Zanaatkâr Teknobaz

19 Haziran 2020
Çeviri: Lohengramm
Düzenleme: Lohengramm
917 Görüntülenme
Bu bölümü 11 Kişi beğendi.
Cilt 1

Cehennemin Kucaklaması

Zanaatkâr Teknobaz – 19. Bölüm: Cehennemin Kucaklaması

 

Böylece altı yıl geçti ve artık Kilian’ın büyü yoluna koyulma vakti gelip çatmıştı. Klaus zihinsel ve fiziksel olarak hazır olduğuna inanıyordu. Ne yazık ki kader ikisini de aldattı ve Klaus, Kilian’ın Dra Kökleri’ni sınamaya hazırlanırken, kaçınılmaz yaşandı.

 

Dra Kökü sınavı, bütün asillerin hayatındaki kritik bir andı. Yan tarafta von Karsten hanesinden birkaç genç ve yaşlı üye duruyordu. Ama Klaus ellerini Kilian’a uzatır uzatmaz, beklenmedik bir şey yaşandı ve etrafındaki dra ters yöne akmaya başladı. Bunu sezdiği anda Klaus’un gözleri on yıllar sonra ilk defa inanmazlıkla fal taşı gibi açıldı.

 

Şekilsiz enerji Kilian’ın vücuduna girdi, damarlarından, organlarından ve ruhundan yayıldı. Bu enerjinin ne kokusu ne de imzası vardı, yalnızca dra akışının tersine akması, Klaus’a bunun ne olduğunu gösterdi.

 

“Hayır... Hayır... Hayııır!”

 

Klaus yumruklarını sıktı, yanındaki meşe masaya vurdu ve öfkeyle homurdandı! Ama güç onu dinlemedi, asla dinlemezdi. Kilian’ın alnının ortasında kırmızı bir çember belirdi ve vücudu yabancı enerjiler tarafından vurulurken spazm geçirdi.

 

Kızıl ışık kayboldu, geriye beş santimetre uzunluğunda bir kesik bıraktı. Kesiğin etrafındaki damarlar kabarıp yayıldı, Kilian’ın gözbebekleri kayboldu ve korkmuş von Karstenlilerin karşısında alnından üçüncü, dikey ve kızıl bir göz açıldı!

 

“Lekelendi... Fehl tarafından lekelendi.”

 

Yakındaki akrabalar da fark etti. Daha önce de söylendiği gibi, bu dünyanın insanları Tanrı korkusu nedir bilmese de şeytandan korkardı. Büyücü olsa da olmasa da çoğu Arkadyalının aklında bir Fehl korkusu vardı.

 

 

 

Ve o göz ortaya çıkar çıkmaz, Kilian’ın varlığı bütün kadim haneyi yok edebilecek bir saatli bombaya dönüştü. Bilincini geri kazandığında “akrabalarını” süzdü ve yüzlerindeki ifadeyi görünce gülmemek için kendini zor tuttu. Klaus bile öfkeyle yanıp tutuşurken, Kilian güldü.

 

“Hahaha,” dedi gülerek; gerçekten çok komik bulmuştu. Bu durum çok eğlendiriciydi. Sanki kader hepsinin ağzına sıçmıştı, özellikle de Klaus’un. Klaus altı yıl boyunca kendini bildiği her şeyi Kilian’a öğretmeye ve onu hanesinin mükemmel halefi yapmaya adamıştı. Ama şimdi onu yok etmekten başka çaresi yoktu. Ne kadar eğlenceli. Tam bir hayal kırıklığı.

 

 

 

“Ha! Neyse ki kendimi kurtaracak kadar zekiydim,” diye düşündü Kilian ve az önce ölümden döndüğünü düşününce iç çekmeden edemedi. Altı saatte belki de daha kısa sürede ölecekti. Ölüm onu tekrar yanına almaya hazırdı. Ama bu sefer mucizeler kontrolü altındaydı.

 

Kilian içten içe kıkır kıkır gülerken Klaus kaderine teslim oldu, elini sallayıp akrabalarını yolladı ve kendisini çalışmalarına verdi. Akrabalar oradan çıktı, birkaç saat içerisinde bir patlama yaşanacağından eminlerdi.

 

Tam bir saat boyunca Klaus öfke ve acı içinde gözyaşı döktü, onunla oynadığı için Fehl’e lanet okudu. Eşyalarını savurdu, yeri dövdü ve dudaklarını kanatana kadar ısırdı. Ama ikinci saatin başında dük ayaklandı ve kapıdan çıktı. Kırmızı, yaşlı gözleriyle Kilian’a sert bir bakış attı.

 

“Kilian, özür dilerim,” dedi Klaus, bu esnada bile ağlıyordu.

 

“Üzülme; ben üzgün değilim,” dedi Kilian. Bunu duyan Klaus gülümsedi ve çıktı. Kilian gözlerini kapattı. Fehl’le lekelenmişleri öldürmenin tek bir yolu var, bu yöntem Büyük Emirler tarafında bulundu ve Büyü Hanedanı tarafından idame ettirilen bir yöntem. Ateşle Vaftiz Etme.

 

Klaus bir buçuk saat sonra döndü, Kilian’ı idam alanına bizzat götürdü. Kars’ın ortasında bir kazık onu bekliyor, kalabalık toplanmıştı ve asiller uzaktan izliyordu. Klaus bu işi özel olarak çözebilirdi. Ama ortalama bir asilden daha cesur olduğundan, adaletin sağlanmasına aile bağlarından bile daha çok önem verdiğini halka göstererek prestijini bir kez daha artırıp Kilian’ı son bir kez daha sağmak için kullanmayı planlıyordu.

 

Halk ve asillerin karşısındaki Kilian, tahta kazığa bağlandı ve yüzünü kalabalığa dönüp akıllarına kazanacak altı kelimeyi söyledi.

 

“Oğlum bile yasaların üstünde değildir!” Ufak bir ses büyüsü sayesinde bu sözler bütün idam alanında yankılandı ve binlerce kişinin dikkatini çekti.

 

Ve bu sözlerin ardından Klaus parmaklarını şıklatıp kazığı ateşe verdi. Bu ateş sıradan değildi. Ateşle vaftiz etmek için lekelenen kişinin tam üç saat yanması gerekiyordu. Kilian, büyülü alevlerin yükselmesini izledi ve başını yavaşça yukarı kaldırdı.

 

 

Karşı büyüsünün neden Klaus’un alevlerini durduramadığını bile merak etmedi. Dükün yeteneğine karşı bir yöntem bulamamasının imkânı yoktu.

 

Bildiği tek şey bu ateşin canını çok ama çok yaktığıydı.

 

Canı o kadar çok yanıyordu ki kafayı yedi, ulumaya başladı, deli gibi gülüyordu ve üçüncü, kızıl gözü yüzünden manyak bir şeytan gibi görünüyordu. O yanmaya devam ederken halk onu taşlamaya başladı. Ama ateş zaten etini yakarken, bunun ne önemi vardı?

 

 

 

Muhafızlar halkın öfkesini bastırdı, eski varisinin ateşle vaftiz edilmesini hiçbir şeyin engelleyememesini sağladılar. Kilian gözlerini kapatamadı. Oraya toplananları süzdü, bir yüzden diğerine baktı ve en sonunda gözlerini Klaus’a çevirdi. İşte orada durdu. Bir yerden sonra çektiği acı o kadar büyüdü ki Kilian’ın beyni onu analjeziye zorladı, vaftizin son birkaç dakikasını acı çekmeden geçirdi.

 

Klaus bunca zamandır ona bakıyordu, üç saatlik yanışının bir anını bile kaçırmamıştı.

 

“Ölmüyorum,” diye fısıldadı Kilian, ateşler göğsünü kaplarken. Sesini duyabilen tek kişi Klaus’tu.

 

“Ölemem. Seni gebertene kadar dövmeden ve sana sonsuz azap yaşatmadan ölemem.” Bu bir bildiri, bir söz, bir istekti ve Klaus da bunların hepsini yüzünde hafif bir tebessümle karşıladı.

“Bekliyor olacağım,” diyerek bu karşılaşmayı kabul etti.

 

Kilian’ın kızıl gözünde kırmızı ışık yanıp söndü. Üç saat doldu ve geriye Kilian’ın külleri kaldı. Kilian böylece ikinci kez yok oldu.

Lütfen okuduğunuz bölüme yorum yapmayı unutmayınız. Unutmayın ki yaptığınız her yorum çevirmenleri cesaretlendirir ve mutlu eder. İyi okumalar.
Yorum Yap
Üyelik girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için tıklayın.
Yorumlar
Pika-sama (98 puan) Üye
2022-02-07 12:54:31
Her şey esas şimdi başlıyor desene
Bayoku (55 puan) Üye
2021-03-08 08:09:17
Teşekkürler
Kaptan bijon (103 puan) Üye
2020-07-16 18:08:36
Çeviri ve edit için teşekürler elerinize sağlık
STERBEN (225 puan) Üye
2020-06-26 02:38:11
Çeviri ve edit için teşekkürler
darys045 (56 puan) Üye
2020-06-21 11:23:28
Çeviri ve edit için teşekkürler
Eyisha (198 puan) Üye
2020-06-20 02:19:35
Her sayfası ayrı şaşırtıyor insanı çok güzel novel
murat1habib (33 puan) Üye
2020-06-19 16:29:22
Çocuksu japon light novellerinin üstüne ilaç gibi geldi