Theoden

05 Mart 2020
Çeviri: 162
Düzenleme: AntiYasuo
584 Görüntülenme
Bu bölümü 2 Kişi beğendi.

Kali'nin Laneti

Bu adamın varlığını öğrenmesiyle birlikte Turgan’ın hevesi kursağında kalmış, Zaferinin tadını çıkarmaya fırsat bile bulamamıştı. Havarinin varlığı baskı altında hissetmesine sebep oluyor ve kıyımın açlığını sırtındayken bile hissedebiliyordu.

“ Yavuz amcayı bu hale getiren sen misin? “

“ Mirliva’yı diyorsan evet. Erkeklik gururu kabarıp karşıma geçti ve ben de onu öldürmek zorunda kaldım. Meğerse kız bile ondan daha güçlüymüş. Eğer karışmasaydı sadece azrakla biraz oynayıp, oradan çıkmanızı bekleyecektim. “

Onun öldüğünü duyduğunda, Yavuz’un üzerindeki tüm kan adeta Turgan’ın beynine sıçramıştı. Beklenmedik bir çeviklikle bir anda havarinin arkasına geçti, kıyımı kaldırıp saldırmak için hazırlandı. Şiddetle havarinin üzerine indiriyordu ki ıskaladı.

Bilerek ıskalamıştı çünkü Havari Nyu’nun ayakta zor duran bedenini, kendi önüne siper etmiş halde duruyordu.

“ Bırak onu. Düşmanın ben değil miyim? Karşında duruyorken neden bir başkasıyla zaman kaybediyorsun? “

Havari üzerinde tuhaf bir simge olan yüzüğünün, iğne gibi görünen sivri bir kısmını Nyu’nun boynunda gezdirmeye başladı. Bunu yaparken keyif alıyor gibiydi ancak henüz Nyu’yu kesmemişti.

Havarinin Sivri ve tehlikeli görünen yüzüğü Nyu’nun boğazında gezdirmesi, Turgana rahatsızlık veriyor olsa da, Nyu bu kadar güçsüz durumda ve tamamen teslim olmuşken, onu havarinin elinden çekip alması kolay görünmüyordu. Nyu belki de son enerjisiyle Turgan’ı bilgilendirmek istedi.

“ Arbaletinden çıkan her ok hedefine temas halinde patlıyor. Azrak formuna geçmeme rağmen bir kaç oka hedef olmaktan kurtulamadım. Beni bırak ve kaçıp git buradan Turgan. “

Yavuzun ölümü ve azrak formundayken bile Nyunun kazanamamış olması hatta tek bir çizik dahi atamamış olması, özgüvenini yitirmesine sebep olmuş gibiydi. Patlamaların etkisiyle, elbiselerinin bazı bölümleri parçalanmıştı ve vücudunda bazı yerler kanıyordu. Turganın böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini bilmesine rağmen, en doğru çözümüm bu olduğuna inanmıştı. Turgan duyduklarını yok sayarak havariye yönelik konuştu.

“ Buraya gelme amacın neyse onu söyle. Oyunlarına devam edersen, kızı umursamadan canını almaya gelirim. “

“ Ne yani bu kız sevgilin değil mi? “

“ Onu ilk kez görüyorum. “

“ Yani onları korumak için burada değil misin? “

Turgan bir saldırı gerçekleştirecek gibi bir dizini büküp geriye attı. Gözlerini karartıp hamlesine odaklandı.

“ Sana o kız umurumda bile değil dedim. Kıyımın arzusunu gerçekleştirmek için buraya bir havariyi öldürmeye gelmiştim ancak şanslıyım ki ikinci havariyle de karşılaştım. Sizin kanınızla kıyıma ziyafet çektireceğim. “

Havarinin aklı karışmış gibi görünüyordu. İlk önce kızla olan ilgisini anlamaya çalışacaktı.

“ Sen içerideyken bu kız Turgana ulaşmana izin vermeyeceğim diyordu. Şimdi de gırtlağını delmem an meselesi olmasına rağmen, seni bilgilendirmeye çalışıyor ve sana adınla sesleniyor. Bu kızı tanımadığına emin misin? Çünkü bu kadar fedakar bir kadın ya sana aşık olmalı ya da annen olmalı. “

Turgan duruşundan hiçbir şey kaybetmemişti. Belki de hayatında söylediği ilk yalan olmasına rağmen, kendisiyle çelişmiyor ve soğuk yüz ifadesini korumayı başarıyordu.

“ Hayatını kurtardığın bir insan da bunları yapardı ve ben o havariyi yenerek onları kurtardım. Namımı duyurup havarilerle daha çabuk karşılaşabilmek için de kurtardığım herkese adımı söylüyorum. Tabi sen muhtemelen hayatında kimseyi kurtarmadığından bunları anlamanı beklemiyorum havari. “

Adam ikna olmuş gibiydi. Yüzüğünü Nyu’nun bedeninden biraz uzaklaştırınca doğru yolda olduğunu düşünen Turgan devam etti.

“ Bu kamptaki gerçekten tanıyıp önem verdiğim tek kişi, demin üzerine bastığın Yavuz amcaydı ve kızdan bir an önce kurtulursan, yaptığın saygısızlığın bedelini ödemeni sağlarım. “

“ Ha ha ha. Toyluğuna göre iyi bir öze sahip olsan da, tahrik olup seni öldürmeyeceğim hizmetkar. Buraya bunun için gelmedim. “

Nyu, Turgan’ın yapmaya çalıştığı şeyi anlamış olsa da, Turgan’ın Nyu’nun kendi kadını olduğunu söylediğini işitip, havari tarafından öldürülmeyi tercih ederdi. Birbirini ilk kez gören iki ezeli düşmanın konuşmalarına dahil olmak istemediğinden sessizce bekledi.

“ Peki neden geldin ? Havari dostunu kurtarmaya mı ? “

“ Ha ha ha. Hizmetkarlar arasındaki en safısın muhtemelen. Mirza bizim için sadece bir oyuncak. Sadece Ruhbiçeni bize getirene kadar onu kullanacaktık ancak senin ortaya çıkman işleri değiştirdi ve durumu düzeltmek için de Kraus beni gönderdi. “

“ Ruhbiçeni getirse ne değişecekti? Sonuçta onun silahı değil mi? “

“ Tabi ki hayır. Ruhbiçenin gerçek kullanıcısı Kraus’un yanında ve onu bu veletle kıyaslamanı bile önermem. Karşılaştığında anlayacaksın. “

Turgan nedense bu cümleden sonra kendisini ve silahını özel hissedip mutlu olmuştu. Bunu sözlerine de yansıttı.

“ Havarilerin silahları cidden çöpmüş. Kıyıma benden başka kimse dokunamıyor bile. “

“ Bizim silahlarımızı herkes eline alır ancak bunu yapan kişi bir havari değilse, Kali’nin köpeği olur ve zihninin kontrolünü yitirir. “

Turgan havarilerin silahlarını böylece tanımaya başlıyordu. Gerçek kullanıcıları zaten kaos isteyen, kalpleri çürümüş kimselerken, normal insanlar da o silahlara dokunduklarında benliklerini yitirip, aynı kafaya sahip oluyorlardı. Havarilerin silahları mutlaka yok edilmeliydi.

“ O zaman hepinizi silahlarıyla beraber yok edeceğim. İlk senden ve bu iki silahtan başlayalım. “

Turgan arkasında kalan Mirza’nın yanı başındaki Ruhbiçene ulaşmak için hamle yapmış olsa da, havari durumu fark edip, daha uzakta olmasına rağmen silaha çok daha çabuk ulaşmıştı. Eğilip, normal boyutuna dönmüş olan savaş çekicini aldıktan sonra hala kollarının arasında olan Nyu’nun boğazını sıkmaya başlamıştı.

Bunu gördüğünde Turgan her ne kadar belli etmemeye çalışsa da, gözlerindeki öfkeyi ortaya çıkarmıştı. Havari durumu fark etmiş olsa gerek ki söze girdi.

“ Bir hizmetkar yalan söylemez diye biliyordum ancak belli ki yanılmışım. “

“ Ben hizmetkar falan değilim. Sizleri de Tanrı’nın yazdığı kader olduğundan değil, çok sevdiğim silahımın ruhlarının arzularından dolayı yok edeceğim. “

“ Umarım düzgün bir ekip kurup, Krausa ve bize eğlenceli dakikalar yaşatırsın. Şimdi gideceğim ancak gitmeden önce de unutmadan, hediyemi bırakacağım. “

Havari yüzüğü Nyu’nun şah damarının üzerine getirdi ve sert bir hamleyle bastırdı. Turgan bunu gördüğünde düşünmesine dahi fırsat kalmadan tepkisini göstermişti bile. Çaresizce bağırarak değil.

“ Tabiata dönüş – Yıldırım Vücut “

Turganın bedeni tamamıyla sararıp yıldırımla kaplandı ve yıldırım zırhının, son aşamasına fark etmeden ulaşmış oldu. Zaten bu tekniğin esas amacı süratini arttırmak olsa da, Turgan daha önce savunma amaçlı kullanmıştı.

Havari ile aralarındaki yirmi metreyi adeta ışık hızında kapattı ve iğnenin ucunun, Nyu’nun gırtlağına temas etmesine engel olamasa da, şah damarına dokunmasına mani olup Nyu’nun bedenini alarak güvenli bölgeye taşıdı.

Havari tüm gücüyle bastırmaya devam ettiğinden dolayı, Nyu’nun kurtarılmış bedeni havarinin kollarından sıyrılırken, boynundan kasığına kadar uzanan bir bölge derince yırtılmıştı. En azından öldürücü bir darbe değildi.

Turgan’ın hamlesini beklemeyen havari, esiri kollarının arasından kayıp gitmiş olsa da mutlu görünüyordu.

“ Cidden hiç fena değilsin hizmetkar. Gerçi bir önceki hizmetkar senden daha güçlüydü ve kaybetti ama yine de fena değilsin. Bunu beklemiyordum ve ödül olarak sana biraz bir bilgi vereceğim. Yüzüğüm de Kaliden bir hediyedir ve o kızın kanına lanet karıştı. Kanındaki laneti emip temizlersen belki yaşar. Ama o zaman da masumluğunu yitirip, hizmetkarlığını kaybedebilirsin. Sonuçta vücıdında Kali’nin laneti dolaşan bir hizmetkarı, Tanrı ve onun gazabı istemeyecektir ha ha ha. “

Havari son cümlesini söyledikten sonra kaybolmuştu. Savaş çekicini almayı başarıp, amacına ulaşmış olsa da, Mirza’yı arkada bırakmıştı. Mirza’nın arkada bırakılması havarinin söylediklerini doğrular nitelikteydi. Mirza hala olduğu yerde titremeye devam ediyordu.

Turgan’ın, Yavuz’un nabzını kontrol edecek, yasını tutacak kadar bile zamanı yoktu bir an önce kararını vermesi gerekiyordu. Nyu’yu kurtarıp hizmetkarlıktan vaz mı geçmeli, yoksa hizmetkar olmaya devam edip, Nyu’nun intikamının peşinden mi gitmeliydi? Gerçekten zor bir karar vermek üzereydi.

Nyu’yu kurtarsa bile, kıyıma sahip olmadıktan sonra havarilere karşı kazanabilmesinin mümkün olmadığının farkındaydı Turgan.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar