Theoden

31 Mart 2020
Çeviri: 245
Düzenleme: AntiYasuo
522 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.

Kız İsteme 3

Namya, halen Adal’ın kucağında oturuyor, Elfy halen öfkeli bakışlarını koruyor ve odadaki diğer kimseler ise şok üstüne şok yaşadıklarından dolayı artık tepki veremiyorlardı. Namya neredeyse bir dakika boyunca Adal’ın kucağında oturmuş, rahat hareketleriyle Elfy’i tamamıyla çileden çıkarmayı başarabilmişti. Elfy bundan sonra olacakları umursamıyordu. Kollarını adeta kanatlarıymış gibi iki yana açtıktan sonra bir aydakarı andıran sesiyle söyleyecekti sözlerini.

“ Seni aileme almayacağımı söylemiştim şıllık. Bu edepsizliğinin hesabını... “

Elfy cümlesini tamamlayamadan olduğu yere yığılıp kalmışken, onu havada yakalayan eller Turganınkiler olmuştu.

“ İyi misin bücürük, Ducia onunla hemen ilgilenir misin? “

Ducia zaten çoktan harekete geçmişti ve Elfy’nin bedenine gönderdiği ışık huzmesinin hemen ardından teşhisini söylemişti.

“ Özü çok kararsız görünüyor ve sadece bayılmış. Ben onunla ilgilenirim, Karia ablamın bu mutlu günü yarım kalmasın. “

“ Emin misin? Bana aydakar sesi çıkarmaya çalışırken, boğazını çok zorladı ve ondan bayıldı gibi geldi ama güzel aydakar taklidi yapıyor hınh hınh. “

“ Cidden o sesin taklit edilebileceğini düşünüyorsan aptalsın demektir Turgan. Ailenden birisi daha tuhaf şeyler yaşıyor ve bunun ne olduğunu öğrenmen gerektiğini söylememe ihtiyaç bile duymadığını ümit ediyorum. “

Ducia, soğuk ifadesiyle bu sözleri söylemiş, ardından da Ragnossa’nın yardımıyla Elfy’i oradaki koltuklardan birisine yatırmışlardı.

Dragut “ Bu kalabalıkta iyi olacağına emin misin Ducia? İstiyorsan Lokman anadan bakmasını isteyelim ve bu isteme işinin uğursuzluk getirdiği ortaya çıktığından, bir daha denememek üzere iptal edelim. “

Turgan “ Annem börekleri servis etmeye başladığında kesinlikle uyanacaktır. Bu yüzden devam edelim. “

“ Ama yine de... “

Attila “ Uzatma Dragut. Luana artık şu işi halletsek diyorum. Namya kalksana sen de Adalın kucağından. Bu ne edepsizlik? “

“ Ama biz birbirimizi seviyoruz. “

“ Lan ne ara? Sen tüm erkeklerden nefret etmiyor muydun? “

“ Su yanılmaz Yüce Attila. Bu yer bamyası bana unuttuğum bir şeyi hatırlattı. Onun söylediği gibi bu aile temiz ve ben de bu aileye dahil olmak istiyorum. Dragut zaten evli olduğundan, ondan sonra en yüksek rütbeye sahip olan ve en yakışıklı olan adam da bu işe uygundur. Küçük kızın söylediği gibi o temiz bir adam ve beni üzmeyecektir. Yine hayal kırıklığına uğrarsam, bu kez hedefimi tüm erkekleri öldürmek olarak değiştireceğim. “

Karia “ Normalde gözün Dragutta mıydı yani şıllık? Gebertirim ben bu kadını. “

Attila “Bi sakin ol Karia, kocanın gözü senden başkasını görmüyor. İyi de adal ne diyor bu duruma? “

Başıbozuk işlerinden dolayı oldukça uzun süredir kadınlardan uzak kalmış olan ve esasında başıbozukların en çapkını olarak bilinen bu adam, bulunduğu anlık pozisyondan dolayı fazlasıyla mutlu hatta haz içinde görünüyordu. Namya kucağından kalkmaya yeltenmişken kadının belinden yakalamış ve o zaman söze girmişti.

“ Madem ablam uygun görmüş, bence olur bu iş. “

Luana “ Ben vazgeçtim. Şimdiden kucağına oturduysa gelin diye almam ben bu kızı. “

Namyanın bu sözün üzerine yanakları kızarmış, ayağa kalkmaya yeltenmişse de Adalın güçlü kollarından kurtulması pek de mümkün görünmüyordu.

Namya “ Bıraksana be adam, bu kadar insanın içinde kabarmak da iyi cesaretmiş... “

Adal “ Korkarım kalkarsan daha utanç verici bir durum ortaya çıkacak... “

Bunun üzerine Attila olaya müdahale etmek zorunda hissetmiş, Namyayı omuzlarından tuttuğu gibi kaldırmaya yeltenmişti. Adal halen bırakmamakta ısrar etse de Attilanın kas gücü açık ara üstün gelmiş ve Namya sonunda Adalın kucağından kalkabilmişti. Namya kalktığında Adalın bahsettiği utanç verici şey herkes tarafından görülebilmiş ve bunun üzerine de Attila tarafından odadan kovulmuştu.

Adal “ Ama kızı istemedik daha, William benim oğlum gibi olduğundan... “

Attila “ Oğlunun böyle önemli bir gününde kendi uçkurunu düşünen baba olmaz. Senin durumun jeonun şakalarına benzemediğinden de Namya ile evlenme riskini göze alamam. Siz evlenirseniz, sen kesin rahat durmazsın ve bu manyak kadının hemcinslerimin çoğunu öldürmesine sebep olursun, ölüm meleği adal... Şimdi çık dışarı. “

Adal “ O zaman Namyayı da alıp gideyim bari... “

Adalın kendi elinden tutmuş çekiştiriyor olması Namyanın içten içe hoşuna gitmiş olsa da istemiyormuşçasına ona karşı duruyor, Adal ise ona aldırmadan çekiştirmeye devam ediyordu. Kapıdan çıkmak üzerelerken Luana son uyarısını yapacaktı.

“ Onunla gönül eğlendirmene bir şey demeyeceğim ama eğer ailemize almak gibi bir düşüncen varsa işte o zaman seni de ailemden atmak zorunda kalırım Adal... “

Adal cümleyi yarım yamalak duymasına rağmen odadan hızlıca çıkmıştı ve bu sayede de oda biraz daha rahatlamış görünüyordu.

Karia “ Daha fazla saçma şeyler yaşamadan isteme merasimine geçecek misin artık Luana abla? “

Luana “ Tamam tamam zaten ben de uzun süredir bu anın hayalini kuruyordum. Öhm tanrı insanları çift olarak yaratmıştır derler ve bu dünyaya da eşlerimizi bulmak için gönderildiğimizi söylerler. Kimisi benim gibi 40ından sonra bulur eşimi, kimiyse şanslıdır ve çocuk yaştan beri beraberdir sevdiğiyle ki en güzeli de odur aşkların, çocuk masumiyetinde başlayıp asla sona ermeyen kusursuz aşk... “

Luana, kendinden beklenmeyen güzel konuşmasını sürdürürken, Turgan farkında olmadan Ducia’nın gözlerine bakmış ve orada kaybolmuştu. Ducia’nın öfkesi sürüyor olsa da o da kendini anılara dalmaktan alıkoyamamıştı. Turgan ve Ducia düşüncelere dalmışlarken, Luana süslü konuşmasına halen devam ediyordu ve odadaki herkes mest olmuşlarken, Luana sonunda beklenen cümleyi kurabilecekti.

“... sonuç olarak hiçbir zaman hiçbir şey için geç değildir ve tanrı izin verdiği müddetçe de imkansız aşk diye bir şey yoktur. Ben de heyetimin büyüğü olarak, tanrının izniyle, minik kuşum Attila’yı kendime istiyorum. Veriyor musunuz? “

Luana son cümleye kadar çok iyi gitmiş olsa da son cümlesiyle beraber odadaki hayranlık şaşkınlığa dönüşmüş, ilk tepki ise Attiladan gelmişti.

“ Bu da neydi Luana, buraya geliş amacını mı unuttun yoksa evliliğe bakış açımı mı? “

“ Hiç birini unutmadım ama yaş durumundan ötürü öncelik bizde diye düşünmüştüm. Hem evlenmezsek nasıl çocuk sahibi olacağız? “

“ Kız kardeşim Theodeni güzelleştiren çocuklar doğurmuşken, Theodene zarar verebilecek bir çocuk yapma riskini göze alamam Luana ve bu yüzden de asla bir çocuk sahibi olmayacağım. Hem ben yaşlanıyorum ve dünyanın en güçlü adamının çocuğu büyüdüğünde onunla baş edemeyebilirim. Varisim Turganın başına da böyle dertler açmak istemiyorum. Lütfen sorunu düzelterek tekrar et. “

Attilanın tepkisi üzerime, Luananın sesi sönükleşmiş, yeniden cümlesini toparlamaya çalışıyorken, ondan önce konuşan birisi olmuştu.

“ Verdim gitti hınh hınh “

Dragut “ Neyi verdin gitti? “

Turgan “ Ustamı işte. Madem ustam dünyayı tehdit edebilecek bir çocuk sahibi olmaktan korkuyor, sorumluluğunu ben alacağım ve yaramazlık yaparsa kulaklarını çekeceğim. Bu yüzden evlenmelerine bir mani yok ve ben de Ustamı Luana ablaya verdim işte. Ustamı üzersen bozuşuruz ama ona göre hınh hınh “

Attila “ Lan nasıl, ayrıca sen benim büyüğüm değilsin ki saçma sapan konuşmasana sıpa... “

“ Geçti o iş usta verdim artık. Hem bir çocuk yapın da sevelim yoksa yaşınız geçecek bak. “

Jeo “ Bence onun için geç bile kaldık Turgan ama Dragut abimin gayri meşru çocuklarından birini evlat edinebilir ha ha “

Karia “ D-Dragutun gayrımeşru çocukları mı var Jeo? “

“ Kesin vardır. Doğruluk kut taşını kullanırsak ortaya çıkacaktır. “

Karia “ Dragut, çabuk Jeonun dediği gibi sorgu için hazırlan... “

“ Ama hayatım... “

Attila “ Dragutu gömmenle ilgili sorunum yok jeo ama bunu yaparken, benim yaşlı olduğumu ve çocuğumun olmayacağını söyledin. Kendin için acı verici bir ceza seç “

“ Her türlü cezaya razıyım patron ama önce çocuğunun olduğunu ispatlayıp, benim hata ettiğimi gösterebilmen lazım ha ha “

“ Sen istedin Jeo, gelecek yılın yılın bu zamanlarında çocuğumu kucağında tutuyor olacaksın. “

Turgan “ Vuhuu o zaman yakında bebek seveceğiz. Acaba ustamın çocuğu da kaslı ve kocaman mı olacak hınh hınh... “

Dragut karısını yatıştırıp ikna etmeye çalışıyor, Luana, Attila ile evlenecek oluşunu kutluyor, herkes bir  şeylerle meşgul oluyorken, durumdan memnun olmayan birisinin sesi duyulacaktı.

“ Bu kadar şaklabanlık yeter. Kızınız Aryayı seviyorum ve onunla evlenmek istiyorum. Onunla evlenmeme izin verir misiniz serdarım? “

Serdar Dragut, doğrudan gözlerinin içine bakıp bu cümleyi tüm kararlılığıyla soran William’ın bu hareketini hiç beklemiyordu. Kısa süreli şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra verecekti beklenen cevabını.

“ Palmutlarda komutanının kızına aşık olmak idam sebebidir William... “

Dragutun bu sert cevabını tamamlayıp, yumuşatan kişi Karia olacaktı.

“ Ama biz palmut olmadığımızdan bunun bir önemi yok. Hatta tanıdığım bir adam, saçma adetleriyle nam salmış palmut topraklarını kısa süre önce ele geçirdi. Tesadüfe bakın ki onu da yoldaşları serdar diye çağırıyor. “

“ Ne yani, sırf palmut değiliz diye böyle köklü ve mantıklı bir geleneği yok mu sayacağız? “

“ Belki de çocuklarını evlendirmedikleri için tarih sayfalarında kaybolan bir kabile olmalıyız ha ne dersin Serdar? “

“ O saçma olurdu. Turganın evlenmesinde sorun yok bence... “

Turgan “ İzin vermesen de umursamazdım ki hınh hınh “

Attila “ Saçmalamayı kesin de delikanlıya adam gibi cevap verelim. “

Ortamdaki sessizliğin sağlanmasıyla beraber, Attila, damat adayının yüzüne bakarak devam edecekti konuşmasına.

“ Benim ailemden kız almak kolay değildir evlat. Onu sevdiğine bizi ikna etmen gerekir ki kızımızı sana emanet edebilelim. Bu yüzden de adet olduğu üzere, senden bir görev yapmanı isteyeceğim ve bunu başarabilirsen de yeğenimle evlenmeye layık olduğuna ikna olacağım. “

“ Aryayı seviyorum ve ne isterseniz üstesinden geleceğim efendim. “

“ Madem öyle, bugün seni ve ablasını fazlasıyla umursadığını düşünen Turgan versin görevini. Hem varisimin, aile geleneklerimize katkılarını da görmek isterim “

Bu kararın üzerine, William’ın ve Aryanın gözleri parlamaya başlamış olsa da durumun gidişatından hiç mutlu gözükmeyen Dragut, itiraz edecekti.

“ Turgan kesin kolay bir şey ister ve bu da ailemizden kız almanın zor olma durumunu değiştirir. Bırakın ben isteyeyim işte... “

“ Olmaz baba. Ustam benden istedi ve geleneklerimize uygun bir görev seçeceğim. “

Turgan düşünme pozisyonu aldıktan sonra sesli olarak düşünmeye başlamıştı.

“ Sadece yapması için bir görev vermek saçma olurdu ve bu yüzden de işimize yarayacak bir şey istemeliyim. Babam tüm hakanları öldürmek istiyordu değil mi? Onlardan bir tanesini öldürürse, içinde bulunduğu ordunun amacına da hizmet etmiş olurdu. “

Turgan hesaplamalarını yaparken, William, bedeninin boncuk boncuk terlemesine mani olamıyordu.

‘ Bir hakanı öldürmek mi? Serdar Dragut bile bu kadar acımasız olmazdı… ‘

Dragut “ İşte benim oğlum hıah hıah. Süper bir görev ve başaramazsa diye de ben yakınlarında olup, hayatta kalmasını sağlayacağım ama hakanı öldürmeyi başaramazsa, kızımı almaya da hakkı yok demektir. “

Arya “ A-ama bu imkansız. Turgan doğru düzgün bir şey istesene “

Turgan “ Daha düşünüyorum. Hmmmmmmm tamam süper bir şey buldum. “

Dragut “ Deminki iyiydi aslında… “

Arya “ Bu kez ki lütfen iyi düşünülmüş olsun Turgan. “

Turgan “ Bu fikir cidden süper ve ablamın eksikliğini hissettiği şeyi de tamamlayacaktır. “

Attila “ Çatlatma da söyle artık evlat… “

Turgan  “ Babamın ve benim birer aydakarımız var değil mi? “

Dragut “ Konumuzla ne alaka? Hakanı öldürmeye çalışsın işte “

Turgan “ Köklu’nun hem annemin hem de babamın aydakar olduğunu düşünürsek, ailemizde aydakarı olmayan tek kişi ablam ve ben onun da bu duygudan mahrum kalmasını istemiyorum. “

Attila “ Yani… “

Turgan  “ Yanisi usta; William abim ablam için bir aydakar edinmeli yoksa kızı vermeyiz hınh hınh “

Arya “ Çok vicdansızsın Turgan… “

Turgan  “ Onu bunu bilmem, altı üstü bir aydakar bulacak işte… “

Turganın bu kararının üzerine Dragut halinden memnun görünüyordu zira kendisiyle Köklu’nun  tanışmasını hatırlamıştı. Onunla ilk tanıştıklarında; Köklu’nun pek de dostane olduğu söylenemezdi ve o zamanki sürtüşmede Dragut’un birkaç kemiği kırılmıştı. William’ın bir aydakarı ikna edebilme ihtimali kesinlikle görünmüyordu ve Dragut, William’ın vazgeçtiğini onaylatmak için ona yönelmişti.

Dragut “ Buna ne diyorsun William, neyle karşılaşacağını görmen için Köklu ile küçük bir müsabakaya girmene izin verebilirim. “

William beklenin aksine bu kez gülümsüyordu ve Turganın kararından dolayı da fazlasıyla memnun görünüyordu. Suratında Turganınkini andıran, kocaman bir sırıtış peyda olmuşken, çevik bir hamleyle arkasına dönmüş, koşarcasına birkaç adım ilerlemiş ve yatağa uzanmış olan Elfy’i bir çırpıda kucakladıktan sonra aynı çeviklikle Turgan’ın karşısına dikildikten sonra sırıtışını hiç bozmadan söze girmişti.

“ İşte bir aydakar getirdim. Düğünü ne zaman yapıyoruz ?”

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar