Uzun bir süre oldu, Sa-san.” (Makoto)

“Takatsuki-kun!” (Aya)

Bana sarıldı.

“Hey, Makoto. Bu kim?” (Lucy)

“Pardon, pardon. Buradaki kız Sasaki Aya-san. Benim gibi bir diğer dünyalı. Sa-san, bu kız Lucy. Benim grubumun bir üyesi.” (Makoto)

Lucy ve Sa-san birbirlerine bakıyorlardı.

“…Tanıştığımıza memnun oldum Lucy-san.” (Aya)

“…Tanıştığımıza memnun oldum Aya. Şimdilik, Makoto'dan uzak dur.” (Lucy)

“Yeniden görüşmemizden bu yana uzun zaman geçti. Bu normal, değil mi? …Takatsuki-kun’un kız arkadaşı mısın?” (Aya)

“D-Değilim!” (Lucy)

Sa-san rahat bir nefes aldı.

“Bu arada, neden bir Lamia olarak buradasın?” (Makoto)

Ona sormak istediğim bir sürü şey vardı.

“Takatsuki-kun, dinle!” (Aya)

Bana daha sıkı sarıldı.

“…”

Lucy dikkatle bakıyordu.

Zorluk geçirmiş olmalıydı, şimdi biraz kibar olmalıydım.

“Biliyorsun, ben…” (Aya)

◇◇

 “…Ve olanlar buydu…” (Aya)

Sa-san tüm yaşamını bize bir Lamia olarak anlattı.

“Affedilemez, şu harpyler ve hain! Onları büyümle yok edeceğim Aya!” (Lucy)

“T-Tamam. Teşekkürler…” (Aya)

Lucy sıcakkanlı bir kızdı. Öyküsünden etkilenmiş gibi görünüyordu ve kızgındı.

“…”

“Takatsuki-kun? Sorun ne?” (Aya)

Şok olmuştum.

Sa-san’ın bir Lamia olarak tekrar hayata gelme hikayesi.

Bir zindan içindeki hayatı.

Her gün buradaki birçok canavarla mücadele etmişti.

(Ben çok daha fazla zorluk çekmişti…) (Makoto)

İstatistiklerimin tapınakta ne kadar düşük olduğunu öğrendim zaman bu paralel dünyada en zor şeyleri benim yaşadığımı düşünmüştüm.

(Sa-san'la kıyaslandığında, kolay zamanlar geçirmişim, lanet olsun!) (Makoto)

“Daha çok çalışmalıyım…” (Makoto)

“Çok zorlanmış gibi görünüyorsun, Takatsuki-kun.” (Aya)

Nedense bana sempati ile baktı.

“Çok zor zamanlar geçiren sensin Sa-san. Bu arada, zindanın Üst Katına gitmek istiyoruz. Yolu biliyor musun?” (Makoto)

“Üst Kat mı? Eğer bu yeraltı alanının tepesine çıkmanın yolunu soruyorsanız ablalarımdan duymuştum, yani biliyorum.” (Aya)

“Peki! Lucy, hadi gidelim. Geri dönebiliriz gibi görünüyor.” (Makoto)

“Hey, ben ne olacağım…?” (Aya)

Sa-san endişeli bir ifade oluşturdu.

“Gel, beraber gidelim.” (Makoto)

Seni geride bırakmayacaktım.

“Evet!” (Aya)

Bana tekrar sarıldı.

Lucy, bana her seferinde o gözlerle bakmamalıydın.

◇◇

Laberintos'un Üst Katına gidiyorduk.

“Sanırım buradan. Biraz dar, bu yüzden dikkatli ol.” (Aya)

“Hayır, dar değil…” (Lucy)

“Zar zor sığılıyor…” (Makoto)

Burası bir delikti.

“Gerçi Lamia formunda olsaydım kolay olurdu.” (Aya)

“Uuh, kayaların hepsi sert ve dizlerimi acıttı…” (Lucy)

“Sa-san, ne kadar daha uzun?” (Makoto)

“Yakında çıkacağız. Buralarda bir çıkış var.” (Aya)

Geldiğimiz yer kesinlikle Su Mağarası’ydı.

“Burada kimse yok.” (Lucy)

“Muhtemelen sabah erken olduğu için.” (Makoto)

“Eh?! O kadar zaman geçti mi?” (Lucy)

Lucy şaşırmış gibi konuştu.

“Evet, burası Üst Kat.” (Aya)

Sa-san huzursuzca etrafına bakıyordu.

“Buraya ilk gelişin mi Sa-san?” (Makoto)

“Evet, burada bir sürü insan olduğunu duydum, bu yüzden tehlikeliydi.” (Aya)

“Orta Kat canavarları için Üst Kat tehlikeliydi, ha…” (Makoto)

Bu ilginçti.

“Makoto, Su Mağarası'nın neresindeyiz?” (Lucy)

“Muhtemelen girişin ve Büyük Şelale’nin ortasında bir yerlerde.” (Makoto)

[Haritalama] becerim ile onayladım.

Tespit becerim sadece zayıf canavarları tespit edebiliyordu.

“Görünüşe göre güvenli bir şekilde kaçmayı başardık.” (Makoto)

Bir günde Laberintos’tan kaçmayı başarmıştık.

Zindandan ayrıldığımızda gece çoktan bitmişti ve sabah güneşi doğuyordu.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Madara4Sama (10 puan) Üye
2022-02-23 13:34:04
Yes be işte harem uyesi
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-01-17 19:41:16
evet harem +1
DasanDra (148 puan) Üye
2020-08-02 01:04:25
Bölüm için teşekkürler
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-09 20:59:21
Sineyk pusi umarım ban yemem
MhmtSnmz (70 puan) Üye
2020-05-04 22:57:57
Sa-san'ın intikamı ne olacak? Bölüm için teşekkürler
Karafon (1269 puan) Üye
2020-05-31 08:03:52
@MhmtSnmz, Güçlendikten sonra gelir artık
Milamber (1333 puan) Üye
2020-05-04 19:14:33
teşekkürler
berkohra (1 puan) Üye
2020-05-04 18:24:41
çeviri için teşekkürler
DeliDana (2871 puan) Üye
2020-05-04 17:40:54
Çeviri için teșekkürler.
Rakunstar (3619 puan) Üye
2020-05-04 16:52:19
çeviri için teşekürlerrrrr