Theoden

24 Haziran 2020
Çeviri: 19
Düzenleme: AntiYasuo
585 Görüntülenme
Bu bölümü 1 Kişi beğendi.
Cilt 1

Merhametsiz Anne

Ducia ve Turganın da katılmalarıyla mevzu anlaşılmıştı. Varmış oldukları bölgenin adı Kohça idi. Kohça dışarıyla fazla ilişkisi olan bir ülke değildi zira çok uzağında olsa da uzun süre önce Trinovan İmparatorluğu tarafından işgal edilmiş ve kendi içinde dahi özerkliğe sahip değildi. İşgal edildiği günden bu yana Trinovan tarafından gönderilen Vikontlar tarafından yönetiliyordu ve bu Vikontlar değiştikçe ülkenin alışkanlıkları, yönetim şekli de değişiyordu. Turgan bölge hakkında bilgilendiğinde durumu pek de umursamamış, Belinda’nın yüzüne ne olmuş yani dercesine bakıyordu.

Belinda “ Sinar kendi halinde bir ülkeydi ama Kohça’nın durumu farklı Turgan. Eğer burada bir problem yaşayacak olursak yolculuğumuzun kalan kısmında fazlasıyla başımız ağrıyacaktır. “

Turgan “ Trinovan dediğin senin ülkeni boyunduruğa almış imparatorluk değil mi? “

Muhmar “ A-aynen öyle. Burası küçük bir ülke ve muhtemelen yalnızca önem verdikleri yani para getiren madenlerde asker bulunuyordur. “

Belinda “ Burayı kendi ülkenle karıştırma Muhmar. Burada maden falan yok. Trinovan imparatorluğunun yıllarca yaptığı şey aynı; insanlara Trinovan’ın bir parçasıymış gibi davranıp, gerekli iş veya asker gücünü istedikleri zaman bu kukla bölgelerden tedarik ediyorlar. Bir de bu bölge bazı ticaret yollarının üzerinde olduğundan da Trinovan uzun süre önce bu bölgeyi ele geçirmişti. “

Turgan “ Peki Trinovanlılar burada yaşıyorlar mı? “

Belinda “ Pek sayılmaz. Genelde yöneticiler ve bazı askerler Trinovandan geliyorlar diye biliyorum. “

Turgan “ Halkını buraya getirmedilerse bu topraklar onlara ait değil demektir. Gidip biraz dolaşalım. Yiyecek işi sizde Havan, Elfy, Nabe. “

Girişte küçük güvenlik problemleriyle karşılaşmış olsalar da Ragnossa’nın kıvrak zekası sayesinde içeri girmeyi başarmışlardı. İnsanlara ilk baktıklarında gençlerin yüzündeki endişe, özellikle kadınların yüzündeki huzursuzluk ve nefret gözlemlenebiliyordu.

Turgan ‘ Belinda’nın anlattıklarına göre bu insanların tamamı ülke işgal edildikten sonra doğmuş olmalılar yani yüzlerindeki nefretin sebebi bu olmamalı. Daha önce alışık olduğum bir kokuya da benzemiyor. Cidden tuhafmış. ‘

Ragnossa “ İçimden bir ses buradaki problemin Sinardan daha büyük olduğunu söylüyor patron. Umarım insanlar konuşkandırlar. “

Ekip konuşmak için birilerini aramış olsalar da pek bir şey öğrenememişlerdi. Sokaklarda dolaşırken bir olay dikkatlerini çekecekti. İki çocuğuyla sokakta yürüyen bir kadın bir sebepten öfkelenmiş ve büyük çocuğu olan kızına ardı ardına tokatlar atmaya başlamıştı. Kız çocuğu ağlıyor, haykırıyor ancak  merhametine sığındığı annesi ona merhametsizce vurmaya devam ediyordu. Kızın yüzü kızarmış, saçlarından bir tutam kopmuş gözleri kan çanağına dönmüş halde kendini savunmaya çalışıyor, ellerini yüzüne kapatıl yalvarmaya devam ediyordu ki öfkesi dinmeyen kadın eline geçirdiği ince bir odun parçasını kızın el tırnaklarına vurduktan sonra çocuk ellerini acıyla çekmiş ardından da annesi ikinci darbeyi yüzüne indirmeye yeltenmişti ki odunun kırılma sesiyle kendine geldi. Karşısında kendinden daha genç bir kadın vardı. Kucağında bir bebek tutuyordu ve gözlerindeki nefretten ürkmemek hiç de kolay görünmüyordu.

“ Araya girme haddini de nereden buldun korkunç suratlı kadın? “

Nyu “ Bu haddi anne olduğumda edindim. Bir kız çocuğu böyle bir dayağı hak etmek için ne yaptı? “

“ Sen karışma. O kızımla benim aramda. “

Nyu yerdeki çocuğu kavramış, oğlunu henüz yanına gelmiş olan Ducia’ya verdikten sonra da kız çocuğunu ayağa kaldırıp sarmalamıştı.

“ Eğer ona bir kez daha vurmaya kalkışırsan… “

“ Buralı olmadığın belli. Girme anne kız arasına. “

Sesin sahibi bir başka kadındı. Nyu’nun şaşkınlığı biraz daha artmıştı.

“ Ne diyorsunuz siz, el kadar çocuğu öldüresiye dövmek hiç mi birinizin vicdanını sızlatmıyor ? “

“ Bilmediğin mevzulara karışma. “

İlk kadın biraz önce dövdüğü kızın elinden tutmuş, sürükleyerek götürmeye çalışmış olsa da Nyu çocuğu bırakmamıştı. Sözlü tartışma sona erecek gibi görünmüyorken Turgan olay yerine ulaşmış, ulaşır ulaşmaz da halen kimsenin karışmamasını isteyen kadına okkalı bir tokat patlatmıştı. Kadın neye uğradığını şaşırmış halde etrafına bakıp bir destek bekliyorken Turgan’ın kararmış gözlerinden ve yaydığı auradan etkilenen insanlar tepki veremiyorlardı. Yere kapaklanmış tuhaf anne korkuyla karışık Turgan’ın gözlerine bakıyorken titreyen sesiyle söze girecekti Turgan.

“ Ne tuhaf değil mi? “

Turgan bunun üzerine birkaç dakika sessiz kalmıştı. Kimse konuşamıyor, Turgan ise öfkesini dizginlemeye çalışıp, yaşaran gözlerine mâni olmaya çalışıyordu.

“ Normal çocuklar bir sıkıntıya düştüklerinde, korktuklarında, çaresiz hissettiklerinde annelerinden yardım isterler. “

Nyu “ Tabi anneleri bu kadın gibi merhametsizin teki değilse. “

Turgan “ Öyle bile olsa fark etmez Nyu. Her çocuk annesinden yardım ister. Bu zavallı kız çocuğu kim bilir kaç kez bu şekilde dövüldü ama yine de öfkesinden korktuğu annesinin merhametine sığınmaktan geri durmuyor. O bu kadar masum ve pişman bir halde senden yardım istiyorken böylesine merhametsiz hatta nefretle dolu olman ne acınası. Peki annesi böyle davranıyorken bu çocuk ne yapmalı? “

“ Bilip bilmed… “

“ O ZAMAN ANLATIN DA BİLEYİM. BİR ÇOCUĞUN ANNESİ TARAFINDAN ÖLDÜRESİYE DÖVÜLMESİNİ HAKLI ÇIKARACAK SEBEBİNİZ HER NE HALTSA BİLMEK İSTİYORUM. “

Turganın bağırmasıyla beraber insanlar nefes almayı dahi bırakmışlardı. Turgan öldürme arzusuna mani olamıyor ancak ulu orta bir cinayet işlemek daha da önemlisi iki küçük çocuğu annesiz bırakmak istemiyordu. İlk önce olayı anlamalıydı. Olaya şahit olan ve yirmi yaşına henüz ulaşmamış görünen bir kadın sıcak sesiyle Turgan’ın kulağına fısıldayacaktı durumu.

“ Erkek kardeşinin dondurmasından tatmak istedi. Annesi sadece oğluna dondurma almıştı. “

“ Ne yani sırf biri erkek biri kız diye mi? “

“ Öyle değil ama ulu orta anlatmam mümkünde değil. Sizler dağılın. Yekran bu halinizi görseydi hepinizden bir kez daha tiksinirdi. “

Genç kadının konuşması üzerine insanlar dağılmışlar, Nyu kız çocuğunu bırakmak istememiş, annesinin de umurunda olmadığından şimdilik yanına almıştı. Genç kızın rehberliğinde küçük bir sıcak içecek dükkanına gelmişler, genç kızın ricasıyla da dükkanın ön tarafından daha büyük olan arka kısmına geçip, dükkan kapısını kapatmışlardı.

“ Öncelikle adım Chinaka ve bu dükkan amcamın. Yarım saat içinde işe başlamak zorunda olduğumdan fazla uzatamayacağım. “

“ Bir an önce anlatmanı tercih ederim. “

“ O kadının oğluna dondurma alıp kızına almamasının sebebi cinsiyetleri ya da yaşları değil. Bunun tek sebebi, o kız kadının kocasından olmuş bir çocuk değil o kadar. “

Nyu “ İyi de bu durumu daha da saçmalaştırır. Hem kocasını aldatıp hem de suçu çocuğa mı yüklüyor? “

Nyu o zaman kız çocuğunun yüzüne mahcup şekilde bakmıştı. Bu detayları yanında konuşmak doğru olmamalı diye düşündü ama Chinaka devam edecekti.

“ Merak etmeyin o bu gerçeği uzun süredir biliyor ayrıca kadınınkine pek de aldatmak denilemez. “

Turgan “ Doğru düzgün anlatacak mısın yoksa başka birini mi bulmalıyız? “

Chinaka “ Cidden iyi birisin değil mi? Soruna eğilmen şaşırtıcı. Açıkçası anlatsam bile durum değişmeyeceğinden zaman kaybından başka bir şey değil. “

Ducia ellerini tehditkar bir şekilde Chinaka’nın yüzünde gezdirirken korkutucu bir kadınsallıkla konuşacaktı.

“ Orada Turgan’ın kulağına fısır fısır bir şeyler söylemiş olman seni öldürmek için yeterli bir sebepken onu övmeye devam etmek konusunda emin misin? “

“ Ha ha ha demek onu seviyorsun. Aşk muhteşem bir duygu değil mi? “

Chinaka’nın cümlesinin ardından yüzü düşmüş, gözleri uzaklara dalmışken amcası tarafından uyarılmıştı.

“ Hadi bir an önce işine git Chinaka. Misafirlerle ben ilgilenirim. “

 

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar