Theoden

01 Mart 2020
Çeviri: 151
Düzenleme: AntiYasuo
560 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Yön Taşları

“Turganın düşmanlarından bahsetti ve onlarla karşılaşmak için ayrılacağını söyledi. Karşı geldim ve gitmesine izin vermedim ama kardeşini tanıyorsun. O inatçı bir kadın ve ilk fırsatta buradan ayrıldı. “

“ Dikkatsizlik ettin yani? “

“ Aslında Camthalionda bahsettiğim olay o zaman gerçekleşti. Ben Feriğimin haberini alıp kurtarmaya gittim ve döndüğümde Karia yoktu ama bunu tahmin ettiğimden, önlemimi almıştım ve Kökludan onun yerini bulmamızı sağlayacak bir yön taşı yapmasını istemiştim. En azından buna izin verdi ve onun yerini işaret eden bir yön taşı var elimde. “

Attila Turgandan aldığı odun parçasını cebinden çıkarıp, dudağının kenarına koydu.

“ Bir yoldaşını kurtarmak için ayrılmana bir şey diyemem Dragut. Aynı durumda ben de olsaydım muhtemelen sonuç değişmezdi. Bu yüzden sana kızamam. O yön taşını bana ver ve yeğenimin düşmanlarından bana da bahset. “

Attila belli ki kız kardeşinin peşine düşecekti ve Dragut da böyle bir durumda gitmemesi için ısrarcı olmayı düşünmüyordu. Eğer Karia’ya verdiği söz olmasa, çoktan peşine düşmüştü ancak ona verdiği sözü tutup, imparatorluğu yok etmeye odaklanacaktı. Havarileri bildiği kadarıyla anlatmaya başlayınca Attila onu durdurdu. Zaten Rohandan onları duymuştu.

“ Rohanda aynı şeyleri söylemişti. Kulağa saçma gelse de bir haklılık payı olmalı. Her neyse bugün buradaki son gecem Dragut. Şehirdeki tüm içkileri içmek istiyorum. Ayıldığımda küçük kız kardeşimi bulup, yeğenimin düşmanlarını yok etmeye gideceğim. “

 

Attila içmek için şehrin en kuytu köşesinde olan meyhaneyi seçmişti. Meyhaneci hesap Dragut tarafından karşılanacağı için, açtığı şişeleri saymıyordu bile. Attila ne kadar içse de bana mısın demiyor, ona eşlik eden Mirliva Yavuz ise, Attila’nın hızına ayak uyduramayacağını çoktan anladığından biraz ağır gidiyordu.

“ Yarın buradan ayrılacağım Yavuz. Muhtemelen ben ayrılırken Turgan hala uyanmamış olacak. Bu yüzden Turgana iletmeni istediğim birkaç şey var. İlki sahip olduğu yaft kitabının adı kiyan… “

 

 

Attila ertesi gün İntikam Alayıyla beraber yola çıkmıştı. Alay üyelerini serbest bırakmış olsa da, tamamı kendisini izlemeyi seçtiler. Aslında Rudolfu geride bırakmayı çok istiyordu zira Turganın uyandığında bir doktora ihtiyacı olacağını düşünüyordu ancak Dragut bunu reddetti. Zaten karısının kaderini abisi Attila ve dostlarının eline bırakmışken, grubu bu tehlikeli yolculukta bir de doktorsuz bırakmak istemiyordu. Ducia ve Lokman Ananın yeterli geleceğini, yeterli olmazsa da en iyi başı bozuk hekimini çağıracağına dair söz verdi.( Şifacılık ve hekimlik farlı meslekler) Yön taşını çıkarıp Attila’ya uzattı.

.

.

.

.

Ertesi gün

Yön taşı dünyada çok fazla var olmayan ancak bazı ilkel kabileler tarafından ve bazı varlıklar tarafından üretilebilen bir taş türüydü. Bazı kabile şarlatanları, kişinin kanını kullanıp yön taşlarını üretebiliyorlarken, Köklu doğrudan Karia’nın özünü kullanarak bu taşı oluşturmuştu. Avuç içine sığabilecek kadar küçük, saydam ve kristalize bir taş olup, çalışma sistemini Attila ayrılmadan hemen önce Köklu açıklamıştı.

“ Taş sabitken saydam renklidir ve sadece hareket ettiğinde aktif olur. Hareket ettiğindeyse dört farklı renge bürünebilir.

1.Hedef kişiden uzaklaşırsan mavi renge bürünür ve bu yöne gitmemen gerekir. Çünkü mavi hedef kişinin tam aksi yönü gösterir.

2.Yeşil renk, yine hedeften uzaklaştığını gösterir ancak Mavi renk gibi tam ters istikamette değilsindir.

3.Turuncu renk hedefe yaklaştığını gösterir.

4.Kırmızı renk ise hedefin tam gittiğin yön üzerinde olduğunu gösterir. “

 

 

“ Çok karışık yapmışsın. Yaklaştığımı ve uzaklaştığımı anlasam yeterdi. “

“ Doğru söylüyorsun insan ama taş sadece yönü gösterdiğinden, yolların varlığını umursamaz. Bazı durumlarda Kırmızının gösterdiği yöne ilerlemen mümkün olmaz. Bazen gemin yokken bir okyanus kıyısına ulaşırsın, bazen de girmen yasak olan bir şehre götürür seni. İşte o zaman turuncu renk ve gerekirse de yeşil rengin gösterdiği yönü izlersin. “

Attila taşı yaptığı için aslında Kökluya müteşekkirdi ancak kendisi için bu detayları düşünmesine gerek yoktu. Babacan bir gülümsemeyle konuştu Attila.

“ Söylediğin şeyler mantıklı ama Avina varken böyle dertlerimiz olmayacaktır. Avina gelmek üzere Dragutun aydakarı. Gitmeden senden bir şey isteyeceğim. Madem bu taşlardan yapabiliyorsun, Turganın özünden biraz alıp onun için bir yön taşı yapar mısın bana ? “

Attila ilk kez Köklu ile emrivaki kullanmadan konuşmuştu. Köklu’nun durum hoşuna gitse de cevabı olumsuz olacaktı.

“ Normalde bu iş bir benim için çocuk oyuncağı olsa da, Turgan bu haldeyken mümkün değil. İhtiyacım olan özü alacak kadar öz bile yok bedeninde ve silahındaki özü hissedebiliyor olsam da, erişemiyorum. Aslında onun ekibinden birisi için yön taşı oluştursam da işini görebilirdi ancak, taşın hazır olabilmesi için birkaç gün geçmesi gerekli. Eğer biraz daha burada kalmaya karar verirsen, memnuniyetle hallederim Attila. “

Attila, isteği karşılanamayacak olsa da keyfinden bir şey kaybetmemiş gibiydi. Avina gökte görünmüştü ve daha fazla zaman kaybetmek istemiyordu Attila bu yüzden yön taşının hazır olmasını beklemeyecekti. Diğerleriyle zaten vedalaştığından ki en uzun sarılmayı Ragnossa ile yapmıştı, Eğilip Turgan’ın başını okşadı ve bir şeyler söyleme ihtiyacı hissetti.

“ Bir an önce uyan uykucu velet. Yoksa senin düşmanlarını annen halletmek zorunda kalıyor ve baban da bir hıyar olduğundan ihale bana patlıyor. Güçlenip uyan ki omuz omuza savaşabilelim. “

Attila başını bir anda Ducia’ya çevirdi ve devam etti.

“ Dün karşımda durmuş olsan da, Turganı en çok senin düşündüğünü biliyorum azrak kız. Öyle olmasa, gece gündüz burada beklemezdin. Yavuzun söylediğine göre, duş almak dışında şehre uğramıyormuşsun. Yemekleri Elfy ya da Nyı getiriyormuş ve burada uyuyormuşsun. Aferin evlat çırağım sana sahip olduğu için çok şanslı. Onun eksik olan tek şeyi aklı ve sen de buna sahipsin. Bu yüzden lütfen yeğenimin yanından hiç ayrılma. “

Attila Ducianın kulağına dudaklarını yaklaştırdıkran sonra, fısıldayarak devam etti.

“ Ayrıca uyandığında gördüğü ilk kişi sen olacağından, bunun duygusal sonuçları da olacaktır. “

Attila’nın övgüleri ve verdiği tüyo, Ducia’nın yüzünün kızarmasına sebep olmuştu. Konuşacak cüreti kendinde göremediğinden mahcup bir şekilde başıyla onaylayabildi. Rüm intikam alayı üyeleri avinanın üzerine çoktan binmişlerdi ve vedalaşmadığı kimse kalmayan Attila da yeterince alçalmış olan Avina’nın üzerine sıçrayıp yön taşını avucuna koydu. Avinadan daireler çizmesini istedi. Avina daire çizerken kırmızı rengi görünce, parmağıyla işaret edip bağırdı.

“ Bu tarafa gidiyoruz Prenses. Karia’yı bulmaya. “

 

İntikam alayının ayrılmasıyla beraber, her şey Dragutun ayrılmadan önceki haline dönmüştü. Ducia eğitimine devam ediyor, Nyu en çok bu zamanlarda Turganın yanına gelip onun hoşuna gidecek şeyler söylüyordu. Yine böyle zamanların birinde, Köklunun duymamasına özen göstererek Turgan’ın kulağına fısıldıyordu Nyu. Bir eliyle Turganın saçlarını karıştırırken, diğeriyle ise göğsüne dokunup, ezilmiş kemiklerinin üzerinde gezdiriyordu.

“ Umarım böyle dokununca da acısı hafifliyordur Turgan. Buna kendin karar vermiş olsan da lütfen uyan artık. Seni hem bir erkek, hem de bir kardeş olarak çok özledim. Lütfen uyan ve kendine has bir şeyler yap. Komik dansını göster, aptalca şeyler söyle, dertleşelim, şakalaşalım. İstediğin gibi beni izle, istiyorsan dokun ama artık lütfen uyan. Ducia buradayken rahat konuşamıyorum, bu yüzden o eğitimde ya da duştayken gelip, hasret giderebiliyorum. Eğer beni duyabiliyorsan unutma, hala yatağımı paylaştığım, çıplakken göğüslerimin arasında uyuttuğum tek erkeksin. Uyandığında istediğin zaman tekrarının yaşanacağına emin olabilirsin. “

Nyu her ne kadar Turgan ile konuşurken enerjik olmaya çalışsa da, sesi her zamankinden daha sönük, benzi ise daha önce olduğu kadar beyaz değildi. Yüzünü Turganın üzerinden çekerken bir damla gözyaşının Turganın yanağına damladığını fark etti. Bu olur olmaz da, Turganın yüzünde kocaman bir gülümseyiş oluştu. Bunu gören Nyu da istemsizce sırıtmaya başladı ve birkaç cümle daha kurdu.

“ Bu haldeyken bile üzülmemi istemiyorsun ha. Cidden emsalsiz bir insansın. Sen kazandın ağlamayacağım. Ayrıca söylediklerimde ciddiydim bence bir an önce uyanmalısın.”

Nyu konuşmaya devam etmese de bir süre daha Turganı izlemeye devam edecekti ama bu kez gülümseyerek.

 

 

 

Bilgi : Yön taşının yapılabilmesi için; kişinin, özünün alınmasına izin vermesi gerekir. Köklu silahtaki öze ulaşsa dahi, normal şartlar altında onu çalamazdı ama muhtemelen deneyecekti :P

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar