Theoden

05 Mart 2020
Çeviri: 161
Düzenleme: AntiYasuo
525 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Havarilerle İlk Karşılaşma

Havari Mirza haklı çıkmıştı. Siyah bulutun dışında kalan Nyu Turgan’ın varlığının kaybolmasıyla, odağını kaybedip kendine gelmek zorunda kalmıştı. Endişeli adımlarla etrafını süzdü. Hizmetkar ve havarinin ortadan kaybolmasıyla, rüzgarın şiddeti azalmış olsa da, halen oldukça sert esiyordu. Nyu’nun kendine geldiğini fark eden Mirliva Yavuz durumu açıkladı.

“ Havari’nin üzerine bindiği şey onları içine çekti ve ikisinin de özünü hissedemiyoruz. “

“ Sevdiğim adam iyi olacak mı peki? “

Hepsinden daha bitkin olan Arya, umutsuz görünen Nyu’ya moral vermek yerine, içinde bulundukları kötü durumu iyileştirmek adına bir katkıda bulunmaya kararlı gibiydi.

“ İyi olmayacağını düşünüyorsan daha güçlü bir adama aşık olsaydın. Senin sevdiğin adamsa benim de kardeşim. Turgan sözünü tuttu ve o herifi bizden uzaklaştırdı. Etrafta başka düşman yokken bir an önce yaralılarla ilgilenelim. “

“ Doğru söylüyorsun Arya. Keşke Ducia da burada olsaydı. Eminim işimizi kolaylaştırırdı. “

“ Aşık olmak sana yaramamış Nyu. Bir başıbozuksan, elindekilerle yetinmeyi bilmelisin. Burada olmayan birisi için hayıflanmanın anlamı yok. “

Arya gerçekten akıllıca konuşuyor ve soruna eğilmeyi biliyordu. Ortamdaki en yaşlı kişi ve en tecrübeli başıbozuk olan Mirliva Yavuz da onu destekleyecekti.

“ Arya haklı. Hiçbir şey yapamıyorsak dostlarımızın yaralarını sararız. “

Fırtınaya aldırmadan üzerindeki ceketi ve gömleği çıkarıp yırtmaya başladı Yavuz. Bir yandan da yerde hareketsiz yatıp, yağmurdan sırılsıklam olan Çağıl Paşa’nın yanına yürüyordu. Ona ulaştığında, üzerindeki karamel renkli, koyu kıvamlı, yapışkan sıvı için Arya’nın dediklerini hatırladı ve onlara temas etmeden sarabileceği yaraları sarmaya koyuldu.

Çağıl Pala’yı konuşturmaya çalışsa da, paşanın dudaklarının üzerindeki karamel madde buna izin vermiyordu. Yavuz’un bu hareketini gören Nyu ve Arya da, sağlam olan başıbozukları yönlendirip, onların da yardımıyla kapsamlı bir ilk yardım operasyonuna girişmişlerdi.

.

.

.

 

Turgan dışarıdan kimsenin etki edemeyeceğini duyduğunda nedense mutlu olmuştu. Emin olmak adına bir soru daha sormak istedi.

“ Burada kullandığımız yaftların ve darbelerin bulutun dışına çıkma ihtimali de yok değil mi? “

“ Elbette yok. Kali’nin hediyesini kıçı kırık alan yaftlarıyla karıştırma. “

Turgan elini yüzüğünden çekti. Silahına dahi alışmamış bir havariye öylece kaybedecek değildi. Ejderha’nın derisine sahip olmasa da bu adamı halledebileceğine karar verdi. Yerinden sıçradı ve bağırdı.

“ O zaman kendimizi tutmamıza gerek yok. Tabiatın insanoğluna Cezası- Yıkıcı Deprem “

“ Yaftların burada sökmez. Toprağın olmadığı bir yerde deprem oluşturmaya çalışmak ne kadar da acınası. Kanun yönetimi- 100 kat basınç “

Mirza da olduğu yerden sıçramış ve Turganla havada karşılaşmaya karar vermişti. Depremin gücünü taşıyan kıyımın balyoz tarafı ve basınç etkisi arttırılmış Mirza’nın silahının çekiç başı havada çarpıştılar. Çarpıştıkları anda silahların ortasından, sarı ve karamel renkli ışıklar belirip, yıldırım gibi kırılarak havaya yükseldiler.

“Demek depremin gücünü silahına yükledin. Beklediğimden daha akıllısın ama kaybedeceksin. Çünkü bu silah cidden harika. Depremin gücüne karşı bile kırılmıyor. Beni seçtiğin için Minnettarım Yüce Kali. “

“ Güçsüzsün. Seni öldürdüğümde, Ruhlarım doğru düzgün beslenemeyecekler bile. “

“ Diğer havarilerden güçsüz olduğum doğru. Ancak yeni silahıma henüz alışmadım. Ruhbiçen ile Ruhlarımız birleştiğinde, karşı koyabilmen için çok geç olacak hizmetkar. Kraus’a ulaşmana izin vermeden seni öldüreceğim. “

“ O zaman bende seni şimdi öldürürüm. “

“ Yanlış anladın hizmetkar. Şimdi de ben kazanacağım ama biraz zaman alacak hepsi bu. “

Mirza elindeki savaş çekicini ortasından tutup, iki eliyle çevirmeye başladı. Çekiç kendi etrafında daireler çiziyor ve o kadar hızlı hareket ediyordu ki, varlığı bir siluet gibi görünüyordu. Çekiç bu haliyle dahi yeterince korkutucuyken, Mirza tehlikesini arttırmaya karar vermişti.

“ Göz yaşlarını akıt Ruhbiçen “

Bunu söylediğinde bir süredir temiz görünen çekiç, yine o iğrenç karamel renkli sıvıdan üretmeye başlamıştı. Çekiç havada o kadar hızlı dönüyordu ki, sıvı herhangi bir yere sıçramadan merkez kuvvetinin etkisiyle, silahın bir uydusu gibi etrafında dönüyor ve ona kalkan oluyordu. Mirza çekicini çevirmeye devam ederek Turgan’ın üzerine sıçradı.

“ Kanun yönetimi- 60 kat basınç – 20 kat kütle “

Mirza kişiye özel yaft kitabı kullananlardan birisiydi ve Kali tarafından kullanılma sebeplerinin başında da bu geliyordu. Bu nadir kitapların en kıymetlilerinden birisini kullanabiliyordu. Kitabın adı Kanun yönetimi olup, ustalaştıkça fizik kanunlarına hükmetmesini sağlıyordu.

Yaftını uyguladığında, çekicinin boyutu ve etrafındaki karamel sıvının miktarı 20 misline çıkmıştı ve buna rağmen çekicini çevirmeye devam edebiliyordu Mirza. Fiziksel gücü hiç fena değildi.

“ Bana karşı kazanamazsın. Zaten en güçlü yaft kitabına sahipken, bir de Kali’nin havarisi olmakla kutsandım. Senin bulut dediğin bu alanın içindeyken, bir azrak beni destekliyormuş gibi gücüm katlanıyor ve silahım da mükemmel olduğundan yenilmez oluyorum hi ha ha “

Mirza genç yaşında çıldırmış bir adam gibi görünüyordu. Turgan başta söylediklerini abartılı bulsa da haklılık payı olmalıydı. Dediği gibi bu silahı kullanmaya yeni başlamıştı ve muhtemelen kısa süre içerisinde çok daha güçlü olacaktı. Bu olmadan önce mutlaka kazanmalıydı ancak devasa sıvı kütlesinden sıyrılmaya çalışırken savaşması pek de kolay olmayacaktı.

Üzerine gelen Mirzayı yok sayıp düşüncelere dalmış gibi gözüktü. O zaman kıyım ruhlarının sesini duymuştu ki bir anda bağırdı.

“ Susuuun. En zayıf havariyi bile kendi başıma yenemiyorsam, size sahip olmayı hak etmiyorum demektir. Bunu kendi başıma halledeceğim. Tabiatın öfkeli kükreyişi – Yıldırım Zırhı “

Turgan olduğu yerden sıçramaya hazırlanırken, Mirza’nın çoktan tepesinde bittiğini fark etti. Çekicini öldürme arzusuyla Turgan’a indiriyordu ve litrelerce sıvı da, bir kovadan dökülür gibi üzerine yaklaşıyordu. Kararını hızlı verdi.

“ Tabiatın öfkeli Kükreyişi- Yıldırım Saltanatı, Tabiatın İnsanoğluna cezası- Yıkıcı Deprem “

Turgan üç yaftı aynı anda kullanmıştı. Aslında teorik olarak iki farklı yaftın totalde üç kapısını kullanıyordu ancak bu seviyedeki yaftlar (özellikle yaft diyorum. Yaft olmadığını bilsek de adını bilmiyoruz yaptığı şeylerin) için bunu başarabilmek gerçekten takdire şayandı. Turganın etrafı yıldırımdan bir kalkanla kaplanmışken, sıvılar zırha dokundu ancak içine girmeyi başaramayıp üzerinden aktı.

Turgan depremin etkisini yüklediği mızrağını doğrudan fazlaca büyümüş olan savaş çekicinin merkezine hedefledi ve tüm gücüyle çekicin ortasına saplamaya çalıştı. Mızrak dokunduğu anda dev çekiç titremeye başlamıştı Turgan bağırarak tüm gücüyle silahını ittirmeye devam etti ve çekici çatlatmayı başardı.

Beklediği ana ulaştığını düşünse gerek ki, bunu fark ettiğinde, mızrağının içerisinde tuttuğu tüm yıldırımı bir anda salıverdi. Yıldırım çekicin üzerinden ilerledi ve birkaç kola ayrılarak Mirza’nın bedenindeki birkaç noktaya aynı anda isabet etti.

“ ağhhhhhhh “

Mirza acı bir çığlıkla olduğu yerden onlarca metre geriye savrulmuş, depremin etkisiyle tüm vücuduna yayılan yıldırımdan dolayı da düştüğü yerde titremeye başlamıştı. Tüm vücudu rüzgarın etkisinde kalmış bir yaprak gibi titriyordu.

Halen hayatta olsa da bilinci sarsılmıştı ve kesinlikle savaşabilecek halde değildi. Zaten birkaç saniye sonra da etraflarını saran siyah bulut kendi kendine küçülüp, ardından kaybolmuştu.

Turgan bir paşaya karşı kazanmış olan havariyi, özünün sadece yarısını tüketerek yenebilmesini kutlamaya hazırlanıp Mirliva Yavuza döndü.

“ Yavuz amca çok kolay ol…. Sen de kimsin? “

Önünde beklemediği bir manzara duruyordu Turgan’ın. Yavuz kanlar içinde yatıyor, Nyu savaşmaktan bitkin düşmüş bir halde ayakta zor durabiliyor ve Arya ortalıkta görünmüyordu. Nyu’nun karşısında duran adam muhtemelen Mirliva Yavuzun pestilini çıkarıp, Nyu’yu bu kadar bitkin hale getiren kişi olmalıydı.

Turgan ürpermeye başlamıştı zira bu adam tıpkı Mirza gibi iğrenç kokuyordu, elinde ürkütücü bir arbalet taşıyordu ve Mirzayla kıyaslanamayacak kadar güçlü görünüyordu.

Karanlık bulutların altında adeta Fırtınaya ait bir parçaymış gibi karanlık bir görüntü sergilemeyi başaran adam Yavuzun bedeninin üzerine basıp Turgan’a doğru ilerledi.

“ Bir havari olduğumu bilsen yeterli olur Hizmetkar. Ancak birkaç saatlik değil, varlığını Kali’ye adamış gerçek bir havari. “

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar